"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
EK KARAR TARİHİ : 07.11.2022
SAYISI : 2022/96 E., 2022/229 K.
Taraflar arasındaki araç mülkiyetinin tespiti ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece Hukuk Genel Kurulunun 14.10.2021 tarihli, 2017/4-1835 E., 2021/1238 K. sayılı bozma ilamı sonrası davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı tarafından karara ilişkin tavzih talebinde bulunulması üzerine Mahkemece 07.11.2022 tarihli ek kararla tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkeme ek kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin...plakalı aracı Ankara 48. Noterliğinin 15.05.1998 tarihli ve 08070 yevmiye numaralı satış sözleşmesine istinaden dava dışı Ali Kansız'dan satın alıp, adına tescil ettirdiğini, aracın kimliği belirsiz kişilerce çalındığı ve sahte nüfus cüzdanı ile satıldığı iddiasıyla davalı tarafından Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığına müracaatta bulunulduğunu, aracın önce Savcılık tarafından müvekkiline yediemin olarak verildiğini, daha sonra ise zapt edilerek Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün otoparkında muhafaza altına alındığını, ayrıca Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde araç sahibinin tespitine yönelik dava açıldığını, dava sonuçlanıncaya kadar araç üzerine ihtiyati tedbir konularak aracın tedbir isteyene teslimine ilişkin karar verildiğini ve dava konusu aracın icra kanalıyla davalı vekiline teslim edildiğini ileri sürerek, araç mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunun tespiti ile aracın müvekkiline teslimine, Mahkeme aksi kanaatte ise aracın davalıya ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; müvekkilinin imzasının sahte olarak kullanıldığını, bu durumun Ankara 48. Noterliğindeki evraktan anlaşılabileceğini belirterek, aracın mülkiyetinin müvekkili adına tespit ve tescil edilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece; trafik sicilinde davacı adına kayıtlı olan aracın davacıya ait olmadığına ilişkin herhangi bir çekişmenin bulunmadığı, araç üzerindeki tedbirin kalkmasına binaen mülkiyet konusunda herhangi bir ihtilafın kalmayacağı, öte yandan ihtiyati tedbir kararı infaz edilip uygulanmış ise de süresi içinde esas hakkında dava açılmadığından ihtiyati tedbir kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 109 uncu maddesi uyarınca kendiliğinden ortadan kalktığı ancak bunun için Mahkemeden yazı alınıp trafik kayıtlarındaki şerhin sildirilmesi gerektiğinden davacının tespit davasını açmakta hukukî yararı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir..
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Bozma Kararı
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 05.10.2015 tarihli ve 2015/9272 E., 2015/10771 K. sayılı kararıyla; dosya kapsamından ve Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.10.2006 tarih ve 2005/1615 E., 2006/815 K. sayılı ilamından davaya konu aracın sahte vekaletname ile satılmak suretiyle davacı adına tescil edildiğinin ve araç fiilen gerçek malik davalı ... Biğiş elinde bulunmasına rağmen vergi vs. giderlerinin davacı tarafından ödendiğinin anlaşılmasına göre, davacının böyle bir dava açmakta hukuki yararının olduğundan davanın bu yönden reddinin doğru olmadığı, bu durumda, işin esası incelenerek dosya kapsamına ve taleplere göre bir hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
C. Mahkemesince Bozma Sonrası Verilen Karar
1. Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.04.2016 tarihli ve 2016/4 E., 2016/147 K. sayılı ilamıyla; önceki karardaki gerekçe tekrar edilerek önceki kararda direnilmesine, davacının tespit davasını açmakta hukukî yararı bulunmadığından davanın usulden reddine karar vermiştir.
2. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 22.02.2017 tarihli, 2016/16913 E., 2017/945 K. sayılı ilamıyla; Mahkemece verilen direnme kararının yerinde olmadığı gerekçesiyle, dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Başkanlığına gönderilmesine karar verilmiştir.
V. DİRENME KARARININ HUKUK GENEL KURULUNCA İNCELENMESİ
1. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.10.2021 tarihli ve 2017/4-1835 E., 2021/1238 K. sayılı ilamıyla; dava konusu aracın sahte vekâletname ile davacı adına tescil edildiği, aracın fiilen davalının elinde bulunduğu, ancak araç üzerindeki mali yükümlülüklerin (ör; vergi vs.) davacı tarafından yerine getirildiğinin anlaşıldığı, dava konusu araç davacı adına kayıtlı olup, davacının araç üzerindeki hukukî ve mali yükümlülükleri devam ettiğinden eldeki tespit davasını açmakta güncel ve korunmaya değer bir hukukî yararının bulunduğu kabul edilerek işin esasının incelenmesinin gerektiği gerekçesiyle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429 uncu maddesi gereğince bozulmasına karar verilmiştir.
2. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda, dava konusu aracın sahte vekaletname ile davacı adına tescil edildiği ve aracın fiilen davalının elinde bulunduğu hususları gözetilerek davacının terditli taleplerinden...plakalı 1997 model beyaz renkli Toyota Corolla marka aracın mülkiyetinin davalı ...'e ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.
3. Davalının verdiği 10.10.2022 tarihli tavzih dilekçesiyle; 10.05.2022 tarihli gerekçeli kararın 2, 3 ve 4 nolu fıkralarının tavzih yolu ile düzeltilmesi istenmiştir. Mahkemece, hüküm davada haklı çıkan davacı talebine uygun kurulduğundan vekalet ücreti, harç ve masrafların da davacı yararına karar altına alındığı, kararda tavzihi gerektirir bir durum olmadığı gibi, HMK'nın 305 inci maddesinin 2 nci fıkrasındaki koşullara aykırı tavzih de yapılamayacağından davalının tavzih isteminin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin tavzih talebinin reddine ilişkin kararına karşı, süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Ek kararı temyiz eden davalı; Mahkemenin kendisine ait olan aracın yine kendisine ait olduğuna karar verdiğini, davacının ilk talebinin reddedildiğini, kendi açmadığı işbu davada lehine karar verilmiş olmasına rağmen davadaki karşı vekalet ücretinin aleyhine hükmedildiğini belirterek, Yerel Mahkemenin tavzih isteminin reddine ilişkin kararının kaldırılarak, gerekçeli kararın hüküm kısmının 2, 3 ve 4 nolu fıkralarında yapılan hatanın giderilerek, yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinden davacı tarafın sorumlu olduğuna dair karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; araç mülkiyetinin tespiti ve teslimi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Terditli dava" başlıklı 111 inci maddesi.
2. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 305 inci maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 305 inci maddesinde; "Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez." hükmü düzenlenmiştir.
2. Tavzihi istenilen kararda, açık yazı ve hesap hatası olmadığı gibi, davada haklı çıkan davacı talebine uygun hüküm kurulmuş olup, vekalet ücreti, harç ve masraflar da davacı yararına karar altına alındığından tavzihi gerektiren bir durum da bulunmamaktadır. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar yüklenen borçlar tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. Mahkemece verilen tavzih talebinin reddine ilişkin verilen ek kararın yerinde olduğu anlaşıldığından, ek kararın usul ve yasaya uygun olması nedeniyle, davalının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan ek kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan ek kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
21.02.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.