Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2597 E. 2024/587 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı eczanenin, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile yaptığı protokole aykırı davranarak ilaçları hastalara teslim etmediği iddiasıyla kesilen cezai şart ve uyarı cezasının iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Soruşturmaya konu reçetelerdeki ilaçların hastaların tedavisiyle uyumlu olduğunun tespit edilmesi ve davalı SGK tarafından iddiaların ispatlanamaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1225 E., 2023/82 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 18. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/329 E., 2021/426 K.

Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali ve menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, davalı kurumun, Rehberlik ve Teftiş kurulu Başkanlığı tarafından düzenlenen 09.01.2015 tarih ve 1 sayılı soruşturma raporuna göre kuruma teslim edilen reçetelere ilişkin inceleme başlatıldığı ve reçetelere ilişkin ilaçların kimliği belirsiz kişilere teslim edildiği, reçetede yer alan imzaların hasta veya yakınına ait olmadığı ve ilaçların hastaya teslim edilmemiş olmasına rağmen teslim edilmiş gibi sisteme giriş yapıldığı gerekçesiyle vekil edeni hakkında 2016 yılı SGK protokolünan 5.3.2 maddesi gereği 1.189,00 TL cezai şart ve 1. kez uyarı işlemi ile 5.3.5 maddesi gereği 5.028,12 TL cezai şart ve 1. kez uyarı cezası verilmesine haksız olarak karar verildiğini ileri sererek 2 adet reçeteden dolayı toplamda 6.217,92 TL borçlu olmadığının tespitine, kesilen cezai şart ve uyarı cezasının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, davacı tarafın vekil edeni kurum ile imzalanan SGK kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokol hükümlerine aykırı davrandığını, yapılan incelemede kuruma teslim reçetelere ilişkin ilaçların kimliği belirsiz kişilere teslim edildiği, reçetede yer alan imzaların hasta veya yakınına ait olmadığı ve ilaçların hastaya teslim edilmemiş olmasına rağmen teslim edilmiş gibi sisteme giriş yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 03.04.2018 tarih, 2016/353 E., 2018/119 K. sayılı kararıyla; dava konusu kurum işlemine sebebiyet veren iki adet reçetede belirtilen ilaçların davacı tarafından hasta yakınlarına verildiği, 2016 yılı protokolünün 5.3.2 maddesi uyarınca ilaçların hasta tarafından alındığı, alınmadığı yönünde yahut eczacı tarafından eksik teslim edildiği yönünde hasta beyanı bulunmadığı, reçetelerden birinin e-reçete olduğu, davacı eczanenin reçete oluşumunda herhangi bir suretle dahlinin ve menfaatinin dosya kapsamından anlaşılmadığı, alınan bilirkişi raporunda uygulanan cezai şart ve uyarı işlemlerinin 2016 protokolüne aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesinin 17/11/2020 tarih ve 2020/300 E., 2020/338 K. sayılı ilamı ile " İlk Derece Mahkemesince alınan heyet raporunda 4.3.6 maddeye göre yapılan uygulamanın yerinde olduğu neticesine varıldığı, heyetten ayrık olarak rapor yazan ve yine heyet üyesi olan bilirkişi ..........., tarafından ise davacı eczanenin 2016 SGK protokolüne aykırı davrandığına dair dosyada kanıt bulunmadığının bildirildiği anlaşılmıştır. Mahkeme kararındaki gerekçede her iki bilirkişi raporundan ayrık görüş içeren rapora neden itibar edildiği, tam olarak açıklanmamış, çelişki giderilmemiştir. Ayrık görüşe itibar edilmesi halinde bu görüşün üstün tutulması nedenlerinin delilleri ile tartışılması veya rapordaki görüş ayrılığının anılı bilirkişi heyeti dışında oluşturulacak uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması süretiyle giderilmesi, ilaçların reçete sahiplerine teslim edilip edilmediği yönünde; eksik ise bu yöne ilişkin delillerde celp edilerek ilaçların reçete sahiplerine teslim edilmediğinin tespiti halinde hasıl olacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken; eksik tahkikat ile yazılı şekilde karar tesisi yerinde görülmediği" gerekçesiyle mahkeme kararı kaldırılarak yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; alınan son bilirkişi heyet raporunun uyuşmazlığı çözmeye elverişli bulunarak hükme esas alındığı, davalı kurumca yapılan ve davacının mesul müdürü olduğu ......, Eczanesi hakkında olan soruşturmada protokolün 5.2 maddesine aykırı olarak davacının savunmasının alınmadığı, 5.3.5 maddesinde yer alan eczanede denetim yapılması koşuluna rağmen bu denetimin yapılmamış olduğu, soruşturmaya konu 1 kağıt reçete ve 1 e-reçetedeki ilaçların hastaların tedavisi ile uyumlu oldukları, hasta ..........,'a ifadesi alınırken reçetelerle ilgili ve imzanın kendisine ait olup olmadığıyla ilgili soru sorulmadığı, e-reçete yönünden hasta .......,'in babasının ifadesinde ilaçların teslim alınıp alınmadığının sorulmadığı anlaşıldığından davacı kurumca yapılan işlemlerin haklı olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili, tarafların ihtiyati tedbire konu sözleşmeyi Borçlar Kanunu ve Ticaret Kanunu'nun hükümlerine göre yaptığını, sözleşmelerin feshinin tek taraflı yapılan hukuki bir muamele olduğunu, sözleşme ilişkisinin devamı hususunda her iki tarafı zorlayıcı ve emredici bir hükmün bulunmadığını, özel hukuk alanında Kurumun sözleşmeden kaynaklanan fesih hakkını kullanmasının yasal olduğunu, farklı şekilde hüküm kurulmasının hiçbir hüküm tanımadan verilen tüm reçetelerin ödenmesi, protokol hükümlerinin işlevi olmaması sonucuna doğru gittiğini, davacının sözleşme ile sözleşmenin konusu, şekli, fesih nedenleri, hak ve yükümlülükleri, sorumlulukları ve yaptırımları kabul ettiğini ve basiretli bir tacir gibi davranması gerektiğini, kurumun davaya konu karar, hukuka ve protokol hükümlerine uygun olduğundan kamu kurumu aleyhine vekalet ücretine hükmolunamayacağını ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya arasına alınan son bilirkişi raporu ile önceki raporun ayrık görüş dahil cezai şartlar ve uyarı yönü ile birbiri ile örtüştüğü, İlk Derece Mahkemesinin son rapora dayalı gerekçeli kararının isabetli olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü aynı nedenlerle; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının 2016 yılı SGK kapsamındaki kişilerin TEB üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin protokolün 5.3.2 nci ve 5.3.5 inci maddelerini ihlal edip etmediğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2016 yılı SGK kapsamındaki kişilerin TEB üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin protokolün 5.3.2 nci maddesi şu şekildedir;

