"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/479 E., 2022/2991 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/53 E., 2019/533 K.
Taraflar arasındaki kayyım atanması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından tashihinin talep edilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesince istemin kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı ile tashih kararının davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin, davalı şirket ile 23.11.2011 tarihinde noterde kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile bina inşa etmek üzere ortaklık sözleşmesi yaptıklarını, sözleşmenin ticaret siciline tescil edildiğini, şirket müdürünün 5 yıllığına atandığını, müvekkil şirketin yönetici ortak olduğunu, tarafların ayrıca aynı tarihli 15 maddeden oluşan protokolü imzaladıklarını, inşaatın bitirilerek teslim edildiğini, müvekkilinin protokol gereğince üzerine düşen tüm edimleri yerine getirdiğini, ödemesi gereken miktardan çok fazla ödemede bulunduğunu, davalı şirketin ise tüm yazılı ve sözlü ihtarlara rağmen ödeme yapmadığını, sözleşmeye aykırı davranarak temerrüde düştüğünü, müvekkilinin inşaat aşamasında davalı şirkete noter aracılığı ile bir çok kez ihtarname keşide ettiğini, 28.11.2016 tarihinden sonraki işlemlerin yürütülmesi için temsil yetkisinin belirlenmesi bakımından noter aracılığıyla ihtarname keşide edildiği halde davalı şirket temsilcilerinin toplantıya katılmadığını, ortaklık adına kayıtlı bulunan dairelerin kiraya verilmesi, taşınmazların idaresi, ortaklık hesabında bulunan paranın; ortaklık giderlerine, borçlarına ve ilgili yerlere harcanması, beyannamelerin verilmesi bakımından yetkinin belirlenmesinin önem arz ettiğini, davalı şirkete temsilci tayin etme kapsamında 17.04.2018 tarihinde ihtarname keşide edildiği halde olumlu ya da olumsuz cevap verilmediğini ileri sürerek; kayıtlı taşınmazların kiraya verilmesi, kiraların ortak hesapta biriktirilmesi, ortak giderlerin ödenmesi, ortak hesaptaki paranın bu harcamalara ilişkin olarak kullanılması, ortaklığın leh ve aleyhinde açılmış veya açılacak olan dava ve takiplerle ilgili işlemler yapılmak üzere avukata vekalet verilmesi ve ilgili yerlere çıkacak borçlara karşı harcamaya yönelik iş ve işlemlerle sınırlı ve taraflar arasındaki hukuki ihtilafların/davaların sonuçlanmasına kadar ve/veya ortaklığın kapatılmasına kadar geçerli olmak üzere, iş ortaklığı işletmesine kayyım olarak Süleyman Koçaslan'ın ve veya Hayati Sevindik'ın ayrı ayrı ya da birlikte atanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; müvekkilinin sözleşme uyarınca taahhüt ettiği sermayeyi iş ortaklığına koyduğunu, hatta müvekkilinin kendi sermayesine düşen miktarı aşan ödemede bulunduğunu, davacı tarafça keşide edilen ihtarnamelerin yegane amacının müvekkiline ait şirket payını almak olduğunu, tarafları aynı olan iş ortaklığının tasfiyesini de içeren tapu iptal ve tescil konulu İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/550 E. sayılı dosyasının derdest olduğunu, dosyanın sonuçlanması halinde ortada kayyım atanmasını gerektirecek bir durumun kalmayacağını, bu dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, karşı tarafın kayyım olarak atanmasını istediği şahıslara muvafakatlerinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda adi ortaklık işletmelerine (şirketlere) kayyım atanmasını gerekli kılan sebeplere ve usulüne dair özel bir düzenleme bulunmadığı, davalı adi ortaklık işletmesinin halen faal olduğu, en son yetkilisinin ... olup görev süresinin 28.11.2016 tarihinde sona erdiği, bu tarihten sonra ortaklar kurulu tarafından işletmeye yetkili atanmadığı, ortaklığın organsız kaldığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 427 nci maddesinin dördüncü fıkrasında öngörülen koşulun gerçekleştiği, ortaklığın temsil ve yönetimi için yönetim kayyımı atanması gerektiği, davalı vekilince İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/550 E. sayılı dava dosyasının bekletici mesele yapılması talep edilmiş ise de; bu dava konusunun adi ortaklığa kayyım atanması talebi olduğu, anılan dava dosyasının konusunun ise, adi ortaklığı oluşturan ortaklar ve dava dışı kişiler arasındaki tespit ve birden çok sebepten kaynaklanan tazminat davası olduğu, aralarında bağlantı bulunmadığı, kayyım olarak atanması talep edilenler davalı tarafça kabul edilmediğinden re'sen kayyım atandığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile tarafların ortak oldukları adi ortaklığa yönetim kayyımı olarak mali müşavir...'in atanmasına, kayyımın yönetim kurulu ve şirket müdürünün yetkilerini kullanmasına, davalı şirket ortaklar kurulunca yeni bir yönetici (müdür) atanıncaya kadar kayyımın görevinin devamına karar verilmiş, 15.12.2021 tarihli tashih kararıyla; hüküm kısmının üçüncü bendinde yer alan "Davalı şirket ortaklar kurulunca yeni bir yönetici (müdür) atanıncaya kadar kayyımın görevinin devamına," şeklindeki kararın "... ortaklarınca yeni bir yönetici (müdür) atanıncaya kadar kayyımın görevinin devamına" şeklinde karar tashih edilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararlarına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; müvekkilinin sözleşme uyarınca koymayı taahhüt ettiği sermayeyi iş ortaklığına koyduğunu, hatta payına düşen miktarı aşan bir ödemede bulunduğunu, davacı tarafça sayısız ihtarname gönderildiğini, ihtarnamelere her defasında cevap verildiğini, keşide