Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2511 E. 2023/2799 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı avukatın, takip ettiği kadastro tespiti davası sonucunda davalılardan talep ettiği avukatlık ücreti miktarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, bozma kararına uygun olarak avukatlık ücretini takdir etmesinde ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek davacı vekilinin karar düzeltme talebi reddedilmiş ve dairenin onama kararı kesinleşmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/442 E., 2021/207 K.

DAVALILAR : ... ve diğer 57 kişi

DAVA TARİHİ : 27.06.2011

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davacılar vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, davalıların murisi ... ... ile ... ili ... İlçesi ... Köyü ... mevkiinde bulunan 431 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kadastro tespitine itiraz davasının takibi konusunda 16.02.1977 tarihinde vekalet ücret sözleşmesi imzaladığını, ayrıca bir kısım davalılarla 16.04.1992 tarihinde ek bir sözleşmenin de yapıldığını, anılan sözleşmeler gereğince 431 parsele ilişkin ... Kadastro Mahkemesinin 1990/149 E., 1998/7 K. sayılı dosyası üzerinden açılan kadastro tespiti davasını takip ettiğini, davanın davalılar lehine sonuçlanarak taşınmazın davalılar adına tapuya tescilinin sağlandığını, buna karşın davalıların vekalet ücreti alacağını ödemediklerini ileri sürerek, ücret sözleşmesi gereğince 431 parsel sayılı taşınmazın 10.000 m2'lik kısmına isabet eden davalılara ait hisselerin iptali ile adına tesciline, tescil talebinin kabul edilmemesi halinde bu miktarın dava tarihindeki değerinin, dava tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, bu talebinin de kabul edilmemesi halinde ise hak etmiş olduğu vekalet ücreti miktarının tespit edilerek şimdilik 100.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Bir kısım davalılar, davanın zamanaşımı ve esastan reddini dilemişler, bir kısım davalılar ise davaya cevap vermemişlerdir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece 09.04.2012 tarih ve 2011/289 E., 2012/130 K. sayılı kararıyla; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 18.3.2014 tarihli ve 2013/23140 E.- 2014/7671 K. sayılı ilamı ile; “1-Zamanaşımı savunması (defi), davalının borçlu bulunduğu bir borcu yerine getirmekten kaçınma olanağı sağlayan kişisel bir haktır. Bu nedenle zamanaşımından sadece ileri süren taraf yararlanabilir. Davalılardan biri tarafından ileri sürülen zamanaşımı savunmasından, ileri sürmeyen diğer davalı veya davalılar yararlanamazlar.

Somut olayda, zamanaşımı def’inin, bir kısım davalılar tarafından ileri sürüldüğü, bu nedenle zamanaşımından sadece ileri süren davalıların yararlanabileceği göz ardı edilerek, zamanaşımı def’inde bulunmayan davalılar yönünden de davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

2-Zamanaşımını kesen sebepler Borçlar Kanununun 133 üncü maddesinde düzenlenmiş, aynı kanunun 135 inci maddesinde ise zamanaşımı kesilince, kesilmeden itibaren yeni bir sürenin işlemeye başlayacağı hükme bağlanmıştır. Yine müteselsil borçlulardan birine karşı kesilen zamanaşımının, diğer müteselsil borçlular bakımından da kesilmiş olacağı Borçlar Kanununun 134/1 inci maddesinde açıkça düzenlenmiştir.

Somut olayda, bir kısım davalılar tarafından ileri sürülen zamanaşımı def’i üzerine, davacı tarafından olayda zamanaşımını kesen hususların bulunduğu, bu nedenle alacağın zamanaşımına uğramadığı ileri sürülerek, buna ilişkin deliller ibraz edilmişse de, mahkemece bu hususta bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, davacı tarafından ileri sürülen zamanaşımını kesen nedenler üzerinde durulup, bu konuda ibraz edilen deliller değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Avukatlık Kanunu 164/4 maddesi uyarınca, müddeabihin değerinin yüksek oluşu, yapılan işin emek ve mesaiye göre dava konusu taşınmazın Avukatlık Ücret alacağının doğduğu tarih olan 13.09.2006 tarihi itibariyle değerinin yüzde 10 karşılığı olan 726.527,459 TL bedelin avukatlık ücreti olarak takdir edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 26.10.2022 tarihli ve 2022/6361 E., 2022/8206 K. sayılı kararıyla, Davalılar ..., ..., ..., ..., ..., temyiz dilekçesinin yasal süre geçtikten sonra verilmiş olması nedeniyle, 01.06.1990 tarihli ve 1989/3 E., 1990/4 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararı uyarınca Yargıtay'ca da temyiz dilekçesinin reddine, Davacıların temyiz dilekçesinin incelemesi yönünden ise, dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davacılar vekili, temyiz dilekçesindeki hususları tekrar ederek verilen avukatlık hizmetinin uzun yıllar sürmüş olması da dikkate alınarak %20 oran üzerinden vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken hatalı hüküm kurulduğunu belirterek daire onama ilamının düzeltilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı avukatın talep ettiği avukatlık ücreti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme

Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle bozmaya uyularak verilen mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekir.

VIII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para ceza ile karar düzeltme harcının düzeltme isteyene yükletilmesine,

19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.