"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/201 E., 2023/145 K.
Taraflar arasındaki vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; dava dışı Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. tarafından dava dışı ... aleyhine Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2009/10276 E., Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2009/4145 E. sayılı dosyalarında başlatılan icra takiplerine konu alacakların banka tarafından davalı ...'a temlik edildiğini, davalı tarafından vekil olarak atanan müvekkilinin tüm vekillik görevlerini gereği gibi yerine getirerek takipleri sonuçlandırdığını, ancak vekalet ücretinin ödenmediğini, azlin haksız olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50.000,00 TL alacağın tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 29.09.2014 tarihli dilekçesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ile belirsiz alacak davası olarak açılan davasını kısmi davaya çevirdiğini beyan ederek, 110.000,00 TL akdi ve karşı yan vekalet ücretinin tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili;vekalet ücretinin belirsiz alacak davasına konu olamayacağını, davaya bakmaya yetkili Mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, davacı ve eşinin icra dosyası borçlusu olan Yusuf Günsever' in vekili olduklarını, davacı tarafın eşinin icra dosyalarına vakıf olduğunu, davacının da bu sebeple dosyaya vekil olarak atandığını, vekalet sözleşmesi yapılmasının talep edildiğini, ancak karşı tarafın sözleşmeye yapmaya yanaşmadığını, satış işlemleri ve vekalet ücretine ilişkin olarak Bank Asya'dan ödemeler yapıldığını, ancak davacı tarafa ulaşılamadığını, daha çok eşi olan Avukat ...'la görüşüldüğünü, eşi ile 7.000,00 TL ücret kararlaştırıldığını, ancak davacı ve eşinin kararlaştırılan miktarı daha sonra kabul etmediklerini ve 150.000,00 TL ücret istediklerini, davacının işini tamamlamadığını, azlin haklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece davanın kabulüne, 110.000,00 TL ücreti vekalet alacağının 13.11.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişen hakkın saklı tutulmasına karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 28.05.2019 tarihli ve 2017/9030 E., 2019/6683 K. sayılı ilamıyla; davacının temyiz itirazları incelenmeksizin Mahkemece, taraflar arasındaki öncelikli uyuşmazlık konusunun azlin haklı olup olmadığı hususu olduğu tüm azil nedenleri incelenip, değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu ve kabule göre de; Mahkemece taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesi bulunmadığından Avukatlık Kanunu'nun ilgili maddesi gereğince davacının müddeabihin %10 oranında vekalet ücretine hak kazandığı kanaatine varıldığı, her ne kadar bilirkişi tarafından 127.536,74 TL hesaplanmış ise de, davacının talebi ile bağlı kalınarak davasının kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; hükme esas alınan 20.07.2015 tarihli bilirkişi raporunda akdi vekalet ücreti yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre hesaplama yapılmış olup Mahkemece azlin haksız olduğu kabul edilerek müddeabihin %10 oranında vekalet ücretine hak kazandığı kanatine varıldığının belirtilmesi karşısında gerekçede çelişki oluşturulmak suretiyle hüküm kurulduğu, Dairenin kökleşmiş içtihatlarına göre haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebileceği, buna karşılık haksız azil halinde ise avukat, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahip olduğu gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece azlin haklı olduğu, Avukatlık Kanunu'nun 174 üncü maddesinde azlin haklı olması halinde avukatlık ücreti talep edilemeyeceği, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatlarında azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebileceği, azil tarihine kadar satış işlemi yapıldığından hakkaniyete uygun ücretin hüküm altına alınması gerektiği, kök rapor ile hesaplanan 127.536,74 TL'nin 1/3 karşılığı olan 42.512,25 TL'nin davacı tarafa vekalet ücreti olarak ödenmesinin uygun olacağı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 09.12.2021 tarihli ve 2021/2616 E., 2021/12767 K. sayılı ilamıyla; azlin haklı olduğu, Mahkemece davacının azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşen işlerden dolayı talep edebileceği vekalet ücretinin hesaplanması yönünde ek rapor aldırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeyle raporda hesaplanan ücretin 1/3 karşılığına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozmaya uygun alınan bilirkişi raporu doğrultusunda Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2009/10276 E. sayılı dosyasının azil tarihi itibariyle kesinleştiğinden icra dosyası için vekilin avukatlık ücretine ve karşı vekil ücretine hak kazanacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 85.300,00 TL vekalet ücreti alacağının 13.11.