"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/346 E., 2023/637 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çanakkale 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/702 E., 2021/666 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya direnme kararı verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Vakıf vekili; davacının davalı ... A.Ş. ile imzaladığı 1998 tarihli kira sözleşmesinde, kiracı tarafından kiralanan tesislerden elde edilecek yıllık gelirin %7'si oranında ve 17.500,00 USD'nin altında olamamak üzere kar payı ödeneceğinin, ödemede gecikme olması durumunda aylık %10 oranında gecikme zammı uygulanacağının kararlaştırıldığını, 2000 yılında imzalanan ek kira sözleşmesi ile ödenecek yıllık kar payının 35.000,00 USD'nin altında olamayacağının belirlendiğini, davalı .... ile 2013 yılında imzalanan kira sözleşmesinde ise aylık kira bedelinin net 14.000,00 TL olarak belirlenip kiracılık sıfatının bu şirkete devredildiğini, eski sözleşmelerin bu şirket için de bağlayıcı olduğunun açıkça düzenlendiğini, kar paylarının vadesinde ve sözleşmeye uygun ödenmediğini, bu sebeple kar payı alacağı yanında gecikme zammı alacağının da olduğunu iddia ederek; alacağın belirlenmesini ve şimdilik 5.000,00 USD kar payı-kira alacağı ile 5.000,00 USD gecikme zammı olmak üzere toplam 10.000,00 USD’nin davalılardan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... A.Ş.; kar payının eksiksiz ödendiğini, var olan gecikmelerin tarafların sözleşmeleri incelemesi ve mutabakat sağlaması sonucu ve ticari hayatın olağan akışına uygun olarak yaşandığını, kar payı ödemelerinde gecikme yaşanması sebebiyle geç ödenen tarihteki daha yüksek döviz kuru esas alınarak hesaplama yapıldığından ödenmesi gereken bedelden daha fazla ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ....; ödenmesi gereken kar payının her yıl eksiksiz olarak ödendiğini, kar payı ödemelerinin hesaplanabilmesi için alt kiracılar ile akdedilen sözleşmeler davacı tarafa gönderilerek mutabakat sağlaması gerektiğinden bedelin ödenmesinde gecikmeler yaşanmış ise de, gecikme sebebiyle geç ödenen tarihteki daha yüksek döviz kuru esas alınarak hesaplama yapıldığından ödenmesi gereken bedelden daha fazla ödeme yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 28.04.2021 tarihli ve 2017/702 E., 2021/666 K. sayılı kararıyla; kira alacaklarının beş yıllık zamanaşımına tabi olduğu, bu nedenle dava tarihinden itibaren geriye dönük beş yıllık döneme ait kar payı alacaklarının talep edilebileceği gerekçesiyle; bilirkişi raporundaki hesaplama doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile 651,80 USD kar payı alacağının ve kar payı bedellerinin geç ödenmesinden kaynaklanan 15.065,02 USD gecikme zammı toplamı 15.716,82 USD'nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun'un 4/A maddesi uyarınca Amerikan Doları cinsinden para borcuna uygulanacak faiz oranına göre işletilerek yabancı para alacaklarının fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden Türk Lirası karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 23.06.2022 tarihli ve 2021/1332 E., 2022/1392 K. sayılı kararıyla; mutabakatların sunulması için taraflara süre verilmesi, mutabakatlar bulunmuyor ise davanın belirsiz alacak davası olarak kabul edilmesi, mutabakatlar sunulur ise davanın kısmi dava olarak kabul edilmesi, kanun yahut sözleşme uyarınca davalıların müteselsil sorumluluğunu gerektiren sebep bulunmadığından 04.01.2013 tarihine kadar olan kar payı alacağı ve gecikme tazminatı borçlarından davalı ... A.Ş.nin, bu tarihten sonraki döneme ait kar payı alacağı ve gecikme tazminatı borçlarından davalı ....nin sorumlu olacağı gözetilerek zamanaşımının değerlendirilmesi, davacı vakfın tacir sayılmasının koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak tacir olduğu sonucuna ulaşılır ise taraflarca faiz oranının serbestçe belirleneceği gözetilerek sözleşmede kararlaştırılan aylık %10 temerrüt faizi şartının geçerli kabul edilmesi, aksi halde yasal faiz oranını geçen aylık %10 temerrüt faizi düzenlemesinin 6098 sayılı Kanun'un 88 ve 120 nci maddelerinde yer alan sınırlamaları geçmeyecek şekilde geçerli olduğunun gözetilmesi, her ne kadar yabancı para cinsinden talepte bulunulmuş ise de dava değerinin, dava tarihi ve ıslah tarihindeki Türk Lirası karşılığı hesaplanarak Türk Lirası üzerinden hüküm kurulması, ödemelerin hangi dönem kar payına ilişkin olduğuna yönelik kayıt var ise bilirkişi tarafından hesaplama yapılırken ödemelerin o dönem borcundan mahsup edilmesi, kayıt yok ise öncelikle ferilerden mahsup gerektiğinden her bir ödeme için ödeme tarihi itibari ile işlemiş gecikme faizi var ise öncelikle bu gecikme faizinden mahsup edilmesi ve artan ödeme olduğu takdirde en eski kira borcundan mahsup edilerek hesaplama yapılması gerektiğinden bahisle; tarafların istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve eksiklikler giderilerek yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; karar ve temyiz isteminin reddine dair verilen ek karar davacı tarafça temyiz edilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Dairemizin 28.11.2022 tarihli ve 2022/7472 E., 2022/8995 K. sayılı ilamıyla; davada toplanan delilleri maddi vakıa ve hukuki denetim yapmak suretiyle değerlendiren Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılamada