Logo

3. Hukuk Dairesi2023/278 E. 2023/1022 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Teslim edilen kömürlerin sözleşme ve teknik şartnameye uygun olup olmadığı ve buna bağlı olarak teminat mektubunun iadesi.

Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi raporunun taraf, hakim ve Yargıtay denetimine elverişli, itirazları karşılar nitelikte olduğu ve davacı tarafından teslim edilen kömürlerin sözleşme ve teknik şartnameye uygun olmadığının tespit edilmesi gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/27 E., 2022/478 K.

DAVA TARİHİ : 06.05.2019

KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen sözleşmeye uygun edimin ifa edildiğinin tespiti ve teminat bedelinin iadesi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Van Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı idarenin onayı ile dava dışı Refika Kayacı ile 07.06.2018 tarihinde imzalanan kömür ihalesi sözleşmesini devraldığını, sözleşmenin konusunun 2.476 ton ısınma amaçlı kömür tip-1 teslimi olduğunu, kömürün tamamının 23.07.2018 - 28.07.2018 tarihleri aralığında teslim edildiğini, malların fiziki muayenesinin sonucunda uygun olduğunun anlaşılması üzerine 17.08.2018 tarih ve 011905 no'lu fatura kesildiğini ve bunun karşılığında KDV ile birlikte 1.937.073,84 TL malların bedeli olarak davalı kurum tarafından ödendiğini, sözleşme kapsamında 100.000 TL bedelli teminat mektubunun davalıya teslim edildiğini, ancak söz konusu kömürlerin tam olarak yanmadığı, kömürün ısı değeri ile kalite ve kalorisinin çok düşük olduğu ve ısınma problemi yaşandığından bahisle davalı idarenin 15.11.2018 tarihli yazısı ile kontrol muayenesinin 21.11.2018 tarihi ile 27.11.2018 tarihine kadar (belirtilen tarihler dahil) yapılacağının ihtar edildiği halde muayene tarihlerine dahi uymaksızın 27.11.2018 tarihli yazı ile 20 iş günü içinde mal değişimi talebini içerir ihtar gönderildiğini, Jandarma Genel Komutanlığı Mal Alımları Kalite Güvence Denetim Muayene ve Kabul İşlemleri Yönergesine uygun hareket edilmediğini, son olarak da sözleşmenin fesih işleminin başlatıldığının ve teminat mektubunun irat kaydedileceğinin ihtar edildiğini, 2.476 ton kömürün teslim tarihinin 23.07.2018 olduğunu, davalı idare ikinci kontrol muayenesinin 10 ay sonraki bir tarih olduğunu, bu da malın saklanma koşullarından kaynaklı bozulmasının kaçınılmaz olduğunu ortaya koyduğunu, üzerinden bir yaz ve kış geçen yağmur altında kalan kömürlerin özelliğini kaybetmemesinin düşünülemeyeceğini ileri sürerek; sözleşme konusu edimin sözleşme ve şartnameye uygun ifa edildiğinin tespitini, davalı idarede bulunan 100.000 TL bedelli teminat mektubunun iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacı tarafından açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, Jandarma Genel Komutanlığının da 5018 sayılı Kanunun (I) sayılı cetvelinde belirtilen kamu idarelerinden biri olduğunu, dava konusu olaya bakıldığında kömür alım ihalesi Bitlis İl Jandarma Komutanlığı tarafından yapıldığını, dolayısıyla ilgili mevzuat hükümleri gereğince Jandarma Genel Komutanlığının taraf sıfatı bulunduğunu, davanın İçişleri Bakanlığına yöneltilmesinin yanlış olduğunu, bu nedenle davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, Borçlar Kanunu'nun ilgili maddesi gereğince dava açma sürelerinin belli olduğunu ve sabit olduğunu, davacı vekili tarafından açılan bu alacak davası için açma süresi dolduğundan zamanaşımı yönünden itirazlarının söz konusu olduğunu, davacının idareye teslim etmiş olduğu sözleşme konusu 2.476.000 kg kömür, sözleşme eki ve dokümanında belirtilen niteliklere haiz olmadığını, idarece yapılan tüm işlemler ile ilgili mevzuat hükümlerine göre uygun olarak yapıldığını, kömürlerin teslim edilirken uygun saklama koşullarını yüklenici firmanın oluşturduğunu, kömürün istiflenmesinin ardından davacı yüklenici tarafından temin edilecek sera naylonu ile kömürün üzerinin kapatılma işinin yüklenici tarafından yapıldığını, daha sonra idarenin söz konusu kömürleri teslim aldıktan sonra koşullara uygun