"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/477 E., 2020/232 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili ve davalılar ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili Kurumdan yetim aylığı almakta iken muhtaçlığının kalkmasıyla davalıya hak etmediği 01.04.1998-31.07.2008 tarihleri arasındaki maaş ödemesi yapıldığını, davalının hak etmediği istihkaklarının 30.358,51 TL aylık, 6.220,04 TL 1999-2007 yılları arası tütün ikramiyesi tutarı, 426,72 TL ek ödemeler tutarı olmak üzere toplam 37.005,27 olduğunu, 5510 sayılı Kanun'un 96 ncı maddesinde fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen her türlü ödemelerin hesaplanacak olan kanuni faizi ile birlikte genel hükümlere göre geri alınacağının düzenlendiğini belirterek fazlaya dair her türlü dava ve alacak hakları saklı kalmak üzere Kurum zararı olan, haksız olarak çekilen toplam 37.005,27 TL aylık ve diğer paraların her biri için ayrı ayrı Kurumca ödenme tarihlerinden itibaren işlemiş ve işleyecek değişik oranlarda yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili süresinden sonra verdiği cevap dilekçesiyle; bahse konu gayrimenkule müvekkilinin yetim aylığı bağlanmadan önce maliki olduğunu, müvekkiline bağlanan maaşın seferlikte olan veya kaybolan yakınlarına destek kapsamında yetim aylığı olduğunu ve gayrimenkul sahibi olması, sonradan edinmesi yahut herhangi bir Sosyal Güvenlik Kurumundan emekli olmasının yapılan ödemelerin iadesini gerektiren bir durum olmadığını savunarak davanın reddini istemiş; 09.04.2016 tarihinde davalı ... vefat ettiğinden mirasçıları davaya dahil edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Merzifon Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 15.05.2012 tarihli ve 2010/567 E., ve 2012/180 K. sayılı ilamıyla; 5434 sayılı Kanun'un 121 inci maddesi uyarınca SGK hatalı işlemlerin düzeltildiği tarihten geriye doğru hesap edilecek beş yıllık tutarı tahsil edebileceği, 01.06.1996 tarihi itibariyle T.C. Emekli Sandığı tarafından davalıya muhtaç erkek çocuk statüsüyle yetim aylığı bağlandığı, 01.04.1998 tarihi itibari ile SSK'dan da yaşlılık aylığı almaya başladığı, 2003 yılında bir kısım taşınmazlar edindiği ve bu durumu 5434 sayılı Kanun'un 110 uncu maddesi gereği Emekli Sandığına bildirmediği, bu nedenle yersiz ödemelere kusuru ile sebebiyet verdiği, hatalı işlemin düzeltildiği 22.05.2008 tarihinden geriye doğru beş yıllık dönemde bilirkişi raporuyla hesap edilen rücu alacağının davalıdan tahsili gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla devam edilmesine, 22.931,82 TL aylık toplamı 426,72 TL ek ödemeler ve 4.760,13 TL tütün ikramiyesi olmak üzere toplam 28.118,67 TL'nin ödeme tarihi olan 22.05.2003 tarihinden itibaren işlemiş ve dava tarihi olan 11.10.2006 tarihinden itibaren işleyecek değişik oranlarda yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı Kuruma verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 25.06.2013 tarihli ve 2013/12718 E., 2013/14433 K. sayılı ilamıyla; dava konusu uyuşmazlığın çözümünde genel Mahkemelerin görevli olduğu, İş Mahkemesi sıfatıyla Merzifon Asliye Hukuk Mahkemesine açılan ve 15.05.2012 tarihli celseye kadar bu sıfatla görülen davada anılan tarihte yargılamaya son verildiği duyurulduktan sonra görevsizlik kararı verilmesi ve işten el çekilmesi yerine, açılan davanın kısmen kabulüne şeklinde hüküm kurulduktan sonra Mahkemenin görevsiz olduğundan bahisle bu kez, “Davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla devam edilmesine” denilmek suretiyle işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Onama Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece Yargıtay ilamı doğrultusunda dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine dair verilen karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 08.04.2014 tarihli ve 2014/3387 E., 2014/8192 K. sayılı ilamıyla; dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilâmına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 01.06.1996 tarihi itibariyle T.C. Emekli Sandığı tarafından davalıya muhtaç erkek çocuk statüsüyle yetim aylığı bağlandığı, 01.04.1998 tarihi itibari