"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/154 E., 2019/341 K.
DAVA TARİHİ : 05.05.2014
KARAR : Davanın reddine
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I DAVA
Davacılar dava dilekçesinde; taraflarınca oluşturdukları adi ortaklık tarafından davalıya gösterilen taşınmaza ilişkin yer gösterme formu düzenlendiğini, davalının taşınmazı kendisini devre dışı bırakarak satın aldığını, davalının hizmet bedeli ödeme borcunun doğduğunu ileri sürerek, 29.736,00 TL'nin aylık % 2 ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
II CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından davanın usulen reddi gerektiğini, esastan da taşınmazın malikinin davacılara satış konusunda yetki vermediğini, taşınmazın dava dışı başka bir emlakçı vasıtasıyla satın alındığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
III MAHKEME KARARI
Mahkemece 21.05.2015 tarih ve 2014/254 E., 2015/171 K. sayılı kararı ile; adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacılar temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Kapatılan 13. Hukuk Dairesinin 18.12.2017 tarih ve 2015/32532 E., 2017/12595 K. sayılı ilamı ile; adi ortaklıkla, ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından salt adi ortaklık olarak husumet ehliyeti bulunmadığı gibi ortaklardan sadece birinin dava açma hak ve yetkisi bulunmadığı, bir başka anlatımla, adi ortaklık şeklinde yürütülen iş ve işlemlerden dolayı oluşacak olan uyuşmazlıklar sonunda açılacak olan davada ortaklığı oluşturan tüm kişilerin davada taraf olarak gösterilmesinin zorunlu olduğu, eldeki davada taraf olarak gösterilen adi ortaklığın tüzel kişiliği yok ise de davanın Hacıbey Sakarya ve Mehmet Kesim Acıyan tarafından adi ortaklığı temsilen açıldığı nazara alındığında adi ortaklığı oluşturan anılan taraflar yönünden işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiştir.
B Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davacı her ne kadar taşınmazın satışına aracılık yapmış olduğunu iddia etmiş ise de dosyadaki bilgi ve belgelere göre taşınmazın satın alındığı tarihte davacının satış yetkisinin bulunmadığı, ,mülk sahibi tarafından yetkilendirilmiş olduğuna dair bir sözleşme v.s yazılı delil sunulmadığı, mülk sahibinin davacı emlak firmasını tanımadığını, bilmediğini ve herhangi bir sözleşme veya yetkilendirmesinin olmadığını açıkça beyan ettiği, yazılı bir simsarlık sözleşmesinin de bulunmadığı ve bu durumda davacıların davalıdan bir alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar, mülk sahibinin kendilerini yetkilendirmediğinin gerçek olmadığını, kaldı ki davalı ile aralarında davalının imzasını inkar etmediği yer gösterme başlıklı sözleşme bulunduğu, bu sözleşmede ücretin ve kendilerinin devre dışı bırakılarak taşınmazın alınması durumunda ödenmesi taahhüt edilen bedelin yazılı olduğunu belirterek verilen kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan tellallık sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 520 nci maddesi Simsarlık sözleşmesi, "simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir.
Simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekâlete ilişkin hükümler uygulanır.
Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz."
2. HGK 24.05.2022 tarih 2020/(13)3-339 E., 2022/723 K.
3. Değerlendirme
Davacılar ve davalı tarafından imzalanan 25.01.2014 tarihli ve “Satılık Yer Gösterme Formu” başlıklı sözleşmenin 2 nci maddesinde; “yukarıda bilgileri yazılı taşınmazları aşağıda imzası bulunan müşteri, bundan sonraki süreçte bizatihi kendisi adına veya eşi veya nişanlısı adına veya kardeşleri adına veya annesi-babası veya çocukları veya damadı adına veya eniştesi adına veya ortağı, üyesi veya temsilcisi bulunduğu tüzel kişilik adına Gayrimenkul Danışmanının aracılık faaliyetleri çerçevesinde 90 gün içinde satın aldığı takdirde, satışta taşınmazın karşısında yazılı satış değerinin %3 ü artı KDVsini ödeyecektir. Kendisi veya yukarıda tanımlanan diğer kişiler(yakınları) adına her ne suretle olursa olsun Gayrimenkul Danışmanını devredışı bırakarak satın aldığı takdirde ise satışta yukarıda yazılı satış değerinin %6 sı artı KDV sini tellallık ücreti olarak ödeyecektir.” şeklinde düzenleme bulunduğu görülmektedir. Kanun ve yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına göre, simsarın ücrete hak kazanabilmesi için ücret talep ettiği kişi ile aralarında yazılı sözleşme bulunması gerekmektedir. Eldeki davada, davacı emlakçıların dava konusu taşınmazın satışı hususunda taşınmaz maliki ile aralarında yazılı bir sözleşme olmaması yahut yetkilendirilmemiş olması, davacı ile aralarında yazılı ve imzası inkar edilmeyen sözleşme bulunan davalı alıcıdan ücret talep etme haklarını etkilemez. O halde mahkemece, anılan sözleşme hükmü değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.