Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2253 E. 2024/1371 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kooperatif yönetim kurulu başkanı olan avukatın, kooperatifi temsil ettiği davada haksız azledilmesi üzerine açtığı vekalet ücreti davasında, avukatlık ücret sözleşmesindeki ücret belirleme hükmünün geçerliliği ve uygulanması.

Gerekçe ve Sonuç: Avukatlık ücret sözleşmesinde, haksız azil halinde vekalet ücretinin tamamına hak kazanılacağı güvence altına alınmışken, aynı sözleşmede haksız azil halinde farklı ve avukat aleyhine bir hesaplama yöntemi öngörülmesinin, yönetim kurulu başkanı olan avukatın azlini zorlaştıran genel işlem koşulu niteliğinde ve bu nedenle geçersiz olduğu gözetilerek, istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/3088 E., 2023/123 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 11. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/27 E., 2020/166 K.

Taraflar arasındaki vekalet ücreti alacağı ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalı kooperatif ile aralarında imzaladıkları 25.11.2016 tarihli vekalet sözleşmesi kapsamında, davalının vekili olarak 06.12.2016 tarihinde dava dışı idare aleyhine Küçükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/647 E. sayılı dosyasıyla kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davası açtığını, yargılama devam ederken 28.02.2018 tarihinde davalı kooperatiften, 02.03.2018 tarihli duruşmaya katılmaması ve mazeret de sunmaması yönünde yazılı talimat aldığını ve bu talimatın gereğini yerine getirdiğini, daha sonra davalı tarafından Bakırköy 51. Noterliğinin 01.03.2018 tarihli ve 04869 yevmiye no’lu azilnamesi ile azledildiğini öğrendiğini, ancak azlin haksız ve gerekçesiz olduğunu, anılan davadaki temsil görevini talimatlar doğrultusunda yerine getirmesine rağmen vekalet ücretinin de ödenmediğini ileri sürerek, sözleşme kapsamında tahakkuk eden 419.361,16 TL vekalet ücreti alacağı ile kariyer ve onurunu zedeleyen haksız azil nedeniyle 20.000,00 TL manevi tazminatın azil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacının, taraflar arasında avukatlık sözleşmesinin imzalandığı tarihte müvekkili kooperatifin yönetim kurulu başkanı olup, aynı zamanda kooperatifin vekilliğini üstlenerek iki yönlü menfaat temin ettiğini, bu sebeple avukatlık sözleşmesinin geçersiz olduğunu; kooperatif denetim kurulunun 24.10.2016 ilâ 31.12.2017 dönemine ilişkin 24.2.2018 tarihli raporunda, davacı yönetim kurulu başkanının aynı zamanda vekillik görevi üstlenmesinin etik bulunmadığının tespit edildiğini, ayrıca kamulaştırmasız elatma davasını müvekkili kooperatifi zarara uğratacak şekilde yeteri kadar inceleme ve araştırma yapmadan açtığını ve müvekkilini dava hakkında yeterince bilgilendirmediğini, açıklanan nedenlerle azlin haklı sebebe dayandığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı kooperatifin yönetim kurulu başkanı olan davacı avukatın, aynı zamanda kooperatif vekilliğini üstlenmesine mani bir yasal düzenleme bulunmadığı; davacı vekilin, davalı asilin yazılı talimatına uygun olarak duruşmayı takip etmediği ve vekalet görevi üstlenilen davanın bu sebeple işlemden kaldırılıp akabinde açılmamış sayılmasına karar verildiği, azlin haklı sebebe dayanmadığı, Avukatlık Kanunu’nun 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca vekilin ücretin tamamına hak kazandığı ve yazılı avukatlık sözleşmesi uyarınca kamulaştırmasız el atma davasında bilirkişi marifetiyle dava değeri olarak belirlenen 3.556.200,00 TL üzerinden %10 ve %8 KDV toplamı vekalet ücretine hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ve 358.465,00 TL vekalet ücreti alacağının 01.03.2018 (azil) tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine; bakiye vekalet ücreti talebi ile manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; hükmedilen vekalet ücreti miktarına bir itirazlarının olmadığını, ancak %18 kabul edilmesi gereken KDV alacağının %8 olarak kabulünün hatalı olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili; davacının kooperatifin yönetim kurulu başkanı iken, kooperatif ile avukatlık ücret sözleşmesi imzalayarak menfaat elde etmesinin sözleşmeyi geçersiz kıldığını; sözleşmenin geçerli olduğu kabul edilse dahi taraflar arasındaki yazılı ücret sözleşmesinde, kamulaştırmasız el atma davasında tespit edilen değerin, kooperatif tarafından kabul edilmesi halinde, bu değerin %10’u oranında avukatlık ücreti ödeneceğinin kararlaştırılmış olup, belirlenen ücretin kooperatifçe kabul edilmediği ve davayı takipten vazgeçildiği dikkate alındığında, ancak harçlandırılmış dava değeri olan 10.000,00 TL üzerinden vekalet ücreti hesaplanması gerektiğini, aksi hesap yöntemiyle hüküm kurulmasının hatalı olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 59 uncu maddesinin altıncı fıkrasında “Yönetim kurulu üyeleri ve kooperatif personeli ortaklık işlemleri dışında kendisi veya başkası namına bizzat veya dolaylı olarak kooperatifle kooperatif konusuna giren bir ticari muamele yapamaz” hükmünün düzenlendiği, serbest meslek faaliyetlerinin (serbest muhasebeci mali müşavir, avukat vb.) destek hizmetleri olarak nitelendirilmiş olup, yönetim kurulu üyelerinin ticari faaliyet yapmama yasağı dışında tutulduğu, bu bağlamda serbest meslek faaliyetinde bulunan kişilerin kooperatif yönetim kurullarında yer alabileceği ve serbest meslek hizmeti verebileceği, davalı kooperatif yönetim kurulu başkanının aynı zamanda kooperatifin vekili olarak hizmet görmesinde yasal bir engel bulunmadığı ve bu durumun azle haklı gerekçe oluşturmadığı,