ile SSK'dan da yaşlılık aylığı almaya başladığı, 2003 yılında bir kısım taşınmazlar edindiği ve bu durumu 5434 sayılı Kanun'un 110 uncu maddesi gereği Emekli Sandığına bildirmediği, bu nedenle yersiz ödemelere kusuru ile sebebiyet verdiği, mirasın hükmen reddi davasının iş bu davayı etkilemediği, 22.02.2012 tarihli bilirkişi raporunun sonuç bölümü birinci kısımdaki hesaplama hükme esas alınarak hatalı işlemin düzeltildiği 22.05.2008 tarihinden geriye doğru hesap edilecek 5 yıllık tutarın ödeme tarihleri itibariyle hesaplanacak kanuni faizleriyle birlikte tahsili gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 22.931,82 TL aylık toplamı, 426,72 TL ek ödemeler ve 4.760,13 TL tütün ikramiyesi olmak üzere toplam 28.118,67 TL asıl alacağın dava tarihi olan 11.10.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte dahili davalılardan tahsili ile davacı Kuruma verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalılar ..., ..., ... ve ... temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; 37.005,27 TL alacağın olduğunu, davalının muhtaçlığının kalkmış olmasına rağmen haksız olarak almaya devam ettiği aylıklar, ek ödemeler ve tütün paraları nedeniyle Kurumu uğratmış olduğu zararları tazminle sorumlu olduğunu, bilirkişi raporunda yer alan tüm ödemelerin Kurumca geri istenebileceği yolunda görüşe karşın davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ... ve ... birlikte verdikleri dilekçeyle; mirasın reddine dair davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, müteveffanın üzerine tapu görünmesinin muhtaçlığın kalkması için yeterli bir neden olmadığını, üstsoylar vefat ettiğinde hiçbir ekonomik değeri olmayan çok küçük yüzdelerle hak sahipliği sağlayan bazı taşınmazlar görünebildiğini, taşınmazın bu kişiye sağladığı ekonomik katkının olup olmadığının araştırılmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
3. Davalı ... ve ... birlikte verdikleri dilekçeyle; mirasın reddine dair davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, müteveffanın üzerine tapu görünmesinin muhtaçlığın kalkması için yeterli bir neden olmadığını, üstsoylar vefat ettiğinde hiçbir ekonomik değeri olmayan çok küçük yüzdelerle hak sahipliği sağlayan bazı taşınmazlar görünebildiğini, taşınmazın bu kişiye sağladığı ekonomik katkının olup olmadığının araştırılmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 5510 sayılı Kanun kapsamında yapılan yersiz ödemelerin iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Bekletici sorun" başlıklı 165 inci maddesi.
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "Ret hakkı" başlıklı 605 inci maddesi.
3.Değerlendirme
1. Mirasın reddi, Türk Medeni Kanunu'nun 605 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan Kanun'un 605 inci maddesinde, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri belirtilmiştir. Mirasın reddi halinde, mirası reddedenler yönünden davaya devam edilemez.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 605 inci maddesinin ikinci fıkrasında ise;“ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm çerçevesinde, mirasın hükmen reddi bir süreye tabi olmayıp, mirasçılar, alacaklılara karşı açacakları tespit davası ile terekenin borca batık olduğunun tespitini her zaman isteyebilecekleri gibi, mirasçılara karşı açılacak davada defi olarak da her zaman terekenin borca batık olduğu ileri sürülebilecektir.
O halde, Mahkemece mirasın reddi halinde mirası reddeden mirasçılar aleyhine hüküm kurulamayacağı değerlendirilerek Merzifon Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/98 E. sayılı dava dosyasının bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma gerektirir.
2. Bozma nedenine göre davacı vekilinin tüm ve davalılar ..., ..., ... ve ...'in sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı HUMK'nın 428 inci maddesi gereğince davalılar ..., ..., ... ve ... yararına BOZULMASINA,
2. Bozma nedenine göre davacı vekilinin tüm ve davalılar ..., ..., ... ve ...'in sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine,
6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
04.03.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.