Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3161 E. 2024/1193 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı doktor ve hastanenin vekillik sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık iddiasıyla, doğumdan kaynaklı oluşan fiziksel engel nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların davalı hastane ve doktora başvurduklarında gebeliğin 26. haftasının dolmuş olduğu, fetal anomali taramasının ise 20-22. haftalarda yapılması önerildiğinin ATK raporunda belirtilmesi ve dosya kapsamına göre davalıların kusurlu davranışının tespit edilememesi gözetilerek, temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/455 E., 2023/567 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 4. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2019/168 E., 2021/698 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvrusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili, davacılardan anne ...'in davalı...Özel Eğitim Tıbbi Malzeme Özel Sağlık Hiz İnş Tur San. Tic. AŞ'ye ait ...Hastanesinde, davacı küçük ...'i 28.01.2016 tarihinde dünyaya getirdiğini, doğumundan sonra davalılar tarafından davacı küçüğün ve annenin sağ ve sağlıklı olduğuna dair raporlar hazırlanmışsa da davacı baba ... ile annenin, başkaca doktorlar tarafından yapılan muayeneler sonucunda doğum öncesinde, doğum esnasında ve doğum sonrasında küçüğe yönelik yapılan tıbbi müdahalelerin çeşitli ihmaller içerdiği ve sağlıksız bir şekilde yapılmış olduğunu 20.11.2018 tarihinde küçük için alınan engelli sağlık kurulu raporu ile öğrendiklerini, doğum öncesi kontroller ve doğumun davalı doktor tarafından gerçekleştirilmiş olduğunu, davalı doktorun isteği üzerine yapılan üçlü tarama testinin sonucunda, bazı değerlerin yüksek çıkmış olmasına karşın, davalı doktorun hamileliğin ikiz bebek doğacak şekilde başladığını ancak bebeklerden birinin, diğerinin içinde bulunacağı, söz konusu bebeğin kesesinin gelişmemiş olmasından dolayı herhangi bir sorun yaşanmayacağı ve değerlerin bu sebepten yüksek göründüğünü belirttiğini, doğum sırasında, küçüğün sırtında bir kese olduğu ve bu kesenin yırtıldığının görülmesi üzerine acil olarak ameliyata alınmak üzere Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevkinin yapıldığını, burada küçüğün birçok zorlu operasyon geçirdiğini, hayatı boyunca bu operasyonlara devam edilmesi zorunluluğu bulunduğunu, davalı doktorun özen yükümlülüğünü ihlal ettiğini, üçlü tarama testi ve teste bağlı ultrason, belge, değer ölçümlerinde, tespit edilebilecek anomaliyi teşhis ve tespit edemediğini, eksik ön muayene alma ve yetersiz hasta öyküsü alma nedeniyle de kusurlu olduğunu, davalı hastaneninde organizasyon yükümlülüğünü yerine getirmediğinden sorumlu olduğunu ileri sürerek; şimdilik davacı küçük için, 5.000,00 TL bakım gideri, 5.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 5.000,00 TL tedavi gideri ile davacılar için ayrı ayrı 75.000,00 TL manevi tazminatın 28.01.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili; davacı annenin yirmi altı haftalık gebe iken vekili olduğu davalıya başvurmuş olduğunu, yaptırmış olduğu 2'li ve 3'lü test sonuçlarının normal olduğunu, ancak anne de riskli gebelik durumu, annenin geçirmiş olduğu cerrahi müdahaleye bağlı uterus skarının ve genitoüriner yol enfeksiyonlarının mevcut olduğunu gözlemlenmiş olduğunu, davalının, takibini yaptığı davacı annenin gebelik süresince kontrollerini tıbbi standartlara uygun biçimde, gerekli tetkikler yapılarak gerçekleştirilmiş olduğunu, önceki sonuçların davalıdan gizlenmiş olduğunu, eski yapılan testlerde de risk ve sevk kararı alınmasının aileye bildirilmiş olduğunu, takip sorumluluğunun aileye ve ilk testi yapan doktora ait olduğunu, aile bildirmiş olsa dahi gebeliğin yirmi altıncı haftasında rahim tahliyesi şansının bulunmadığını, dava konusu olayda dava doktorun kusursuz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.

