Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2701 E. 2024/1089 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kaçak elektrik kullanımından kaynaklı olarak yapılan tahakkukun iptali ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının kaçak elektrik kullanmadığı ve davalı elektrik şirketinin kaçak kullanım iddiasını ispatlayamadığı, ayrıca davacının icra dosyasına yaptığı ödemeyle davanın istirdat davasına dönüştüğü ve mahkemenin bozma kararına uygun olarak infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde hüküm kurduğu gözetilerek, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/542 E., 2022/664 K.

Taraflar arasındaki istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirketin mesken abonesi olduğunu, sayacının R, S ve T fazlarına ait akım ve ölçüm uçları üzerinde müdahale izleri görülmesi nedeniyle müvekkili hakkında 04.02.2015 tarihli tutanağın düzenlendiğini, sonrasında müvekkili hakkında 01.12.2010-12.07.2014 tarihleri arasındaki dönem için 8.023,80 TL kaçak ve 9.110,30 TL kaçak ek tahakkuku olmak üzere toplam 17.134,10 TL borç tahakkuk ettirildiğini ancak, müvekkilinin kaçak elektrik kullanmadığını ileri sürerek; yansıtılan borçtan sorumlu olmadığının tespitini talep etmiş, yargılama esnasında müvekkilinin ödeme yapmış olması sebebi ile davaya istirdat davası olarak devam edilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; laboratuvarda yapılan kontrolde sayacın gövde kapağı açılma ikaz anahtarı yapıştırılarak devre dışı bırakıldığı ve sayacın R, S ve T fazlarının akım ölçüm uçları üzerinde müdahale izleri görüldüğünden kaçak işlemi yapıldığını, yapılan tahakkukun da doğru olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III.TÜKETİCİ MAHKEMESİ KARARI

