Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2664 E. 2024/2032 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sahte vekaletname kullanılarak yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle davacının uğradığı zarardan kimlerin sorumlu olduğu ve tazminat miktarının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı noter ve çalışanı ile avukatların haksız fiillerinden kaynaklanan zarardan sorumlu oldukları, davacının da kısmi kusuru bulunduğu ve emlakçıya ödenen komisyon bedelinin davalı noter ve çalışanın sorumluluğuna dahil edilemeyeceği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilen vekalet ücreti düzeltilerek karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili, davalılardan ... ve ... vekili ile duruşma istemli olarak ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 25.06.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat .... ile davalılardan ... vekili Avukat ..'in sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının inşaat alanında faaliyette bulunduğunu, emlak komisyonculuğu yapan dava dışı şahıslar tarafından davaya konu taşınmaz üzerine kat karşılığı inşaat yapımına ilişkin kendisine teklifte bulunulduğunu, taşınmazın yerinin gösterildiğini, arsa malikleriyle görüşmek istediğini ancak vekilleri olan davalılardan Umut Şefik ile görüştürüldüğünü, davalı ...'in taşınmazlara dair tapu kayıtlarını, imar durumunu gösterir belediye yazısını, vekaletnamesini ibraz edip, sözleşme yapılır ise aynı büroda faaliyette bulunduğu diğer davalı avukat Nimet ile birlikte vekil sıfatıyla sözleşmeyi imzalayacakları, ödemelerin de yine kendilerine yapılması gerektiği yönünde beyanda bulunduğunu, bahse konu resmi belgelerin kendisinde uyandırdığı güven duygusuyla satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesini arsa maliklerine vekaleten davalı ... ile imzaladığını, sözleşme uyarınca inşaatın %60 hissesinin kendisinin, %40 hissesinin ise arsa sahiplerinin olacağının kararlaştırıldığını, bu süreçte defalarca arsa malikleri ile görüşmek istediğinde davalı ... tarafından çeşitli bahanelerle oyalandığını; sözleşmeyi tapu kütüğüne şerh ettirip inşaat faaliyetlerine başladığı sırada, arsa maliklerinden Mehmet Hilal'in kimlik bilgilerinin meçhul kişi veya kişiler tarafından ele geçirilip, kimlik bilgileri kullanılarak diğer paydaşların vekili olarak tayin edildiğini, ardından bahse konu sahte kimlik ve vekaletnameye istinaden sözleşmeye dayanak sahte vekaletnamenin düzenlendiğini öğrendiğini, olayın meydana gelmesinde gerekli dikkat ve özeni göstermeyen davalı noterin kusurlu olduğu gibi kusursuz sorumluluğunun da bulunduğunu, kimlik kontrol yükümlülüğünü yerine getirmediği gibi kendisine ibraz edilen vekaletnamenin geçerli olup olmadığı, azil veya başka bir nedenle sona erip ermediğine yönelik herhangi bir araştırma yapmadığını, noter başkatibi davalı ...'nın da gerçekleştirdiği işlemler nedeniyle ağır kusurlu olduğunu; arsa sahiplerine vekaleten kendisiyle görüşüp sözleşmeyi yapmaya ikna eden diğer davalı avukatların da kusurlu olduğunu, öyle ki sözleşmenin kurulmasında aracılık yapan emlakçıları tanıdıklarını, dolandırıcılık olayının gerçekleşmesinde kullanılan tapu kaydını ilgili tapu müdürlüğünden bizzat temin ettiklerini, davalıların hukuka aykırı fiillerinden ötürü maddi ve manevi zarara uğradığını, arsa sahiplerine ulaştırılmak üzere toplamda 1.000.000,00 TL'yi davalı ...'e ödediğini, dava dışı emlakçılara da 500.000,00 TL komisyon ödemesi yaptığını, işbu ödemeleri yapabilmek için bankalardan kredi kullandığını, çekmiş olduğu kredi nedeniyle masraf yapıp, faiz ödemek zorunda kaldığını, yine sözleşmeye konu taşınmaza dair vergi ve harçları ödediğini, noter masrafının kendisi tarafından karşılandığını, ayrıca etüd ve diğer çizimler için haritacıya 20.000,00 TL tutarında ödemede bulunduğunu, tapudaki şerhin kaldırılması için arsa malikleri tarafından aleyhine açılan davada yargılama gideri ve vekalet ücreti ödemek zorunda kalacağını, uğramış olduğu zararını davalıların gidermekle yükümlü olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.561.867,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın 22.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı noter ... ve başkatibi ... vekili; davalıların davaya konu vekaletnameyi düzenlerken gereken dikkat ve özeni gösterdiklerini, işleme esas alınan vekaletnamenin aslı ibraz edildiğinden kanunen teyit alma zorunluluğunun bulunmadığını, kimlik kontrol yükümlülüğünü de yerine getirdiklerini, işlem yaptıran şahısların avukat olmaları nedeniyle şüphe uyandıracak bir halin söz konusu olmadığını, taraflarına kusur atfedilemeyeceğini, davalı avukatların gerçekleşen olayda ağır kusurlu olduklarını, bu nedenle illiyet bağının kesildiğini, kusursuz sorumluluklarına da gidilemeyeceğini, öte yandan davacının basiretli tacir gibi davranmadığını, kendi ağır kusurundan istifade edemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemişlerdir.

