Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3166 E. 2024/3078 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı banka, çalışanının zimmetine para geçirmesi ve bu paraların davalılar hesabına aktarıldığı iddiasıyla, uğradığı zararın tazminini talep etmektedir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların edindiği malvarlığının zimmet parası ile edinildiğinin ispatlanamaması ve davada bankanın uğradığı zararın tazmini talep edilmekle, haklarındaki dava reddedilen davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin de yerinde olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin davalılar hakkındaki davayı red ve diğer davalılar hakkında faiz hükmeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2016/1068 E., 2023/147 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli ve davalılardan ... ile ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 15.10.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ile davalılardan ... ile ... vekili Avukat ...'nin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 12.00'de Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı bankanın çalışanı olan dava dışı ...'in, bazı müşteri hesaplarından bilgi ve rızaları dışında muhtelif tarihlerde yaptığı usulsüz işlemler ile elde ettiği 705.200,00 TL'yi davalıların hesaplarına havale ettiğini, bu konuda davalılar ve dava dışı banka çalışanı ... hakkında İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde 2010/102 E. sayılı kamu davasının da açıldığını ileri sürerek; 705.200,00 TL banka alacağının zarar tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalılardan ... ve ... vekili; dava dışı banka çalışanı ... tarafından müvekkillerinin hesabına para gönderilmesinin sözkonusu olmadığını, ayrıca müvekkillerinin banka çalışanı ...'in işlediği suça katıldıkları yönünde bir delil de bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 06.03.2014 tarihli ve 2010/217 E., 2014/53 K. sayılı kararıyla; İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen 29.12.2010 tarihli ve 2010/102 E., 424 K. sayılı ilam ile davalılardan ... ve ...'in beraatine; ceza davasına katılan davacı bankanın talep ettiği 726.728,14 TL zararın ise mahkum olan diğer davalılardan müteselsilen tahsiline karar verildiği gerekçesiyle, davalılar ... ve ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden ise dava konusuz kaldığından yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 27.01.2015 tarihli ve 2014/13854 E., 2015/1488 K. sayılı ilamıyla; “...6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 74. (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 53.) maddesi gereği; hukuk hakimi, ceza Mahkemesince delil yetersizliği nedeniyle verilen beraat kararı ile bağlı değildir. Bu nedenle, Mahkemece; davacı tarafça gösterilen delillerin usulünce toplanması ve değerlendirilmesi sonucunda ulaşılacak sonuç uyarınca davalılar ... ve ... hakkında hüküm tesis edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme bu davalılar hakkındaki davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırıdır.