2. Taraflar arasında 25.11.2016 tarihinde yazılı avukatlık ücret sözleşmesi imzalandığı, davacının kamulaştırmasız el atma bedeli istemli dava dosyasında davalı kooperatifin vekili olarak hizmet sunduğu, yargılama sırasında davalının yazılı talimatı ile dosyanın takipsiz bırakıldığı ve akabinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, duruşmadan bir gün önce ise “görülen lüzum üzerine” şeklindeki bildirimle haklı bir gerekçe gösterilmeksizin vekaletten azledildiği ve bu kabule göre Avukatlık Kanunu’nun 174 üncü maddesi uyarınca davacı vekilin, avukatlık ücretinin tamamına hak kazandığı,

3. Taraflar arasında imzalanan yazılı avukatlık ücret sözleşmesinin Avukatlık Ücreti ve Ödenme Şekli başlıklı paragrafında "…idari olarak (idari yoldan) tespit edilen değerin kooperatif tarafından kabul edilmesi halinde, bu kabul edilen değerin veya davada bilirkişi raporu ile tespit edilecek değerin %10 + KDV’si avukatlık ücreti olarak… ödenecektir. " düzenlemesine ve yine “Koşullar” başlıklı birinci maddesinde "…haksız azil halinde tam vekalet ücreti ödenecektir. Azil tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın değeri tespit ettirilip değerinin %10 + KDV’si vekile ödenecektir." düzenlemesine yer verildiği; anılan sözleşme ile davalı vekil edenin, davacıyı haksız azli halinde yasa gereği vekalet ücretinin tamamına hak kazanacağı güvence altına alınmışken, sözleşmede ayrıca yer verilen ve azil halinde davacının farklı ve vekil edenin aleyhine bir hesaplama yöntemiyle (taşınmazın azil tarihindeki rayiç bedeli üzerinden) vekalet ücretinden sorumlu tutulacağı şeklindeki düzenlemenin, aynı zamanda yönetim kurulu başkanı olan davacının azlini zorlaştırıcı nitelikte ve bu haliyle genel hüküm koşulu niteliğinde olduğu, buna göre azle bağlı ücret hesaplama yöntemindeki farklılığın, sözleşmenin ücrete yönelik kısmını geçersiz kıldığı,

