Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3127 E. 2024/1607 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ortak olarak satın alındığı iddia edilen bir taşınmazdan kaynaklanan payın tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Ortaklığın varlığı ve davacıların talep edebileceği payın belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın dahili davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı dahili davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; müvekkilleri ile davalının ortak olarak 1055 parsel sayılı taşınmazı satın aldıklarını, tarafların hak ve yükümlülüklerini belirten 02.01.2001 tarihli sözleşmeye göre taşınmaz satıldığında bedelin üçe bölüneceğinin belirlendiğini, davalı ...'un müvekkili İhsan'ın kayınbiraderi olduğunu, mevzuat gereği hisseli satın alınamadığından taşınmazın davalı adına tescil edildiğini, dava konusu taşınmaza ilişkin kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı tazminat davası açıldığını, yargılama sonucunda 872.337,00 TL üzerinden tazminata hükmedilerek kararın kesinleştiğini, asıl alacak ve işlemiş faize ilişkin icra takibi başlatıldığını, icra dosyasına 1.243.826,75 TL ödeme yapıldığını, davalının ise davacı ... adına 254.895,33 TL, davacı ... adına 240.000,00 TL ödeme yaptığını, tazminat bedelinin önceki taşınmazda olduğu gibi üç eşit parçaya bölünmesi gerektiğini, bakiye kısmın ödenmediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla, davacılardan Kamil Vehbi için 192.130,32 TL, İhsan için 207.025,65 TL alacağın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; dava konusu taşınmazın müvekkiline ait olduğunu, bedelini nakden ödeyerek aldığını, ortaklık iddiasının doğru olmadığını, iddia edilen sözleşmenin dava konusu taşınmazla ilgisinin bulunmadığını, taşınmazın ortak alındığına dair bir ifadenin yer almadığını, önceden başka bir taşınmaz için yazılan ve tasfiye edilen sözleşmeden kaynaklı hak sahibi olmadıklarını, sözleşmenin tarihinin gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin davacı ...'in oğlu ve davacı ...'ın kızına borç para gönderdiğini savunarak, davaların reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında bir arsanın ortak olarak alımına ilişkin sözleşmenin imzalandığı, imzalanan sözleşmede ortaklığa konu taşınmazın belirtilmediği, belgenin davacıların iddiasını kesin olarak kanıtlayacak nitelikte olmadığı ancak delil başlangıcı niteliği bulunduğu, buna göre tanık dinlenilebileceği, tanık ...'in taşınmazın tarafların üçüne ait olduğuna ilişkin beyanı, tanık ...'ın davalı ... ile komşu oldukları ve tarafları ortak olmaları için tanıştırdığı yönündeki beyanı ve sözleşmede şahit olarak bulunması, davalının davacı ... kızı ... hesabına 27.04.2020 tarihinde 240.000,00 TL, davacı ...'nin oğlu ... hesabına 28.04.2020 tarihinde 254.895,33 TL gönderdiği nazara alındığında, taraflar arasında dava konusu taşınmazın alımına ilişkin eşit paylı adi ortaklık sözleşmesinin akdedildiği, davalının tazminat davasında hükmedilen bedeli payları oranında davacılara vermekle yükümlü olduğu, hükmedilen bedelin 16.04.2020 tarihinde asıl alacağın işlemiş faizi ile birlikte 1.332.640,00 TL'ye ulaştığının hesaplandığı, 16.04.2020 tarihinde dava dışı icra dosyasının borçlusu olan Gebze Teknik Üniversitesince 1.243.826,75 TL ödeme yapıldığı, ödenen paranın icra dosyasında faiz ve diğer ferilerden mahsup edildiği, anapara yönünden bakiye 88.817,00 TL'nin kaldığı, bakiye bedele yasal faiz işletildiğinde dava tarihi itibarıyla bakiye ana para alacağının faizi ile birlikte 