Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3057 E. 2023/3379 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Aracın ayıplı olmasından kaynaklı onarım bedelinin tahsili davasında davalılar tarafından ileri sürülen zamanaşımı savunmasının değerlendirilip değerlendirilmeyeceği noktasında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tüketicinin seçimlik haklarını iki yıllık zamanaşımı süresi içinde kullanabileceği, ancak ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi hâlinde zamanaşımı ile bağlı kalınmayacağı gözetilerek, davalıların zamanaşımı def'i hakkında değerlendirme yapılmadan karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle, yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi

Taraflar arasında, İlk Derece Mahkemesinde görülen malın onarım bedelinin tahsili davasında davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin babası ...'ün ... şasi no.lu, ... plakalı, 2015 model, ... ... 1.6 Tdı 105 Ps ... model aracı 58.394,09 TL'ye davalı ... Otomotiv'den satın aldığını, müvekkilinin babasının ölümü ile bu aracın kendisine intikal ettiğini, bu aracın davalı ... Otomotiv tarafından ithal edilip, diğer davalı ... Otomotiv tarafından satışa sunulduğunu, aracın seyir halindeyken birden hızının kesildiğini ve çalışmasına rağmen ilerlemeyerek sabit kalmaya başladığını, ... ... yetkili servisi olan ...'ya gitmesi ile arıza tespit raporunun tanzim edildiğini, arızanın giderilmesi için müvekkilinden değişecek parçalar ve işçilik dahil 10.787,18 TL istenildiğini, arızanın üretim sebebi ile mi kullanıcı hatasından dolayı mı kaynaklandığının tespiti için ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/49 D. ... sayılı dosyası ile yaptırılan delil tespitinde makina mühendisi bilirkişinin yaptığı inceleme sonucu bu arızanın kullanımdan olamayacağı, arızanın üretimden kaynaklı olduğu kanaatine varıldığını, zararı giderilmeyen müvekkilinin aracını yetkili serviste 8.503,73 TL bedelle tamir ettirdiğini belirterek 8.503,73 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini

talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... Otomotiv Turizm Ticaret Sanayi Limited Şirketi vekili; davaya bakmaya yetkili mahkemenin ... Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafın iddialarının zamanaşımına uğradığını, Tüketici Kanununa göre ayıplı mal nedeniyle açılacak her türlü davanın iki yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, araçta tekrarlayan, giderilemeyen, maldan yararlanmayı sürekli kılan bir durumun olmadığını, aracın ayıplı olmadığını, dava konusu aracın davacının ölen babası tarafından 2015 yılında satın alınmış olduğunu, aracın 80.000 km.de olduğunu, bu zamana kadar herhangi bir şikayette bulunulmadığını, 5 yıl sonra ortaya çıktığı iddia edilen arızadan dolayı aracın ayıplı olduğunun iddia edilemeyeceğini, delil tespiti yapılan dosyada hazırlanan raporda aracın ayıplı olduğu kanaatine varılmış ise de keşfin yokluklarında yapılmış olduğunu, karşı yanın iddiaları ve beyanları ile tek yönlü işlem yapıldığından bu raporun kabul edilmesinin mümkün olmadığını, raporda ... grubu araçlarda bu durumun yaşandığının belirtildiğini, kitabi bilgi verilerek genel bir değerlendirmeye gidildiğini, davacının 80.000 km.de olan aracını en az 5 kez bakıma götürmesi gerekirken sadece 15.000 km bakımını yaptırmış olduğunu savunarak davacının davasının öncelikle usulden, esasa geçilirse esastan reddini istemiştir.