4. O halde, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164 üncü maddesi gereği geçersiz sayılan avukatlık ücret sözleşmesi uyarınca, davacı vekilin alacağının, harçlandırılmış dava değeri üzerinden (10.000,00 TL) davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği gözetilerek takdiren %10 karşılığı 1.000,00 TL hesaplanması gerektiği; ancak bu değerin takip edilen davanın karar tarihi olan 2018 yılı itibariyle asgari avukatlık asgari ücreti altında kaldığından A.A.Ü.T. uyarınca 2.180,00 TL ve 4862 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararıyla %8 oranına indirilen adli hizmetler kapsamında bulunmayan davaya konu vekalet hizmeti yönünden uygulanması gereken %18 KDV karşılığı 1.800,00 TL toplamı 3.980,00 TL vekalet ücretine hak kazandığı gözetilerek, bu miktar üzerinden davanın kabulüne ve dava tarihinden önce temerrüt hali oluşmadığından dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, aksi kanaat ile kurulan hükmün usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçe gösterilerek, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine; davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulü ile 3.980,00 TL vekalet ücretinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; dava konusu avukatlık sözleşmesinin bir silsile halinde düzenlendiğini, sözleşmeye göre vekalet ücretinin, öncelikle uyuşmazlığın idari yoldan giderilmesi halinde idarenin teklif ettiği ve kooperatifin de kabul ettiği değer üzerinden belirleneceğini, idari yoldan sonuç alınamayıp dava açılması ve bir haksız azlin bilirkişi raporu alınmadan önce vuku bulması halinde, azil tarihinde taşınmazın tespit ettirilecek değeri üzerinden belirleneceğini, bilirkişi raporu verildikten sonra haksız azil olursa rapordaki değer üzerinden vekalet ücreti ödeneceğini, ücretin bu değerler üzerinden %10 + KDV şeklinde olacağını ve haksız azilde tam ücret ödeneceğini; Avukatlık sözleşmesinde ücret noktasında bir çelişki bulunmadığını, sözleşmenin birinci maddesinin, dava sırasında bilirkişi raporu düzenlenmeden önce haksız azil halinde uygulanacağını; davalı tarafın da sözleşmenin ücrete ilişkin hükümlerinin birbiriyle çeliştiği yönünde bir savunmasının ve istinaf sebebinin bulunmadığını, Mahkemenin hatalı tespit ettiği şekilde bir genel işlem koşulundan bahsedilemeyeceği gibi istinaf incelemesinin istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmasının gerekmekte olup, Mahkemece istinaf sebepleriyle sınırlı inceleme yapılmadığını, Müvekkilinin, avukatlık sözleşmesine konu davayı iki yıla yakın bir süre gerekli itinayı göstererek takip ettiğini, ücretin sözleşmede makul bir biçimde %10 olarak tespit edildiğini ve davanın sonuna gelmişken haksız şekilde azledildiğini, azilde hiçbir gerekçe gösterilmediğinden manevi tazminat talebinin de kabulünün gerektiğini, emeğinin karşılığını alamayan müvekkilinin ayrıca 70.353,36 TL karşı vekalet ücreti ödemeye mahkum edilmesinin de hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, avukatlık vekalet ücreti alacağına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi,

2. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164 üncü maddesi ve 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası,

3. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 59 uncu maddesinin altıncı fıkrası.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle taraflar arasındaki avukatlık sözleşmesi ile davalı vekil edenin, davacıyı haksız azli halinde, davacının yasa gereği vekalet ücretinin tamamına hak kazanacağı güvence altına alınmışken, yine sözleşmede haksız azil halinde davacının farklı ve vekil edenin aleyhine bir hesaplama yöntemi ile vekalet ücretinden sorumlu tutulacağı şeklindeki düzenlemenin, aynı zamanda yönetim kurulu başkanı olan davacı vekilin azlini zorlaştırıcı nitelikte ve bu haliyle genel hüküm koşulu niteliğinde olduğu ve azle bağlı ücret hesaplama yöntemindeki bu farklılığın, sözleşmenin ücrete yönelik kısmını geçersiz kıldığı yönündeki Mahkeme gerekçesinin yerinde olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun bulunduğundan, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.