Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3179 E. 2024/2173 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin feshi sonrası, nama yazılı tüketici senetlerinin geçerliliği ve bunlardan doğan borcun devam edip etmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Tüketici senetlerinin 6502 sayılı Kanun'un 4/5. maddesi gereğince nama yazılı olması ve tüketicinin temel ilişkiden kaynaklanan def'ileri hamil olan bankaya karşı da ileri sürebilmesi gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararı, ilam harcı yönünden düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1570 E., 2023/312 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 1. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2020/482 E., 2021/234 K.

Taraflar arasında birleştirilerek görülen menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Vakıflar Bankası vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı vekili asıl davada, davalı yüklenici şirketten 07.05.2018 tarihinde İnnovia-4 adlı projeden 119 nolu bağımsız bölümü satın aldığını, sözleşme kapsamında davalı yüklenici şirkete 30 adet nama yazılı tüketici senedi verdiğini, sonrasında 11.07.2018 tarihinde satış sözleşmesinin karşılıklı olarak feshedildiğini, fesihnamede yer alan hüküm uyarınca senetlerin müvekkiline iadesinin kararlaştırıldığını, ancak davalı yüklenici şirketin tüketici senetlerini teminat karşılığı diğer davalı bankaya temlik ettiğini, nama yazılı senetlerden dolayı her iki davalıya da borcu olmadığını ileri sürerek; yargılamaya konu senetler nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, fesih nedeniyle konusuz kalan dava konusu bonoların geçersizliği ile iptaline karar verilmesini istemiştir.

2.Davacı vekili birleşen davada; davalı yüklenici şirketten 07.05.2018 tarihinde İnnovia-4 adlı projeden 298 nolu bağımsız bölümü satın aldığını, sözleşme kapsamında davalı yüklenici şirkete 30 adet nama yazılı tüketici senedi verdiğini, sonrasında 11.07.2018 tarihinde satış sözleşmesinin karşılıklı olarak feshedildiğini, fesihnamede yer alan hüküm uyarınca senetlerin müvekkiline iadesinin kararlaştırıldığını, ancak davalı yüklenici şirketin tüketici senetlerini teminat karşılığı diğer davalıbankaya temlik ettiğini, nama yazılı senetlerden dolayı her iki davalıya da borcu olmadığını ileri sürerek; yargılamaya konu senetler nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, fesih nedeniyle konusuz kalan dava konusu bonoların geçersizliği ile iptaline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı yüklenici şirket vekili; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, taraflar arasındaki sözleşmenin karşılıklı anlaşma ile feshedilmesinden sonra senetlerin iade edilmesi için diğer davalı bankadan talepte bulunulmuşsa da senetlerin banka tarafından iade edilmediğinden senetlerin davacıya iadesinin mümkün olmadığını, müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmayıp davanın açılmasına neden olmadığını, davalı bankanın kusurlu eylemi neticesinde dava açıldığından yargılama giderlerinden sorumlu olmadıklarını savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı banka vekili; davaya konu senetlerde son hamil durumunda olduğunu, senet borçlusu ile aralarında doğrudan ticari ilişkinin bulunmadığını, bankanın iyi niyetli hamil olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; nama yazılı ve taksitli satıştan kaynaklanan tüketici senetlerinde 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun 188 inci maddesi gereğince alacaklıya karşı ileri sürülebilen tüm def'ilerin hamile karşı da ileri sürülebileceği, fesihname ile davacının borcunun sona erdiği, davaya konu bonoların nama yazılı olarak düzenlenmesi sebebiyle ancak alacağın temliki hükümlerine göre devredilebileceği, bedelsizlik iddiasının davalılara ileri sürülebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu senetlerin iptaline, davacının bu bonolar nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine karar vermiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı banka vekili; Mahkemece verilen kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davaya konu senetlerin davalı bankanın kullandırmış olduğu kredilerle ilgili teslim edildiğini, TTK 778 ve 687 nci maddeleri gereğince davacının şahsi defilerinin yetkili hamile karşı ileri sürülemeyeceğini, davacının 6502 sayılı yasanın 4/5 inci maddesi gereğince tüketici senedinin nama yazılı düzenlenmesi gerektiği iddiasının da takip alacaklısına karşı ileri sürülemeyeceğini, davalı bankanın TTK 686 ncı maddesi gereğince ciro silsilesini incelemek dışında araştırma yapma yükümlülüğünün bulunmadığını, davaya konu bonoların henüz icra takibine konu edilmediğini, davalı bankanın iyi niyetli olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4 üncü maddesinin 5 inci fıkrasında “Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir.” hükmünün yer aldığı, davaya konu bonoların keşide tarihinde yürürlükte bulunan mülga 4077 sayılı Kanun'un 6/A maddesi (vade tarihlerinde ve halen yürürlükte bulunan 6502 sayılı Kanun md. 4/5) gereğince, "Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeni ile kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir." düzenlemesi bulunduğu, fesihnamede yer alan hüküm uyarınca senetlerin iadesi kararlaştırıldığı gerekçesiyle davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine oy çokluğu ile karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı banka vekili; istinaf itirazlarını tekrarlayarak kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı ile davalı yüklenici şirket arasında imzalanan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin feshi nedeniyle sözleşme kapsamında verilen senetlerden dolayı davalılara borçlu olup olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un (6502 sayılı Kanun) 4 üncü maddesinin beşinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4/5 inci bendi, "Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir." şeklinde düzenlenmiştir.

