Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2999 E. 2024/1199 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak isteminde bulunan davacının, yargılama sırasında ölen davalıların mirasçılarının davaya dahil edilmemesi nedeniyle kararın bozulup bozulmayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Yargılama sırasında ölen davalıların mirasçılarının, miras bırakanlarını ilgilendiren ve mirasçıların malvarlığı haklarını etkileyen davalara dahil edilmeleri gerektiği gözetilerek, ölen davalıların mirasçılarının tespit edilip davaya dahil edilmesi için davacıya süre verilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmeyerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/303 E., 2022/549 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalıların davacı aleyhine, Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/192 E. sayılı dosyası ile malik oldukları arsaya, kendi arsasından çıkan hafriyatı döktüğü iddiası ile müdahalenin men’i davası açtıklarını, yargılama sırasında yapılan ilk keşif neticesinde alınan bilirkişi raporu ile toprağın kazılıp dışarı atılması için dava tarihi itibariyle 278.250,00 TL bedel gerektiğinin tespit edildiğini, ancak daha sonda davacının toprağın bir kısmını kaldırarak yeniden keşif talebinde bulunduğunu, yapılan ikinci keşif ile davalıların arsasındaki toprağın %50’sinin kaldırıldığının tespit edildiğini, bu doğrultuda toprağın kaldırılma masrafının da yarı oranında düşürülerek 139.125,00 TL’ye indirildiğini, bu rapor doğrultusunda Mahkemece; müdahalenin men’i ile 139.125,00 TL’nin davalılara ödenmesine hükmedildiğini, ne var ki dosya Yargıtay aşamasında iken davacının hafriyatı tamamen kaldırdığını, böylece ortada müdahale konusu kalmadığını, bu nedenle davacının hem davalıların talebi gibi hafriyatı kaldırdığını hem de bunun için gereken tazminatı davalılara ödediğini, davalıların sebepsiz zenginleştiklerini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000,00 TL’nin ödeme gününden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalılardan ... ve ...; davaya konu 6494 ada 20 parsel numaralı taşınmazın iştirak halinde maliki olduklarını, davacının davalıların arsasına yaklaşık 100 metre mesafede yaptırdığı çok katlı blok inşaatların hafriyatından çıkan toprağı 2004 yılında yine davalıların arsasına dökerek taşınmazı kullanılmaz hale getirdiğini, davacı ihtara rağmen toğrağı kaldırmayınca aleyhine dava açtıklarını, Mahkemece hem müdahalenin men’ine hem de tazminata hükmedildiğini, Yargılama sırasında davacının tazminattan kurtulmak için toprağı Keçiören Belediyesine ait bitişik arsaya kaydırdığını, bunu yaparken de dava dışı Belediyenin iş makinelerini kullandığını, davacının kararı temyiz ettiğini, ancak bu aşamada toprağın tamamının kaldırıldığı iddiasında bulunmadığını, sadece icra dosyasına tazminat ödediğini, tazminat dosyaya yatırıldıktan aylar sonra toprağın kaldırıldığını iddia ettiğini, davacının aldığı tek taraflı bilirkişi raporu ile toprağı kaldırdıklarını, davanın konusuz kaldığını iddia ettiğini, Mahkemeyi yanıltarak 2. kez keşif yapılmasını sağladığını, Yargıtayca kararın onandığını, davanın öncelikle kesin hüküm nedeni ile reddedilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Diğer davalılar; davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece verilen 18.02.2014 tarihli ve 2013/79 E., 2014/46 K. sayılı kararla; davacının Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/192 E. sayılı dava dosyasında verilen ve kesinleşen karar gereği yaptığı ödemenin yersiz ödeme olduğundan bahisle iadesinin talep edilebilmesi için öncelikle Mahkeme kararının yasal yollarla kaldırılması gerektiği, Mahkeme kararı kaldırılmaksızın, karar gereği yapılan ödemenin iadesi talebinin kabule şayan olmadığı, davacının davalılara ait taşınmaz üzerindeki hafriyatı kaldırma karşılığı yaptığı masrafın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edildiğinin kabulü halinde ise; davacının kimse tarafından talep edilmeksizin re'sen harfiyatı kaldırmasından dolayı yaptığı masrafın iradi olarak yapıldığı ve kendi iradesi ile yaptığı hareketten dolayı davalılardan istemde bulunamayacağı, ayrıca sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istenebilecek alacağın 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/192 E. sayılı dava dosyasındaki bilirkişi raporu esas alınarak belirlenemeyeceği gerekçesiyle, davacının yaptığı ödemenin iadesi talebinin yerinde olmadığı kabul edilerek; davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ...,.......,......,....., ve ... hakkındaki dava atiye terk edilmiş olduğundan bu davalılar ile ilgili hüküm tesisine yer olmadığına, bu davalılar dışındaki diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 10.06.2020 tarihli 2020/1278 E., 2020/2846 K. sayılı ilamıyla; "...Somut olayda davacı; hem kesinleşmiş mahkeme kararı gereği davaya konu hafriyatı kaldırdığını hem de hafriyatı kaldırmak için gereken masrafı da davalılara ödediğini, böylece mükerrer ifada bulunduğunu iddia etmektedir. Bir başka deyişle, davacı tarafından; kesin hükmün ortadan kaldırılması değil, mükerrer ifada bulunduğu iddiası ile fazladan yapılan ödemenin iadesi talep edilmektedir.