Davanın açıldığı İstanbul 5. Tüketici Mahkemesinin 02.06.2016 tarihli ve 2015/1135 E. 2016/1088 K. sayılı kararıyla; alınan bilirkişi raporuna göre davacının kaçak elektrik tüketimi bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının davalı şirkete 17.134,10 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairece verilen 10.10.2018 tarihli ve 2016/21898 E.,2018/9887 K. sayılı ilamla; abonelik türünün sözleşme ve faturalarda mesken olarak göründüğü, ancak kaçak tutanağında dava konusu adresin "Apart- pansiyon" şeklinde belirtildiği, yine abone grubu ibaresinin karşısına da aynı ibare yazılarak parantez içinde ticari şeklinde kısaltma yapıldığı, dolayısıyla aboneliğin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalıp kalmadığının anlaşılamadığı abonelik türünün tespiti için araştırma yapılarak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hüküm bozulmuş; bozmaya uyan Tüketici Mahkemesince; tanık anlatımları, emniyet araştırması, dosyada mevcut poliçe ve kira sözleşmeleri birlikte değerlendirildiğinde, taşınmazın davacıya müstakil bina olarak kiraya verildiği, bu itibarla davacının tüketici sıfatı bulunmadığı davaya bakmakla; Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş, bu görevsizlik kararı Dairece verilen 10.03.2021 tarihli ve 2020/11505 E., 2021/2472 K. sayılı onama ilamı ile kesinleşmiş ve dosya görevli olan Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 23.09.2021 tarihli 2021/139 E., 2021/297 K. sayılı kararıyla; alınan bilirkişi raporunda, muayenenin Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğüne gönderilmeden davalı bünyesinde yapıldığı, endeks döküm tablosu ve günlük ortalama tüketimine göre sayacın eksik kayıt yapmadığı, Yönetmelik hükmü gereğince kaçak elektrik enerjisi tüketimi bulunmadığı, kaçak mühleti içinde olması gereken tüketim miktarı ile aynı dönem içinde fatura edilen tüketim miktarı mahsubunda olması gereken tüketimden daha fazla fatura edildiğinden kaçak tüketim bulunmadığı yönündeki görüşlerin desteklendiği, ek tüketim hesabına göre olması gerekenden daha fazla fatura edilmiş olduğundan ek tüketim bulunmadığı, davacının kaçak tüketim faturası ve ek tüketim faturası ile ilgili borcu olmadığının bildirildiği ve raporun tesisat endeks dökümü, taraflar arasındaki sözleşme, kaçak tespit tutanağı, muayene raporu değerlendirilmek suretiyle düzenlendiği ve hükme yeterli bulunduğu; dolayısıyla, davacının kaçak elektrik tüketimi bulunmadığından davalı şirkete ilgili icra dosyasından kaynaklı borçlu olmadığının tespitine karar verilerek, davanın kabulü ile davacının davalıya 17.134,10 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; davacı vekili süresinde verdiği 08.10.2021 tarihli tavzih dilekçesiyle; 09.05.2019 tarihinde müvekkilinin davalıya ödeme yaptığını ve 13.05.2019 tarihinde ödemenin dava dosyasına bildirilerek davaya istirdat davası olarak devam edilmesini istediğini ancak menfi tespit hükmü kurulduğunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 305/A maddesi uyarınca tavzih ile davalıya ödediği 20.882,88 TL ve icra dairesine harç olarak yatırılan 836,46 TL'nin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep etmiş, Mahkemece; davacının davalı şirkete ödeme yapması sebebi ile icra dosyasının 09.05.2019 tarihinde haricen tahsil ile kapatıldığının anlaşıldığı, 6100 sayılı Kanun'un 305/A maddesi uyarınca taraflardan her biri, nihai kararın tebliğinden itibaren 1 ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebileceği, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 72 nci maddesi uyarınca, borçlu şayet menfi tespit davası sırasında tedbir kararı almamış ve borcu da ödemek zorunda kalmış ise davaya istirdat davası olarak devam edileceği ve bu hususun Mahkemece resen nazara alınacağı, dosya kapsamında yapılan ödemenin sehven fark edilmemesi sebebi ile istirdat hususunun dikkate alınmayarak hüküm kurulamadığı, 6100 sayılı Kanun'un 305/A maddesi düzenlemesine ilişkin şartların dosya kapsamında mevcut olduğu kanaati ile “davanın kabulü ile davacının davalı yana 17.134,10 TL borçlu olmadığının tespitine” şeklindeki ifadenin “davanın kabulü ile davacının davalı yana icra dosyasından kaynaklı borçlu olmadığının tespitine ve icra dosyası kapsamında ödenen bedelin istirdadı ile davacı yana iadesine” şeklinde hükmün tamamlanmasına karar verilmiş, hükme ve tavzih kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 24.03.2022 tarihli ve 2021/8463 E., 2022/2744 K. sayılı ilamla; somut olayda; Mahkemece yargılama devam ederken davacı tarafından icra dosyasına ödeme yapıldığı gözetilmeksizin sadece menfi tespit istemi yönünden hüküm kurulduğu, davacı tarafın talebi üzerine ek kararla, 6100 sayılı Kanun'un 305/A maddesi gereği hükmün tamamlanabileceği gerekçesi ile “davanın kabulü ile davacının davalı yana Gaziosmanpaşa 2. İcra Müdürlüğünün 2016/3268 Esas sayılı dosyasından kaynaklı borçlu olmadığının tespitine ve Gaziosmanpaşa 2. İcra Müdürlüğünün 2016/3268 Esas sayılı dosyası kapsamında ödenen bedelin istirdatı ile davacı yana iadesine,” karar verildiği, ne var ki, hükümde, ne kadar meblağın istirdatına karar verildiğinin açıklanmadığı, bu haliyle hükmün infazında tereddüt bulunduğu, Mahkemece; tarafların talepleri göz önüne alınarak ve infazda tereddüte yer vermeyecek şekilde hüküm kurulması gerekirken, kanuna aykırı şekilde hüküm kurulmuş olmasının hatalı olduğu, bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmediği gerekçesiyle, hüküm bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyularak icra dosyasının kapak hesabı istenilerek eksikliklerin giderildiği, davacı tarafından dosyaya sunulan ilgili icra dosyası açıklamalı ödeme dekontu ve yine icra dosyasına ödenen tahsil harcı toplamının 21.719,34 olduğu, sebebi ortadan kalkan ödemenin istirdatı gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının davalı yana icra dosyasından kaynaklı borçlu olmadığının tespiti ile söz konusu icra dosyası yargılama sırasında haricen tahsil yolu ile infaz edildiğinden davacı tarafça davalıya yapılan 20.882,88 TL ödeme ve icra dosyasına yapılan 836,46 TL tahsil harcı ödemesi olmak üzere toplam 21.719,34 TL' nin ödeme tarihi olan 09.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdadına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; görevsiz mahkeme dosyasında hazırlanan 24.03.2016 tarihli bilirkişi raporunda yer alan tespitlerin hükme esas alındığını, bilirkişi raporundaki hesaplamaların ve tespitlerin elektrik piyasası mevzuatına aykırı olduğunu, davacının kaçak elektrik kullandığını, yapılan kaçak ve ek tahakkuk hesabının doğru olduğunu, davacının kaçak elektrik kullanmadığını ispat edemediğini, Mahkemenin 08.10.2021 tarihli hükmün tamamlanmasına ilişkin ek kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının 6100 sayılı Kanun'un 305/A maddesi kapsamındaki talebi hakkında duruşma açılmadığı gibi talep dilekçesinin taraflarına tebliğ edilmediğini, talebe karşı beyanda bulunma ve hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini, hükmün tamamlanması müessesesinin de Mahkemece hatalı işletildiğini, yine dava dilekçesinde dava değerinin 17.134,10 TL olarak gösterildiğini, davacı vekili her ne kadar borcun ödendiği ve bu nedenle davanın istirdat davasına dönüştüğünü beyan etmiş olsa da, bununla beraber talebini 21.719,34 TL'ye arttırdığını, yani bir nevi hükümden sonra davasını ıslah ettiğini, Mahkemece de bu talep dikkate alınarak talepten fazlasına dair ek karar kurulduğunu, davacının icra dosyası yönünden borçlu olmadığının tespitine yönelik davanın başından itibaren bir talebi olmamasına karşılık Mahkemece talepten fazlasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, Mahkemece belirsiz bir bedelin iadesine hükmedildiğini, hükmün tereddütlü olduğunu, ek kararın bu nedenle de bozulması gerektiğini, davanın görevsiz tüketici mahkemesinde harç ödenmeden açıldığını, sonrasında görevsizlik kararının onanması ile dosyanın bu Mahkemeye gönderildiğini, ancak Mahkemece harç ikmali sağlanmadan davanın esası hakkında karar verildiğini, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken davanın esası hakkında hüküm verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kaçak elektrik kullanımından kaynaklı tahakkuk nedeniyle istirdat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi ile 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi.

