"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki maddi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; müvekkillerinin müşterek çocuğu olan ...'ın 21.01.2012 tarihinde doğduğunu, doğumundan 24 gün sonra 14.02.2012 tarihinde uyku halinde rahatsızlığının farkedilmesi üzerine annesi olan müvekkili ... tarafından doğum yaptığı Özel İstanbul Medipol Hastanesine götürüldüğünü, müşterek çocuk ...'a davalı sorumlu Yardımcı Doçent Doktor ... tarafından menenjit teşhisi konulduğunu, ilk altı saatlik süreç içerisinde laboratuar sonucu elde edilmesinin mümkün olmadığı hallerde bakteriyel menenjit ve viral menenjit tedavi yöntemlerinin bir arada uygulanmasının icap etmesine karşın davalı sorumlu doktor ...'ın sadece bakteriyel menenjit tedavisini uygulamakla yenidoğan ...'ın yaşamı boyunca bakıma muhtaç kalacak şekilde hastalığa kapılmasına sebebiyet verdiğini belirterek; müvekkillerinin acı, elem ve ıstırap içinde kalarak manevi ve maddi yönden olumsuz etkilenmelerine neden olan davalılar hakkında fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik; ... için 5.000,00 TL, ... için 10.000,00 TL, ... için 10.000,00 TL yapılmış olan tedavi ve ilaç giderleri, bakım masrafları ile halen sağlık durumunun iyileşmemesi nedeniyle hayatı boyunca yapılacak olan tedavi ve ilaç giderleri, bakım masrafları ve ...'ın eğitim-öğretim alarak meslek edinmekten yoksun kalması, sürekli iş göremezliği ile anne ...'ın mesleğini bırakması nedeniyle yaşadığı maddi kayıp ve bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla müvekkillerinin doğmuş ve doğacak maddi kayıplar ve kazançları nedeniyle 14.02.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte belirsiz alacak davası ile toplam 25.000,00 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; hastanın tetkik ve tedavisinin modern tıbbın kuralları çerçevesinde ve günümüzde kabul gören tıbbi yöntemler uygulanmak suretiyle özenle yapılmış olduğunu, herhangi bir tıbbi kusur veya hatanın söz konusu olmadığını, hiçbir tıbbi tedavinin %100 garantisi olmadığını, komplikasyon olasılığının her zaman söz konusu olabileceğini, ayrıca tüm tıbbi gerekler yerine getirilse dahi bu tür kötü prognozlu hastalıklarda istenmeyen sonuçlarla karşılaşılabildiği de bir vakıa olduğunu, müvekkillerinin dış sağlık kurumunda yapılan bir tetkik ya da tahlilin geç çıkmasından sorumlu tutulamayacağını savunarak
davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemece yorum yapabilecek bir husus olmadığı, davalılar lehine olan 2 farklı üniversiteden konusunda uzman bilirkişilerin hazırladığı rapor dikkate alınarak davalı hastane ve hekimin küçüğün tedavisi ile ilgili yapmış oldukları tıbbi inceleme ve tedavi nedeniyle özensizlikleri, kusurlarının bulunmadığı, tıbbi çerçeve içerisinde gerekenin yapıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili; teşhis ve tedavideki uygulamalarda hataların olduğunu, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmediğini ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamında sadece İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanlığınca sunulan raporda doktorun kusurlu olduğu kanaati bildirilmiş olmakla gerek Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulunun raporu gerekse İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Üniversite öğretim üyelerinden oluşan uzman heyetçe verilen bilirkişi raporu ve sonrasında çelişkinin giderilmesi bakımından alınan Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinden oluşan uzman heyetçe verilen bilirkişi raporları ile davalıların herhangi bir tıbbi kusurunun ya da hizmet kusurunun olmadığı tespit edildiği, davacının davasında süresinde sunduğu beyan ve iddialarında aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmediği yönünde bir dava nedeni bulunmadığı, bilahare yapılan yargılamanın 05.11.2019 tarihli celsesinde bu yönde beyan ve iddiada bulunulduğu ve davalı tarafın iddianın genişletilmesine muvafakat etmediği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrarlayarak, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hekim hatasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502 ve devamı maddeleri.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) "Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren hâller" başlıklı 266 ncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
Dava dosyasının incelenmesinde; aldırılan tüm bilirkişi raporlarının birbirini doğruladığı, bilirkişi raporlarının taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine açık ve davacıların itirazlarını karşılar nitelikte olduğu, gerçekleşen tedavinin niteliği gereği süreç içerisinde onam alınmasını gerektirecek hususun bulunmadığı, ateş ile gelen küçükte acil tedaviye başlanılması durumunda aydınlatılmış onamın alınmasının hayatın olağan akışına göre beklenemeyeceği anlaşılmakla davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.05.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.