Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2240 E. 2023/2454 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı ile davacı arasında adi ortaklığın tasfiyesi neticesinde davacıya verilen çekin karşılıksız çıkması sebebiyle açılan alacak davasında, davalının çekin neyin karşılığı olduğunun belirsiz olduğu ve davacıya borcu bulunmadığı iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Dairenin daha önceki bozma ilamında taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu ve karşılıksız çıkan çekin tasfiye amacıyla verildiğinin kabul edilmiş olması, davalının bu hususa ilişkin itirazlarının kesin hüküm oluşturması ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmaması gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın asıl ve birleşen davada davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Asıl ve birleşen davada davalı tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı asıl davada; davalı ile arasında adi ortaklık ilişkisi bulunduğunu ve uzun yıllar birlikte çalıştıklarını, hatta bir dönem davalı abisinin yanında sigortalı çalışanı olarak gösterildiğini, ancak ortaklığın son bulduğunu ve davalı tarafından ortaklık payına ilişkin olarak 250.000,00 TL tutarında çek verildiğini, bu çekin karşılıksız çıktığını ileri sürerek, ortaklık payına karşılık olarak şimdilik 10.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı birleşen davada; çek suretleri ve delillerden alacağının 250.000,00 TL olduğunu ileri sürerek, ortaklık payına karşılık olarak 240.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı asıl davaya verdiği cevap dilekçesince; davacı ile arasında ortaklık ilişkisi bulunmadığını, davacının kardeşi olup yanında sigortalı olarak çalıştığını, bahsedilen dava konusu çeki kötü niyetli olarak ele geçirdiğini ve boş çek yaprağını doldurup imzalayarak bankaya ibraz ettiğini, buna ilişkin olarak ... Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyette bulunduklarını, bu hususta davacı hakkında soruşturma başlatıldığını ve davacıya borcunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Davalı birleşen davaya verdiği cevap dilekçesince; zamanaşımı definde bulunduğunu, işyerinin kapanmasının üzerinden 10 yıldan fazla süre geçtiğini, davacının dava konusu çeki kötü niyetli olarak ele geçirdiğini, ortaklığın tasfiyesi değil çek bedeli yönünden dava açıldığını, çekten dolayı borcu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 21.02.2012 tarihli ve 2011/322 E., 2012/101 K. sayılı kararıyla; tarafların kardeş olmaları nedeni ile tanık beyanına başvurulduğu, dinlenen tanık beyanlarına göre davacının çeki elinde haksız olarak bulundurduğu ve davacının davalıdan bir alacağının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemiz 13.05.2014 tarihli ve 2014/2566 E., 2014/7375 K. sayılı kararıyla; “…taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu ve bu ortaklığın son bulduğu davalı tarafından davacıya verilen ve karşılığı çıkmayan çekin de, tasfiye amacı ile davacıya verildiği anlaşılmış olmakla, mahkemece yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir...” gerekçesi ile karar bozulmuştur.

B. Direnme Kararı

1. Mahkemenin 18.11.2014 tarihli ve 2014/1040 E., 2014/1059 K. sayılı kararıyla; ilk karar gerekçeleri tekrar edilmek suretiyle ve dava konusu çekin neyin karşılığı ve nasıl bir hesap sonucu şirketin hangi aktif ve pasifi karşılığı davacıya verildiği konusunda bir delil bulunmadığı, her ne kadar adi ortaklık şekil şartına bağlı değil ise de ortaklığın varlığına işaret edecek somut bir kanıt sunulmamış olduğu, dinlenen tanık beyanlarından şirketin davalı ... tarafından kurulduğu, davacının davalı yanında işçi statüsünde çalıştığı, tarafların kardeş olmaları nedeni ile aralarında güven ilişkisinin söz konusu olduğu, tarafların kardeşi olan dava dışı Kazım İbili'nin beyanında davacı ile kendisinin hesapsız harcamaları sonucu davalıya borçlandıkları, hisselerini davacıya devir edip çıktıklarını beyan ettikleri, ağır ceza dosyasında alınan raporda dava konusu çekteki imzanın davalıya ait olduğu bildirilmiş ise de çekin hangi gerekçe ile davacıya geçtiğinin belirsiz olduğuna ilişkin ilave gerekçelerle direnme kararı verilmiştir.

2. Direnme kararı süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.

C. Hukuk Genel Kurulu Kararı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.01.2020 tarihli ve 2017/3-1019 E., 2020/25 K. sayılı ilamıyla;

"Taraflar arasında adi ortaklığa ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmamakta ise de, davacı ile davalı kardeş olduklarından 6100 sayılı HMK’nın 203. maddesi gereğince tanık dinlenebileceğinden, iki taraf da bu konuda tanıklarını bildirmiş ve adi ortaklık ilişkisinin varlığını iddia eden davacı yancada taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu hem ceza dosyasında hem de yargılama sırasında dinlenen tanık beyanlarıyla ispatlanmıştır. Kaldı ki, davalının oğlu dava dışı ...İbili de hakkında yürütülen ceza kovuşturması sırasında davacı ile davalının ortak olduklarını beyan etmiştir.

Davacı yan, ortaklık payına karşılık 250.000TL çek verildiğini ve bu çekin karşılıksız çıktığını ileri sürerek ortaklık payına karşılık 10.000TL’nin davalıdan tahsilini istediğine göre, bu talebin aynı zamanda adi ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsadığının kabulünü gerektirmektedir.

Mahkemece dava konusu 250.000TL değerindeki çek de dâhil dosya kapsamındaki tüm deliller değerlendirilerek, yukarıda açıklanan 6098 sayılı TBK’nın 642 ve devamı maddeleri hükümlerine göre adi ortaklığın tasfiyesindeki üç aşama izlenmek suretiyle tarafların hak ve yükümlülükleri belirlenip, talep edilen miktarda gözetilerek hasıl olan sonuca uygun bir karar verilmelidir.

O hâlde direnme kararı açıklanan bu değişik gerekçe ve nedenle bozulmalıdır." gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Hukuk Genel Kurulu Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararında da belirtildiği üzere taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu ve bu ortaklığın son bulduğu, davalı tarafından davacıya verilen ve karşılığı çıkmayan çekin de tasfiye amacı ile davacıya verildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, asıl dava yönünden; 10.000,00 TL asıl alacağın, birleşen dava yönünden; 240.000,00 TL asıl alacağın dava tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairemizin 18.10.2022 tarihli ve 2022/5598 E., 2022/7868 K. sayılı kararıyla, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde isabetsizlik bulunmamasına göre, Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı, asıl ve birleşen davada davalı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Asıl ve birleşen davada davalı; Yargıtay onama ilamında onama gerekçesinin yazılmadığını, temyiz dilekçesinde belirtilen hususların değerlendirilmediğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından verilen kararda tasfiyenin yapılması gerektiği ve yapılacak tasfiye işleminin sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin belirtildiğini, Mahkemece YHGK kararı gereği aldırılan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi gerekirken bilirkişi raporu ve YHGK kararı dikkate alınmadan karar verildiğini, bahse konu çekin sebebe dayandığı belirtildiği halde Mahkemenin çeki soyut alacak olarak, mücerret borç ikrarı gibi görüp karar vermesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl ve birleşen davada adi ortaklıktan kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).

2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Hukuk Genel Kurulunun 20.12.2013 tarihli ve 2013/23-131 E. 2013/1681 K. sayılı kararı).

3. Değerlendirme

Karar düzeltme yoluyla incelenen kararda, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle uyulmasına karar verilen bozma ilamına göre, davalının karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalının karar düzeltme talebinin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezası ile bakiye karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,

02.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.