2. Davalı avukatlar vekilleri; davalıların arsa maliklerini temsilen vekil olarak tayin edildiklerini, davaya konu vekaletnamenin düzenlenmesinde hiçbir dahli olmadıkları gibi ibraz edilen vekaletnamenin ve kimliğin sahte olup olmadığını kontrol etme yükümlülüklerinin de bulunmadığını, taraflarına kusur atfedilemeyeceğini, olayın gerçekleşmesinde davalı noter ve başkatibinin kusurlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 01.04.2021 tarihli ve 2021/90 E., 2021/123 K. sayılı kararıyla; davaya konu 17.11.2014 tarihli sahte vekaletname ile tüm arsa maliklerini temsilen davalı avukatların vekil olarak tayin edildiği, akabinde davalılardan avukat Umut Şefik ile davacı şirket arasında noterde düzenleme şeklinde davaya konu 22.12.2014 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmeye istinaden davacı şirket tarafından 18.12.2014 tarihinde 100.000,00 TL'nin nakit olarak, 900.000,00 TL'nin ise 22.12.2014 tarihinde çekle davalı ...'e ödendiği, ayrıca sözleşme nedeniyle yine toplam 31.522,85 TL tutarında masraf yapıldığı; kendisini arsa maliklerinden Mehmet Hilal olarak tanıtan şahıs tarafından ibraz edilen sahte kimliğe dair bilgilerin davalı noter ve çalışanı tarafından kimlik paylaşım sisteminden sorgulamasının yapıldığı, kimliğin iğfal kabiliyeti bulunduğundan sahteliğin fark edilmesinin noter ve çalışanından beklenilemeyeceği; davalı avukat Umut Şefik'in ise, davaya konu sözleşmeyi yanında çalıştığı diğer davalı ...'in talimatıyla imzaladığının kabulü gerekeceği, nitekim davacı şirket tarafından 1.000.000,00 TL'nin de davalı ...'e ödendiği, tüm bu nedenlerle davaya konu olay nedeniyle davalılardan Noter ... ve çalışanı ... ile Umut'un sorumluklarının bulunmadığı; her ne kadar davalı ... kendisine ödenen toplam 1.000.000,00 TL'yi sonrasında kendisini arsa maliklerinden Mehmet Hilal olarak tanıtan şahsa verdiği yönünde savunmada bulunmuş ve bu hususta "ibraname ve para teslim makbuzu" başlıklı belgeyi sunmuş ise de; bahse konu adi belgenin taraflarca her zaman düzenlenmesinin mümkün olduğu, yine 1.000.000,00 TL tutarındaki yüksek meblağlı paranın elden ödenmesinin de hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu nedenle davalı ...'in 1.000.000,00 TL ile sınırlı olarak davacıya karşı sorumlu olduğu, öte yandan davacı şirketin emlakçılara ödediğini iddia ettiği 500.000,00 TL'yi talep edemeyeceği, ancak ödemeyi yaptığı ilgilisinden isteyebileceği, malvarlığına ilişkin zararlarda manevi tazminatın koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle; davacının manevi tazminat isteminin reddine, maddi tazminat talebinin davalılardan ..., ... ve Umut Şefik yönünden reddine, diğer davalı ... yönünden kısmen kabulü ile 1.031.522,85 TL’nin 22.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...’ten tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili ile davalılardan Nimet vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 29.12.2021 tarihli ve 2021/2697 E., 2021/3567 K. sayılı kararıyla; Beykoz 2. Noterliğince düzenlenen 17.12.2014 tarihli ve 60304 sayılı vekaletname ile davalılardan Nimet ile Umut Şefik’in dava dışı arsa maliklerini temsilen davaya konu taşınmazla ilgili olarak kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapma hususunda birlikte ya da ayrı ayrı ifada yetkili olmak üzere vekil olarak atandıkları, davalı noter ...’un belirtilen tarihte izinde olması nedeniyle söz konusu işlemlerin çalışanı davalı ... tarafından gerçekleştirildiği, davalı ...’nın “görevi kötüye kullanma” suçundan sanık olarak yargılandığı ceza davasında; kendisine ibraz edilen kimlik ve vekaletnamenin sahte olup olmadığı hususunda gerekli inceleme ve araştırmayı yapmadığı, görevini ifa ederken gerekli dikkat ve özeni göstermediğinden bahisle cezalandırılmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği, çalışanının işlemleri nedeniyle