"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunundan kaynaklanan davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 14.05.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat .. ile davalı vekili Avukat ...'nun sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için başka bir güne bırakılmasına karar verilerek, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı tarafından imalatı ve satışı yapılan İstanbul ili, Sancaktepe ilçesi, Karapınar mevkii, ... pafta, 8085 ada 27 parselde kayıtlı "ring İstanbul" projesinden 3. Kat 10 nolu bağımsız bölümü 13.10.2012 tarihinde satın aldığını, Teknik Şartnameye göre ortak alanların peyzaj düzenlemesinin mimari konsepte uygun olarak hazırlanacağı, projede belirtilen yerlerde çocuk oyun alanları, spor alanları, oturma alanları, site için yürüme yolları, bisiklet yolları vs.nin yer alacağının taahhüt edildiği ancak site sakinleri tarafında da uzun süreler boyunca kullanılan bu yerlerin esasen site ortak alanında olmadığının, davalının tasarrufları neticesinde kat malikleri tarafından öğrenildiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile taleplerin ispatı yönünden dava konusu taşınmaz üzerine tedbir konulmasına, teknik şartname uyarınca site içinde olması gereken sosyal tesislerin siteye ait olup olmadığının, siteye ait olmayan sosyal alanların müvekkiline ait bağımsız bölüm yönünden oluşturduğu değer eksikliğinin bilirkişi marifetiyle tespitine, vaat edilen yüz ölçümü ve nitelik eksikliğinden kaynaklanan zararın giderilmesine yönelik talebinin kabulüne, şimdilik 20.000,00 TL'nin müvekkilinin satın alma tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiş; davacı vekili 21.10.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 111.150,00 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; taşınmaz satışları için getirilen beş yıllık zamanaşımı süresi geçirildikten sonra açılan işbu davanın başkaca incelemeye gerek olmaksızın usulden reddinin gerektiğini, süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, müvekkil şirket ile sözleşmenin davacı ile birlikte dava dışı ... tarafından imzalandığını, davanın birlikte ileri sürülmesi gerektiğini, reklam, tanıtım ve materyallerinde bunların hiçbir şekilde taahhüt olarak nitelendirilemeyeceğinin özellikle vurgulandığını, müvekkili şirketin taahhütlerini eksiksiz yerine getirdiğini, satış sözleşmesinde veya Teknik Şartnamede mülkiyetin devrine dair hiçbir taahhüt bulunmadığını, bu nedenle haksız ve mesnetsiz davanın hak düşürücü süre-zamanaşımı, dava şartı bakımından esasa geçilmeksizin usulden reddine, bu talep kabul edilmez ise esas bakımından davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taşınmazın 29.11.2013 tarihinde davacıya teslim edildiği dosya kapsamından anlaşılmakta olup tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlü olduğundan, iddiaların açık ayıp niteliğinde olduğu anlaşıldığından, hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; dava konusu ihtilafın davalı Selin İnşaat'ın tanıtım broşürleri, şartname ile sosyal tesislerin nihai halini göstermek amacı ile oluşturdukları maket ve sair tanıtım materyallerinde yer alan sosyal tesislerin site ortak alanı statüsünde tüketiciye taahhüt edilip edilmediği ve davalının sıradan tüketiciyi yanıltacak eyleminin mevcut olup olmadığını ve tüketicinin sosyal tesislerin siteye dahil olup olmadığından şüphe duyması ve bu durumu araştırarak öğrenme yükümlülüğünün bulunup bulunmama noktasında toplandığını, yerel mahkemenin dosyadaki delillerden ayrık olarak Selin İnşaat'ın sosyal tesislerin 27 parselde inşa edilmesine yönelik bir taahhüdünün olmadığı, taahhüdü olsa bile tüketicinin bunu teslim anında kolayca öğrenebileceği, satıcının ayıbı gizlemek için hileye başvurmadığı, 30 günlük hak düşürücü süre mahiyetinde olan ihbar süresine riayet edilmediğinden davanın reddine karar verildiğini, oysaki konutların satışına ilişkin pazarlama materyallerinde sıradan tüketicide açıkça yanılgıya sebebiyet verilecek şekilde bilgilendirme yapıldığını, satış sözleşmesinin eki olan vaziyet planı ile onaylı vaziyet planının farklı olmasının hileli davranış olduğunu, müvekkilinin taşınmazında değer kaybı oluştuğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taşınmazın 29.11.2013 tarihinde davacıya teslim edildiği, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlü olduğu, davacının söz konusu ihbarı ise teslimden itibaren başlayan 30 günlük yasal süre içinde davalıya bildirmediği ve aksini de ispat edemediği, bu iddiaların açık ayıp niteliğinde olduğu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiği, ancak ilk Derece Mahkemesi kararında "Hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın REDDİNE..."şeklinde hüküm kurulmasının yerinde olmadığı anlaşıldığından istinaf talebinin usulen kabulü ile gerekçenin değiştirilerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazları tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sözleşmeye aykırılık nedeni ile taşınmazda meydana gelen değer azalmasının tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunu'nun 1 ve 4 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, dava konusu edilen sosyal tesislerin davacıya ait dairenin bulunduğu 27 nolu parsele bitişik 25 nolu parsel üzerinde bulunduğu, bu nedenle tapu sicilinin aleniliği de gözetildiğinde ortada açık ayıbın bulunduğu, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpların satıcıya bildirilmesi gerektiği ve 30 günlük yasal süre içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmadığının anlaşılmasına göre, davacı vekili tarafından ileri sürülen temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmektedir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.05.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
179,90 TL PHİ
MA - AZ - BB - FE