Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3156 E. 2024/1182 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı avukatın, davalı şirket aleyhine açtığı vekalet ücretine ilişkin itirazın iptali ve alacak davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin, davacı avukat ile yapılan sözleşmeye taraf olmamasına rağmen, fiili olarak sözleşme hükümlerine uygun davrandığı ve davacı avukatın sunduğu hizmetler karşılığında avukatlık ücretine hak kazandığı, hesaplanan ücretin taleple bağlılık ilkesine uygun olduğu ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun da denetime elverişli olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin davacı lehine verdiği karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/296 E., 2022/599 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen asıl davada itirazın iptali, birleşen davada alacak davasında yapılan yargılamada asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulüne birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekileri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili asıl davada; müvekkilinin avukat olduğunu, davalının dahil olduğu şirketler grubunda bulunan dava dışı... İletişim ve Otomasyon Sistemleri Ltd. Şti. ile 12.08.2009 tarihli Hukuki Danışmanlık ve Avukatlık Hizmetleri Sözleşmesinin akdedildiğini, gelişen süreçte dava dışı şirketin tasfiye edildiğini ve davalı şirketin faaliyete geçirildiğini, iki şirketin ortaklarının ve yönetiminin hemen hemen aynı kişilerden oluştuğunu, avukatlık sözleşmesinin fiilen davalı şirket ile uygulanmaya devam ettğini, sözleşme kapsamında davalı şirketi çok sayıda dosyada vekil olarak temsil ettiğini, davalı tarafından sözleşmenin sona erdirilmek istemesi üzerine davalıya ihtar göndererek takip ettiği dosyalar kapsamında avukatlık ücreti olarak toplam 192.775 TL’nin ödenmesini talep ettiğini, davalının ihtarnameye cevabında talebin haksız olduğunu ve 31.03.2015 tarihi itibariyle aylık ücretin ve belgeli tüm masrafların ödeneceğinin bildirdiğini, ardından davalının Kartal 5. Noterliğinin 20.03.2015 tarihli ve 06733 yevmiye numaralı azilnamesi ile kendisini azlettiğini, davalının vekalet ücretini ödemediğini, alacağını tahsil etmek amacıyla İstanbul Anadolu 12. İcra Müdürlüğünün 2015/8123 E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin her türlü hakkı saklı kalmak kaydıyla itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine takip konusu 87.135,00 TL alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı vekili birleşen davada; ödenmeyen danışmanlık ücreti ve masraf alacağı ile İstanbul Anadolu 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/329 E. sayılı dosyasındaki karşı yan vekalet ücreti olmak üzere, fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak şimdilik 52.793,41 TL’nin 18.03.2015 tarihinden itibaren işleyen mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı vekili asıl davada; davacının talepte bulunduğu sözleşmenin dava dışı... İletişim ve Otomasyon Sistemleri Ltd. Şti. ile yapıldığını, davalının sözleşmenin tarafı olmadığını, davalı ile davacı arasındaki ilişkinin sözlü anlaşmaya dayandığını, davacıya sadece aylık sabit ücret ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, davacının her ay kestiği fatura haricinde ayrıca davalıya herhangi bir serbest meslek makbuzu kesmediğini, bu yeni koşullarda davacıdan 04.10.2011 tarihinden başlayarak yaklaşık 3,5 yıl hizmet alındığını, bir süre sonra davalının davacı avukatla çalışma şeklini değiştirmeye karar verdiğini, ancak davacının haksız taleplerde bulunduğunu, davacının haksız taleplerinde ısrarcı oluşu sebebiyle vekalet ilişkisi davalı açısından çekilmez hale geldiğinden, davacının 20.03.2015 tarihinde azledildiğini belirterek davanın reddine ve davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı vekil birleşen davada; davacı tarafından müvekkili şirkete karşı İstanbul Anadolu 30. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/254 E. sayılı dosyada dava açıldığını, işbu davanın derdest olduğunu, huzurdaki dosyanın tarafları ve konusunun aynı olduğunu, bu nedenle HMK madde 115/2 uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise davaların birleştirilmesini, davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 11.03.2021 tarihli ve 2015/254 E., 2021/194 K. sayılı kararıyla; ...Hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı tarafın, davacı ile dava dışı şirket arasında akdedilen sözleşme ile bağlı olduğu kanaatine varıldığından, raporda bu yönde yapılan seçenekli hesaplama gözetilerek, asıl dosyaya konu edilen dava ve işler dolayısıyla davacının, davalıdan talep edebileceği ücret miktarının 130.180,00 TL olduğu, birleşen dosya kapsamında ise 52.693,39 TL olduğu, asıl dosya kapsamında takip talebinde belirtilen taleple bağlı kalındığı, azlin haklı olup olmadığının tespiti ve yine vekalet ücreti miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden alacak miktarının likit olmadığı bu nedenle davacı tarafın icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile, asıl davanın kabulü ile, İstanbul Anadolu 12. İcra Müdürlüğünün 2015/8123 E. sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamına, davacı tarafın icra inkar tazminatı isteminin koşulları oluşmadığından reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile, 52.693,39 TL'nin 18.03.