89.890,50 TL'ye ulaştığı, sonuç itibariyle davalının 16.04.2020 tarihinde ödenen 1.243.826,75 TL'nin ve dava tarihinde bakiye olması gereken 89.890,50TL'nin davacılara düşen payları ödeyeceği, her davacının 444.572,41TL haklarının mevcut bulunduğu, daha önce yatırılan kısmın mahsubu gerektiği, davalının vekil sıfatıyla yaptığı zorunlu masrafları davacılardan istemeye hakkının bulunduğu, yargılama giderleri ve karşı vekalet ücretinin Gebze 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/386 Esas sayılı dosyasında davalı tarafça ödeneceği, ancak akdi vekalet ücreti yönünden davalının vekil sıfatı ile görev yapan avukata karşı sorumlu olduğu, sorumluluğun davacılarca da üstlenileceği, takdiren % 10 avukatlık ücreti ödeneceği, akdi vekalet ücretini pay oranında mahsup edildiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile davacılardan Kamil Vehbi yönünden 160.599,21 TL, İhsan mirasçıları yönünden 175.494,51 TL'nin (Fatma 43.873,63 TL, Tolga 32.905,22 TL, Mert 32.905,22 TL, Busenur 32.905,22 TL, Olga 32.905,22 TL) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte dahili davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Dahili davalılar vekili; davacı tarafın dayandıkları 02.01.2011 tarihli sözleşmeyi sunmadıklarını, ibraz edilen sözleşmenin yarısının bulunduğunu, diğer yarısının ise ibraz edilmediğini, sözleşme denetlenmeden karar verildiğini, dava konusu taşınmazın müvekkili tarafından alındığını, davacıların önceki ihtilafları söz konusu taşınmaza taşımaya çalıştıklarını, davacıların dayandığı sözleşmede taşınmazın 12 milyara alındığı belirtilmiş ise de 3 milyar karşılığı tapuda devralındığını, yazılı delille ispatlama zorunluluğu bulunduğunu, tanık dinlenilmesine muvafakatlerinin olmadığını, sunulan belgenin yazılı delil başlangıcı kabul edilemeyeceğini, hangi taşınmaza ait olduğunun bilinmediği, tarih içermediğini, tanık Dursun'un sözleşmeye imza attığını beyan etmesine karşın davacıların dayandığı sözleşmede imzasının yer almadığını, var olduğu iddia edilen sözleşme dışında başka bir sözleşme ibraz edildiğini, davalı tanıklarına itibar edilmesi gerektiğini, borç olarak gönderilen paraların ortaklık kapsamında değerlendirilmeyeceğini, asıl alacak ve faizin yanlış hesaplandığını, ilamlı icrada asıl alacak, faizi ve avukatlık ücretleri ile birlikte 1.210.000 TL + 235.742,00 TL = 1.445.742,00 TL hesaplandığını, 48.843,00 TL ilam vekalet ücretinin karar tarihinden icra tarihine kadar faizi ile hesaplanarak mahsubunun gerektiğini, 73.866,00 TL icra vekalet ücretinin hesaplanmadığını, avukatlık ücreti hak edilmemiş gibi işlem yapıldığını, % 25 vekalet ücreti sözleşmesine itibar edilmemesinin doğru olmadığını, yazılı olarak düzenlenebileceğini, takdiren % 15 oranında hesaplanmadığını ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemece res'en yapılan hesaplama sonucu kurulan hükümde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Dahili davalılar vekili; istinaf sebeplerini tekrar etmiş, ayrıca Bölge Adliye Mahkemesince istinaf sebeplerinin incelenmediğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; taşınmaz ortaklığı iddiasından kaynaklanan payın tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 620 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa yukarıda yer verilen hukuk kurallarının doğru şekilde uygulandığı, ortak olarak taşınmaz alındığının ve davacıların talep edebileceği payın belirlenmesinde isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına göre, dahili davalıların temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.