"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/355 E., 2023/41 K.
Taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalılar tarafından ayrı ayrı temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının, davalı ... adına kayıtlı bulunan ve kardeşi olan diğer davalının işletmeciliğini yaptığı dershaneye dava dışı Veli ile birlikte ortak olduklarını, anlaşmaya göre davalılara 43.200,00 TL ödeme yaptığını, parayı aldıktan sonra davalıların şirket kurmaya yanaşmadıklarını, davacının parasını kurtarabilmek için dershanede öğretmenlik yaptığını, davalı ...’in borçlandığını ve topladığı paralarla ödeme yaptığını, çok geçmeden dershanenin kapandığını ileri sürerek; 43.200,00 TL alacağın ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalılar; adi ortaklığın gerçekleşmediğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte zamanaşımı süresinin geçtiğini, ortaklığa ilişkin yazılı sözleşme imzalamadıklarını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
2. Bozma ilamından sonra davaya dahil edilen davalı ... vekili; her ne kadar ortaklık kurma iradesini 13.08.2003 tarihli sözleşme ile taraflar ortaya koymuşlar ise de dahili davalının bu sözleşme yapıldıktan sonra ortaklığa konulması gerekli olan parayı temin edememesi nedeniyle ortaklığı hayata geçirmediklerini, dahili davalının ortaklığı söz konusu olmadığından bu davanın kendisine yöneltilemeyeceğini, kaldı ki alacağın da zamanaşımına uğradığını, dahili davalının diğer ortaklar arasındaki ilişki hakkında bilgisi olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 21.04.2016 tarihli ve 2015/777 E., 2016/216 K. sayılı kararıyla; davalıların yasal süre içinde zamanaşımı itirazında bulunduğu, dava konusu alacağın 13.08.2003 tarihinde ödediği, bu tarihten itibaren beş yıl olan zamanaşımı süresi geçtikten sonra davanın açıldığı gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 17.05.2018 tarihli ve 2016/18641 E., 2018/5385 K. sayılı ilamıyla; davalıların protokolü inkar ettikleri anlaşıldığından, adi ortaklığın kurulup kurulmadığının belirlenmesi amacıyla protokolün aslı üzerinde imza incelemesi yapılması, protokolün davalılarca imzalandığının belirlenmesi halinde adi ortaklığa ilişkin hükümlerin uygulanarak dava dışı ortağın davaya dahil edilmesinin ardından oluşacak hukuki duruma göre zamanaşımı değerlendirilmesi yapılması ve davanın zamanında açıldığı dikkate alınarak işin esasına girilip hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; protokolün ortak olarak davalılar Asiye, Himmet ve dahili davalı ... ile davacı arasında imzalandığının belirlendiği, adi ortaklıkta yer alan Veli davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlandığı, davacının talebinin ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsadığı, resen atanan tasfiye memuru mali müşavir bilirkişinin 05.10.2022 tarihli raporunda taraflarca sunulan kayıt ve belgelere göre adi ortaklığın sona erme tarihi itibariyle ile tespit edilen dershane mal varlığı değerinin 150.000,00 TL olduğu, davacının sözleşme protokolü ile tespit edilen 43.200,00 TL ortaklığa verdiği avans bedelinden, ortaklık için yapılan giderlerin tenkisinden sonra 22.500,00 TL alacaklı olduğunun belirtildiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, taraflar arasında 13.08.2003 tarihi itibariyle kurulan Özel Ekolüm Dershanesi Adi Ortaklığının feshi ve adi ortaklığın tasfiyesine, sözleşmenin tasfiyesi nedeniyle 22.500,00 TL alacağın davalılar Asiye ve Himmet'ten dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı ... vekili ile davalı asıl Himmet temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı ...; davacının da kabulünde olduğu üzere ortaklık hiç kurulmadıysa alacağın beş yıl geçmekle zamanaşımına uğradığını, Mahkemece izlenen yolun usul ve kanuna aykırı olduğunu, dava değeri itibariyle tanık dinlenmesinin mümkün olmadığını, davacının alacağını ispat edemediğini, parayı ödediği hususunda herhangi bir belge sunamadığını, bilirkişi raporunun uyuşmazlığın çözümü için hüküm kurmaya elverişli olmadığını, adi ortaklığın sona erme tarihi net olarak tespit edilmeden hesap yapıldığını, bilirkişinin sözleşmeyi yanlış yorumladığını, varsayımlara dayanan raporun hatalı olduğunu, ortaklık ilişkisini kabul etmemekle beraber, tarafınca yapılan vergi, SGK, kira, personel maaşları, işletme giderleri ve faturaların nazara alınmadığını, kendi emeğine karşılık huzur hakkının da hesaplanmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili; davacının da kabulünde olduğu üzere ortaklık hiç kurulmadıysa alacağın beş yıl geçmekle zamanaşımına uğradığını, Mahkemece izlenen yolun usul ve kanuna aykırı olduğunu, dava değeri itibariyle tanık dinlenmesinin mümkün olmadığını, davacının alacağını ispat edemediğini, parayı ödediği hususunda herhangi bir belge sunamadığını, bilirkişi raporunun uyuşmazlığın çözümü için hüküm kurmaya elverişli olmadığını, adi ortaklığın sona erme tarihi net olarak tespit edilmeden hesap yapıldığını, bilirkişinin sözleşmeyi yanlış yorumladığını, varsayımlara dayanan raporun hatalı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, adi ortaklığın tasfiyesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı, 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları,
2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 620 ve devamı maddeleri ile aynı Kanun'un 642 nci ve devamı maddeleri,
3. Değerlendirme
Mahkemece uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak taraf teşkilinin sağlandığı, yine ilamda belirtilen hukuki esaslar gereğince davacının alacağını belirleyen tasfiye raporu esas alınarak karar verildiği, bozma ilamının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı anlaşılmakla, davalıların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
22.04.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.