"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/95 E., 2022/188 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Pendik İlçesi, Dalayoba Köyü, Kocatepe mevkii, 1302 parselde yer alan arsa üzerinde, arsa payı karşılığı inşaat yapma maksatı ile davalı ile arsa malikleri arasında Kartal 4. Noterliğince 15.09.2004 tarihinde taşınmaz mal satış vadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, davacı ile davalı arasında Kadıköy 22. Noterliğince 27.03.2007 tarihinde düzenlenen sözleşme ile davalının kendi payına düşen...... nolu dükkanı, davacıya satmayı vadettiğini, taşınmazda 27.01.2009 tarihinde kat irtifakı tesis edildiğini ancak tapunun devredilmediğini ve taşınmazın 06.11.2009 tarihinde dava dışı ....'a satıldığını, Pendik 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/7 Değişik İş sayılı dosyası üzerinden yapılan tespit ile dükkanın değeri ile aylık kira bedelinin belirlendiğini belirterek; 45.000,00 TL kira bedeli ile taşınmazın güncel değeri olan 125.000,00 TL olmak üzere toplam 170.000,00 TL'nin, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış, ancak davalı davaya cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 120.000,00 TL taşınmaz bedeli 26.187,00 TL kira kaybı bedeli olmak üzere toplam 146.187,00 TL nin dava tarihinden itibaren hesaplanacak faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 2016/25875 Esas, 2017/5579 Karar sayılı ilamı ile; ''davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliği yapılarak taraf teşkili sağlanıp, davalı delilleri de toplandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, davalının yokluğunda yargılama yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedeni olup davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.'' gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu; davanın kısmen kabulüne, 120.000,00 TL taşınmaz bedeli 26.187,00 TL kira kaybı bedeli olmak üzere toplam 146.187,00 TL nin dava tarihinden itibaren hesaplanacak faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 2018/6014 E., 2018/11168 K. sayılı ilamı ile; ''davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerektiği, davacı ödemiş olduğu daire bedelini istediği dava ile sözleşmeden döndüğüne göre artık aynı sözleşmeye dayanarak davalıdan kira kaybı ve cezai şart talebinde bulunmasının mümkün olmadığı, mahkemece, kira alacağının talep edilemeyeceği göz önünde bulundurulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu, davacının, geçerli bir şekilde satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı taşınmazın, edimini tam olarak yerine getiremeyen davalıdan, ifanın imkansız hale geldiği tarihteki değerini talep etmeye hakkı bulunduğu, durum böyle olunca, mahkemece, konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişiler vasıtasıyla taşınmazın ifasının imkansız hale geldiği tarih itibariyle rayiç değerinin belirlenip, davacı talebi gözetilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken mahkemece, yanlış değerlendirme ile dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle rayiç değerine göre belirlenen değere karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, davacının gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde ödemiş olduğu bedel, hükmedilecek rayçi bedel içinde değerlendirileceğinden kabule göre; mahkemece kararın gerekçe kısmında mahsup edilmesine ilişkin olarak yapılan değerlendirmenin, hüküm fıkrasında yazılmamış olmasının da usul ve yasaya aykırı olduğu '' gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ''Sözleşmeden dönülmesi halinde, tarafların, karşılıklı olarak birbirlerine vermeyi taahhüt ettikleri şeyi vermekten kaçınarak, verdiklerini de geri isteyebilecekleri, müspet zararın daima ileriye dönük olup, bir beklenti kaybı olduğu, dairenin teslimi halinde getirmesi beklenen kira geliri kaybı, satışı nedeniyle beklenen kazanç, geciken ifa nedeniyle ifaya bağlı cezanın, müspet zarar kapsamındaki alacak kalemleri olduğu, müspet zararın;
