"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3487 E., 2023/374 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/5 E., 2022/164 K.
Taraflar arasındaki ödünç sözleşmesinden doğan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılardan ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile, karar kaldırılıp ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kısmen kabul kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılıp esas hakkında hüküm kurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı ... tarafından tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; ... ve Kadriye Suzan Örs'ün davacıdan borç para istediğini, davacının bunun üzerine diğer davalı ... üzerinden ...'e ödenmek üzere, bazen de diğer davalı ... üzerinden yine ...'e verilmek üzere 2015 yılının Eylül ayından itibaren düzenli olarak miktarı değişik paralar yatırdığını, bir keresinde de 17 adet altınını ...'e verilmek üzere diğer davalı ...'e teslim ettiğini, yatırılan paralar ve faizsiz miktarının mevcut olduğunu ve bunları geri alamadığını iddia ederek mahkemece hesaplanıp ortaya konulacak gerçek zararın yasal faizi ile birlikte hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalılardan ... vekili; davalı ...'ün hesaplarındaki haciz işlemleri nedeniyle banka hesaplarını kullanamadığını, gelecek ödemeler için davalı ...'ın hesabını kullanmayı kendisinden rica ettiğini, hesabına gelen paraların kim tarafından ne için gönderildiğini bilmediğini, kendi hesabına gelen havaleleri davalı ...'e verdiğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılara dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen cevap dilekçesi sunmamışlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Davalılar ... ve ... yönünden kısmen kabulü ile toplamda 310.511,00 TL'nin 172.738,00 TL'si yönünden ...'le birlikte davalı ...'ın müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması kaydıyla ve 4.500,00 TL'si yönünden davalı ... ile birlikte davalı ...'ün müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması kaydıyla davalı ...'ten 10.000,00 TL'si için dava tarihi olan 13.10.2016 tarihinden itibaren bakiye 300.511,00 TL'si için ise ıslah tarihi olan 05.09.2018 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalı ...'ten tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; Davalı ...'ün borçtan sorumlu olduğunu, davacının parayı davalı ... istediği için verdiğini, davalı ...'nin son celsede "…Bana davacı küçük bir paket içinde bir şey teslim etti." şeklinde beyanda bulunduğunu, ek kararı da kabul etmenin mümkün olmayacağını, hem davalı ... hem de davalı ... için dava değerinin tamamı üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, tüm bu sebeplerle kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; "Dairemizin kararı kapsamında tesis edilen karar isabetlidir. Davalı ...'nin velev ki içindekini bilse bile menkul mal niteliğinde olan altın paketini alıcısına teslim etmekle, TMK'nın 763 üncü maddesine göre zilyetliğini aktarmış olup mülkiyette alıcısına yani ...'e geçmiştir. Ne var ki; bu davalı 17 adet ata altına dair sorumlu tutularak dava açılmış olup dava tarihinde bu emtianın kıymeti 14.773.00-TL olarak belirlenmiştir. Hakkında esastan red kararı verilen Kadriye vekiline bu miktar esas alınarak vekalet ücreti verilmek gerekirken ıslah edilmiş bedel üzerinden verilen vekalet ücreti doğru olmamıştır. Bu itibarla, davacının istinafının kısmen kabulü ile kararın HMK'nın 353/1-b-2 maddesine göre davalı vekalet ücreti yönünden düzeltilmesi gerektiği" gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulüne ve davanın davalı ... yönünden kabulüne, ... ve ... yönünden kısmen kabulü ve ... yönünden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerle kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; davacının istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinin taraflarına tebliğ edilmediği için karşı istinaf yoluna başvuramadıklarını, davalının yalnızca 4.500,00 TL'den davalı ... ile birlikte sorumlu tutulduğunu, dolayısıyla davacının müvekkilden talep etmiş olduğu 306.011,00 TL ve ... haricindeki diğer davalılar ile birlikte sorumlu tutulması yönündeki taleplerinin reddedildiğini, ancak BAM kararı ile taraflarına karşı vekalet ücretine hükmedilmediğini, pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, her ne kadar banka dekontları dosyaya sunulsa da bu dekontların ilgili bankalardan celp edilmesi gerektiğini belirterek ilamının kaldırılmasına, davalı açısından davanın reddedilmesine ve taraflarına vekalet ücretine hükmedilmesine, Mahkeme aksi kanaatte ise taraflarına vekalet ücretine hükmedilerek İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesinin 2022/ 3487 E., 2023/374 K. sayılı ilamının vekalet ücretine yönelik kısmının düzeltirek onanmasını talep etmektedir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 348 inci maddesinin gerekçesinde; istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile süresi içinde cevap vermekle yetinmeyip, bu cevap dilekçesiyle kendine özgü nedenler ileri sürerek istinaf yoluna başvurabileceği belirtilmiştir. Ne var ki bu başvuru, asıl başvuruya bağımlı bir istinaf yolu başvurusudur. Bu nedenle katılma yolu ile istinaf yoluna başvuru, asıl başvuran taraf başvurusundan feragat eder veya istinaf talebi esasa girilmeden usuli bir nedenle reddedilirse, hüküm doğurmaz. Çünkü kural olarak asıl talep incelenmezse, ona bağlı olan talebin de incelenmemesi gerekir. Fakat istinaf yoluna başvuran tarafın talebi esasa girildikten sonra reddedilirse, bu durum katılan tarafın talebinin incelenmesine engel olmaz. Bunun gibi, taraflar bölge adliye mahkemesindeki uyuşmazlığı sona erdirirlerse, katılma yolu ile istinaf yoluna başvuru da etkisini kaybeder. Asıl istinaf yoluna başvuru isteminin esasına girilip inceleme yapılmadan, katılan tarafın istemi hakkında bir inceleme yapılamaz.
2. Kanun koyucunun başvurma hakkı bulunmayan veya başvuru süresini geçirmiş olan tarafa bile, kendine özgü nedenler ileri sürerek katılma yoluyla istinaf yoluna başvuru hakkı tanımasının asıl sebebi; istinaf ve temyiz kanun yolları bütünü içinde yer alan, aleyhe bozma yasağı ile aleyhe hüküm verme yasaklarının işlerlik kazanıp kazanmayacağı noktasında, adil yargılanma hakkı ve silahların eşitliği prensiplerini ihlal etmeksizin belirginleştirmek zorunda olduğudur.
3. Katılma yolu ile istinaf talebinde bulunma yargılamaya ilişkin temel haklar arasında yer alan adil yargılanma hakkının (AİHS md. 6; Anayasa md. 36/1) ayrılmaz bir parçasını oluşturan hakkaniyete uygun yargılamanın gerçekleşebilmesinin ön koşulu olan silahların eşitliği ilkesinin de bir gereğini oluşturur.
3. Değerlendirme
Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; HMK m. 348 gereği istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile süresi içinde cevap vermekle yetinmeyip, bu cevap dilekçesiyle kendine özgü nedenler ileri sürerek istinaf yoluna başvurabileceği belirtilmiştir. Dosya kapsamında davacının istinaf başvurusunun davalılara tebliğ edilmediği anlaşılmış olup mahkemece tebligat yapılmadan işin esasına girilerek bir hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz olunan Mahkeme kararının USULDEN BOZULMASINA,
2. Bozma nededine göre tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.