2. 08.05.2014 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Enerji Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği'nin 26 ve 27 nci maddeleri,

3. Değerlendirme

Dosya kapsamında yer alan deliller ve hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde, davacının 14.05.2014 tarihinde imzaladığı abone sözleşmesi ile davalı elektrik şirketinin abonesi olduğu, söz konusu tesisatta kaçak elektrik kullanıldığı şüphesiyle 30.01.2014 tarihinde başlatılan tespit sürecinde davalıya ait laboratuvarda sayaca müdahale edildiğine dair tespitin yapıldığı, diğer bir anlatımla muayenenin yetkili kuruluş olan Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğünde yapılmadığı endeks döküm tablosu ve günlük ortalama tüketimine göre sayacın eksik kayıt yapmadığını, Yönetmelik hükmü gereğince kaçak elektrik enerjisi tüketimi bulunmadığı, dosya kapsamında yer alan tesisat endeks dökümü, taraflar arasındaki sözleşme, kaçak tespit tutanağı, muayene raporu ve alınan bilirkişi raporu birarada değerlendirildiğinde Mahkemece söz konusu bilirkişi raporuna göre hüküm tesisinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı elektrik şirketinin dosya kapsamındaki deliller nazara alındığında davacının kaçak elektrik kullandığını ispat edemediği, yargılama sürecinde davacının icra dosyasına yaptığı ödeme ile davanın istirdat davasına dönüştüğü, Mahkemece bozma ilamına uyularak infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde hüküm kurulduğu, harç eksikliğinin hükümle birlikte giderildiğinin anlaşılmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

11.03.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.