"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/235 E., 2022/341 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, müvekkilinin Konya ili Selçuklu ilçesi Selcuk Üniversitesi 528 adet konut ve sosyal tesisi, konut çarşı, cami, şadırvan, kafeterya projesi adı altında yapılan toplu konut projesinden 05.02.2009 tarihli sözleşme ile işyeri satın aldığını, tarafına ait TOKİ Konutları Çarşı Bölümü 6-7 nolu dükkanın sadece TOKİ konutlarına hizmet verebilecek şekilde yapıldığını, sonrasında 528 konut etrafına duvar çekilerek konutların işyerleri ile bağlantısının koparıldığını, işyeri edinme gayesi olan konutlarla çalışamaz hale geldiğini, sözleşme içinde yer alan 382 parselin sözleşme tarihinden 2 yıl önce ifraza tabi tutulduğunu ve konut alanının 390 parsel, dini tesisin 392 parsel ve satın aldığı iş yerinin de 391 parsel içerisinde yer aldığını öğrendiğini, satılan malın ayıplı olduğunu, davalıya gönderilen ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğini bildirdiğini ileri sürerek; sözleşmenin feshi ile ödemiş olduğu bedelin ve sözleşmeden kaynaklanan diğer zararların ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesini, olmaması halinde değer kaybının sözleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, 6 ve 7 nolu işyerlerinin satış sözleşmelerinin davacı ile idare arasında 05.02.2009 tarihinde imzalandığını, söz konusu projenin geçici kabulünün 15.02.2007 tarihinde kesin kabulünün de 17.03.2009 tarihinde yapıldığını, kesin kabul yapılarak idare ile ilişiğinin kesildiğini, iş kapsamında tamamlanan konutların etrafının, parsel sınırları dahilinde tel örgü ile çevrilmesinin site yönetiminin kararı olduğunu, davalı ile davacı arasında sözleşmeden kaynaklanan hukuki ilişkinin son bulduğunu, davalının satıştan sonra söz konusu bölgedeki ticari gelişmelerle ilgili bir teminatı veya garantörlüğü bulunmadığını, davacının davalı tarafından hataya düşürülmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 08.12.2016 tarihli ve 2016/284 E., 2016/470 K. sayılı ilamı ile; davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4.Hukuk Dairesinin 16.03.2017 tarihli ve 2017/222 E., 2017/246 K. sayılı kararı ile davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliyesi Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. 13. Hukuk (Kapatılan) Dairesinin 29.06.2020 tarihli ve 2017/5480 E. 2020/5328 K. sayılı ilamı ile davacının sair temyiz itirazları reddedilerek taşınmazların tapu kayıtlarının incelenmesinde; davanın açıldığı tarih itibariyle her iki dükkanın da davalı TOKİ adına kayıtlı olduğu, sözleşme bedelinin davalı tarafa ödendiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, ancak tapunun devredilmemiş olduğu, sözleşmenin feshi talebinin, tek taraflı bir irade beyanı niteliğinde olup, karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı, bu durumda, Mahkemece davacının sözleşmenin feshi ile ödediği bedelin iadesine yönelik talebinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının sözleşmenin feshi ile ödediği bedelin iadesine yönelik talebinin değerlendirilmesi bakımından harita ve inşaat bilirkişisi marifeti ile keşif yapılmak suretiyle tespit raporu ve fotoğraflarda dikkate alınmak suretiyle davacının sunduğu makbuzlarda yapılan işlerin dava konusu 6 ve 7 nolu dükkanlar için yapılan harcamalar olup olmadığı, davalı için zorunlu ve faydalı masraf niteliğinde olup olmadığı hususunda alınan raporda, bu imalatların yerinde yapıldığı, yapılan bu imalatların taşınmazlar için faydalı ve zorunlu imalatlar olduğu, faydalı ve zorunlu imalat bedellerinin toplam bedelinin 9.650,00 TL olduğunun bildirildiği, davacı tarafından 6 nolu bağımsız bölüm için 73.745,00 TL, 7 nolu bağımsız bölüm için 71.961,00 TL olmak üzere toplam 145.706,00 TL ödeme yapıldığı, her iki iş yeri için yapılan faydalı ve zorunlu masrafların ise 9.650,00 TL olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 145.706,00 TL ödeme, 9.650,00 TL faydalı masraflar olmak üzere toplam 155.356,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili; 6 nolu bağımsız bölüm için 73.745,00 TL (KDV dahil), 7 nolu bağımsız bölüm 71.961,00 TL(KDV dahil) olmak üzere toplamda 145.706,00 TL ödeme yapıldığını, ancak bu ödemenin bir kısmının kredi kullanmak sureti ile ödendiğini, banka faizi, memur maaş artış zamları, kişi hayat sigortası, dükkan işyeri sigortası, emlak vergileri, banka hizmet komisyonları olmak üzere kredi maliyetinin 239.857,69 TL olup, müvekkilinin bu rakamı 227.367,69 TL olarak ödediğini, müvekkilinin daha karlı olacağını düşündüğü için kredi kullanarak gayrimenkulün ödemesini yaptığını ve fazladan para ödemek zorunda kaldığını, mevcut hükümde ise bu durumun değerlendirilmediğini ve müvekkilinin bir kez daha zarara uğradığını, kararda müvekkilininin bu taşınmazlarla ilgili yaptığı tüm ödemelerin hüküm altına alınması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı vekili; davacının, müvekkil idare tarafından yanıltılması veya hataya düşürülmesinin söz konusu olmadığını, konutların etrafının, parsel sınırları dahilinde tel örgü ile çevrilmiş olmasının site yönetiminin kararları kapsamında olması nedeniyle, Kat Mülkiyeti Kanunu ve Site Yönetim Planı çerçevesinde çözülmesi gerekmekte olduğunu, bu konunun muhatabının idare olmadığını, davacıya satılan işyerlerinin tüm borçlarının davacı tarafından ödendiğini, idare ile davacı arasındaki sözleşmeden kaynaklanan hukuki ilişkinin sona erdiğini, davacı, her ne kadar davasının gerekçesini hataya dayandırmak istemiş ise de, davacının idare tarafından hataya düşürülmediği gibi, basiretli bir tacir gibi davranmadığını, kaldı ki kabul anlamına gelmemekle birlikte, iptal davasının 1 yıl içerisinde kullanılması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının davalıdan aldığı 2 adet dükkanın ayıplı olduğu iddiasına dayalı sözleşmenin feshi ve ödediği bedelin iadesi, olmadığı taktirde değer kaybının tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu, kararın Mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince verildiği, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün olmadığından taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,
20.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.