olarak kömürleri muhafaza ettiğini savunarak davanın usul ve esas yönünden reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 06.11.2019 tarihli ve 2019/193 E., 2019/613 K. sayılı kararıyla; davacı ile davalı arasında 07.06.2018 tarihli kömür ısınma amaçlı tip-1 (alt ışıl işlem değeri en az 6200kcal/kg) mal alımına ilişkin sözleşme imzalandığı, sözleşmeye konu 2.476 kg kömürün davalıya teslim edildiği, teknik şartnameye göre kömürün alt ışıl değerinin( kuru bazda) 6200 kcal/kg, kül oranının en az %18, kükürt oranının en çok %1, toplam nem miktarının (orjinalde) %11 olması gerektiği, mahkememizce alınan numune alt ışıl işlem değerinin (kuru bazda) 2616 cal/g, kükürt değerinin %4,83, nem miktarının %2,01 ve kül değerinin birim orjinal bazda % 53,53 olduğu, kömürün nem oranında bir sorun bulunmadığı, diğer teknik özelliklerin teknik şartnamede belirtilen özellikleri taşımadığı, kömürün uygun depolanmaması halinde nem değerinde sıkıntılar çıkacağı ve bunun da kömürün kendiliğinden yanmasına sebep olacağı, 16.10.2019 havale tarihli bilirkişi raporunda da kül ve kükürt miktarının depolama şartlarından etkilenmeyeceğinin belirtildiği, yine 07.08.2019 havale tarihli bilirkişi raporunda alınan kömür numunesinin yerli kömür özelliği gösterdiğinin belirtildiği, sözleşmeye konu edimlerin teknik şartname ve sözleşmeye uygun ifa edilmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 26.06.2020 tarihli ve 2020/82 E., 2020/219 K. sayılı kararıyla; davalı kurum ile dava dışı .... arasında kömür satımına ilişkin 07.06.2018 tarihli sözleşme imzalandığı, daha sonra sözleşmenin davalı kurumun onayı ile davacı şirkete devredildiği, davacının kömürler için 12 ay garanti taahhüdünde bulunduğu, kömürlerin yapılan fiziki ve kimyasal muayenesi sonucu niteliklere uygun bulunması üzerine satım bedelinin davacı şirkete ödendiği, kömürlerin gönderildiği bağlı kurumlardan gelen şikayetler üzerine davacı şirketin bilgilendirildiği, oluşturulan heyet tarafından inceleme yapıldığı, kömürün ısıtmasının yeterli olmadığının tespit edildiği, mal değişimi talep edilmesine rağmen davacı şirketin mal değişimini yapmadığı, bunun üzerine davalı tarafından kontrol muayenesinin yapılarak Adana ve Isparta'da bulunan labaratuvarlardan rapor alındığı, alınan raporlara göre kömürlerin sözleşme ve teknik şartnameye uygun olmadığının tespit edildiği, davacı tarafından mal değişimi yapılmadığından sözleşmenin feshedilerek davacı tarafından verilen teminat mektubunun irad kaydedildiği, davacının işbu dava ile teminatının iadesini talep ettiği, ancak davalı kurum tarafından 2 ayrı labaratuvardan alınan raporlardaki verilere göre teslim edilen kömürlerin sözleşme ve şartnameye uygun olmadığının tespit edildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 16.7.4.4. maddesindeki malın evsaf ve durumu ile ilgili olarak idare kanalıyla yapılan ikinci inceleme neticesinde tanzim edilen durum tespit tutanağı ve raporları ile bu raporlar sonucunda verilen kararlara karşı davacının herhangi bir itirazda bulunmaksızın peşinen kabul edeceği yönündeki hüküm gereğince davacının itiraz hakkının bulunmadığı, sözleşmenin 16.7.4.1 maddesi uyarınca garanti süresi içerisinde tespit edilecek her türlü bozulma, evsafını kaybetme ve her türlü ayıba karşı garanti verildiği, ayrıca davacının talebi üzerine tespit dosyasında keşif yapılarak 3 ayrı numune alındığı, 1 ve 3 numaralı numuneye davacının itiraz etmediği, sadece kapalı alanda muhafaza edilen 2 numaralı numuneye itiraz ettiği, Tübitak Marmara Araştırma Merkezi Enerji Enstitüsünden alınan raporda 1 ve 2 numaralı numunelerin teknik şartnameye uygun olmadığının tespit edildiği, raporun davacı şirkete tebliğ edildiği, davacının herhangi bir itirazda bulunmadığı, her ne kadar davacı kömürün davalı tarafından uygun şartlarda muhafaza edilmemesi nedeniyle davalının kusurlu olduğunu iddia etmiş ise de, mahkemece yargılama sırasında alınan ek raporda kömürün kül değeri ve kükürt miktarının kömürün depolanmasından etkilenmeyeceğinin açıkça