"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/571 E., 2022/464 K.
DAVA TARİHİ : 05.07.2010
KARAR : Davanın kabulü
Taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasından dolayı bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmistir.
Mahkeme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz sartı ve diger usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip geregi düsünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalı adına kayıtlı bulunan ... plakalı vinci beraber alıp işlettiklerini, bağlantı yaptığı işlerle ilgili davalının problem çıkartarak fahiş para talep ettiğini ve hesap vermediğini, bu nedenle aralarında ihtilaf çıktığını, davalının Tekkeköy Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/145 E. sayılı dosyasında hazırlık soruşturması sırasında verdiği ifadede adi ortaklık ilişkisini kabul ettiğini, davalının yönetici ortak olarak bilgi ve hesap verme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, ortak olarak hakkı olan parayı vermediğini ileri sürerek; taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; davacı ile arasında adi ortaklık olmadığını, iş makinasının davacı tarafından kiralandığını, davacının üstlenmiş olduğu birtakım işlerde ücret karşılığında iş makinasını çalıştırdığını, kendisinin vergi kaydı adına olan bağımsız bir adi şirketi bulunduğunu, davacının kiracı olarak kira ücretini
ödememesinden dolayı taraflar arasında sorun olduğunu, taraflar arasında bir çok ceza dosyası olup, konularının tehdit ve hakaret olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 11.05.2011 tarihli ve 2010/232 E., 2011/186 K. sayılı kararıyla; davacının adi ortaklık ilişkisinin varlığını, tasfiyeye esas hisse, miktar ve oranları elverişli delilerle ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKI YARGILAMA SÜRECI
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, davacı vekili temyiz isteminde bulunmustur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 13.02.2012 tarihli ve 2011/16915 E., 2012/2746 K. sayılı ilamıyla; "...İncelenen Tekkeköy Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/145 E. sayılı dosyasına ait davacının sanık, davalının ise müşteki olduğu soruşturma dosyasında; davalının, depo olarak kullandığı dükkanının cam ve kapısının kırılarak içerdeki davaya konu vincin tekerlerinin havasının indirilmesi olayı ile ilgili verdiği ifadesinde " Bir gün önce akşam üzeri resmiyette değil de sözde ortağım olan ..., beni yanında çalışan Saadettin Pala isimli şahsın cep telefonuyla arayarak vincimi yakmakla tehdit etmişti...” şeklinde beyanda bulunduğunun anlaşıldığı davalının anılan beyanının adi ortaklık ilişkisinin varlığına dair harici ikrar niteliğinde bulunduğu, harici ikrar niteliğindeki bu beyanın yan deliller ile desteklenmesi halinde geçerli olacağı, davacının tanık dinletme talebinde bulunabileceği..." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemenin 16.09.2015 tarihli ve 2014/525 E., 2015/702 K. sayılı kararıyla; taraflar arasında .... plakalı vincin işletilmesi açısından eşit hisseli adi ortaklık olduğunun kabulüyle, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak mali müşavir ....'ın atanmasına, mali müşavire tasfiyeyi tamamladıktan sonra son raporu mahkemeye sunması gerektiğinin ihtarına karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2. Dairece verilen 08.07.2019 tarihli ve 2019/685 E., 2019/6316 K. sayılı ilamla; taraflar arasında davalı adına kayıtlı .... plakalı vincin birlikte işletilmesi hususunda bir adi ortaklık olduğu, tasfiyenin mahkemece bizzat yapılması gerektiği, tasfiye memuru atayarak işten el çekilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
C. Bozmaya uyularak verilen karar
Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında bir adi ortaklığın bulunduğu, ortaklığa ilişkin yazılı sözleşme imzalanmadığı, buna göre tarafların yarı yarıya ortak olduğu, ortaklığa konu vince ilişkin 12.04.2007 tarihli fatura düzenlendiği, vinci imal eden tanığın beyanına göre Ağustos 2007 tarihinde ortaklığın başladığı ve taraflar arasında görülen ceza dosyasındaki suç tarihi olan 02.02.2010 itibariyle sona erdiği, davalının hesaba ilişkin herhangi bir bilgi ve belge sunmadığı, tasfiye raporuna göre; 20 tonluk bir vincin rayiç fiyatının 60.000 TL, emsaller kapsamında elde edebileceği gelirin 97.063,88 TL olmakla 157.063,88 TL ortaklığın tasfiye değeri belirlendiği, davacının kabul ettiği 15.000 TL ödemenin mahsup edildiği, ayrıca davalının operatör belgesini aldığı 05.09.2009 tarihi sonrası için çalışması karşılığı 4.470 TL'nin de davalı yararına değerlendirildiği, buna göre davacının % 50 ortaklık payına ilişkin 68.796,94 TL talep edebileceği gerekçesiyle; taleple bağlı kalınarak davanın kabulü ile 10.000 TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; adi ortaklığın bulunmadığını, vincin operatörünün de davalı olduğunu, sigortası ve vergisini karşıladığını, 05.10.2009 tarihli 31.140,20 TL tutarındaki faturanın davacı adına yapılan iş bedeli olduğunu, davacı tarafından ödenmediğini, icra takibine de itiraz edildiğini, davacıdan alacaklı olduğunu, dava konu vincin TEFE endeksi uygulanarak dava tarihindeki değerinin belirlendiğini ancak devir tarihindeki değerinin esas alınması gerektiğini, tespit edilen bedelin altında devredildiğini, yıpranma payının düşük belirlendiğini, vinç gelirinin ortalama gelir ile tespitinin yapılamayacağını, yapılan işe göre değişeceğini, araştırmalardaki belirlemelerin afaki olduğunu, Sanayi Odasının da bu yönde görüşü olduğunu, buna göre miktar tespitinin hatalı olacağını, defterlerdeki bilgilere göre yapılması gerektiğini, davacının yazılı belge ibraz etmediğini, vincin bakım, sigorta vergi, yakıt benzeri giderlerin dikkate alınmadığını, vincin imal tarihinin tanık beyanına göre tespitinin doğru olmadığını, operatör gelirinin resmi belge esas alınarak belirlendiğine göre, aynı yöntemin imal tarihi içinde uygulanmasını, vincin tamamlanma tarihinin 2009 olarak kabul edilmesini, aksi halde operatör ücretinin 2007 yılından itibaren değerlendirilmesini belirterek, Mahkeme kararının bozulmasını talep etmistir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki kurulan adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 620 nci maddesinin birinci fıkrasına göre; adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.
2. 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 1 inci maddesi; “Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir.” hükmünü içermektedir.
3. 6098 sayılı Kanun'un 622 nci maddesine göre; "Ortaklar, niteliği gereği ortaklığa ait olan bütün kazançları aralarında paylaşmakla yükümlüdürler."
4. Aynı Kanun'un 623 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre; "Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, her ortağın kazanç ve zarardaki payı, katılım payının değerine ve niteliğine bakılmaksızın eşittir."
3. Değerlendirme
Temyiz olunan kararda; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa yukarıda yer verilen hukuk kurallarının doğru şekilde uygulandığı, taraflar arasında adi ortaklığın mevcut olmasına, bu kapsamda ortaklığın tasfiyesinin gerçekleştirilmesine, tasfiye aşamasında; gelir, gider, ortaklığa ait vincin değeri ile tasfiye değerinden mahsup edilmesi gereken miktarların ayrı ayrı belirlenmesine yönelik tespitlerin doğru bulunmasına, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.