Bundan ayrı, davacı banka dava dilekçesi ile uğradığı zararın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir. Kesinleşmiş olan ceza davasında ise, davacı bankanın uğradığı zararın, davalılar ..., ... ve ...'den tahsiline, istem olmadığı gerekçesiyle faize hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bu durumda, Mahkemece; dava dilekçesi ile talep edilen feri hak niteliğindeki faiz alacağı yönünden davalılar ..., ... ve ... haklarındaki davanın konusuz kalmadığı gözetilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalılar ..., ... ve ... haklarındaki davanın 705.200,00 TL asıl alacak yönünden konusuz kaldığı, ceza mahkemesinin kararında istem olmadığı gerekçesiyle faize hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de davacı bankanın katılan sıfatıyla yer aldığı ceza mahkemesinde faiz isteğinde de bulunduğu, dolayısıyla haklarındaki mahkumiyet kararı kesinleşmiş olan davalılar ..., ... ve ...'ün davacı banka vekilinin dava dilekçesi ile istediği fer'i hak niteliğindeki faiz alacağından da sorumluluklarının bulunduğu, ceza davasının da konusu olan işlemlerin gerçekleştirildiği tarihlerde davalılar ... ve ...'ın mal varlıklarının ve banka hesap hareketlerinin incelendiği, her ne kadar bilirkişiler raporlarında her iki davalının da 2009 yılının son günlerinde taşınmaz satın aldığı, 2009 yılı Eylül-Aralık ayları arasında para akışının yüksek olduğu tespitinden hareketle bu iki davalının sorumluluğu yoluna gidilebileceği görüşüne varmış iseler de; banka çalışanı ... tarafından bu davalıların hesabına yapılmış bir para havalesinin bulunmadığı, bunun haricinde davalıların hesaplarına giren ya da çıkan paraların ve taşınmaz alım satımlarının zimmet parası ile ilişkilendirilemediği, 2009 yılı Eylül-Aralık ayları arasında para akışının yüksek olması olgusunun tek başına davalıların, banka çalışanı ...'in işlediği suça konu eyleme katıldıklarını ispatlamayacağı, bu iddianın güçlü delillerle de desteklenmesi gerektiği, davalıların davacı zararından sorumlu oldukları yönündeki iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle; davalılar ... ve ... hakkındaki davanın reddine, davalılardan ..., ... ve ... hakkında ceza mahkemesi kararı ile “davacı banka yararına 726,728,14 TL’nin bu davalılardan müteselsilen tahsiline” karar verilmiş olduğundan, dava konusu 705.200,00 TL asıl alacak yönünden davanın konusu kalmadığından, bu miktar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, 705.200,00 TL asıl alacağın 60.000,00 TL’lik kısmına 18.09.2009 tarihinden, 21.800,00 TL’lik kısmına 07.10.2009 tarihinden, 168.000,00 TL’lik kısmına 17.11.2009 tarihinden, 163.000,00 TL’lik kısmına 18.12.2009 tarihinden, 98.500,00 TL’lik kısmına 24.12.2009 tarihinden, 103.000,00 TL’lik kısmına 30.12.2009 tarihinden, 66.000,00 TL’lik kısmına 13.01.2010 tarihinden, 24.900,00 TL’lik kısmına 21.01.2010 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizin davalılar ..., ... ve ...'den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalılardan ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; davalılardan ...'ın davacı banka hesaplarından eft/havale yapıldığı Eylül 2009 ile Ocak 2010 yılları arasında 2 adet araç ve İzmir Pınarbaşı İlçesinde 1 adet mesken satın aldığını, davalının bu tarihten yaklaşık üç ay önce taşınmazlarına 9 adet haciz konulmuş olup ticari kazançlarının yok denilecek kadar az olduğunu, vergi dairesinden gelen bilançolardan da mali durumunun iyi olmadığının anlaşıldığını, yine davalı ...'in zimmetten gelen ilk para hesaplarına aktarıldığı 18.09.2009 ile 21.01.2010 tarihleri arasında 2010 model sıfır kilometre bir otomobil aldığını, dava konusu zimmetten önce, borcundan dolayı 14.09.2009 tarihinde aracının icra müdürlüğünce satılmış olduğunu, emekli maaşı dışında bir geliri olmadığını, ceza davasında azmettirici sıfatıyla asli fail olan davalı sanık ... ile beraber yaşayan eşi, ...'ın ise ...'ün kardeşi olduğunu, davalıların 4-5 aylık süreçte bu kadar malvarlığı edinmelerinin şüpheli olduğunu, diğer davalıların banka çalışanı ... aracılığıyla gayri yasal yoldan elde ettikleri paraları akrabaları olan davalılar adına malvarlığı oluşturarak yasal soruşturmadan ve haciz işleminden kaçırmak istediklerinin açık olduğunu, bilirkişi heyeti raporunda ... ve ...’ın mali ve sosyal durumlarının, bahsedilen gayrimenkul ve sıfır araçları almak için yeterli olmadığı, diğer davalılar yanında banka zararının tümünden sorumlu oldukları yönünde doğru tespitte bulunulduğunu, ancak bilirkişilerin çok önemli delillerin bazılarını raporlarına eklemediklerini, ayrıca hakimlerin takdir yetkisinin bu kadar sınırsız olamayacağını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalılardan ... ve ... vekili; davacı tarafça davanın alacak davası olarak açıldığının sabit olduğu, bozmadan önceki kararda da davanın konusu ve niteliği alacak davası olduğu halde Mahkemece davanın niteliği değiştirilerek tazminat davası olarak karara bağlandığını ve taraflarına hükmedilen vekalet ücretinin eksik hesaplandığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı bankanın dava dışı çalışanının mudilerin hesaplarından çekerek zimmetine geçirdiği paraların, el ve işbirliği içinde hareket ettiği davalılar hesabına aktarıldığı iddiasıyla, uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 ile 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları,

2. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/4 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozma ilamında gösterilen şekildeki inceleme ve araştırma yapılarak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, özellikle davalıların edindikleri tespit edilen malvarlığının zimmet parası ile edinildiğinin ispat edilemediği ve davada bankanın uğradığı zararın tazmini talep edilmekle haklarındaki dava reddedilen davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin de yerinde olduğu anlaşılmakla, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple,

Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Gecici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,

28.000,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,

1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliginden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.