Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2919 E. 2024/1215 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kiracı, kiraya verenin kira sözleşmesi devam ederken konuta izinsiz girerek eşyalarını ve parasını aldığını iddia ederek maddi ve manevi tazminat talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Kira sözleşmesinin devam ettiği ve kiraya verenin kiracıya haber vermeden ve izin almadan konuta girerek eşyaları alması hukuka aykırı bulunduğundan, maddi tazminat talebinin reddi bozulmuş ancak manevi tazminat talebinin mala verilen zararlardan dolayı talep edilemeyeceği gözetilerek reddi onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2621 E., 2023/509 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/607 E., 2020/398 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; tarafların 17.11.2015 tarihinde bir yıl süre ile kira sözleşmesi imzaladıklarını, kiralananın kalorifer sisteminin düzgün çalışmadığını, ihtarname ile evinin ısınmama sorununun 30 gün içinde giderilmemesi halinde hukuki yollara başvurulacağını bildirilmesine rağmen davalının ayıbı gidermediğini, havaların soğuması üzerine davacının kısa süreliğine ablasının yanına gittiğini, davacı evde yokken izinsiz ve habersiz olarak konutuna girildiğini, fotoğraflar çekilerek kiralık ilanı verildiğini, yokluğunda konutunun anahtarı değiştirilerek içerisinde kendisine ait bulunan eşyaların ve aile yadıgarı takı seti ile 20.000,00 TL parası ile takı setinin alındığını ileri sürerek, mevcut hali ile eksik ve noksanlıklar ile eşyalarının ve durumlarının değerlerinin tespitini, mevcut olanların ve şahsi eşyalarının son hali ile teslimini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 20.000,00 TL maddi tazminat ile aile yadigarı yatak odası takımı ve takı setinin yok olması dolayısıyla manevi olarak derin keder içinde olduğunun gözönüne alınarak her türlü hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL manevi zararın davalı tarafından tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacının mecura taşındıktan bir süre sonra apartman giderlerini ödememeye başladığını, bu hususta ihtarname ile uyarıldığını, kiracının apartmandan ayrıldığını, bir daha dönmediğini, bunun üzerine komşular ile tutanak düzenlenerek eve girildiğini, evde işe yaramayacak eşyaların bulunduğunu, herhangi bir maddi veya manevi zarara sebep olunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında 01.12.2015 tarihli sözleşme ile kira ilişkisi kurulduğu, davacının kiralananda 20.000,00 TL parası bulunduğuna dair delil sunmadığı, davacının kiralanandaki elektrik aboneliğinin 07.10.2017 tarihinde sona erdiğinin, başka bir adreste elektrik aboneliğinin 15.09.2017 tarihinde başladığının ve halen devam ettiğinin tespit edildiği, davalı tarafça sunulan ve kiralananın çilingir vasıtasıyla açılarak içerideki eşyaların tespit edildiği 10.11.2017 tarihli tutanakta da evin içinde yatak odası ve yatak odasına ait çekmeceli dolap ile paranın bulunduğuna dair herhangi bir tespit bulunmadığı, savcılık soruşturma dosyasında alınan tanık beyanları ve dinlenen davacı tanığının da evde para bulunduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ve görgüsünün olmadığı, davacı tarafından sunulan noter tespit tutanağının davalı tarafından kiralanana çilingir vasıtasıyla girilmesinden 3 ay sonra yapıldığı, başka bir adreste elektrik aboneliği olan ve dava dilekçesinde ablasının evinde kaldığını beyan eden davacının 20.000,00 TL tutarında yüklü parayı kiralanandaki dolap çekmecesinde bırakmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, maddi tazminat talebi bakımından davalının kusurlu olduğunun ispatlanamadığı; davacının aile yadigarı yatak odası takımı ve takı setinin yok olmasından duyduğu derin keder sebebiyle manevi tazminat talep ettiği, davalının apartman yöneticisi, sakini ve görevlisiyle çilingir vasıtasıyla daireye girdiklerine ilişkin 10.11.2017 tarihli tutanakta mecurda davacıya ait yatak odası takımının ve takı setinin bulunduğuna ilişkin herhangi bir tespit olmadığı, 3 ay sonra polis marifetiyle mecura girmek suretiyle noter tarafından düzenlenen 11.01.2018 tarihli tespit tutanağında da mecurda yatak odası takımı ve takı setinin bulunduğu ilişkin herhangi bir tespit yapılmadığı, davacının soyut iddiaları dışında söz konusu eşyaların davalı tarafından alındığına ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı, manevi tazminat talebinin de ispatlanmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; başka bir aboneliğinin bulunmasının gerekçe olarak kabul edilemeyeceğini, apartman girişindeki elektriğin sürekli kesilmesi nedeniyle endişe eden müvekkilinin elektrik aboneliğini kapattığını, 11.01.2018 tarihinde noter tespit tutanağı ile tespit yaptırdığını, apartmanın davalı ve ailesine ait olduğunu, bu nedenle davalının tanıklarına itibar edilemeyeceğini, davalının yaptırdığı tespitte kendisine haber verilmediğini, sözleşme feshedilmeden ve tahliye olmadan bu şekilde kiralanana girilemeyeceğini, tanığının evin içinde yatak odası olduğunu beyan ettiğini, ret gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, konut dokunulmazlığının ihlal edildiğini ileri sürerek; ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 10.11.2017 tarihli tutanakta evin içinde yatak odası ve çekmeceli dolap ile paranın bulunduğuna dair tespit olmadığı, davacı tarafından yapılan tespitin davalının mecura çilingir ile girmesinden üç ay sonra yapıldığı, davacının ablasının evinde kaldığını ve bu evdeki elektrik aboneliğini yaptırdığını beyan ettiği, 20.000,00 TL tutarındaki parayı mecurdaki dolap çekmecesinde bırakmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davalının kusurlu olduğunun ispat edilemediği,, davacının maddi zararının bulunduğuna yönelik ispat külfetini yerine getiremediği, manevi tazminat talebi bakımından davalının kusurlu olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar etmiş, ayrıca kiraya veren ve apartman yöneticisi abisinin birtakım eşyaları götürdüklerini ikrar etmelerine rağmen yargılama ve karar aşamalarında bu hususun dikkate alınmadığını, hali hazırda kiracı olunan konuta izinsiz ve habersiz girip birtakım eşyaları alıp götürdüklerini açıkça ifade tutanaklarıyla karakolda kabul eden, zapta geçiren ve gerekçede "tutanak" isimli belgede adı yer alan kişilerin açık ikrarlarına rağmen davacının beyanlarına itibar edilmediğini, haksız fiillerin hukuken korunmayacağını ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kiralanana kiracının bulunmadığı sırada kiraya veren tarafından girilerek eşyaların ve paranın alındığına bağlı olarak, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 58 ve 299 ila devamı maddeleri,

