Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2945 E. 2024/1161 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Fazla tahakkuk ettirilen su tüketim bedelinin iadesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre tahakkuk edilen su tüketim miktarının mümkün olmadığının tespit edilmesi ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz sebeplerinin incelenmesinin artık mümkün olmaması gözetilerek, yerel mahkemenin davalı idareden fazla tahsil edilen tutarın davacıya iadesine ilişkin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2021/61 E., 2023/161 K.

Taraflar arasındaki istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin yazlık olarak kullandığı meskeninde su aboneliğinin bulunduğunu, davalı idareye bağlı görevlilerin 04.11.2011 tarihinde yaptıkları kontrolde sayacın endeksini 3.981 ton olarak okuduklarını ve davalının bu endeks üzerinden Kasım/2011 dönemi için 18.656,60 TL borç tahakkuk ettirdiğini, oysa yazlık olarak kullanılan evde bu miktar su kullanılmasının mümkün olmadığını, öyle ki kendisinin Almanya'da yaşadığını ve yazlık evine yılın en fazla birkaç ayı geldiğini, bu fatura döneminden önce sayacının son olarak 2009 yılında 395 endeks ile okunduğunu, iki yıllık bir süre içerisinde bu kadar artış olamayacağını, bu hatanın sayacın endeksinin okunması sırasında ondalık işaretinin yanlış yazılmış olmasından kaynaklanabileceğini ve sayacın endeksinin gerçekte en fazla 398,1 ton olabileceğini ileri sürerek, davalı idareye 18.656,60 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacıya ait sayacın 04.11.2011 tarihinde 3.981 endeks ile okunduğunu ve bu endeks üzerinden davacıya borç tahakkuk ettirildiğini, 11.11.2011 tarihinde sayacın sökülerek İzmir Sanayi Ticaret İl Müdürlüğü Ölçüler ve Ayar Şube Müdürlüğüne gönderildiğini, burada yapılan incelemede sayacın müdahaleli olması sebebi ile muayeneye alınmadığını ancak sayacın tahakkuk endeksinin 3.981 ton olarak belirlendiğini, buna göre düzenlenen faturada hehangi bir usulsüzlük bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece verilen 29.05.2014 tarihli ve 2012/475 E., 2014/620 K. sayılı kararla; uyuşmazlık konusu sayacın endekslemesinde herhangi bir kusur bulunmadığı ve sarf edilen döneme göre tahakkuk yapılmış olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar vermiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararının, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 19.10.2015 tarihli ve 2014/18474 E.-2015/16024 K. sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, onama kararına karşı davacı vekili kararın düzeltilmesini istemiştir.

2. Dairenin 05.12.2016 tarihli ve 2016/1579 E, 2016/13827 K. sayılı ilamıyla; "1-...Dosyanın incelenmesinde; davacıya ait sayacın davalı kurum görevlileri tarafından 04.11.2011 tarihinde 3.981 ton endeks ile okunduğu ve bu endeks üzerinden davacıya 2011/kasım dönemi faturası ile 18.656,60 TL borç tahakkuk ettirildiği, ancak dosyada mevcut 11.11.2011 tarihli ve ... imzasını içeren sayaç sökme (değiştirme) tutanağında ise sayacın (su saatinin) endeksinin 398.4 olarak belirtildiği, buna karşın Mahkemece, bu belgeye yönelik herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın karar verildiği anlaşılmaktadır.