meydana gelen zarardan davalı ...’un da kusursuz sorumluluğunun bulunduğu; avukatlık mesleğini icra eden davalı ... serbest meslek erbabı sayıldığından tahsil ettiği 1.000.000,00 TL tutarındaki parayı aracı finansal kurumlar aracılığıyla ödemesi ve bu işlemleri söz konusu kurumlarca düzenlenen belgeler ile tevsik etmesi zorunlu iken, kimliğini bile bilmediği kişiye adi yazılı belge ile ödeme yapması, müvekkilinin hak ve menfaatlerini korumada özensiz ve dikkatsiz davranması nedeniyle, davacının zarara uğramasında sorumluluğunun bulunduğu, davacının toplam maddi zararının 1.550.568,38 TL olduğu, her ne kadar İlk Derece Mahkemesince emlakçılara yapılan 500.000,00 TL tutarındaki ödemenin işbu dava ile ilgisinin bulunmadığı, ilgilisinden talep edilebileceği gerekçesiyle bahse konu alacak kalemine yönelik davacının istemi reddedilmiş ise de, komisyon bedelinin davaya konu taşınmaz nedeniyle ödendiği, dolayısıyla zarar kalemlerinden biri olarak davalı taraftan tahsilinin gerektiği gerekçesiyle; davalı ...’in istinaf başvurusunun reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında; davacının manevi tazminat isteminin reddine, maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 1.550.568,38 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 15.11.2022 tarihli ve 2022/1996 E., 2022/8743 K. sayılı ilamıyla; davalılar Umut Şefik ile Nimet vekillerinin tüm, davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazları reddedilerek, "...Hal böyle olunca, Bölge Adliye Mahkemesince; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde; davalı noter tarafından düzenlenen sahte vekaletname uyarınca yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersiz olduğu, ancak emlakçıya ödenen 500.000 TL nedeniyle davalı noter ve çalışanının sorumluluğuna gidilemeyeceği, öte yandan kat karşılığı inşaat sözleşmesi tapuya şerh edilmeden ödemede bulunan davacının da ortak kusurlu sayılacağı dikkate alınıp, 1.050.568,38 TL maddi tazminat miktarından uygun oranda ortak kusur indirimi bu suretle belirlenecek tutarın davalı noter ... ve başkatibi ...'dan tahsiline karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamı gereğince, davalı noter ... ve başkatibi ...'nın müşterek ve müteselsil sorumlu olduğu maddi tazminatın tespitinde, davacının emlakçıya ödediği 500.000,00 TL'nin hesaplama dışında bırakıldığı, geriye kalan 1.050.568,38 TL'den de zarar gören davacının müterafik kusuruna göre takdiren %25 oranında indirim yapılarak adı geçen davalıların sorumlu olduğu tutarın 787.926,285 TL olarak belirlendiği, davalı avukatlar Nimet ve Umut Şefik'in sorumlu olduğu tutar bozma öncesinde 1.550.568,38 TL olarak belirlenmiş olup adı geçen davalıların temyiz talebi reddedilmiş olmakla bu davalılar yönünden verilen kararın kesinleştiği gerekçesiyle; davacının manevi tazminata yönelik davasının reddine, davacının maddi tazminata yönelik davasının kısmen kabulü ile 1.550.568,38 TL'nin davalılar ... ve ...'nın sorumluluğu 787,926,285 TL olmak üzere haksız fiil tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalılardan ... ve ... vekili ile Nimet vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili; olayda müterafik kusurunun söz konusu olmadığını, emlakçıya ödenen 500.000,00 TL nedeniyle davalı noter ve çalışanının sorumluluğuna gidilmesi gerektiğini, ayrıca manevi tazminat şartlarının da oluştuğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalılar ... ve ... vekili; davacının tam kusuru nedeniyle illiyet bağının kesildiğini, tazminatın tamamen kaldırılması gerektiğini, Mahkemece yargısal denetime elverişili olmayacak şekilde, tamamen soyut ve afaki bir yaklaşımla yapılan %25 oranındaki indirimin hakkaniyete uygun olmadığını, keza davacının kusurunun daha ağır olduğunu, vekalet ücreti yönünden de hatalı hüküm kurulduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

