"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/486 E., 2023/336 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 21. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/27 E., 2020/225 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, vekil edeninin 14.06.2019 tarihinde, davalı ...'a 295.200-TL borç para gönderdiğini, para gönderme işlemi esnasında yapılan banka işlemi açıklamasına "04.07.2019 tarihinde geri ödeme alınacak" ibaresi yazılarak borç olarak verdiğini açıkça belirtiğini, davalı tarafından vekil edenine belirtilen tarihte geri ödeme yapılmamış olması üzerine İzmir 24. İcra Dairesinin 2019/10297 E. sayılı dosyası kapsamında icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun, borcu ödediğine dair herhangi bir belge sunmaksızın haksız bir şekilde borca itiraz ettiğini, bu nedenle borçlunun yaptığı haksız ve hukuka aykırı 295.200,00 TL yönünden itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, borçlunun kötüniyeti sabit olduğundan takip konusu alacağın %20'sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı süresinde cevap vermeyerek iddiaları reddetmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; icra takip dosyasında borcun sebebinin 16.07.2019 tarihli 441.500,00 TL tutarlı alacak olarak gösterildiği, takibe dayanak herhangi bir dekont yahut belge sunulmadığı, bu sebeple davacının dava dilekçesinde belirttiği 14.06.2019 tarihli 295.200,00 TL'lik dekonta dayanarak iddiasını ispat edemeyeceği, davacının dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmadığı, dava dilekçesinde sair yasal delil yazdığı, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2016/9842 E., 2019/11250 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere davacının dava dilekçesinde delillerinde açıkça ''yemin'' deliline dayanmadığı hallerde davacı tarafın dava dilekçesinde ''ve sair deliller'' demekle Mahkemece davacıya yemin teklif edebileceğinin hatırlatılamayacağı gerekçesiyle davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, havale dekontunda açıklamanın paranın ödünç olarak gönderildiğini gösterdiğini, davada ispat yükünün davalıya ait olduğunu, havalede paranın borç olarak gönderildiğine ilişkin açıklama olmasına rağmen ispat yükünün ters çevrilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafça, davalıya borç olarak verilen paranın 14.06.2019 tarihinde banka aracılığı ile gönderildiği ve dekont üzerine "04.07.2019 tarihinde geri ödeme alınacak" ibaresi bulunduğu belirtilerek itirazın iptali talep edilmiş ise de; İcra takip dosyasında borcun sebebinin 16.07.2019 tarihli 441.500,00-TL tutarlı alacak olarak gösterildiği, takibe dayanak herhangi bir dekont yahut belge sunulmadığı; bu haliyle artık davacının dava dilekçesinde belirttiği 14.06.2019 tarihli 295.200,00-TL'lik dekonttaki 'geri ödeme alınacak' şeklindeki açıklamalı ibarenin havale edilen 295.200-TL 'lik miktarın borç olarak gönderildiğini kabul için yeterli olmadığı, davanın 6100 sayılı HMK döneminde açılmış olduğu, davacının dava dilekçesinde delillerinde açıkça ''yemin'' deliline dayanmadığı anlaşılmakla, davacı tarafın dava dilekçesinde ''ve sair deliller'' demekle delil listesinde açıkça yemin deliline dayanmadığı, böylece davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine ilişkin verilen karar usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü aynı nedenlerle; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, borç olarak gönderilen havale bedelinin davalıdan tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6098 sayılı Kanun'un 555 ve devamı maddelerinde düzenlenen " havale" bir ödeme vasıtasıdır. Eş söyleyişle, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin tersinin (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havaleci, bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.03.2003 tarihli ve 2003/3-118 E., 2003/158 K. sayılı ilamı).
2. Kural olarak belli bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini, tarafların ispat etmesi gerekir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) ‘‘İspat yükü " başlıklı 6 ncı maddesi uyarınca; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Aynı yöndeki düzenleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ( 6100 sayılı Kanun ) 190 ıncı maddesinin birinci fıkrasında, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." şeklinde ifade edilmiştir. Buna göre ispat yükü, ispatı gereken vakıalara dayanan tarafa ait olup, herkes iddiasını ispatla mükelleftir.
3.Değerlendirme
Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup herhangi bir kayıt içermeyen havaleler borç ödeme niteliğinde ise de ispat yükü üzerinde bulunan davacı, söz konusu 14.06.2019 tarih 295.200 TL bedelli havale açıklamasında "04.07.2019 tarihinde geri ödeme alınacak" kaydına yer vererek paranın borç olarak gönderildiğine dair iddiasını bu miktar yönünden ispat etmiş olup, aksini ispat yükü davalıdadır. Bundan sonra artık davalı, aksi yöndeki iddiasını ancak, alacağın miktarı itibariyle yazılı delille ispat etmesi gerekirken, bu yönde bir delil sunamamıştır. Bu itibarla, davanın kabulüne karar vermek gerekirken reddine karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, 6100 sayılı HMK'nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.