kusursuz olan tarafın, temerrüde düşen taraftan, sözleşmenin yürürlükte kaldığı sürece isteyebileceği tazminat türü olduğu, davacının ödemiş olduğu daire bedelini talep ederek sözleşmeden döndüğünden artık aynı sözleşmeye dayanarak davalıdan kira kaybı ve cezai şart talebinde bulunmasının mümkün olmadığı, bu sebeple davacı yanın kira kaybı ve cezai şart talebinin reddine karar vermek gerektiği, sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve kaynağını Borçlar Kanunu'nun 22.maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin, Borçlar Kanunu'nun 213. maddesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706 ve Noterlik Kanunu'nun 89. maddeleri hükmü uyarınca, noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan ve tam iki tarafa borç yükleyen kişisel hak doğuran sözleşmelerden olduğu, davacının, bu durumda şahsi hakkının ifasının kusurlu olarak imkansız hale getirildiği tarihteki taşınmazın raiç değerini davalıdan isteyebileceği, dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 26.02.2021 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alındığı'' gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, 95.000,00 TL tazminatın dava tarihi olan 16.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı yandan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 02.11.2022 tarihli ve 2022/6798 Esas, 2022/8425 Karar sayılı kararıyla; ''Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına'' karar verilmiştir.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalı vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; dava konusu edilen taşınmazın hatalı tespit edildiğini, akdin yerine getirilmesinde ifa imkansızlığı bulunduğunu, müvekkilinin yüklenici olarak üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirerek inşaatı tamamlamasına ve kat irtifakını almasına rağmen, arsa sahipleri tarafından dava konusu bağımsız bölümün devri yapılmadığını, rayiç bedel üzerinden hüküm kurulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu beyan ederek; onama kararının müvekkil lehine kaldırılarak kararın bozulmasını talep ederim dedi.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taşınmaz alımına ilişkin sözleşmede ifanın imkansız hale gelmesi nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1086 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 440 ıncı maddesi; ''I.Yargıtay kararlarına karşı tefhim veya tebliğden itibaren 15 gün içinde aşağıdaki sebeplerden dolayı karar düzeltilmesi istenebilir: 1 – (Değişik: 16/7/1981 - 2494/31 md.) Temyiz dilekçesi ve kanuni süresi içinde verilmiş olması şartiyle- karşı tarafın cevap dilekçesinde ileri sürülüp hükme etkisi olan itirazların kısmen veya tamamen cevapsız bırakılmış olması, 2 – Yargıtay kararında birbirine aykırı fıkralar bulunması, 3 – Yargıtay incelemesi sırasında hükmün esasını etkileyen belgelerde bir hile veya sahteliğin ortaya çıkması. 4 – Yargıtay kararının usul ve kanuna aykırı bulunması'' şeklindedir.
3. Değerlendirme
1.İlk Derece Mahkemelerinin nihai kararlarına karşı karar düzeltme yoluna başvurulması 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde sayılı sebeplerinin birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Somut uyuşmazlıkta; taraflar arasında imzalanan düzenleme şeklinde imzalanan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçerli olduğu ancak, davalının sözleşme gereği üzerine düşen edimi yerine getirmediği; bu durumda, davacının ifanın imkansız hale geldiği tarih itibariyle taşınmazın rayiç değerini talep etme hakkı olduğu, mahkemece bozma ilamına uygun olarak alınan bilirkişi raporunun taraf ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu; her ne kadar, davalı vekili karar düzeltme dilekçesinde yanlış taşınmazın değerlendirildiğini beyan etse de, davalı vekilinin usulüne uygun şekilde tebliğ edilen bilirkişi raporuna karşı itirazında bu husustan bahsetmediği, ilk kez temyiz aşamasında ve şimdi karar düzeltme dilekçesinde bu itirazını ileri sürdüğü, yargılama aşamasında ileri sürülmeyen hususların temyiz ve karar düzeltme aşamasında ileri sürülemeyeceği; bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı, dolayısıyla, davalı vekilinin karar düzeltme dilekçesinde bildirdiği sebeplerin Dairece verilen onama kararının düzeltilmesini gerektirecek nitelikte bulunmadığı anlaşılmıştır.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin karar düzeltme talebinin REDDİNE,
Aşağıda yazılı para cezası ile bakiye karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyen davalıya yükletilmesine,06.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.