"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2182 E., 2021/2192 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2013/495 E., 2020/527 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın birleşen davalı ... ve ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı birleşen davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;
I. DAVA
1. Davacı vekili; İstanbul ili, Esenyurt İlçesi, 4 pafta 1693 parselde bulunan 190 m²'lik arsanın satışı için 10.000.000,00 TL bedelle...ile Bakırköy 7. Noterliğinin 03.07.1996 tarih 43773 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, satış bedelinin tamamının ödendiğini, taşınmazın zilyetliğinin kendisine devredildiğini, arsaya ev yaptırdığını ve burada yaşamaya başladığını ancak taşınmazın tapusunun devredilmediğini ileri sürerek, söz konusu taşınmazın tapu iptali ve tescilini, bu mümkün değilse müvekkilinin zararının satış sözleşmesi tarihinden itibaren hesaplanacak faiziyle birlikte tazminini istemiştir.
2. Birleşen davada davacı vekili; asıl dava açıldıktan sonra yargılama sırasında bir kısım davalıların öldüğünü öğrendiklerinden dava açılmamış olan mirasçılara karşı asıl davadaki taleplerini yinelemiş, 11.12.2019 tarihli ıslah dilekçesiyle taleplerini 128.000,00 TL'ye çıkarmıştır.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili; talebin zamanaşımına uğradığını, sözleşmenin İmar Kanunu'nun 18 inci maddesinin son fıkrası uyarınca imar planında kalmayan taşınmaz hakkında düzenlenmesi nedeniyle geçersiz olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
2. Birleşen dosya davalılarına usule uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermemişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda, gerek ifanın imkansız hale geldiği tarih, gerekse davacının taşınmaza zilyet olduğu gözetildiğinde zamanaşımı define itibar edilmediği, İstanbul Esenyurt kök 1693 parsel sayılı taşınmazda bulunan 77 özel parsel numaralı 190m²'lik alanın, Bakırköy 7. Noterliğinin 03.07.1996 tarih 43773 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesiyle ... tarafından davacıya satışının vadedildiği, gelen yazı cevabı uyarınca bu parselin imar planı kapsamında kalması nedeniyle İmar Kanunu'nun 18 inci maddesinin son fıkrasının uygulanmasının mümkün olmadığı ve sözleşmenin geçerli olduğu, dava konusu sözleşmenin taraflarının vaad borçlusu ... ve vaad alacaklısı davacı olduğu, ........,l'ın vekil olarak sözleşmede yer alması nedeniyle sözleşmenin tarafı olmadığı, bu durumda davalı ...mirasçılarının pasif husumet ehliyetlerinin bulunmadığı, asıl dosyada dava tarihinde ölü olan vaad borçlusu ...'in taraf ehliyetinin bulunmadığı, bu eksikliğin bu kişinin mirasçılarının birleşen davada taraf haline gelmesiyle giderildiği, vekaletnamedeki imzaya itiraz edilse de alınan ATK raporunun aksi yönde olması nedeniyle itiraza itibar edilmediği, alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu kök 1693 parseldeki satışa konu 190m²'lik 77 numaralı özel parselin güncel 8858 parselde bulunduğu, bu parseldeki vaad borçlusu ... mirasçıları... ve ...'in hisselerini 08.03.2011 tarihinde elden çıkartarak üçüncü kişiye devrettiği, bu durumda ifa imkansızlığının 08.03.2011 tarihinde gerçekleştiği, bu tarih itibariyle taşınmazın değerinin 128.000,00 TL olarak hesap edildiği anlaşılmakla, asıl davanın davalı ... yönünden taraf ehliyeti yokluğundan usulden reddine, asıl davanın davalı ... yönünden sıfat yokluğundan reddine, birleşen davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, 128.000,00 TL'nin 08.03.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... ve ...'den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, diğer davalılar yönünden davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı birleşen davalı ... ve ... vekili süresi içinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Birleşen davalı ... ve ... vekili; satış vaadi sözleşmesindeki müvekkillerinin mirasçılarına ait gözüken imzayı kabul etmediklerini, bu husus hakkında bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, Adli Tıp Kurumundan gelen incelemenin yetersiz olduğunu, zilyetliği davacıya devredilmiş olan bu yerin dava tarihinden hemen önceki bir tarihte davacının oğlu...adına tapuda tescilinin gerçekleştirildiğini, davaya konu edilen satış vaadi sözleşmesinin ........'a verilen vekaletname ile gerçekleştirildiğini, müvekkillerinin anneleri ... tarafından bizzat gerçekleşmediğini, ...'ın sağlığı süresince bu sözleşmeden haberi dahi olmadığını, davacının davaya konu yerin oğlu adına tapuda tescil edildiğini bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı tarafın talebinin muvazaalı olduğunu belirterek kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sözleşme yapıldığı anda imkansızlıklar bulunmamakla birlikte satış vaadi sözleşmesi borçlusu mirasçıları... ve ...'in taşınmazı 08.03.2011 tarihinde dava dışı üçüncü kişiye sattıkları ve bu tarih itibariyle sözleşmenin ifa olanağının kalmadığının görüldüğü, Mahkemece de aynı değerlendirme ile yerleşik uygulama gereği Türk Borçlar Kanunu'nun 112 nci maddesi gereği davacıların müspet zararının bu tarihteki rayiç değeri olduğu kabul edilerek bu tutar hüküm altına alınmış olup, değerlendirmede bir yanılgı görülmediği, her ne kadar davalılar vekili muris ...'in satış vaadi sözleşmesi hakkında bilgisi bulunmadığını ileri sürmüş ise de bu hususta toplanan deliller sözleşme ve vekaletname içeriği ile imza incelemesi sonucu bu durumun ispatlanamadığı, davalılar vekili sözleşme konusu taşınmazın davacının oğluna devredilerek edimin yerine getirildiğini belirtmişlerse de Mahkemece davacının oğlu .............,'ın taşınmazdaki payı edinmesine ilişkin dayanak akdin getirtildiği, davacının oğlunun anılan paylarının davalılar dışındaki paydaşlardan aldığının saptandığı belirtilerek, İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalılar ... ve ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... ve ... vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil, bu mümkün görülmezse tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 112 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına, satış vaadi sözleşmesi borçlusu ... mirasçıları... ve ...'in taşınmazı 08.03.2011 tarihinde dava dışı üçüncü kişiye sattıkları ve bu tarih itibariyle sözleşmenin ifa olanağının kalmadığı, davacının resmi biçimde yapılan ve geçerli olan satış vaadi sözleşmesine göre ifanın imkansız hale geldiği gündeki taşınmazın rayiç değerini talep hakkının olduğu, bilirkişi raporunun denetime açık ve hüküm vermeye elverişli olduğunun imza itirazının ATK raporu ile giderildiği ve sözleşmeye konu taşınmazın davacı oğluna değil 3 üncü şahıslara satılmış olduğunun anlaşılmasına göre, davalı ... ve ... vekili tarafından ileri sürülen temyiz itirazlarının reddi ile, usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalılara yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.03.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.