2. Davalı...Özel Eğitim Tıbbi Malzeme Özel Sağlık Hiz İnş Tur San. Tic. AŞ vekili; zamanaşımı def'inde bulunarak, gebeliğin son evresinde vekili olduğu davalı hastaneye başvuran davacı anneye gerekli tüm dikkat ve özen gösterilerek günümüz tıbbının gereklerine uygun şekilde doğum yaptırılmış olduğunu, gebeliğin 28. gününde gelişen spina bifida (omuriliğin herhangi bir bölgesinin bozuk gelişimi) olarak tanımlanan anomalinin engellenmesinin ve tedavisinin mümkün olmadığını, dava dilekçesi ekinde sunulan 16.09.2015 tarihli raporda; gebeliğin ilk 28. gününde gelişen spina bifida anomalisinin mevcut olduğu, yapılan testin sonucuna göre aileye 20-22 hafta arası "fetal anomali" taraması önerildiğini, ancak davacı ebeveynlerin bu hususu yerine getirmediklerinin açık olduğunu, davalıların kusursuz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararıyla; "dosya kapsamında Mahkememizce alınan Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 7. İhtisas Kurulunun raporu doğrultusunda, söz konusu raporlara mahkememizce de itibar edilerek, davacı anneye yapılan sezaryen ameliyatının endikasyon ve tekniğinin uygun olduğu, ameliyat sırasında davacı ... bebeğin komşuluğunda sıvı kesesi olarak değerlendirilen yapının bebekten kaynaklanan meningomyelosel olduğunun anlaşıldığı, sezaryen operasyonu sonrası Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları konsültasyonu istenmesinin ve bebeğin meningomyelosel tanısı ile üst merkeze sevk edilmesinin uygun olduğu, davalı doktorun uygulamalarının tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğu, davalı hastane ve davalı doktorun hatası ya da ihmali olmadığı, böylece doktora ve davalı hastaneye kusur yüklenemeyeceğine ilişkin bilimsel ve teknik verilere dayalı rapor kapsamında, uygulamayı yapan hekime ve ameliyat hizmetinin verildiği hastaneye bir kusur yüklenemeyeceğinden, davacılar tarafından ispatlanamayan davanın reddi gerektiği kanaatine varılarak, davacıların davalılardan maddi ve manevi tazminat talep edemeyecekleri," gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili, dava dilekçesindeki hususları tekrar ederek, sadece epikriz raporları esas alınarak hazırlanan ATK raporunun eksik incelemeye dayandığını, tanıklar ile taraf beyanlarının da rapor hazırlanırken dikkate alınması gerektiğini, davalı doktor her ne kadar davacı annenin kendisine test sonuçlarıyla ilgili bilgi vermediğini, test sonuçlarının kendisine gösterilmediğini, testi yaptıran doktorun bilgi notunun bulunduğunu ancak müvekkilin bunu kendisine göstermediğini belirtmişse de bu hususun kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davacı müvekkilin test sonuçları hakkında herhangi bir doktor kadar bilgisinin olmamasının hayatın olağan akışına uygun olduğunu, davalı doktorun hastasının test sonuçlarını sormakla yetinmeyip, test sonuçlarını incelemesi gerektiğini, davalı doktorun davacı tarafından sorun olmadığı şeklinde beyanıyla yetinmesi ihmali bir davranış olup, davalı doktorun epikriz raporlarının bizzat incelemesi ve anormallik gördüğü takdirde gereken testleri yaptırması zorunluluğunun bulunduğunu, tam teşekküllü bir üniversite hastanesinden veya araştırma hastanesinden rapor alınmasına yönelik taleplerinin mahkemece reddedilmesinin adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri olarak ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hükme dayanak alınan gerekçeli ve denetime uygun Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulu Raporuna göre; dava konusu yapılan olayda, davalıların kusurlu davranışının varlığından ve özen yükümlülüğünün ihlalinden söz edilemeyeceğinden, mahkemece davanın reddine dair verilen kararın; dava dosyası kapsamında mevcut maddi delillere uygun, yasal ve hukuksal gerekçelere dayandığı, delillerin takdirinde herhangi bir isabetsizlik ve kamu düzenine aykırı bir halin varlığının tespit edilemediği gerekçesiyle davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili, istinaf dilekçesindeki hususları tekrar ederek, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, yeni bir bilirkişi raporu alınmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; davalılar doktor ve hastanenin vekillik sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık iddiasıyla; doğumdan kaynaklı, davacı çocuk ...'de oluşan fiziksel engel nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tahsil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'un 502 ve devamı maddeleri.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 266 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, özellikle alınan ATK raporunda belirtildiği üzere, davacıların davalı hastane ve davalı doktora başvurduklarında gebeliğin 26. haftasının dolmuş olduğunun, fetal anomali taramasının ise 20.-22. haftalarda yapılmasının önerildiğinin anlaşılmasına göre, temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.