Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3247 E. 2024/2876 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından feshedilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi kapsamında davalı bankanın, davacıya kullandırdığı bağlı kredi nedeniyle sorumluluğunun kapsamı uyuşmazlığa konu olmuştur.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı bankanın kullandırdığı kredinin bağlı kredi niteliğinde olduğu ve bu nedenle 6502 sayılı TKHK'nın 30. ve 35/2. maddeleri uyarınca davalı bankanın da satıcı ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu, ancak bu sorumluluğun kullandırılan kredi miktarı ile sınırlı olması gerektiği gözetilerek, davalı banka aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin düzeltilmesi suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2197 E., 2023/872 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2019/1033 E., 2020/620 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüne, yeniden esas hakkında davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA

Davacı vekili, davalılardan ... Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. ile arasında İstanbul İli, Tuzla ilçesi, ... pafta ... parselde yapımına başlanılan “ ... Tuzla” adlı projeden C Blok, 3. Kat, 37 Numaralı bağımsız bölümü 399.713,00 TL bedelle 17.11.2016 tarihinde satın aldığını, diğer davalı banka ile de 288.693,00 TL bedelli ve 100 ay vadeli "Ön Ödemeli Konut Finansmanı Sistemi Kredi Sözleşmesi" akdedildiğini, her iki davalıya ödemesi gereken bedellerin tamamını ödediğini, davalı satıcı ile imzalanan Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin 3.1. maddesi ile satıcının, sözleşmenin imza tarihinden itibaren 18 ay içerisinde bağımsız bölümü tamamlayacağı ve alıcıya anahtar teslimini gerçekleştireceği belirtildiği halde inşaatın belirtilen sürede tamamlanmadığını ve bağımsız bölümün tesliminin yapılmadığını, 04.04.2019 tarihli ihtarname ile sözleşmeden döndüğünü ve ödenen bedellerin iadesi talep edilmiş ise de ödemenin yapılmadığını ileri sürerek; yapılan tüm ödemelerin hiçbir kesinti yapılmaksızın masraf ve 17.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile iadesini, müvekkilini borç altına sokan senet ve diğer belgelerin iadesini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı yüklenici şirket vekili; Mahkemenin yetkisiz olduğunu, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın geçerli ve haklı bir fesih iradesi ortaya koymadığından geçersiz fesih iradesi ile dava konusu taşınmaza ödenen bedellerin iadesini talep etmesinin haksız ve mesnetsiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı banka vekili; davaya konu taşınmaz ile ilgili müvekkili bankanın bir yönlendirmesi olmadığı gibi davacıya kullandırılan kredinin bağlı kredi olmadığını, her ne kadar teslim süresi 18 ay ise de, 21.07.2016 tarihinden 18.07.2018 tarihine kadar geçen süreçte ülkede geçerli olağanüstü hal süresinin sözleşme gereği tapu devir süresine eklenmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mahallinde yapılan incelemede işin tamamlanma oranının % 60 olduğu, teslim şartlarına haiz olmadığı, davacı yönünden ifanın anlamsız, davalı yönünden imkansız hale geldiği, davacının davalı bankadan kullandığı kredinin bağlı kredi kapsamında olduğu, bu kapsamda konut kredisi kullanılarak davalılara ödenen toplamda 399.713,00 TL'nin ödenmesinden davalıların noter kanalı ile ihtar edildikleri 04.04.2019 tarihinden itibaren müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davacı tarafından ödenmekle 3 adet toplamda 110.020,00 TL tutarlı nama yazılı senetlerin davacı tüketici yönünden geçersiz ve bedelsiz kaldıkları gerekçesiyle davanın kabulüne, 399.713,00 TL'nin 04.04.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 3 adet toplamda 110.020,00 TL'lik nama yazılı senetlerin davalılardan alınıp davacı tüketiciye iadesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı banka vekili; husumet itirazlarının mahkemece değerlendirilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, sözleşmenin bağlı kredi niteliğinde olmadığını, Mahkemece yasal faize karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının sözleşme ile kendisine tanınan cayma hakkını teslim tarihi geçmeden kullandığının dikkate alınmadığını, davanın açılmasına müvekkili bankanın neden olmadığını, bu nedenle yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, ayrıca vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin tespitinde dikkate alınan dava değerinin hatalı olduğunu belirterek istinaf taleplerinin kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kredinin bağlı kredi olduğu, bunun sonucu olarak satın alınan mal veya hizmet hiç ya da zamanında teslim veya ifa edilmez ise satıcı, sağlayıcı ve kredi veren tüketicinin satış sözleşmesinden dönme veya bedelden indirim hakkını kullanması halinde müteselsilen sorumlu olduğu, hal böyle olunca, davalı bankanın da söz konusu alacak miktarından kullandırılan kredi miktarı ile sınırlı olmak üzere sorumlu olduğu, o halde mahkemece belirlenen miktar yönünden davalı bankanın sorumluluğunun kullandırdığı kredi miktarı ile sınırlı olduğuna hükümde yer verilmesi gerekirken diğer davalı şirket ile birlikte borcun tamamından sorumlu tutulmasına karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle; davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurularak; davanın kabulüne 399.713,00 TL'nin 04.04.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı bankanın sorumluluğu kullandırdığı kredi tutarı ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, 3 adet toplamda 110.020,00 TL'lik nama yazılı senetlerin davalılardan alınıp davacı tüketiciye iadesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı banka vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; 6502 sayılı Kanun'un 30/4 üncü maddesi uyarınca davalı bankanın da diğer davalı yüklenici ile birlikte ödenen bedelin tamamından sorumlu olması gerektiğini, aksi halde de bankanın sorumlu olduğu miktarın açık yazılması gerektiğini, BAM tarafından davalı bankanın sorumluluğunun kullandırdığı kredi tutarı ile sınırlı tutulmuş ise de bu hükmün somut olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