2- Bunun yanında dava konusu uyuşmazlığın çözümü açısından yargılama sırasında dört ayrı bilirkişi raporu alındığı, ... raporlar arasındaki çelişki giderilmeden ve hangi bilirkişi raporuna üstünlük tanındığı açıklanmaksızın hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Hal böyle olunca Mahkemece, dosyada bulunan 11.11.2011 tarihli sayaç sökme belgesinin, gerekirse belge altında imzası bulunan ... isimli kişinin de bilgisine başvurulmak sureti ile diğer tüm delillerle birlikte değerlendirilmesi ve yine raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan, yöntemince düzenlenmiş, tarafların itirazlarını karşılayan, denetime elverişli bir rapor alınarak, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görüldüğü " gerekçesiyle, onama ilamı kaldırılarak karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 27.09.2018 tarihli ve 2017/138 E., 2018/555 K. sayılı kararla; bozmadan sonra alınan bilirkişi raporları doğrultusunda dava konusu sayacın ne zaman ve nerede tahrip edildiğine dair bir belge veya bilgiye rastlanmadığı, dolayısıyla sayacın sökülmeden önce tahrip edilmiş olup olmadığının anlaşılamadığı, dosya üzerinde yapılan bu tespitlerden, sayacın mekanizmasının dönük, içi açılmış ve tahripli şekilde kontrole gönderilmesinin sayacın İZSU yetkilileri elindeyken gerçekleştiği, davacının bu konuda herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, kontrol ve test edilmediğinden sayacın bozuk olup olmadığı, doğru ölçüm yapıp yapmadığı, Resmi kurum ve kuruluşlar tarafından düzenlenen bir raporla dahi tespit edilemediği, söz konusu su sayacının nerede ve ne şekilde tahrip edildiğine dair somut bir kanıt tespit edilemediği, Ölçüler ve Ayar Yasası ile Ölçü ve Ölçü aletleri Muayene Yönetmeliği'ne göre abonelerin konutlarında ya da işyerlerinde kullandıkları su, elektrik ve doğalgaz sayaçlarının periyodik muayenelerinin 10 yılda bir yapılması gerektiği, ilgi Yasa ve Yönetmelik gereğince doğru ölçüm yaptığı anlaşıldığında, damgalanarak kullanımına devam edileceği, 1998 model su sayacının 11.11.2011 tarihinde söküldüğü, bu süre zarfında sayacın İdare tarafından ilgili Yasa ve Yönetmeliğe göre test edildiğine dair herhangi bir bilgi, belge ve muayene raporunun dosyasında mevcut olmadığı, sayaç söküm tarihi olan 11.11.2011 tarihinden geriye doğru 1 yıl içinde kaydedilmiş su tüketimi bulunmadığı, 29.11.2011 su kesme ihbarname tarihi itibarı ile davacı abonenin davalıya 316,26 lira borçlu olduğu gerekçesiyle; davacının davalıya 18.340,34 lira yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 17.04.2019 tarihli ve 2019/528 E., 2019/3503 K. sayılı ilamıyla; dosyada mevcut 11.11.2011 tarihli ve ... imzasını içeren sayaç sökme (değiştirme) tutanağında sayacın (su saatinin) endeksinin 398,4 olarak belirtildiği, bozmadan sonra Mahkemece adı geçenin tanık olarak beyanının alındığı; tanığın o tarihte davalı bünyesinde görev yaptığını, tutanak altındaki imzanın kendisine ait olduğunu ve tutanak içeriğinin doğru olduğunu beyan ettiği, ancak Mahkemece hükme esas alınan raporlarda davacının kullanımına ilişkin yapılan hesaplamada tutanakta belirtilen endeks üzerinden hesaplama yerine Tarifeler Yönetmeliği'nin 16/E maddesi gereği rapor düzenlendiği, Sanayi Ticaret Bilim Teknoloji İl Müdürlüğünce yapılan kontrolde sayacın açılması ve mekanizmasına müdahale edilmesi nedeniyle sayacın bozuk olup olmadığına dair bir tespitin yapılamadığı, dava konusu dönemde yapılan sarfiyatın bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiği, dava konusu dönem için arızalı kabul edilerek hesap yapılmasının doğru olmadığı, ayrıca davacının kendisinden 29.465,18 TL tahsilat yapıldığını belirterek davanın istirdat davası olarak görülmesini istediği, bu itibarla, Mahkemece dava konusu borcun yargılama sırasında ödenip ödenmediği hususu açıklığa kavuşturulup yargılama sırasında dava konusu borcun ödendiğinin tespiti halinde, davaya istirdat davası olarak devam olunarak karar verilmesi gerektiğinden bahisle, karar bozulmuştur.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 07.11.2019 tarihli ve 2019/310 E., 2019/467 K. sayılı kararla; davacının davalıya 29.11.2011 su kesme ihbarnamesi tarihi itibarıyla 316,22 lira borçlu olduğunun tespitine, davacının davalıya ödediği 33.572,00 liradan, davalı tarafından davacıya iade olunan 4.107,02 lira ile 316,26 lira davacının davalıya su borcunun düşümü sonucu bakiye 29.148,72 liranın 20.11.2015 ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 16.12.2020 tarihli ve 2020/10125 E., 2020/7891 K. sayılı ilamıyla; "... Dairemizin 17.04.2019 tarihli, 2019/528 E., 2019/3503 K. sayılı bozma ilamında, 11.11.2011 tarihli, ... imzasını içeren sayaç sökme (değiştirme) tutanağında sayacın endeksinin 398.4 olarak belirtildiği ve iş bu tutanakta belirtilen endeks üzerinden hesaplama yapılması gerektiği açıkça belirtilmiştir. Ne var ki Mahkemece, bozma gereğince hesaplama ve değerlendirme yapılmaksızın davacının borçlu olduğu tüketim bedeli, önceki kararda olduğu gibi Tarifeler Yönetmeliği'nin 16/E maddesi gereğince hesaplanmış ve davacının 316, 26 TL borçlu olduğuna karar verilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulmasına rağmen bozmaya aykırı karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2 nci maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Mahkemece hüküm kısmının ilk satırında davacının 316,22 lira borçlu olduğunun tespitine karar verilmişken ikinci satırında davacının davalıya 316,26 lira borçlu olduğu belirtilmiştir. Bu şekilde mahkemece çelişkili hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının 26.09.2007 tarihindeki ilk endeksinin 395 metreküp, 06.10.2011 tarihindeki son endeksinin 398,4 metreküp olduğu, davacının bu tarihler arasında 3.4 metreküp kullandığı, davacının davalıya 29.465,18 TL ödediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 14.11.2011 son ödeme tarihli faturanın 8,90 TL'lik kısmının mahsubu ile 29.456,28 TL'nin 20.11.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; davacının sayacının beş yıl süreyle okunmadığını, fiziki zorluklar bulunduğunu, 04.11.2011 tarihinde endeksin 3981 olarak okunduğunu, buna göre tahakkuk yapıldığını, bilirkişi raporlarının hatalı olduğunu, itirazlarının karşılanmadığını, muayene raporunda da endeksin belirtildiğini, 398,4 endeks üzerinden hesaplama yapılamayacağını, bu belgenin idare çalışanı tarafından yazıldığının belli olmadığını, idare tahakkukunun mevzuata gerçekleştirildiğini, bakiye kısma ilişkin ıslah talebinde bulunulmadığını ve harç yatırılmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; su tüketim bedeli nedeniyle tahakkuk ettirilen fatura nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin olup, yargılama sırasında borcun ödenmesi nedeniyle istinaf istemine dönüşmüştür.

2. İlgili Hukuk

04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan kararda; hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre tahakkuk yapılan miktarda su tüketiminin mümkün olmadığının belirlenmesine, bu kapsamda konutun kullanıma ilişkin tahakkuk miktarlarının tespit edilmesine, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen temyiz sebeplerinin incelenmesinin artık mümkün bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

18.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.