2.Tüketici senetlerinin nama yazılı olmasının faydası, def’ilerin ileri sürülmesinde kendini gösterir. Eğer kıymetli evrak tedavüle çıkmışsa ve hamiline veya emre yazılıysa sadece mutlak def’iler ileri sürülebilecektir. Ancak nama yazılı olursa bu durumda temel ilişkiyle ilgili olsun veya olmasın tüm nispi def’iler de ileri sürülebilir olacaktır. Bunun sonucu olarak da tüketici örneğin malın ayıplı olması durumunda satıcıya karşı ileri sürebileceği def’ileri, hamile karşı da ileri sürebilecektir ya da dönme hakkını kullanmışsa ödeme yapmaktan kaçınabilecek veya indirim hakkını kullanmışsa senette yazan miktardan azını ödeyerek borcundan kurtulabilecektir. Yine eğer mal teslim edilmemişse tüketici ödemezlik def’ini de hamile karşı ileri sürebilecektir.

3.Tüketicinin düzenleyeceği kıymetli evraka böyle bir sınırlama getirilmesinin sebebi nama yazılı evrakın tüm def’ilerle birlikte devrediliyor olmasıdır. Böylece tüketici, aldığı mal ayıplı çıkarsa veya mal hiç teslim edilmezse bu def’ileri senedi devralan üçüncü kişilere de ileri sürebilecek ve zayıf taraf olan tüketici korunmuş olacaktır.

4. Somut olayda da davacı tarafından davalı satıcı adına düzenlenen senetler nama yazılı düzenlenmiş olup, davacının satıcı ile olan temel ilişkiden kaynaklanan def'ileri senedi elinde bulunduran üçüncü kişi durumundaki davalı bankaya karşı da ileri sürebilmesi mümkündür.

5. Böylece, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davalı banka vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

6.Dava, niteliği itibariyle nispi harca tabi olup dava konusu senetlerin iptaline karar verilmekle hüküm altına alınan toplam 787.444,00 TL üzerinden ilam harcının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesinin hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinde yer verilen karar ilam harcının eksik hesaplandığı anlaşılmaktadır. Harç kamu düzeni ile ilgili olup, temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır. İlk Derece Mahkemesince, değinilen bu yön göz ardı edilerek hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmakla bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı banka vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE,

2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı İstinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan "1.921,08 TL" ibaresi hükümden çıkartılarak yerine, ''53.790,29 TL" ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.