Davalı banka vekili; kredinin bağlı kredi olmadığını, bu nedenle diğer davalı şirket ile müteselsilen sorumlu tutulamayacağını, davacının sözleşmeden dönme seçimlik hakkını teslim tarihi dolmadan kullandığını, sözleşmeden dönme halinde iade edilebilecek tutarın ödemelerin tamamı olmadığını, faiz talebinin reddi gerekirken faize karar verilmesinin hatalı olduğunu, harç ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, davacının bankaya yaptığı ödemelerin denkleştirici adalet ilkesi gereğince gücellenerek hükmedilmesinin hukuki dayanağının bulunmadığını, ayrıca Bölge Adliye Mahkemesince bankanın sorumluluğu kredi tutarı ile sınırlı olarak sorumlu tutulmuş iken vekalet ücretine tüm tutar esas alınarak hükmedildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı ile davalı yüklenici şirket arasında imzalanan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi kapsamında satın alınan bağımsız bölümün teslim edilmemesi üzerine davalı bankanın davacıya kullandırdırdığı kredi nedeniyle sorumlu olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun(TKHK) 30 uncu maddesi.

2. Aynı Kanun'un 35 inci maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 30 uncu maddesine göre bağlı kredi sözleşmesi; tüketici kredisinin münhasıran belirli bir malın veya hizmetin tedarikine ilişkin bir sözleşmenin finansmanı için verildiği ve bu iki sözleşmenin objektif açıdan ekonomik birlik oluşturduğu sözleşmedir.

2. Kredi verenin, tüketici kredisini, belirli marka bir mal veya hizmet satın alınması ya da belirli bir satıcı veya sağlayıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi durumunda, ortada bir bağlı kredinin var olduğu söylenebilir. Bunun sonucu olarak, satın alınan malın veya hizmetin hiç ya da zamanında teslim veya ifa edilmez ise satıcı, sağlayıcı ve kredi veren tüketicinin satış sözleşmesinden dönme veya bedelden indirim hakkını kullanması halinde müteselsilen sorumludur.

3.Somut uyuşmazlıkta; davalı inşaat şirketinden taşınmaz satın alan davacıya davalı banka tarafından kullandırılan kredi niteliği itibariyle bir bağlı kredi olduğundan davalı bankanın da hesap edilen bedelden diğer davalı yüklenici şirket ile birlikte sorumlu tutulmasının yerinde olduğu ve özellikle, davalı bankanın 6502 sayılı Kanun'un 35/2 nci maddesi uyarınca müteselsilen sorumluluğunun kredi miktarı ile sınırlı olduğu; davalılar hakkında müşterek ve müteselsil olarak hükmedilen 399.713,00 TL'nin, davacı ile davalı banka arasında düzenlenen kredi sözleşmesindeki 288.693,00 TL'den az olduğunun anlaşılmasına göre, davacı ve davalı bankanın sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

4. Ancak Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kaldırılarak yeniden hüküm kurularak davalı bankanın sorumluluğunun kullandırdığı kredi tutarı ile sınırlı olduğu belirtilmiş, buna karşılık davalı banka da hükmedilen tüm miktar üzerinden hesap edilen vekalet ücretinden sorumlu tutulmuştur. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre; davalı bankanın kredi tutarı ile sorumlu olduğu dikkate alındığında; davalı banka aleyhine 43.417,02 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hatalı olarak hükmedilen tüm miktar üzerinden hesap edilen vekalet ücretinden sorumlu tutulması doğru olmayıp bozmayı gerektirir.

Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzelterek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı ve davalı banka vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine,

2.Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 8. Paragrafında yer alan "58.959,82 TL" ibaresinden sonra gelmek üzere "(Davalı banka yönünden 43.417,02 TL)" ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.