Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2262 E. 2024/404 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yükleniciden proje aşamasında satın alınan taşınmazda mevcut eksik işler nedeniyle oluşan değer kaybının tazminine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi raporundaki hesaplamaların yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve benzer dosyalardaki hesaplamalara uygunluğu, mahkeme kararının da emsal kararlara uygunluğu gözetilerek davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2017/525 E., 2018/726 K.

Taraflar arasındaki ayıplı mal davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; 30/07/2009 tarihli sözleşme ile yüklenici olan davalıdan proje üzerinde iken daire satın aldığını, daire teslim edildiğinde vadedilen özelliklere haiz olmadığını, eksik işlerin bulunduğunu ileri sürerek, eksik ifa nedeniyle değerinden fazla ödenen bedel için şimdilik 10.000 TL tazminatın davalıdan tahsilini istemiş, bilahare vermiş olduğu ıslah dilekçesi ile bilirkişi tarafından belirlenen 90.000,00 TL'nin tapu devir tarihi olan 08/01/2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davayı kabul etmediklerini, davanın sebepsiz zenginleşme iddiasıyla açıldığını, bu nedenle 1 yıllık hak düşürüce süreye tabi olduğunu, ancak süresinde açılmadığını, 25.12.2008 tarihinde inşaat tamamıyla bitirilerek genel iskan başvurusu yapıldığını ve 23.03.2009 tarihinde de genel iskan alındığını, davacının genel iskan alındıktan sonra 29.09.2009 tarihinde daire satın aldığını, bu durumda davacının kandırılması yada durumdan haberdar olmaması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, müvekkili şirket tarafından inşaat ruhsatına uygun olarak inşaatın tamamlandığını, davacının dairesini sitenin bitmiş haline göre ve görerek satın aldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.

III. MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 29/12/2014 tarih ve 2014/186 E.- 2014/2543 K. Sayılı kararıyla; davacı ile davalı şirket arasında 30/07/2009 tarihinde Satış Vaadi Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeye göre Antalya ili Merkez İlçe Konyaaltı Arapsuyu Mahallesi tapunun 10697 ada 09 parselde kayıtlı arsa üzerinde yapmakta olduğu inşaatlardan satış sözlemesine ekli krokide belirtilen C Blok 10 numaralı bağımsız bölümü satın aldığı, ancak 11/06/2013 tarihinde bağımsız bölümü Murat kızı Dilek Şahin'e satarak yüklenici ile arasındaki sözleşmeden kaynaklanan tüm haklarını temlik ettiği, bağımsız bölüm ile ilgisinin kalmadığı sabit olduğundan davacının davada taraf sıfatının bulunmaması nedeni ile davasının dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 26.04.2017 tarih ve 2015/17392 E., 2017/5035 K. Sayılı ilamı ile; “Dava, yükleniciden proje aşamasında satın alınan taşınmazda mevcut eksik işler nedeni ile oluşan değer kaybının tazminine ilişkindir. Davacı ile davalı arasında 30/07/2009 tarihinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi imzalanmış olup dava konusu uyuşmazlık bu sözleşmeden kaynaklanmaktadır. Davacının, dava tarihinden önce 11.06.2013 tarihindede taşınmazı üçüncü bir şahsa devrettiği hususunda çekişme bulunmamaktadır. Her ne kadar mahkemece bu devir ile tüm hak ve yetkilerin üçüncü şahsa geçtiği gerekçesi ile husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş ise de, uyuşmazlık taşınmazın aynına ilişkin olmayıp sözleşmeden kaynaklandığından alacak istemleri tapu devredilse de devam eder. Hal böyle olunca, işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.” gerekçesiyle bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 4077 sayılı Kanun gereğince reklam ve ilanlarda yer alan veya satıcı tarafından bildirilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren malların ayıplı mal olarak kabul edildiği, somut olayda davalı şirket internette yaptığı reklam ve ilanlar ile satış katalogları gereğince sorumlu olduğundan davacının ayıplı mal nedeniyle bedel indirimi talep etmekte haklı olduğu, davalının dava tarihi itibariyle temerrüdünün oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, hesaplaması yapılan hususlar konusunda bir taahhütlerinin bulunmadığını, hesaplamanın fahiş ve hatalı olduğunu, avans faiz işletilmesinin de hatalı olduğunu, ayıp söz konusu olmadığını belirterek mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yükleniciden proje aşamasında satın alınan taşınmazda mevcut eksik işler nedeni ile oluşan değer kaybının tazminine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesi

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, alınan bilirkişi raporundaki hesaplamaların hem yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına hem aynı projeye ilişkin benzer dosyalardaki hesaplamalara uygun, mahkeme kararının da aynı şekilde aynı projeye ilişkin verilmiş ve temyiz incelemesi yapılarak Dairemizden geçmiş emsal kararlara uygun olduğunun anlaşılmasına göre, temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple,

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 439 uncu maddesi gereğince ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

25.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.