2. Davalı ... Otomotiv Servis ve Ticaret ... Şirketi vekili; davacının iddialarının kabul anlamına gelmemek üzere Tüketici Kanununa göre ayıplı mal nedeniyle açılacak her türlü davanın iki yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, Tüketici Kanununa ve Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre, ayıp ihbarının dürüstlük kuralları çerçevesinde derhal yapılmasının gerektiğini, davacı yanın ayıp ihbarını süresinde yerine getirilmediğini, davacı tarafça yokluklarında değişik ... dosyası ile yaptırılan tespiti kabul etmediklerini, yaklaşık 4 yıl kullanılan ve 80.000 km. yapmış olan bu aracın sadece 1 kez bakımının yaptırılmış olduğunu, araçta giderilemeyen bir arızanın veya gizli ayıbın söz konusu olmadığını, davanın Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, Türk Borçlar Kanunu ve ... Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik maddelerindeki düzenlemelere de uygun olmadığını, araçta tekrarlayan, giderilemeyen, maldan yararlanmayı sürekli kılan bir durumun olmadığını savunarak davacının davasının öncelikle usulden, esasa geçilirse esastan reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin 09.12.2020 tarihli ve 2020/205 E., 2020/137 K. sayılı kararıyla; dava konusu araç hakkında uzman bilirkişi heyetinden alınan, ayıp iddiasının niteliği itibarı ile maddi olgulara dayanan, bilimsel ve objektif nitelikte, Mahkeme, taraf ve kanun yolu denetimine uygun ve hüküm kurmaya elverişli 08.12.2022 tarihli bilirkişi raporuna göre araçtaki ayıbın imalattan kaynaklanan gizli ayıp olduğu, aracın tamiratının yetkili ... servisinde yapıldığından yetkili servisin belirlediği 8.503,73 TL'lik fiyat hasar miktarının yerinde olduğu, davacının 6502 Sayılı Kanun'un 11 inci maddesi gereğince seçimlik haklarını kullanabileceği, davacının ayıplı mal niteliğindeki otomobili kabul etmeye ve kullanmaya zorlanamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, 8.503,73 TL tazminat bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, karar davalılar vekillerince ayrı ayrı istinaf edilmiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/120 E., 2022/417 K. sayılı ilamıyla; bilirkişi raporuna karşı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 281 inci maddesinde düzenlenen yasal itiraz süresi beklenilmeden ve davalı vekillerinin mazereti hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmeden işin esası hakkında karar verilmesi nedeniyle davalı şirketlerin savunma hakkını kısıtlayacak biçimde yazılı şekilde uygulama yapılması usul ve kanuna aykırı olduğu, davalı şirketler vekillerinin sair istinaf sebepleri değerlendirilmeksizin istinaf başvurusunun bu yönlerden kabulüne, 6100 sayılı Kanun'un 353/1-a.6 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın Mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.

3. Bu kez İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu araç hakkında uzman bilirkişi heyetinden alınan, ayıp iddiasının niteliği itibarı ile maddi olgulara dayanan, bilimsel ve objektif nitelikte, Mahkeme, taraf ve kanun yolu denetimine uygun ve hüküm kurmaya elverişli 08.12.2022 tarihli bilirkişi raporuna göre araçtaki ayıbın imalattan kaynaklanan gizli ayıp olduğu, aracın tamiratının yetkili ... servisinde yapıldığından yetkili servisin belirlediği 8.503,73 TL'lik hasar miktarının yerinde olduğu, davacının 6502 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi gereğince seçimlik haklarını kullanabileceği, davacının ayıplı mal niteliğindeki otomobili kabul etmeye ve kullanmaya zorlanamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, 8.503,73 TL tazminat bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.

IV. KANUN YARARINA TEMYİZ

A. Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri

Adalet Bakanlığınca; Mahkemece aracın murise satım tarihi ile davalılara ayıbın ihbar tarihi arasında iki yıldan uzun bir süre olduğu, davalıların da süresinde zamanaşımı def'inde bulundukları gözetilip satılandaki ayıbın davalıların ağır kusuru ya da hilesi ile gizlenip gizlenmediği yönünde bir inceleme yapılarak ayıbın gizlenmemiş olduğunun anlaşılması halinde davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde bu hususta herhangi bir değerlendirmede bulunulmadan karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek, kararın kanun yararına bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, aracın ayıplı olmasından kaynaklı onarım bedelinin tahsili davasında davalılar vekillerince ileri sürülen zamanaşımı savunmasının değerlendirilip değerlendirmeyeceği konusunda toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.

2. Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karar kanun yararına bozulur ve bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.

3. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un (6502 sayılı Kanun) 8 inci maddesi.

4. 6502 sayılı Kanun'un Zamanaşımı başlığını taşıyan 12 nci maddesi.

5. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 03.05.2023 tarihli ve 2022/8328 E., 2023/1263 K. sayılı ilamının zamanaşımı konusunda "...sorumluluğu ortadan kaldıran ayıp, ağır kusur ve hile ispatlanamadığından davanın zamanaşımından reddinin isabetli olduğu...", 02.05.2023 tarihli ve 2022/8537 E., 2023/1185 K. sayılı ilamda ise "..zamanaşımı süresinin iki yıl olması ve malın teslim edildiği 05.08.2020 tarihinden itibaren başlayacak olması..." tespitlerine yer verilmiş ve yine 21.04.2022 tarihli ve 2022/1025 E., 2022/3937 K. sayılı ilamında da; tüketicinin taşınır mallarda iki yıllık, taşınmaz mallarda 5 yılllık zamanaşımı süresi içinde ayıbı tespit ettiği sürece seçimlik haklarını kullanabileceği, zamanaşımı sürelerinin değerlendirilmesinde de aynı kanunun 12/3 maddesinde açıklanan şekilde ayıbın ağır kusur ya da hile ile gizlenmesi durumunda satıcının zamanaşımı hükümlerinden yararlanamayacağının da gözden kaçırılmaması gerekeceği belirtilmiştir.

3.Değerlendirme

Dava dosyasının incelenmesinde; davalı ... Otomotiv Turizm Ticaret ve Sanayi Limited Şirketine 07.01.2020 tarihinde, davalı ... Otomotiv Servis ve Ticaret ... Şirketine ise 03.01.2020 tarihinde dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edildiği; davalı ... Otomotiv Servis ve Ticaret ... Şirketinin 07.01.2020 tarihli zamanaşımı itirazını da içerir cevap dilekçesi süre uzatımına ilişkin dilekçe verdiği, davalı ... Otomotiv Turizm Ticaret ve Sanayi Limited Şirketinin ise 08.01.2020 tarihinde yalnızca süre uzatım talebini içerir dilekçe verdiği ve Mahkemece davalılar için ayrı ayrı 08.01.2020 tarihinde ara karar ile yasal sürenin bitiminden itibaren iki hafta cevap süresinin uzatıldığı, davalı ... Otomotiv Turizm Ticaret ve Sanayi Limited Şirketinin 23.01.2020 tarihinde verdiği cevap dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunduğunu ve yine davalı ... Otomotiv Servis ve Ticaret ... Şirketi ise 30.01.2020 tarihinde zamanaşımı itirazını içerir cevap dilekçesini verdiği, davalıların süresinde zamanaşımı definde bulunduğu, mahkemece 11.09.2020 tarihli duruşmada oluşturulan ara kararın 1 no.lu bendinde "Dava şartları tam olduğu, ilk itiraz, zamanaşımı defi ve hakdüşürücü süre itirazı bulunmadığından ön incelemenin tamamlanarak tahkikat aşamasına geçilmesine" şeklinde hüküm tesis edildiği, davalıların süresinde ileri sürdüğü zamanaşımı defi konusunda değerlendirme yapılmadığı, davalılar tarafından İlk Derece Mahkemesinin 09.12.2020 tarihli ve 2020/205 E., 2020/137 K. sayılı kararına karşı süresindeki verdikleri 21.12.2020 tarihli davalı ... Otomotiv Turizm Ticaret ve Sanayi Limited Şirketinin ve 24.12.2020 tarihli ... Otomotiv Servis ve Ticaret ... Şirketinin istinaf dilekçesinde de zamanaşımı defini ileri sürdüğü, davacı yararına bu hususta usuli kazanılmış hakkın da oluşmadığı anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca Mahkemece, yasal mevzuat gereği davacının ayıptan kaynaklı seçimlik haklarını 2 yıllık zamanaşımı süre içinde kullanabileceği, ancak ayıbın ağır kusur ve hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süre ile bağlı olunmayacağı gözetilerek davalıların zamanaşımı defi konusunda değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde bu hususta herhangi bir değerlendirmede bulunulmadan karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

O halde, Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen kanun yararına temyiz talebinin kabulü gerekmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı kanun yararına temyiz istemlerinin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,

Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine,

27.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.