“Eczacının Kuruma fatura ettiği reçetelerde (e-reçete olarak düzenlenenler hariç) bulunması gereken ve reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahibine ya da ilacı alana teslim edildiğine ilişkin imzanın, reçete sahibine veya ilacı alana ait olmadığının tespit edilmesi halinde, reçete bedelinin 2 (iki) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı yazılı olarak uyarılır, tekrarı halinde reçete bedelinin 5 (beş) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 (bir) ay süre ile sözleşme yapılmaz. Ancak hastanın veya ilacı teslim alan kişinin ilacı aldığını beyan etmesi durumunda bu madde hükmü uygulanmaz. ”

2. 2016 yılı SGK kapsamındaki kişilerin TEB üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin protokolün 5.3.2 nci maddesi şu şekildedir;

“Kurum, İl Sağlık Müdürlüğü veya Eczacı Odası tarafından eczanede yapılan denetimde, reçete sahibi veya ilacı alan kişiye teslim edilmeyen ilaçlara ait reçetelerin Kuruma fatura edildiğinin tespiti halinde ilaç bedelinin 2 (iki) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı uyarılır. Tekrarı halinde ilaç bedelinin 10 (on) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 6 (altı) ay süre ile sözleşme yapılmaz. Ancak, Kurum tarafından yapılacak soruşturma neticesinde hastaya teslim edilmek üzere hastanın ilaç alım tarihinden itibaren 60 (altmış) günü geçmeyecek sürede ilaçların eczanede bekletildiğinin saptanması halinde bu madde hükmü uygulanmaz."

3.Değerlendirme

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre; soruşturmaya konu 1 kağıt reçete ve 1 e-reçetedeki ilaçların hastaların tedavisi ile uyumlu oldukları anlaşıldığından mahkeme kararı yerinde olmakla davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.