Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3403 E. 2024/1394 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Geçerli bir şekilde kurulan ancak sonradan yargı kararıyla iptal edilen taşınmaz satışı nedeniyle alıcı tarafından yapılan ödemelerin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre satıcıdan tahsili isteminin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın alıcı tarafından resmi satış işlemiyle satın alındığı, sonrasında aile konutu olması sebebiyle tapu kaydının iptaline ve satıcı adına tesciline karar verildiği, bu nedenle alıcının taşınmaz bedeli ve hacizlerin kaldırılması için yaptığı ödemeler ile alıcının babası tarafından satıcıya gönderilen paranın sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca alıcı tarafından talep edilebileceği değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/341 E., 2023/378 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 8. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/45 E., 2022/427 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin 437 ada 8 parselde kain 4. kat 8 nolu daireyi 09.10.2028 tarihli resmi satış işlemiyle 230.571,04 TL bedelle davalıdan satın aldığını, taşınmaz üzerindeki hacizleri kaldırmak için icra dosyalarına toplam 86.849,00 TL ödeme yaptığını, ayrıca davacı adına babası ... tarafından taşınmazla ilgili olarak davalının hesabına toplamda 169.150,00 TL ödendiğini, davalının eşinin taşınmazın aile konutu olduğundan ve satıştan haberi olmadığından bahisle Kayseri 2. Aile Mahkemesinin 2020/36 E. sayılı dosyasıyla taşınmazın tapu kaydının iptali istemiyle dava açtığını, taşınmazın tekrardan davalı adına tescil edileceğini belirterek; taşınmaz için ödenen bedellerden 50.000,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 07.07.2022 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini satış bedeli 230.571,04 TL, hacizler nedeniyle ödenilen 86.849,00 TL, davacı adına babası tarafından ödenen 169.000,00 TL olmak üzere toplam 477.420,00 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; dava tarihi itibariyle alacağın doğmamış olması nedeniyle davacının dava açmakta hukuki menfaatinin bulunmadığını, babası Tahir'in müvekkiline olan borcu nedeniyle gönderilen havalelere ilişkin davacının alacak talebinde bulunamayacağını, tapu devri sırasında müvekkiline taşınmaz bedelinin ödenmediğini, davacının müvekkilini müzayaka halinde bırakarak bir bedel ödemeden taşınmazı adına tescil ettirdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Kayseri 2. Aile Mahkemesinin 23.12.2021 tarihli ve 2020/36 E., 2021/903 K. sayılı kararıyla davacı adına kayıtlı olan taşınmazın aile konutu olması sebebiyle tapu kaydının iptaline, davalı adına tesciline dair verilen kararın kesinleştiği, davacının taşınmazın satış bedeli olan 230.571,04 TL'yi ve taşınmaz üzerinde yer alan hacizlerin kaldırılması için ödediği 86.849,00 TL'yi talep edebileceği, davacının babası Tahir tarafından gönderilen ödemelere ilişkin dekontta "ev için" ödeme yapıldığının belirtildiği, tanık olarak verdiği beyanda da bu paranın oğlu olan davacının satın aldığı taşınmaz nedeniyle yatırdığını belirttiği, davacının babası tarafından adına yatırılan parayı da talep edilebileceği gerekçesiyle; davanın kabulüne, 50.000,00 TL'nin dava tarihinden, 427.420,00 TL'nin ıslah tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; bekletici mesele yapılan Kayseri 2. Aile Mahkemesinin 2020/36 E. sayılı davasında verilen kararın 08.02.2022 tarihinde kesinleştiği, davacının davanın açıldığı 10.12.2020 tarihinde müvekkilden talep edebileceği herhangi bir alacağının bulunmadığını, davacının itirazın iptali açma hakkı mevcutken alacak davası açması yoluna gitmesinin kötü niyetli olduğunu, hukukî yararın dava açıldığı anda var olması gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine kararı verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tapu iptali ve tescil davası daha önce açıldığından davacının bedel iadesine yönelik işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, dava dışı baba tarafından davalıya yapılan ödemenin resmi satış senedinde belirtilen bedelin dışında ve bu bedeli aşan gayrimenkul satış bedeli olduğunu davacı tarafın yazılı delille ispat edemediği, davacının gayrimenkulü hacizli olduğunu bilerek satın aldığı ve taşınmaz bedeli ile sınırlı olmak üzere haciz miktarında sorumlu olduğu, bu nedenle hacizlerin kaldırılması için ödediği bedeli davalıdan talep edemeyeceği, İlk Derece Mahkemesince resmi satış senedinde bildirilen ve davacı tarafından ispatlanan gayrimenkul satış bedeli olan 230.571,04 TL'nin Aile Mahkemesi kararının kesinleştiği 19.01.2022 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle davanın ıslah edilmiş haliyle kabulüne karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle; davalı vekilinin bu yönlere ilişen istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, 230.571,04 TL'nin 19.01.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; davacının babası Tahir tarafından gönderilen ödemelere ilişkin dekontta "ev için" ödeme yapıldığının belirtildiğini, yine aynı kişinin tanık olarak verdiği beyanda da bu paranın oğlu olan davacı adına gönderildiğini bildirdiğini, 160.000,00 TL'lik dekont 15.10.2018 tarihli olduğundan resmi satış bedeli dışında bir bedel olduğunu, müvekkili tarafından taşınmaz üzerindeki hacizleri kaldırmak için icra dosyalarına toplam 86.849,00 TL ödeme yapıldığını, sunulan ödeme dekontlarına itirazda olmadığını, icra dosyasında alacaklı vekili olan Avukatında davacının paraları yatırdığını doğruladığını, bu ödemeler nedeniyle davalının borcundan kurtulduğunu, taşınmazın takyidatsız halde adına tescil edilmesi nedeniyle davalının sebepsiz yere zenginleştiğini, Bölge Adliye Mahkemesinin faizin başlangıç tarihini değiştirmesinin yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, geçerli bir şekilde kurulan ancak sonradan yargısal bir kararla iptal edilen taşınmaz satışı nedeniyle yapıldığı ileri sürülen ödemelerin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 77 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesine ve kararda belirtilen gerekçeye göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 6098 sayılı Kanun'un 77 nci maddesinin birinci fıkrasına göre; haklı bir neden olmaksızın başkasının zararına zenginleşen kimse, onu geri vermek zorundadır. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayanmaması gerekir. Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre; sebepsiz zenginleşme, geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur.