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 2017/9030 E., 2019/6683 K. sayılı ve 28.05.2019 tarihli ilamı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2021/2616 E., 2021/12767 K. sayılı ve 09.12.2021 tarihli ilamına yerel Mahkemece bozma uyulmasına karar verildiğini, bozma ilamları dışında kalan hususların kesinleştiğini, Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2009/10276 E. sayılı dosyasında 1.227.705,46 TL üzerinden, Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2009/4145 E. sayılı dosyasında 448.889,70 TL üzerinden takip başlatıldığını, icra takipleri için nasıl harç hesabı takip talebindeki belirtilen kalemlerin toplamı üzerinde yapılıyorsa aynı şekilde akdi vekalet ve karşı vekalet ücretinin takip talebinde belirtilen toplam alacak üzerinden hesaplanması gerektiğini, hükme esas alınan 18.08.2022 tarihli bilirkişi raporunda; Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin bozma ilamı dikkate alınmadan Mahkemenin bozma ilamına uyması ile müvekkil lehine usuli müktesap hak doğduğu gözetilmeden aynı hata tekrarlanarak akdi vekalet ücreti, asgari ücret tarifesinde olduğu gibi %12,%11,%8,%6,%4 kademeli olarak hesap edildiğini, müvekkilinin emeği doğrultusunda %20 üzerinden akdi vekalet ücretinin hesaplanması gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili; haklı azil nedeniyle vekalet ücretine hak kazanılmadığını, Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2009/10276 E. sayılı dosyasındaki takip alacaklı dava dışı Yapı Kredi Bankası tarafından başlatıldığını, taşınmaz üzerine haciz konularak kıymet takdiri yapılarak kesinleştirildiğini ve ihale aşamasına gelindikten sonra müvekkili tarafından temlik alındığını, ihale aşamasında davacı avukata tüm süreçleri takip edip neticelendirerek tapunun müvekkili üzerine tescili işlemlerini de tamamlaması kaydıyla vekalet verildiğini, sadece satışa girerek ihalede alacağa mahsuben taşınmazı müvekkili adına aldığını, ihaleden sonra dosya kapsamında davacı avukat tarafından yürütülmesi gereken tüm işlemlerin müvekkilin oğlu ... tarafından ve akabinde avukat gereksinimi duyulan işlemler için vekil sıfatıyla tarafınca yapıldığını, icra dosyasının tamamının davacı tarafından infaz edilmiş gibi karşı yan vekalet ücreti takdirinin hukuken mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı lehine bir alacağa hükmedilecekse; davacının sunmuş olduğu avukatlık hizmetinin sadece ihaleye katılmakla sınırlı olması karşısında Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde yer alan ve değeri para ile ölçülemeyen işlerde kabul edilen maktu icra vekalet ücretinin uygulanması gerektiğini, ayrıca karşı yan vekalet ücretine hak kazanılması ancak ve ancak işin tamamen davacı tarafından sonuçlandırılması neticesinde hak edilebilecek bir ücret olduğunu belirterek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekilin azli nedeniyle vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan Mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 164 üncü maddesi.
4. Aynı Kanun'un 174 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
A. Davalı vekilinin temyizi yönünden yapılan incelemede;
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle dava dosyasının incelenmesinde; Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 09.12.2021 tarihli ve 2021/2616 E., 2021/12767 K. sayılı bozma ilamıyla davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verildiği, davacı lehine kazanılmış hakkın oluşturduğu, bozma ilamıyla kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerektiği anlaşılmakla davalı vekilinin tüm temyiz itirazları reddi gerekir.
B. Davacı vekilinin temyizi yönünden yapılan incelemede;
1. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle dava dosyasının incelenmesinde; Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 09.12.2021 tarihli ve 2021/2616 E., 2021/12767 K. sayılı bozma ilamıyla davalı lehine kazanılmış hakkın oluşturduğu, bozma ilamıyla kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerektiği anlaşılmakla davacı vekilinin sair temyiz itirazları reddi gerekir.
2. Avukatlık Kanunu’nun 174 üncü maddesinde; “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcut olup, bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilir. Zira vekalet ilişkisi bir bütün olup azil, taraflar arasındaki tüm dava ve takiplere sirayet edeceğinden, azlin haklı olduğunun kabul edilmesi halinde, davacının azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşmeyen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edebilmesi mümkün değildir. Buna karşılık haksız azil halinde ise avukat, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahiptir.
Dava dosyasının incelenmesinde; Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 09.12.2021 tarihli ve 2021/2616 E., 2021/12767 K. sayılı ilamıyla azlin haklı olduğu kesinleştiği, haklı azil halinde davacı vekilin azil tarihi 22.05.2014 tarihi itibariyle infaz edilen Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2009/10276 E. sayılı icra takibi nedeniyle akdi ve karşı yan vekalet ücretine hak kazanacağı, Dairemizin yerleşmiş içtihatları doğrultusunda davacı vekilin müddeabihin/takip değerinin %10-%20 oranı arasında akdi vekalet ücretine hak kazandığı ve yine azil tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanacak karşı yan vekalet ücretine hak kazandığı anlaşılmaktadır.
O halde Mahkemece, bozma ilamında da belirtildiği üzere yukarıda yer alan ilkeler doğrultusunda yeniden hesaplama yapılıp karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin tüm ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı HUMK'nın 428 inci maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,
6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
04.03.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.