Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3164 E. 2024/812 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından satın alınan kürkün ayıplı (ikinci el) olması sebebiyle bedel iadesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, kürkü ikinci el olduğunu bilmeden aldığını ve ayıplı olduğunu ispatlayamaması, ayrıca dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmaması gözetilerek yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2021/601 E., 2022/1164 K.

DAVA TARİHİ : 16.04.2015

Taraflar arasındaki malın ayıplı olmasından kaynaklanan bedel iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 27.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ile davalı vekili Avukat ... ile davalı asıl ... ve vekili Avukat ...'in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilin 17.03.2015 tarihinde 52.000,00USD ödeyerek davalıdan samur bir kürk satın aldığını, hakkında basında haber yapılmasının temini amacıyla da davalının banka hesabına bir miktar para yatırdığını, söz konusu ödemelere ilişkin fatura verilmemesi ve satın alınan kürkün kullanılmış ikinci el ürün olduğunun fark edilmesi üzerine iadesi istenildiğinde davalının buna yanaşmadığını, ayrıca konuyla ilgili nitelikli dolandırıcılık iddiasıyla suç duyurusunda bulunulduğunu ileri sürerek ayıplı mal bedelinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; dava konusu satım işleminin 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun (TKHK) kapsamında olmadığını, müvekkilinin tacir veya esnaf olmayıp adına kayıtlı ticari veya mesleki amaçlı hiçbir işletmesinin bulunmadığını, davacıya hizmet veya mal sunulmadığını, taraflar arasında arkadaşlık ilişkisi olması nedeniyle davacının üçüncü kişiden almak istediği kürkün teminine yardımcı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 25.08.2015 tarihli ve 2015/746 E., 2015/1527 K. sayılı kararı ile; taraflar arasındaki ilişkinin TKHK kapsamında olmayıp 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre genel mahkemelerde incelemesinin gerektiği gerekçesi ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 27.10.2016 tarihli ve 2016/10246 E., 2016/19677 K. sayılı kararı ile; eldeki davada davacının, satın aldığı kürkün ayıplı çıktığı iddiası ile ödediği bedelin iade edilmesi gerektiğini ileri sürerek eldeki davayı açtığı, somut uyuşmazlıkta, davalının vermiş olduğu hizmetin mesleki ve ticari amaçlı olup, davacının da tüketici olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmakla Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle karar bozulmuş, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmemiştir.

B. Mahkemenin Direnme Kararı

1.Mahkemenin 27.04.2017 tarihli ve 2016/1320 E., 2017/371 K. sayılı kararı ile; önceki karar gerekçelerinin yanında, taraflar arasındaki ilişkinin TKHK kapsamında bulunmadığı, davalının yasa tanımı karşısında tacir olmadığı ve taraflar arasındaki ilişkinin de satıcı-tüketici ilişkisi olmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiş, karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.03.2021 2017/3145 E., 2021/266 K. Sayılı kararıyla davacının 52.000,00USD ödeyerek davalıdan bir kürk edindiği, dava konusu satış işleminin davalının iştigal ettiği anlaşılan modacılık işi ile ilgili olduğu ve buradan hareketle davalının Kanun’da tanımı yapıldığı üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden kişi olduğunun kabul edildiği, bunun yanında, görevli mahkemenin tayininde tarafların Kanun’da tanımları yapılan hukuki statüleri kadar işlemin mahiyetinin de önem arz ettiği, dosya kapsamından davaya konu malın değerinin yüksek olduğu anlaşılmakta ise de; davacının özel zevki için kürk satın aldığı hususunun açık olduğu, bu durumda somut olayda, davacının tüketici sıfatını haiz olduğu noktasında da kuşku bulunmadığından, eldeki davaya bakmakla görevli mahkeme tüketici mahkemeleri olup dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair hüküm tesisinin hatalı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacının satılan kürkün kullanılmamış sıfır ürün olduğundan bahisle kendisine satıldığını, kürkün ikinci el olduğunun sonradan öğrendiğini beyan ettiği, mahkemece iddia edilen hususun 6502 sayılı Kanun'un 8. Maddesi uyarınca taraflarca kararlaştırılmış özellikleri taşımaması nedeniyle ayıp niteliğinde sayıldığından bu hususta inceleme yapıldığı, davacının kürkü kullanılmamış (sıfır) aldığına ilişkin herhangi bir yazılı belge sunamadığı, davacı whatsapp konuşma kayıtları sunmuş olup bu kayıtlardan davacının kürkü ikinci el olduğunu bilmeden aldığının anlaşılamadığı, ancak ilgili kayıtların delil başlangıcı sayıldığı, davacının tanıklarının beyanlarının da alındığı, ancak davacı tanıkları yalnızca davacıya satılan kürk nedeniyle fatura verilmediğini beyan etmiş olup davacının kürkü satın almadan önce ikinci el olduğunu bilip bilmediğine ilişkin beyanda bulunamadıkları, davalının ise davacının kürkün ikinci el olduğunu bilerek satın aldığını savunduğu, bu hususta davalı tanıklarından ...'ün taraflar arasındaki alışverişe ilişkin görgüye dayalı beyanları bulunmakta olup tanığın kürkün davalının kayınvalidesine ait olduğunu, kayınvalidesinin davacı ile kürkü satmak için konuştuğu sırada kürkün kendisinin olduğunu söylediğini beyan ettiği, bu haliyle davalı tanığının beyanından davacının kürkün ikinci el olduğunu bildiğine kanaat getirildiği, davacı görüşme yapılmadığına ilişkin HTS kayıtlarının celbini talep etmiş ise de dava ve delil dilekçesinde bu hususta beyanda bulunmadığından ve delil olarak sunmadığından ve davacının iddiasını ispatlamaya ilişkin bir delil olmadığına kanaat getirildiğinden davacının talebinin reddi gerektiği, davacı tarafından dava dilekçesinde yemin deliline de başvurulmadığı, dosya kapsamındaki delillerden davacının ürünü ikinci el olduğunu bilmeden satın aldığı, bu nedenle ürünün taraflarca kararlaştırılan özelliği taşımadığı, ayıplı olduğu ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; ispat yüküne ilişkin tartışmanın hatalı şekilde yürütüldüğünü, davalının iletişim kayıtlarında açıkça görülen beyanlarının yok sayılıp aile fertlerinin güvenilir olmayan tanık beyanlarının esas alındığını, satın almadan itibaren 6 aylık süre içerisinde öne sürülen ayıplar yönünden, malın başlangıçta ayıplı olmadığını ispat yükünün davalı tarafa ait olduğunu, davaya konu kürk ile ilgili yaşanan yegane problemin faturasının başkası adına kesilmesi olmadığını, davalının kürkün daha önce hiç kullanılmamış bir ürün olduğunu beyan ederek gerçeğe aykırı bilgilendirmede bulunduğunu ve satıcı tarafından bildirilen niteliğe aykırı bir ürün satışı gerçekleştirildiğini, whatsapp görüşmelerinin delil niteliğinde olduğunu, dilekçelerinde "her türlü yasal delil" ifadesini kullanarak Mahkemenin kanaatinin aksine, yemin deliline de başvurmuş olduklarını beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, malın ayıplı olmasından kaynaklı bedel iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 8 inci maddesi.

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi.

3.Değerlendirme

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davacının ürünü ikinci el olduğunu bilmeden satın aldığı hususunu ispatlayamadığı ve dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmadığı anlaşılmakla davacının temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan mahkeme kararın 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,

17.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

27.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.