3.Davalı ... vekili; resmi senetlerin sahteliğine ilişkin ayrı bir sahtelik davası açılması gerektiğini, davalının avukatlık vekaleti hükümleri uyarınca sözleşmenin karşı tarafından aldığı bedelleri müvekkiline iade ile görevini yaptığını, fatura kullanma mecburiyetinin olmadığını, üçüncü kişilerin fiilinin illiyet bağını kestiğini, ayrıca davalının ... isimli şahısla hiçbir birlikteliğinin ispatlanamadığını, davacı tarafından emlak komisyoncusuna ödenen 500.000,00 TL yönünden de sorumluluğunun söz konusu olamayacağını, davacı basiretli bir tacir gibi hareket etmeyerek müterafik kusuru ile zararın oluşması ve artmasına neden olduğundan davacının öncelikle kusur oranının tespiti için dosyanın bilirkişiye gönderilmesi ile sadece davalı noterler yönünden değil, davalı avukatın tazminatından da bu oranda indirim yapılmasına karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, haksız fiilden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı ile 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları,

2.1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun "Noterlerin Hukuki Sorumlulukları" başlıklı 162 nci maddesi,

3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 51 ve 52 inci maddeleri,

4. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13 üncü maddesi.

3.Değerlendirme

1.Temyiz olunan kararda; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa yukarıda yer verilen hukuk kurallarının doğru şekilde uygulandığı, Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uygun araştırma yapılarak davalıların sorumluluklarının belirlendiği, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı anlaşılmakla; davacı vekili ile davalı ... vekilinin tüm, davalılar .... ve ... vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Davacı eldeki dava ile maddi tazminat olarak toplam 1.561.867,00 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak davacının emlakçıya ödediği 500.000,00 TL'nin davalılar ... ve ... yönünden reddine karar verilmiştir. Bu durumda, davalılar ... ve ... lehine reddedilen 500.000,00 TL üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken yazılı şekilde düşük vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı vekili ile davalı ... vekilinin tüm, davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Davalılar ... ve ... vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının maddi tazminat yönünden başlığı altındaki (6) numaralı bendinin çıkartılarak yerine "6-Red olunan kısım yönünden AAÜT'ne göre hesaplanıp takdir olunan 73.000,00 TL vekalet ücretinin (davalı ... ve Umut Şefik lehine 9.200,00 TL ile sınırlı olmak üzere) davacı taraftan alınarak davalılara verilmesine," ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ...'ya iadesine,Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz eden davacı ve davalı ...'e yükletilmesine,25.06.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.