"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/848 E., 2023/347 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/528 E., 2022/303 K.
Taraflar arasındaki muarazanın önlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne, sözleşmenin feshinin iptali isteminin usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, vekil edeninin Gürbüz Eczanesi unvanıyla eczane işletmekte olduğunu, FETÖ/PDY terör örgütüne yardım ettiği iddiası ile hakkında adli soruşturma başlatıldığını, SGK ile arasındaki ilaç temini sözleşmesinin 01.09.2016 tarihinde bu nedenle feshedildiğini, Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/387 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda atılı suçtan beraat ettiğini, kararın kesinleştiğini, buna rağmen davalının ilaç temini sözleşmesi yapmaktan kaçındığını belirterek, fesih işleminin iptaline ve sözleşme yenilenmemesi işleminin iptalinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, yetki ve kesin hüküm itirazı nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, davacının delil yetersizliğinden beraat etmiş olması nedeniyle yeniden sözleşme yapılması hususunun kurumun takdirinde olduğunu, davacının terör örgütü mensubu ve finansmanı olduğuna dair kuvvetli şüphe bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının, davalı ile aralarındaki son sözleşme olan 2016 yılındaki sözleşmenin feshinin iptalini talep ettiğini ancak daha önceden bu hususta Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 15.06.2020 tarihli ve 2018/2620 E., 2020/909 K. sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği ve bu kararın 29.09.2020 tarihinde kesinleştiği, davacının bu talebinin kesin hüküm nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği, davacının, sözleşme yenilememe işleminin iptali olarak ifade ettiği talebinin ise söz konusu sözleşmenin özel hukuka ilişkin olması nedeniyle yeni sözleşme yapılması talebi olarak nitelendirmek gerektiği, davacı ile daha önceden söz konusu sözleşme yapılmakta iken davacının fetö/pdy ile bağlantılı eczanelerden olduğu gerekçesiyle 2016 yılında sözleşmesinin feshedildiği ve bu gerekçeyle sözleşme yapılmadığı, davacı hakkında fetö/pdy terör örgütüne yardım etme suçundan kamu davası açıldığı, Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/387 E. sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda: “…Bu kapsamda; sanığın hakkında herhangi bir kapatma kararı olmayan ancak fetö/pdy terör örgütüyle iltisaklı olduğu düşünülen Ilgın Sanayi ve İş Adamları Derneğinde kurucu üye olmasının, 15.02.2013 tarihinde Afyonkarahisar ilinde Korel Termal Otelde düzenlenen organizasyona katılmasının, çocuklarını örgüte müzahir okullarda eğitim görmesinin ve hakkında fetö/pdy terör örgütü kapsamında işlem yapılan şahıslarla içeriği belli olmayan HTS kayıtları bulunmasının silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme olarak değerlendirilemeyeceği, aynı şekilde sanığın fetö/pdy silahlı terör örgütüne ait Safa Eğitim Hizmetleri A.Ş.'de hissesinin bulunması dikkate alındığında, aksi ispat edilemeyen savunması kapsamında sanığın örgütün gerçek yüzü ortaya çıktıktan sonra hissesini devretmek için uğraştığı ancak alıcı bulamaması nedeniyle hissesini bir süre elinde tuttuğu ve 2015 yılında gerekli devir işlemlerini gerçekleştirdiği, dolayısıyla sanığın üzerine atılı suçu işleme kastı ile hareket ettiğine dair mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilmediğinden sanığın CMK 223/2-e maddesi gereğince beraatine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur...” şeklindeki gerekçeyle davacının beraatine karar verildiği ve kararın 07.04.2021 tarihinde kesinleştiği, davalının sözleşme yapmaktan kaçınmak için başkaca bir haklı sebebi de olmadığına göre Anayasanın 10/5 nci maddesi hükmü de göz önünde bulundurularak davanın kısmen kabulü ile davalının, ... kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin tip sözleşmeyi davacı ile de yapmasına, taraflar arasındaki önceki sözleşmenin feshinin iptali talebinin usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili, davacı tarafça, davalı kurum aleyhine Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2016/553 E. sayılı kurum işleminin iptali konulu dava sonucunda verilen kararın istinafı üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin kararı ile davanın reddine karar verildiğini, kararın 29.09.2020 tarihinde kesinleştiğini, bu sebeplerle mahkeme kararı doğrultusunda davacının sözleşme yapma talebinin kabul edilmediğini, bu sebeple davacının aynı mahiyette yeni bir dava açması usulen imkansız olup, derdestlik sebebi ile usulden reddi gerektiğini, fakat mahkemece, davacı lehine ve taleple bağlılık ilkesine aykırı şekilde talep konusu değiştirilmek sureti ile karar verildiğini, zira dava dilekçesinde açıkça "dava konusu sözleşmenin feshinin geçersizliğinin tespitine, sözleşmenin yenilenmemesi işleminin iptaline" karar verilmesi talep edildiğini, İlk Derece Mahkemesince, davacının bu talebinin "yeni sözleşme yapılması talebi" olarak nitelendirildiğini, davalı kurum tarafından, 30.11.2016 tarihli ve 16.682.090 sayılı yazı ile 2016 yılı Protokolünün 5.1. maddesi "Taraflar bir ay önceden yazılı bildirimde bulunmak şartıyla sözleşmeyi her zaman feshedebilir." hükmünce, davacının sözleşmesinin feshedildiğini, hukukumuzda sözlemeye bağlılık ve sözleşme serbestliği ilkelerinin kabul edildiğini, taraflar arasında özel hukuk kurallarına tabi bir sözleşme olduğunu, kişilerin kanuna, ahlak ve adaba aykırı olmayacak şekilde serbestçe sözleşme düzenleyebileceklerini ve bu sözleşme hükümlerinin de tarafları bağlayacağının duraksamasız olup, sözleşme serbestisi Anayasa ve yasal mevzuatla güvence altına alındığını, dolayısı ile sözleşmesinin yapılmasından ve uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıklarında sözleşme hükümleri uyarınca çözümlenmesi gerektiğini, delil yetersizliğine dayanan beraat verilen eczacılarla yeniden sözleşme yapılıp yapılmaması hususunun davalı kurumun takdirinde olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taşra teşkilatı ile eczane arasında imzalanan sözleşmelerin uygulanmasından doğan uyuşmazlıklarda sözleşmeyi yapan taşra teşkilatının bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olması nedeniyle yetki itirazının yerinde olmamasına göre Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 14.04.2022 tarihli ve 2021/5279 E., 2022/3593 K. sayılı emsal ilamındaki gerekçelere uygun İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü aynı nedenlerle, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muarazanın önlenmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 5510 sayılı Kanun'un 73 üncü maddesi.
2. 6643 sayılı Türk Eczacılar Birliği Kanunu'nun 39 uncu maddesinin birinci fıkrası.
3. 2016 Yılı ... Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokol'ün 5.1. maddesi.
4. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19/1 ve 26 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve davalı Kurumun sözleşme yapmamasına gerekçe olarak gösterdiği hususların ilgili mevzuat hükümleri kapsamında sözleşmenin yapılmamasını gerektiren bir durum kabul edilmediği gibi davalı Kurumun da sözleşme yapmama yönündeki davranışının haklı ve hukuka uygun olduğunu ispatlayamamış olmasına göre davalı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.