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi,

3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 24 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve özellikle gerek 6098 sayılı Kanun'un 58 ve 4721 sayılı Kanun'un 24 üncü maddeleri uyarınca; mala verilen zararlar nedeniyle manevi tazminat istenemeyeceği, davacının talep sonucunda aile yadigarı yatak odası takımı ve takı setinin yok olması dolayısıyla manevi tazminat talep ettiği gözetildiğinde, anılan hüküm uyarınca manevi tazminat talep edemeeyecek olmasına, ayrıca kiralananda davalı tarafça sunulan tutanakta yazılı eşyalar dışında eşya bulunduğunun davacı tarafça ispat edilmediğinin anlaşılmasına göre; davacının manevi tazminat istemine ilişkin temyiz itirazları ile maddi tazminata ilişkin aşağıda yazılı bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2. Kira sözleşmesi her iki taraf borç yükleyen sözleşmelerden olup, kiracı, kira bedelini ödemekle; kiraya veren ise kiralananı kullanıma uygun bulundurmakla yükümlüdür.

3. Kiralananın konut veya çatılı iş yeri olması durumunda kira sözleşmesi; süre bitimi ile sona ermeyip 6098 sayılı Kanun'un TBK 347 nci maddesine göre kiracı, kira süresinin bitiminden en az onbeş gün önce bildirimde bulunmadıkça, aynı şartlarla bir yıl yenilenir. Bu nedenle konut ve çatılı iş yeri kiralarında kira sözleşmesinin sona ermesi, tarafların ortak iradeleri ile son bulmadığı takdirde ancak kanunda belirtilen nedenlere dayalı olarak açılacak tahliye davası sonucunda verilecek mahkeme kararı ile mümkün olacaktır. Konut ve çatılı işyeri kiralarına tabi taşınmazlarda tahliye davası açılabilecek haller ise, sınırlı sayıda olup akdin feshi ve tahliye davası açma koşullarının bulunması durumunda bile mahkeme kararı ile tahliye ilamı alınmadığı sürece akdin sona erdiğinden söz edilemez ve kiraya veren tarafından tek taraflı olarak yapılan fesih hukuki sonuç doğurmaz. Kiracının bulunduğu yerden tahliyeye zorlaması hukuken mümkün değildir. Tahliye tarihine kadar kiracının kira bedelini ödeme yükümlülüğü, kiraya verenin ise kiralananı kullanıma elverişli bulundurma yükümlülüğü devam edecektir.

4. Somut olayda; taraflar arasında 01.12.2015 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli konut kira sözleşmesi bulunmakla, sözleşme bir yıl sonunda kanun gereği bir yıl süre ile yenilenmiştir. Davacı kiracı, yenilenen dönemde geçici süre evde bulunmadığı sırada kiraya veren tarafından kiralanana girilerek eşyalarının ve parasının alındığını iddia etmiş, kiraya veren ise davacı kiracının konutu terk ettiğini bu sebeple konuta girildiğini savunmuştur. Kira sözleşmesinin sona ermesi yönünde taraf iradeleri uyuşmadığı gibi, bu yönde mahkemeden alınan bir tahliye kararı da söz konusu değildir. Bu durumda kira sözleşmesi devam etmekte olup kiraya veren tarafından kiralanana çilingir vasıtasıyla girilip kiracıya ait eşyaların çıkarılması sözleşmeye aykırılık niteliğinde olup hukuk düzenince korunmaz. Dosyaya sunulan 10.11.2017 tarihli ve davalı tarafın imzasını taşıyan "Tutanak" başlıklı belge ile kiralananın çilingir vasıtasıyla açıldığı ve içeride kiracıya ait birtakım eşyaların bulunduğu sabittir.

5. Hal böyle olunca, İlk Derece Mahkemesince; davacı kiracı tarafından, her ne kadar kiralananda 20.000,00 TL tutarında nakit para, aile yadigarı takı seti ve yatak odası takımı bulunduğu ispatlanamamış ise de; davalı tarafın imzasını taşıyan tutanakta yazılı eşyaların kiralananda bulunduğu ispatlanmış olduğundan, tutanakta yazılı eşyaların aynen iadesi mümkün ise iadesine, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesi gerekirken, maddi tazminat talebinin tümden reddi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacının manevi tazminata yönelik temyiz itirazı ile maddi tazminata yönelik sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.