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 11.03.2021 tarihli ve 2015/254 E., 2021/194 K. sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; sözleşmenin 4. maddesinde Müvekkiline ödenecek vekalet ücretinin KDV ve stopaj hariç olmak üzere ödeneceği konusunda hüküm bulunduğunu, sözleşmeye göre, vekalet ücreti hesabında %20 indirimli olarak hesaplama yapılmış iken, bu miktarların net, yani kdv ve stopaj hariç olduğunun kararda belirtilmediğini, bu hususun dosya kapsamından açıkça anlaşılacak ve düzeltilebilecek nitelikte olduğunu, hükümde yer verilmemiş olmasının tereddüt oluşturduğunu, bu nedenle kararın, "KDV ve stopaj hariç" şeklinde belirtilmek suretiyle düzeltilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili; müvekkili şirketin davacının dayandığı avukatlık sözleşmesi ile bağlı olmadığını, her iki şirketin ayrı tüzel kişilikleri olduğunu, sözlü sözleşme ile aylık ücret ve masraflar ödenmek sureti ile 3,5 yıl hizmet alındığını, şirketin, kendi edimlerinin tamamını eksiksiz olarak ifa ettiğini, azlin haklı olduğunu, davacının çalıştığı süre boyunca aylık ücret ve masraf dışında para talep etmediğini, ek ücret istemesinin kötüniyetini gösterdiğini, davacının dayandığı sözleşmenin 4.2. maddesine göre davacının fatura kesmesi üzerine ödeme yapılacağının düzenlendiğini, davacının fatura kesmediğini, buradan da aylık ücret üzerinden anlaşma olduğu sonucuna varılacağını, Mali Müşavir bilirkişinin bu durumu tespit ettiğini, karşı yan vekalet ücreti bakımından azilden önceki 6 aylık dönemde müvekkili şirket tarafından tahsil edilen bir ücret olmadığını, henüz karşı taraftan vekalet ücreti alacağını tahsil etmemiş olan müvekkilden bu ücret alacağının istenemeyeceğini, aynı dosyadan akdi ücret hesaplandığından bir de karşı vekalet ücreti yönünden hesaplama yapılmasının hukuka açıkça aykırı olduğunu belirterek verilen kararın ortadan kaldırılarak davanın reddini talep etmiştir

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 14.10.2021 tarihli ve 2021/1830 E., 2021/1821 K. sayılı kararıyla; davalı şirket ve dava dışı... İletişim ve Otomasyon Sistemleri Ltd. Şti. arasında, her iki şirketin ortaklarının ve yetkililerin neredeyse aynı kişilerden oluşması sebebiyle organik bağ bulunduğu, bu sebeple davacı ile dava dışı... İletişim ve Otomasyon Sistemleri Ltd. Şti. arasındaki 12.09.2009 tarihli sözleşmenin davalı şirket yönünden de geçerli olduğu, davacının sözleşme kapsamında davalıdan vekalet ücretinin ödenmesini talep edebileceği, buna göre davacının azlinin haklı bir sebebe dayanmadığı, davacı avukatın ücretsiz görev yapmasının da kanunen yasak olduğu, sözleşmede KDV ve stopaj ödemesi ile ilgili bir düzenleme bulunmaması sebebiyle, sözleşmede kararlaştırılan ücrete KDV ve stopajın dahil olduğunun kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle, davacı ve davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 14.10.2021 tarihli kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 17.03.2022 tarihli ve 2022/468 E., 2022/2424 K. sayılı ilamıyla; davacının ödenmeyen vekalet ücretinin tahsilini talep etmesinde haklı olması sebebiyle davacının azlinin haksız olmasına göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi ile, 12.08.2009 tarihli Avukatlık sözleşmesinin, dava dışı şirketle yapıldığı, her iki şirketin ayrı tüzel kişiliklere sahip olduğu, sözleşmeye taraf olmayan davalı yönünden uygulanmasının mümkün olmadığı, taraflar arasında ücret sözleşmesi bulunmadığından, davacının vekalet ücreti alacağının talebi de dikkate alınmak suretiyle Avukatlık Kanun'un 164/4 üncü maddesi kapsamında hesaplanarak belirlenmesi gerektiği, davacının dava dilekçesinin ekinde, kendisi tarafından takip edilen 19 adet dava dosyası bildirdiği hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise dava dilekçesinin ekindeki listede yer almayan İstanbul Anadolu 17. İş Mahkemesinin 2011/1167 E. ve İstanbul Anadolu 17. İş Mahkemesinin 2011/1157 E., sayılı dosyaları yönünden de vekalet ücreti alacağı hesaplandığı, bu durumun taleple bağlılık ilkesine aykırılık teşkil ettiği gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı tarafından azlin haklılığına dair bir belge sunulamadığı, cevap dilekçesinde azlin davacının ihtarı ile vekalet ücreti alacaklarını istemesine dayandırıldığı azil işleminin haksız olduğu, 12.08.2009 tarihli sözleşmenin sözleşmeye taraf olmaması sebebiyle davalı yönünden uygulanmasının mümkün olmadığından, 09.02.2021 tarihli rapordaki Avukatlık Kanun'un 164/4 üncü maddesine göre yapılan hesaplama esas alınarak bozma ilamında dava dilekçesi ekinde yer almadığı halde hesaplamaya konu olduğu belirtilen dosyalar yönünden yapılan hesaplamalar toplam bedelden mahsup edildiğinde (94.821,35-1.500,00-1.500,00) asıl dosya kapsamında davacı tarafça talep edilmesi mümkün vekalet ücreti alacağının 91.821,35 TL olacağı, asıl davada davacının talebiyle bağlı kalındığı, azlin haklı olup olmadığının tespiti ve yine vekalet ücreti miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden alacak miktarı likit olmadığından, davacı tarafın icra inkar tazminatı isteminin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının, İstanbul Anadolu 12. İcra Müdürlüğünün 2015/8123 E. sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin, takip talebinde belirtilen koşullar üzerinden devamına, davacı tarafın icra inkar tazminatı isteminin koşulları oluşmadığından reddine, birleşen dosya yönünden, davanın kısmen kabulüne, 52.693,39 TL'nin temerrüt tarihi olan 18/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin isteminin reddine, karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; önceki beyanlarını tekrarla, azlin haksız olduğunu, davalının husumet iddiasının yersiz olduğunu, davalı şirketin sözeşme yapılan şirketin davamı niteliğinde olduğundan sözleşme ile bağı olduğunu, sözleşmenin davalı şirketce kabul edilip uygulandığını, davalı şirket yetkilisi ...'un e-mail yazışmalarının ve kesilen makbuzlar ve masraf listelerinin sunulduğu halde dikkate alınmadığını, kararın gerekçesinde deliller kısmının eksik yazıldığını, dava dilekçesi ekinde yer almadığı belirtilen iki dosyanın da listede yer aldığını, 7. İş Mahkemesi yazılacakken 17. İş Mahkemesi yazılmasının maddi hata olduğunu, alacağın likit olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, fazlaya ilişkin taleplerin saklı tutulduğu halde bu hükümde belirtilmediğini, bakiye alacağa ilişkin herhangi bir hüküm kurulmadığını, belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili; önceki beyanlarını tekrarla, bozmaya uyulduğu halde gereklerinin yerine getirilmediğini, bilirkişi raporunda 23 dosya yönünden inceleme yapıldığından 21 dosya üzerinden hüküm kurularak yine talebin aşıldığını, bozma ilamında yapılan hesaplamaların yanlış olduğu ve hükme esas alınamayacağı, belirtilen bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulduğunu, raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmediğini, son raporun hükme esas alınmasının nedeninin açıklanmadığını, davalının bağlı olmadığı sözleşmeye dayanılarak birleşen dosyada aylık danışmanlık ücreti istense de bundan sorumlu tutulamayacağını, davacıya aylık ücretlerinin ödendiğini, davacının hizmet süresinde başka ücret talep etmediğini ve sadece verilen ücretin faturası kesildiğini, sonradan yapılan talebin kötü niyeti gösterdiğinden azilin haklı olduğunu, karşı taraftan tahsil edilmeyen vekalet ücretinin istenemeyeceğini, aynı dosyadan akdi ücret hesaplandığından bir de karşı vekalet ücreti yönünden hesaplama yapılmasının hukuka açıkça aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, Asıl dava vekalet akdinden kaynaklı alacağın tahsili maksadıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali, birleşen dava ise yine vekalet akdinden kaynaklı danışmanlık, masraf ve vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "vekâlet sözleşmesinin tanımı" başlıklı 502 nci ve devamı maddeleri.

2. Avukatlık Kanunu'nun 34, 164 ve 174 ncü maddeleri

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, hükmün bozma gereklerine uygun araştırma yapılarak bu doğrultuda verildiği, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı ve özellikle hükme esas alınan 09.02.2021 tarihli raporda davalının dosya kapsamındaki avukatlık sözleşmesi ile bağlı olmadığının tespiti ihtimaline göre de Avukatlık kanunun 164/4 uyarınca hesaplama yapıldığı, raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, raporda incelenen 23 dosyadan 2 dosya açısından borcun Mahkemece hesaplamadan düşüldüğü dilekçe ekinde belirtilen 19 dosya açısından vekalet ücreti hesaplaması yapıldığı, anlaşılmakla; davacı vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Davacıdan fazla alınan temyiz harcının iadesine,

19.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.