belirtildiği, bilirkişi raporunun ayrıntılı ve denetime elverişli olduğu, itiraza uğramayan 1 numaralı numunenin teknik şartlara uygun olmadığı, bu durumda davacı şirket tarafından teslim edilen kömürlerin sözleşme ve şartnameye uygun olmadığı, davalının sözleşme ve yönergeye uygun hareket ettiği, bu nedenle yerel mahkeme tarafından davanın reddi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece 10.11.2021 tarihli ve 2020/10203 E., 2021/11192 K. sayılı ilamıyla; davacı vekilinin sair temyiz itirazları incelenmeksizin yargılama sırasındaki rapor ile delil tespiti dosyasındaki raporun aynı bilirkişi tarafından düzenlenmiş olduğu, raporda varılan sonucun hukuki dayanakları, dökümleri ve ayrıntıları gösterilmediği, böylece Yargıtay denetimine elverişli olmayacak şeklide soyut kavramlara dayalı rapor düzenlendiği, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamayacağı gerekçesiyle bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamı doğrultusunda sözleşme hükümleri ve garanti şartnamesinin uygulanacağı, hüküm bulunmayan hallerde teknik ve idari şartname hükümlerinin uygulanacağı da dikkate alınarak, konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kurulundan davacının itirazları da dikkate alınarak açıklamalı, taraf, hakim ve Yargıtay denetimine elverişli rapor tanzimi için dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği, 08.03.2022 tarihli raporda 1 ve 2 nolu numunelerin şartnamedeki ve sözleşmedeki kömür özelliğini taşımadığı,3 nolu numunenin ise sözleşme ve şartnamedeki değerlere uygun olduğu, davalı tarafın sözleşme-şartname ve yönergeye uygun olarak davacı tarafından idareye teslim edilen kömürden şikayetle birlikte tüm iş ve işlemleri kurallara uygun olarak yürüttüğü, davacı tarafın davalı yanca tüm iş ve işlemlerden haberdar edildiği,sözleşmenin 16.7.4.1 maddesi uyarınca garanti süresi içerisinde tespit edilecek her türlü bozulma, evsafını kaybetme ve her türlü ayıba karşı garanti verildiği, tüm işlemlerin 12 aylık garanti süresi içinde gerçekleştiği, her ne kadar davacı, kömürün davalı tarafından uygun şartlarda muhafaza edilmemesi nedeniyle davalının kusurlu olduğunu iddia etmiş ise de, raporda 25 kg'lık kömür torbalarının üzeri açık ve kapalı alanlarda istiflendiği, ancak kömürde içten içe veya alevli yanma hususunun olmadığı, istif yönünden kömürde kalori kaybının olmayacağı, nem konusunda da nemin kömür kalorisine cüzi bir etkisinin olabileceği bu nedenle 15.10.2019 tarihli bilirkişi raporundaki değerlendirmelerin yerinde olmadığı, buna göre dava konusu kömürün menşeinin belli olmadığı, davacı tarafından teslim edilen linyit kömürünün genel anlamda 2500 k.cal/Kg olan düşük kalorili, düşük karbon düzeyli, yüksek kükürt ve yüksek kül oranına sahip linyit kömürü olduğu şeklinde değerlendirme yapıldığı, her ne kadar davalı idarece kömürün teslim alımı ve istifi sırasında kurallara uygun olarak numune alıp analiz yaptırılmamışsa da bu hususun uyuşmazlığın esasına etki edecek nitelikte bulunmadığı zira davacı şirket tarafından teslim edilen kömürlerin sözleşme ve şartnameye uygun olmadığı, davalının sözleşme ve yönergeye uygun hareket ettiği, 08.03.2022 tarihli bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu, hükme esas alınabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; yapılan işlemlerin usule uygun olmadığını, ne kadarlık ürünün kullanıldığının belli olmadığını, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, teslim edilen malların sözleşmeye uygun olduğunun tespiti ile teminat mektubunun iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 282 nci maddesi; "Hakim, bilirkişinin oy ve görüşü diğer delillerle birlikte serbestçe tayin eder" hükmü emirdir.

3.Değerlendirme

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle bilirkişi raporunun itirazları karşılar nitelikte ve taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine açık olarak düzenlendiğinin anlaşılmasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

10.04.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.