O halde Mahkemece; yukarıda açıklanan bilgiler ışığında somut olayda, davacının iddia ettiği şekilde mükerrer ifa söz konusu ise bunun iadesinin sebepsiz zenginleşen taraftan istenebileceği göz önünde bulundurularak; öncelikle davaya konu hafriyatın kaldırılıp kaldırılmadığı, kaldırıldı ise ne zaman ve kim tarafından kaldırıldığı, gerekirse yerinde keşif yapılarak alınacak bilirkişi raporu ile tespit edildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma sonrası yapılan keşif sonucu düzenlenen 05.07.2021 tarihli bilirkişi raporunda davaya konu taşınmaz üzerindeki hafriyatın kaldırılmış olduğu ve parselde 10 katlı binanın bulunduğunun bildirildiği, bozma ilamına müteakip tanıkların dinlendiği, davacının davaya konu hafriyatı kaldırdığını hem de hafriyatı kaldırmak için gereken masrafı da davalılara ödediğini, böylece mükerrer ifada bulunduğunu iddia ettiği, talebinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiği, ispat yükünün davacıda olduğu, her ne kadar tespit dosyasında hafriyatın kaldırıldığı tespit edilmiş ise de kim tarafından kaldırıldığının kesin bir şekilde saptanamadığı, bu sebeple kim tarafından ne suretle temizlendiği belirlenemeyen hafriyata ilişkin tespit raporunun davalılar aleyhine yorumlanamayacağı, dinlenilen tanık beyanlarında da hafriyatın davacı tarafından kaldırıldığı hususunun tespit edilemediği, davacının ispat külfetini yerine getiremediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; bozma sonrası yapılan yargılamada hafriyatın kaldırılmış olduğunun bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, akabinde davaya konu taşınmaz üzerinde davacı hafriyatı kaldırdıktan sonra yüklenici firma olarak yapı inşaa eden müteahhitlerin tanık olarak dinlendiklerini ve hafriyatı kendilerinin kaldırmadığını, hafriyatı duydukları kadarı ile davacının kaldırdığını beyan ettiklerini, yine Keçiören Belediyesine yazılan müzekkereye Belediyenin hafriyatı kendilerinin kaldırmadığına yönelik cevap verdiğini, davalıların ise yargılamanın başından itibaren hafriyatı kendilerinin kaldırdıkları yönünde bir iddiada bulunmadıklarını, davalıların zaten hafriyatı kaldırdıklarına yönelik bir iddiaları yokken ve hali hazırda taşınmaz üzerinde bir hafriyatın olmadığı sabitken, ayrıca davalıların hafriyatın kaldırılması için açtıkları dava sürecinde davacının hafriyatı kaldırma işlemlerine başladığı ve 2009 yılı itibari ile hafriyatın tamamen kaldırıldığı dosya kapsamındaki tüm raporlar ile belirlenmişken, Mahkemece hafriyatı kaldırma bedelini tahsil etmesine karşılık hafriyatı kaldırmadığı kendi ikrarı ile sabit olan ve bu nedenle sebepsiz zenginleşen davalılar lehine hukuka ve bozma kararına aykırı olarak verilen kararın kabulünün mümkün olmadığını, ayrıca davalıların yargılama süresi içerisinde olmayan noter vasıtası ile yaptığı masrafların da davacıdan alınmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 28 inci maddesi.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114/1-d maddesi.

3. Değerlendirme

1. Yargılama süresince tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip bulunmaları, usul hukukunun temel ilkelerindendir ve dava şartıdır. Yargılama sırasında taraflardan birinin ölmesi halinde, 4721 sayılı Kanun'un 28 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur. Bu nedenle, davaya ölen tarafa karşı veya onun tarafından devam edilmesine imkan yoktur. Yalnız ölen tarafı ilgilendirmeyen, yani mirasçıları da ilgilendiren, mirasçıların malvarlığı haklarını etkileyen davalara ise ölen tarafın mirasçıları tarafından veya ölen tarafın mirasçılarına karşı devam edilir.

Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalılardan ...'nin 27.08.2015 tarihinde, ...'ın 05.11.2016 tarihinde, Kezban Yoksunkaya'nın 17.08.2018 tarihinde, ...'ın 27.10.2014 tarihinde öldükleri anlaşılmaktadır.

2. Hal böyle olunca, Mahkemece; yargılama sırasında ölen davalıların yasal mirasçılarının tespit edilerek usulüne uygun şekilde davaya katılımlarının sağlanması için davacıya süre verilmesi ve bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilip esasa ilişkin hüküm tesis edilmesi gerekirken, ölü olan davalılar hakkında yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.

3. Bozma nedenine göre, davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1. Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

2. Bozma nedenine göre, davacının temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

20.03.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.