hukukun ve delillerin yanlış uygulandığı yönünde belirleme yapılmış olmasına rağmen, olayda uygulama yeri bulunmayan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (4) numaralı alt bendi gereğince, usul ekonomisi ilkesine de aykırı olacak şekilde dosyanın yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendindeki açık hüküm ve aynı Kanun’un 362 nci maddesinin birinci fıkrasına eklenen (g) bendindeki hüküm birlikte değerlendirildiğinde kesin nitelikte olmadığı gerekçesiyle davalının temyiz dilekçesinin reddine ilişkin ek kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra, davacının esasa ilişkin temyiz itirazları yönünden; Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılıp gerekirse yeniden bilirkişi raporu alınarak yanlış uygulandığı tespit edilen hususlar giderildikten sonra sonucuna göre yeni bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle, karar bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yargılamayı sona erdirmeyen İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılıp dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine yönelik ilk kararının kesin nitelikte olduğu, henüz Yargıtay denetimine tabi bir karar oluşmadan önceki aşamada Yargıtayın kesin olan bir kararın hatalı olduğundan bahisle denetim yapmasının her türlü ara karar, ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir vb. kararların denetiminin alt dereceli Mahkemelerde tamamlanamayıp her aşamada Yargıtayın denetim yapması anlamına geleceği ve denetim hiyerarşisine aykırı bir durum olduğu gerekçesiyle, önceki kararda direnilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; direnme kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kira alacağı talebine ilişkin eldeki davada, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kaldırma kararının kesin nitelikte olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un “Duruşma yapılmadan verilecek kararlar” başlıklı 353 üncü maddesinin birinci fıkrası;
“(1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa;
a) Aşağıdaki durumlarda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir:
1) Davaya bakması yasak olan hakimin karar vermiş olması.
2) İleri sürülen haklı ret talebine rağmen reddedilen hakimin davaya bakmış olması.
3) Mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması. veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması.
4) Diğer dava şartlarına aykırılık bulunması.
5) Mahkemece usule aykırı olarak davanın veya karşı davanın açılmamış sayılmasına, davaların birleştirilmesine veya ayrılmasına karar verilmiş olması.
6) Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.
...”
hükmünü içermektedir.
2. Aynı Kanun’un “Temyiz Edilemeyen Kararlar” başlıklı 362 nci maddesinin ilgili bölümü şöyledir;
"(1) Bölge adliye mahkemelerinin aşağıdaki kararları hakkında temyiz yoluna başvurulamaz:
...
g) (Ek:22/7/2020-7251/39md.) 353 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında verilen kararlar.
...”
3. Değerlendirme
1. 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi hükmü, istinaf kanun yolunun ne şekilde uygulanacağı konusunda son derece belirleyicidir. Bir taraftan istinaf mahkemelerinin hukukî denetim yanında aynı zamanda maddi vakıa incelemesi de yaparak tahkikat sonucuna göre yeniden karar verme yetkisine haiz olan bir hüküm mahkemesi olduğu kabul edilirken, diğer taraftan da söz konusu bu hükümle bir nevi eksik inceleme gerekçesiyle dosyanın mahalline geri gönderilmesi kabul edilmektedir. 6100 sayılı Kanun’da kabul edilen dar istinaf sisteminin amacına uygun olarak, istinaf mahkemelerinin hukukî denetim görevini yerine getirirken gerektiğinde yeniden tahkikat ve inceleme yapmalarına imkan verecek bir uygulamanın benimsenmesi ancak ortada hukukî ve maddi vakıa denetimine konu olacak verilerin bulunmaması hâlinde ise tahkikatın yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesi gerekmektedir. Bu nedenle anılan hükümde altı alt bent halinde sayılan hâllerde, İstinaf Mahkemesinin verdiği İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve dosyanın ilgili İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi kararları kesin olduğundan temyiz edilemez.
2. 7251 sayılı Kanun ile 6100 sayılı Kanun’un 362 nci maddesinin birinci fıkrasına eklenen (g) bendinin gerekçesinde; 353 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamına giren durumlarda Bölge Adliye Mahkemesinin duruşma yapmadan kesin olarak karar vereceği, fıkraya eklenen yeni (g) bendiyle, 353 üncü madde hükmü ile uyum sağlanarak Kanun'un bütünlüğünün korunması amaçlandığı ifade edilerek, 353 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında verilen kararların kesin nitelikte olduğu vurgulanmıştır.
3. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Bölge Adliye Mahkemesince verilen kaldırma kararının kesin nitelikte olduğu ve bu karara karşı temyiz yoluna başvurulamayacağı, buna bağlı olarak bu karara karşı davacı vekili tarafından yapılan temyiz isteminin reddine dair Bölge Adliye Mahkemesince verilen ek kararın usul ve kanuna uygun olduğu yeniden yapılan inceleme sonucunda anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi direnme kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 373 üncü maddesinin beşinci fıkraları uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.