Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2721 E. 2024/738 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Geçersiz taşınmaz satım sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi uyarınca tahsili istemine ilişkin uyuşmazlıkta, mahkemenin davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hakkı ihlal edip etmediği ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterliliği.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hak ihlal edilerek karar verilmesi ve bozma ilamında belirtilen hususlara uygun, denetime elverişli bir bilirkişi raporu alınmadan, yetersiz rapora dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/76 E., 2022/4 K.

DAVA TARİHİ : 13.09.2011

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; ortak muris adına kayıtlı olan ve davalıya düşecek taşınmazlardaki hisselerin tamamının 18.09.1969 tarihli adi yazılı gayrimenkul satış sözleşmesi senedi ile şahitler huzurunda 1.500,00 TL bedelle müvekkili tarafından satın alındığını ancak tapuda devrin sağlanmaması nedeniyle davalının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek; dava konusu taşınmazlar kamulaştırılma safhasında olduğu için kamulaştırma bedeli ya da dava tarihindeki değerine karşılık olmak üzere şimdilik 9.000,00 TL'nin en yüksek banka reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; davaya süresinde cevap vermemiş, beyan dilekçesinde; davacının hilesine maruz kaldığını, sözleşmenin geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece verilen 10.09.2014 tarihli ve 2011/143 E., 2014/293 K. sayılı kararla; davacının sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında tescilin gerçekleşmemesi sebebiyle ancak vermiş olduğu 1.500,00 TL'yi davalıdan isteme hakkına sahip olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne 1.500,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi'nin 27.06.2019 tarihli ve 2016/7131 E., 2019/7907 K. sayılı ilamıyla; "... davacının dayandığı ve yasal şartları taşımamakla geçersiz olan harici sözleşmede satış bedelinin sözleşme bedelini çoğun içinde azın da bulunduğu gözetilip sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde istenebileceğinin de kabulü gerekir. O halde Mahkemece, sebepsiz iktisap ve denkleştirici adalet kuralı gereğince satış bedeli olarak ödenen bedelin dava tarihinde ulaştığı alım gücü belirlenmeli ve belirlenecek miktarın tahsiline karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle ve yazılı şekilde davacının geçersiz sözleşmenin yapıldığı tarihte ödemiş olduğu değer esas alınarak yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. " gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 07.10.2020 tarihli ve 2019/534 E., 2020/369 K. sayılı kararla; 1969 yılında ödenen 1.500,00 TL'nin dava tarihindeki alım gücünün hesaplanması amacıyla hazırlanan bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne, 5.342,37 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 20.05.2021 tarihli ve 2021/2069 E., 2021/5146 K. sayılı ilamla; " ...davacının ödediği satış bedelinin, ifanın imkansız hale geldiği dava tarihindeki ulaşacağı alım gücü; çeşitli ekonomik etkenlerin (enflasyon, ÜFE, TÜFE, faiz, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar vs olmak üzere en az 6 etkenin) ortalamalarını esas alan uzman bilirkişiden denetime elverişli rapor alınarak belirlenmesi ve bu yöntemle belirlenecek miktara hükmedilmesi gerekirken, hüküm vermeye yeterli olmayan bilirkişi raporu ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyaya kazandırılan denetime elverişli rapora göre 18.09.1969 tarihli harici satış sözleşmesinde ödenen 1.500,00 TL bedelin denkleştirici adalet ilkesi uyarınca TEFE-TÜFE endeksleri, altın, döviz kurları, memur ve işçi ücretlerindeki artışlar gözetilerek dava tarihindeki miktarı 2.888,62 TL olarak hesaplandığı gerekçesiyle; bu miktarın davalıdan alınarak ifanın imkansız hale geldiği dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; Mahkemenin kısmen kabulüne dair kararının yerinde olduğunu, kısmen redde ilişkin kısmın usul ve kanuna aykırı olduğunu, talebin tamamının kabulüne karar verilmesi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yetersiz olduğu gibi denetime de elverişli olmadığını, karar tarihi itibariyle ulaşılan değerin esas alınması gerektiğini, aradan uzun süre geçtiğini, rapora itirazlarının değerlendirilmediğini ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, geçersiz taşınmaz satım sözleşmesi nedeniyle ödenen satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesi uyarınca tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

09.05.1960 tarihli ve 21/9, 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları.

3. Değerlendirme

1. Mahkemece verilen 07.10.2020 tarihli kararda; davanın kısmen kabulüne, 5.342,37 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair hüküm kurulmuş; bu karar sadece davacı tarafından temyiz edildiğinden, bu miktar yönünden lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur.

2. Buna göre Mahkemece; davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hak ihlal edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

3. Bundan ayrı, denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplamanın ne şekilde yapılacağı hususu 20.05.2021 tarihli bozma ilamında ayrıntılı olarak belirtilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan 09.11.2021 havale tarihli bilirkişi raporunda; ifanın imkansız hale geldiği tarih itibariyle güncellenmiş değerin hesaplanması yapılırken, güncellemeye esas alınan somut veriler ödeme tarihinden ifanın imkansız hale geldiği tarihe kadar her bir dönem için tek tek uygulanmamış olup, anılan rapor hüküm vermeye yeterli değildir. Hal böyle olunca, Mahkemece; bozma gereği tam olarak yerine getirilmeden, yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen Geçici 3 üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

21.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.