3. Anılan kanun hükmü doğrultusunda yerleşen Yargıtay uygulamasına göre; sebepsiz zenginleşmede geri verme borcu, zenginleşmenin geçersiz bir duruma dayanması halinde hemen; geleceğe yönelik bir neden bulunuyorsa onun oluşmadığı an; var olan bir neden bulunuyorsa da onun ortadan kalktığı an doğmuş olur. Edim yerine getirildiği sırada geçerli bir hukuksal nedenin bulunmasına karşın sonradan bu neden ortadan kalkmış olursa, bu durumda sebepsiz zenginleme nedenin ortadan kalktığı an meydana gelir.

4. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; dava konusu 8 nolu meskenin 09.10.2018 tarihli resmi senetle davalı tarafından 230.571,04 TL bedelle davacıya satıldığı, satış bedelinin nakten ödendiği, sonrasında Kayseri 2. Aile Mahkemesinin 23.12.2021 tarihli ve 2020/36 E., 2021/903 K. sayılı kararıyla, davacı adına kayıtlı olan taşınmazın aile konutu olması sebebiyle tapu kaydının iptaline ve davalı adına tesciline karar verildiği, kararın 19.01.2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.

5. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu taşınmazın davacı tarafından 09.10.2018 tarihli resmi satış işlemiyle 230.571,04 TL bedel ödenerek davalıdan satın alındığı, sonrasında davalının borçları nedeni ile tapu kaydına konulmuş haciz şerhlerinin kaldırılması için davacı tarafından 86.849,00 TL ödendiği, taşınmazın kesinleşmiş yargı kararıyla davalı adına takyidatsız olarak tescili nedeniyle davacının fakirleştiği, davalının ise zenginleştiği açıktır. Şu durumda; davacının, hacizlerin kaldırılması için ödediği tutarı, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan istemesine bir engel bulunmamaktadır.

6. Bundan ayrı, davacının babası Tahir'in hesabından satış tarihinden sonra 15.10.2018 tarihinde "Talas kiçiköy mah.ada 437 parsel 8 kat 4" açıklaması ile 160.000,00 TL'nin davalıya gönderildiği, Mahkemece tanık olarak dinlenilen hesap sahibi Tahir'in; paranın oğlu davacıya ait olduğunu ve taşınmaz satımından kaynaklı olarak oğlu adına gönderildiğini beyan ettiği, dosya kapsamıyla sabittir. Her ne kadar, davalı; gönderilen bu paranın Tahir'in borcu nedeniyle gönderildiğini iddia etmiş ise de, bu iddiasını ispat edemememiştir. Buna göre, davacının babasının hesabından, dava konusu taşınmaz ilgi tutularak satış tarihinden sonraki bir tarihte davalıya gönderilen bu paranın, tapusu iptal edilen taşınmazın satışı nedeniyle gönderilmiş olduğu ispat edilmiştir. Diğer bir anlatımla, bu ödeme de sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davacı tarafından davalıdan istenebilecektir.

7. Hal böyle olunca, Bölge Adliye Mahkemesince; geçerli olarak kurulan ancak sonradan Mahkeme kararıyla tapusu iptal edilen taşınmaz nedeniyle davacı tarafından yapılan (ve ıslaha konu edilen) ödemelerin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile istemin kısmen kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1. Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.