Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2641 E. 2024/408 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Haksız azil iddiasına dayalı avukatlık ücretinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalılar vekilinin zamanaşımı ve haklı azil def'i ileri sürmemesi, vekaletnamede sulh yetkisinin bulunması ve bilirkişi hesaplamasının doğru olması gözetilerek, istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/379 E., 2023/413 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/596 E., 2020/171 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvrusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, davalılar murisi ile avukatlık ücret sözleşmesi yapıldığını, işin üstlendildiğini ve gereğinin yerine getirildiğini, ancak bir kısım ödemeler yapmış olsa da kararlaştırılan ücreti ödemeden 31.12.2012 tarihinde davalılar murisinin davacı avukatı vekaletten azlettiğini alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine haksız itiraz ettiklerini ileri sürerek vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili, davalılar murisi ...ile davacı avukat arasındaki sözleşme nedeniyle davalılar murisinin üstlendiği edimi yerine getirdiğini, bakiye borcu bulunmadığını, davacı avukatın dayandığı 271.000,00 TL bedelli senedin altındaki imzaların murise ait olmadığının da İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi kararıyla belirlendiğini, bu davanın halen istinaf aşamasında olduğunu, davacı avukatın yargılaması daha önce yapılmış ancak kesinleşmemiş bir yargı kararı bulunmasına rağmen kötüniyetle bu davayı açtığını, davanın H.M.K.’nun 114/1-ı (derdestlik) hükmü gereğince usulden reddi gerektiğini, esas yönünden de davacı tarafın iddialarının yerinde olmadığını, davacı tarafın alacağı olmamasına rağmen ısrarla dava yoluna başvurduğunu, hukuki talep ve başvuru haklarını kötüye kullandığını, bu nedenlerle, davanın reddi ile davalılar lehine kötüniyet tazminatına karar verilmesini dilemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararıyla; davacı avukat tarafından üstlenilen işin özenli olarak yürütüldüğü, buna bağlı olarak davalılar murisi tarafından davacı avukatın azlinin haksız azil olarak kabulünün yerinde olacağı, davacı ile davalılar murisi arasındaki 28/03/2011 tarihli avukatlık ücret sözleşmesinin geçerli bir sözleşme olarak kabulü gerektiği, bununla beraber, uzman bilirkişi tarafından da isabetli olarak belirtildiği üzere sözleşmenin 2. maddesinin 2. cümlesindeki “sözleşmeden kaynaklanan ana para haricinde kalan faizin tamamı avukatlık ücreti olarak yukarıda belirtilen ücretlerin dışında avukata ödenecektir” bölümünün faizin oranı ve miktarı belli olmadığından, belirsizlik arz ettiğinden geçersiz kabul edilmesinin yerinde olacağı, bu çerçevede uzman bilirkişi tarafından yapılan hesaplama çerçevesinde davacının yapılan ödemeler de düşüldükten sonra davaya konu takipte 323.914,48 TL asıl alacak talebinde bulunabileceği, KDV yönünden herhangi bir talep olmadığından bu yönde karar verilmesine yer olmadığı, işlemiş faizin ise davacı tarafından davalılara gönderilen ihtarnamenin tebliğ tarihi ve buna verilen sürenin eklenmesiyle ulaşılan 19.10.2018 tarihinden itibaren takip tarihine kadar 1.517,52 TL olarak belirlenmesinin yerinde olacağı, bunun yanında alacak belirlenebilir (likit) olduğundan %20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesi gerektiğinden bahisle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili, reddedilen kısmın ve faiz taleplerinin reddedilmesinin hatalı olduğu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

Davalılar vekili, davacı tarafın avukat olduğunu, müvekkillerinin murisi ile hukuki iş ve işlemlerin yapılması için anlaştıklarını, yargılama sürerken avukatın sulh sözleşmesi ile davalı taraf ile sulh olunarak yüklenilen işi kendince sonuçlandırdığını, sulh sözleşmesinin kendisi ile müzakere edilmemesinin aralarındaki güven ilişkisini zedelediğini sonuç olarak murisin azilname ile avukatı azlettiğini, murisin davacı avukata sözleşme bedelini ödediğini daha sonrasında bir senedin ortaya çıktığını fakat üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını bunun da alınan raporda tespit edildiğini ve neticede karar ile murisin borçlu olmadığına karar verildiğini ancak davacı avukat kesinleşen mahkeme kararına rağmen bir takım asılsız ve hukuki dayanağı olmayan iddialarla murisin vefat etmesi üzerine yasal mirasçıları olan müvekkillerinin aleyhine yeniden 2011 tarihli sözleşmeden doğan vekalet ücreti alacağı iddiası ile ihtarname gönderip akabinde ilamsız icra takibi başlattığını, davacı avukat tarafından iddia edilen alacağı zamanaşımına uğradığı açık olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı avukat tarafından üstlenilen işin özenli olarak yürütüldüğü, buna bağlı olarak davalılar murisi tarafından davacı avukatın azlinin haksız azil olarak kabulünün yerinde olduğu, davacı ile davalılar murisi arasındaki 28.03.2011 tarihli avukatlık ücret sözleşmesinin ise 164 ve 165. maddelere de uygun olmakla geçerli bir sözleşme olarak kabulü gerektiği, bununla beraber; Yerel mahkece aldırılan uzman bilirkişi tarafından da isabetli olarak belirtildiği üzere sözleşmenin 2. maddesinin 2. cümlesindeki “sözleşmeden kaynaklanan ana para haricinde kalan faizin tamamı avukatlık ücreti olarak yukarıda belirtilen ücretlerin dışında avukata ödenecektir” bölümünün faizin oranı ve miktarı belli olmadığından bu yönüyle geçersiz kabul edilmesinin yerinde olacağı, bu çerçevede uzman bilirkişi tarafından yapılan hesaplama çerçevesinde davacının yapılan ödemeler de düşüldükten sonra davaya dayanak takip dosyasında Euro karşılığı TL olarak belirtilen alacaklarının tahsilini talep edilmekle taleple bağlılık ilkesi gereği TL cinsinden davaya konu takipte 323.914,48 TL asıl alacak talebinde bulunabileceği (Yarg.3. Hd.ESAS: 2021/7696 KARAR: 2022/3750), KDV yönünden herhangi bir talep olmadığından bu yönde karar verilmesine yer olmadığı, işlemiş faizin ise davacı tarafından davalılara gönderilen ihtarnamenin tebliğ tarihi ve buna verilen sürenin eklenmesiyle ulaşılan 19/10/2018 tarihinden itibaren takip tarihine kadar 1.517,52 TL olarak tespit edildiği, bunun yanında alacak belirlenebilir (likit) olduğundan %20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesi usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, istinaf dilekçesindeki hususları tekrar ederek davanın tam kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

Davalılar vekili, istinaf dilekçesindeki hususları tekrar ederek, davanın tümden reddedilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, haksız azil iddiasına dayalı avukatlık ücretinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.

2. İlgili Hukuk

1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164. ve 165. maddeleri

3.Değerlendirme

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, davalılar vekilinin cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında ve azlin haklı olduğu savunmasında bulunmamış olmasına, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın doğru, davalılar murisi tarafından verilen vekaletnamede sulh yetkisinin bulunuyor oluşunun anlaşılmasına göre tarafların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.