Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2183 E. 2023/2736 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eksik ifa nedeniyle bağımsız bölümde meydana gelen değer kaybının tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu iddiaların ayıba ilişkin ihbar koşuluna bağlı olmaksızın BK’nın 125. maddesinde düzenlenen on yıllık genel zamanaşımı süresine tabi eksik ifa iddiası olarak değerlendirilmesi ve bilirkişi raporu ile tespit edilen eksikliklerin nispi metod yöntemine uygun olarak hesaplanması gözetilerek davalının temyiz itirazlarının reddiyle mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

DAVA TARİHİ : 28.06.2013

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince önceki kararda direnilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.06.2022 tarihli ve 2021/(13)3-540 E., 2022/1035 K. sayılı kararı ile direnme kararı usul ve yasaya uygun bulunarak davacı vekilinin temyiz itirazlarının hukuki yarar yokluğundan reddine, davalı vekilin sair hususlara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi amacıyla dosya Dairemize gönderilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; davalının inşa ettiği ... Sitesinin tanıtım broşürü ve reklam bilgilerine göre 182.000 m2 alan üzerine, içerisinde 26.000 m2 büyüklüğünde “... Park”ın bulunacağı, sosyal tesis ve imkânlarla dolu olarak teslim edileceğinin vadedildiğini, müvekkilinin de bu taahhüde inanarak 05.11.2009 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesini imzaladığını ve 770.880,00 TL satış bedelini ödediğini, sözleşmede belirtilen gecikme cezasının ödenmemesi için taşınmazların eksik ve ayıpları ile natamam olarak teslim edilmeye başlandığını, ancak satış ofisinde, broşür ve materyallerde tanıtımı yapılan ve sözleşme ve eki mahal listesinde belirtilen taahhütnamelere uygun bir imalat ve teslimatın yapılmadığını, sosyal ve sportif tesislerin açık ve kapalı yüzme havuzlarının inşaa edilip faaliyete geçmediğini, daireler ve bloklar arası interkom ve görüntüleme sistemi ile otomatik kapı açma sisteminin yapılmadığını, koru etabında ağaçlandırma ve peyzajın yapılmadığını, asansör ve yangın merdivelerinin usulüne uygun imal edilmediğini, otoparkların yönetmeliğe aykırı imal edildiğini, 26.000 metrekare alanlı olarak taahhüt edilen... isimli yaşam alanının küçültüldüğünü ve belediyeye terk edildiğini, yine koru ve ... etaplarındaki kulelerdeki tesisat katlarının ortak alandan çıkarılarak bağımsız bölüme dönüştürüldüğünü ve 3. kişilere satıldığını ileri sürerek, fazla hakları saklı kalarak süresinde teslim yapılmadığından sözleşme gereğince öngörülen aylık 7.708,00 TL olarak hesaplanacak şekilde ceza-i şart ile eksik ve ayıpları nedeni ile değer kaybının belirlenerek belirsiz alacak olarak 10.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile ödetilmesini istemiş, yargılama aşamasında da bilirkişi raporu ile belirlenen tutar üzerinden ödetilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde, davacının dava konusu daireyi eksiksiz ve ayıpsız olarak ihtirazı kayıt ileri sürmeden teslim aldığını, ... Park alanının yeşil alan olarak inşaa edilip kamuya terk ve site sakinlerinin kullanımına sunulacağının sözleşmede kararlaştırıldığını, davacının süresinde bir ayıp ihbarında da bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 10.11.2015 tarihli ve 2013/1562 E., 2015/1816 K. sayılı kararıyla; ... Park olarak adlandırılan alan ile açık ve kapalı yüzme havuzu, restoran ve kafeterya, spor tesislerinin yer aldığı ve Kulüp Evi olarak adlandırılan alanların bitki ve ağaçlandırma ile birbirinden ayrılmış olduğu, açık yüzme havuzunun vadedildiği şekilde 900 m2 değil, yaklaşık 870 m2 alanlı olduğu ve havuz çevresinde tüketicin anladığı anlamda bir kumsalının bulunmadığı, suni malzemeden kaplanmış ve kumsal intibaı vermeyen bir alan yaratıldığı, ... ve Koru etapları arasında yaya geçişinin bulunmadığı, ... etabı sakinlerinin; Koru etabında yer alan açık spor tesislerinden yararlanabilmek için Koru etap güvenliğini geçmeleri gerektiği, bu tesislerden yararlanmalarının güçleştiği, ... Projesi Etaplarının, araç yolları ile birbirlerinden ayrık durumda bulunduğu, açık otoparkın çocuk oyun alanına dönüştürüldüğü, interkom sistemi ile daireler arası görüntülü bir alt yapının ve otopark ve genel mekânları izlemek üzere kapalı devre kamera sisteminin kurulmadığı, tanıtım kataloğuna göre; toplam 26.000 m2 lik bir alanda yapılacağı vaat edilen...’ın kamuya terk edilen 11471,87 m2 lik bir alanda bulunduğu, ... Park'tan ayrık şekilde inşa edilen sosyal tesislerin ise mülkiyeti davalıya ait (4.637,08 m2 yüzölçümlü) parsel üzerinde inşa edildiği, eksik ... olarak nitelendirilen bu hususların dava konusu taşınmazda 154.176TL tutarında değer kaybı yarattığı, tesisat katının bağımsız bölüme dönüştürülmesi nedeniyle (arsa payının eksilmesi suretiyle) meydana gelen zararın ise 4.887TL olduğunun bilirkişilerce tespit edildiği, davalıların bu bedelden sorumlu oldukları kanaatine varıldığı, bununla birlikte gecikme cezası istenemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 2.292,00 TL’nin davalıdan tahsiline, dava dilekçesinde gecikme cezası olarak belirtilen talep yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı yasal süre içerisinde taraflarca temyiz yoluna başvurulmuştur.