edilen ihtarnamelerin amacının müvekkiline ait şirket payını almak olduğunu, davacının iş ortaklığındaki yetkisini kullanarak müvekkilin payına düşen bağımsız bölümleri ve taşınmaz paylarını halen devretmediğini, tarafları aynı olan ve iş ortaklığının tasfiyesini de içeren tapu iptal ve tescil konulu 2015/550 E. sayılı dosyanın derdest olduğunu, bu dosyanın sonuçlanması halinde ortada kayyım atanmasını gerektirecek bir durumun kalmayacağını, dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesince verilen karar ile tashih kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı tarafça, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/550 E. sayılı dosyasının karara çıkması halinde kayyım tayinini gerektiren bir durumun kalmayacağını ileri sürülerek, söz konusu davanın bekletici mesele yapılması talep edilmiş ise de; davacı ve Hasan Topaloğlu tarafından davalı aleyhine açılan 102.000,00 TL değerindeki tazminat davasının derdest bulunduğu, her iki davanın tarafları aynı ise de konularının farklı olduğu, 2015/550 E. sayılı dava sonunda verilecek kararın işbu davaya katkı sağlayamayacağından bekletici mesele yapılmaması yönündeki kararın yerinde olduğu, ortaklığa ilişkin işletmenin faal olmasına rağmen önceki temsilcinin görevinin sona ermesinden sonra temsile yetkili kişi atanmadığından yönetim kayyımı tayininde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, adi ortaklığa kayyım atanması istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 624 ve 625 inci maddeleri,
2. 4721 sayılı Kanun'un 427 nci maddesi,
3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 165 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. 6098 sayılı Kanun'un 624 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre; "Ortaklığın kararları, bütün ortakların oybirliğiyle alınır."
2. Aynı Kanun'un "Ortaklığın yönetimi" başlıklı 625 inci maddesi; "Yönetim, sözleşme veya kararla yalnızca bir veya birden çok ortağa ya da üçüncü bir kişiye bırakılmış olmadıkça, bütün ortaklar ortaklığı yönetme hakkına sahiptir.
Ortaklık, ortakların tümü veya birkaçı tarafından yönetilmekte ise, bunlardan her biri, diğerleri katılmaksızın işlem yapabilir; ancak ortaklığı yönetmeye yetkili olan her ortak, tamamlanmasından önce işleme itiraz etmek suretiyle, bu işlemin yapılmasını engelleyebilir.
Ortaklığa genel yetkili bir temsilci atanması ve ortaklığın olağan dışı işlerinin yürütülmesi için, bütün ortakların oybirliği gereklidir. Ancak, gecikmesinde sakınca olan hâllerde, bu konuda yönetici ortaklardan her biri yetkilidir." şeklinde düzenlenmiştir.
3. 4721 sayılı Kanun'un 427 nci maddesinin ilgili bölümü şöyledir;
"427-Vesayet makamı, yönetimi kimseye ait olmayan mallar için gereken önlemleri alır ve özellikle aşağıdaki hâllerde bir yönetim kayyımı atar:
(...)
4. Bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa,"
4. Derece mahkemelerince; adi ortaklık işletmesinin organsız kaldığı gerekçesiyle, 4721 sayılı Kanun'un 427 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereği adi ortaklık işletmesine yönetim kayyımı atanmasına karar verilmiş ise de; tüzel kişiliği bulunmayan adi ortaklığın yönetimine ilişkin olarak 6098 sayılı Kanunu'nun 624 ve 625 inci maddelerinde özel düzenleme bulunduğu, yukarıda yer verilen 4721 sayılı Kanun hükmünün ise tüzel kişilere ilişkin olduğunun gözetilmemesi, doğru görülmemiştir.
5. Bundan ayrı, taraflar arasında İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmekte olan 2014/293 E. ve İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmekte olan 2015/949 E. sayılı davaların, davaya konu adi ortaklıklığa ilişkin olarak taraflar arasında İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmekte olan 2015/550 E. sayılı dava ile birleştirildiği, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/550 E. sayılı dosyasında; dava konusunun adi ortaklık sözleşmesi gereğince tarafların ödemesi gereken miktar ile dava tarihi itibariyle tarafların yaptıkları ödeme miktarının tespiti ve davacının iş ortaklığına ödeme yaptığı tutarla orantılı olarak ortaklık hissesinin % 97,46 yükseldiğinin tespitine ilişkin olduğu, birleşen 2014/293 E. sayılı dosyada; davacı Evra Şirketi ve yetkilisi tarafından açılan davada, davalı şirketin adi ortaklıktaki yükümlülüklerini yerine getirmediği ve davacıların ticari itibarlarını zedelediği ileri sürülerek maddi ve manevi tazminat talebinde bulundukları, birleşen 2015/949 E. sayılı dosyada; davacı Kar Yapı tarafından açılan davada, protokol gereği davacının %17'lik payına tekabül eden 650 m²'lik dükkan ve daire paylarının tapuda adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde bu paya tekabül eden alacağın tespiti ile davalıdan ticari faizi ile tahsiline ve başta kar payı olmak üzere diğer alacak kalemlerinin tespiti ile alacaklarının ticari faizi ile tahsilini talep ettiği, dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmıştır.
6. Bu durumda derdest olduğu anlaşılan dava dosyalarında, adi ortaklığın tasfiyesinin istendiği sabit olup, bu davalar hakkında verilecek olan karar, eldeki davanın incelenmesi ve sonuçlandırılması açısından önem arz etmektedir.
7. O halde İlk Derece Mahkemesince; İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/550 E. dosyasının kesinleşmesinin bekletici sorun yapılması ve hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,01.07.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.