2.Bozma Kararı

Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 17.12.2019 tarihli ve 2016/26078 E., 2019/12738 K. sayılı kararıyla; davacının tüm temyiz itirazları reddedilerek, davacının 05.11.2009 tarihinde satın aldığı dairenin 25.12.2011 tarihinde fiilen teslim edildiği, davacının satın aldığı bu taşınmazla ilgili ayıp ihbarını 27.03.2013 tarihinde davalıya gönderdiği ihtar ile bildirdiği, davacının dava dilekçesinde tanımladığı ve mahkemece bilirkişi raporu ile tespit edilen hususların açık ayıp olduğu, davalının bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadığı, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü satın ve teslim aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği, davacının teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, 4077 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmadığı, hal böyle olunca, mahkemece davacının ortak alanlara ilişkin talepleri yönünden ayıp ihbarının süresinde yapılmadığından reddi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozma Sonrası Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, önceki gerekçe tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Direnme kararı süresi içinde taraflarca temyiz edilmiştir.

2. Temyiz Nedenleri

1.Davacı; delil tespit dosyalarına sunulan raporlar ile temyize konu dava dosyasına sunulan rapor ve belgeler uyarınca davalı tarafça yaşanılabilir tarzda bir teslimatın yapılmadığını, bu nedenle, davalının sözleşme gereğince satış bedelinin %1’i oranındaki aylık gecikme tazminatını ödemesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı; işbu dava konusu yer ile ilgili aynı iddia ve talepler ile ilgili açılan emsal dosyalarda yerel mahkemece davanın reddine ilişkin verilen kararların Yargıtayca onanarak kesinleştiğini,Yerel Mahkemenin hükmüne esas aldığı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararlarından sonra aksi yönde yeni tarihli Hukuk Genel Kurulu kararları verildiğini, Mahkemenin direnme kararına dayanak yaptığı Hukuk Genel Kurulu kararından sonra verilen Yargıtay kararlarında da "eksik ifa" nitelendirmesine itibar edilmediğini, davacının dilekçesinde belirttiği tüm hususların açık ayıp niteliğinde olduğunu, bilirkişi raporlarına itibar edilmemesi gerektiğini, davacının bizzat imzaladığı 25.12.2011 tarihli konut teslim tutanağının 6 ncı maddesi ile şirketi ibra ettiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

VI. DİRENME KARARININ HUKUK GENEL KURULUNCA İNCELENMESİ

Hukuk Genel Kurulunun 28.06.2022 tarihli ve 2021/(13)3-540 Esas, 2022/1035 Karar sayılı kararıyla; davacı vekilinin temyiz itirazlarının hukuki yarar yokluğundan reddine, davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden dava konusu iddiaların ayıba ilişkin ihbar koşuluna bağlı olmaksızın BK’nın 125 inci maddesinde düzenlenen on yıllık genel zamanaşımı süresine tabi eksik ifa iddiası olarak değerlendirilmesi gerektiği, iddianın haklı olup olmadığı, tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, oluştuysa tazminatın ne şekilde hesaplanması gerektiği hususları ise Hukuk Genel Kurulunun incelemesi dışında olduğu, bozma nedenine göre davalı vekilinin sair hususlara ilişkin temyiz itirazları incelenmediğinden bu konuda inceleme yapılmak üzere dosya Özel Daireye gönderilmesi gerektiği gerekçesiyle temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

VII. TEMYİZ İNCELEMESİ

1.Gerekçe

1.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık; eksik ifa nedeniyle bağımsız bölümde meydana gelen değer kaybının tahsili istemine ilişkindir.

1.2. İlgili Hukuk

1.4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4 üncü maddesinde; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilânlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir.

Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.”

2. Dairenin 21.12.2022 tarihli ve 2022/7366 E., 2022/9735 K. sayılı kararıyla "...satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, "mutlak metod", "nisbi metod"ve "tazminat metodu" adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. (Bkz. 13. HD. T.26.12.1997, E. 1997/7580; K. 1991/10870)...."

1.3. Değerlendirme

Dosya kapsamının incelenmesinde; Hukuk Genel Kurulunca dava konusu iddiaların ayıba ilişkin ihbar koşuluna bağlı olmaksızın BK’nın 125 inci maddesinde düzenlenen on yıllık genel zamanaşımı süresine tabi eksik ifa iddiası olarak değerlendirilmesi gerektiği hususunun belirlendiği, bu kapsamda alınan bilirkişi raporu ile tespit edilen eksikliklerin nispi metod yöntemine uygun olarak hesaplandığı gözetildiğinde; temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları, bozma ilamı ile kararda belirtilen gerekçelere göre davalının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan mahkeme kararının ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 saylı Kanun' Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.