Logo

3. Hukuk Dairesi2023/373 E. 2023/1951 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet ücretinin tamamının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasında, alacağın muaccel olup olmadığı hususunda yaşanan hukuki anlaşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Hukuki yardımın tamamlanmasıyla vekalet ücretinin muaccel hale gelmesi gerektiği kuralının aksine, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede dava dilekçesinin hazırlanması ve dosyanın takibi karşılığında bir başlangıç ücretinin kararlaştırıldığı ve davacı avukatın bu edimini yerine getirdiği gözetilerek, başlangıç ücretinin muaccel olduğu ve bu kısım için davanın reddinin hatalı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/353 E., 2022/2704 K.

DAVA TARİHİ : 08.11.2017

KARAR : Davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/229 E., 2020/351 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma isteminin miktar yönünden reddi ile, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; davalı şirket ile arasında vekalet ilişkisi kurulduğunu, bu doğrultuda Sakarya Büyükşehir Belediyesinin 16.01.2014 tarihli 79-446 sayılı işleminin, 10.06.2016 tarihli ''Arifiye İlçesi 1/5000 ölçekli Revizyon Nazım İmar Planının kendisine ait taşınmaza ilişkin kısmının ve bunun dayanağı olan 10.12.2012 tarihli Sakarya Büyükşehir Belediyesi Sınırlarını kapsayan 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planının davalıya ait taşınmaza ilişkin kısmının iptali istemiyle Sakarya Büyükşehir Belediyesi aleyhine ve davalı Bayraktarlar Taşımacılık Hizmetleri Otomotiv İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait Sakarya ili, Arifiye İlçesi, Adliye Orman Köyü, Akçay mevkiinde bulunan taşınmazın tarım alanı vasfının kaldırılması yönündeki 10/03/2014 tarihli başvurunun reddi yönündeki 19.03.2014 tarihli ve 319 sayılı Sakarya Valiliği Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle Sakarya Valiliği aleyhine dava açılması ve davanın takibi konusunda anlaştıklarını, 13.04.2014 tarihli 3 sayfadan müteşekkil, davalı şirket tarafından imza altına alınmış avukatlık ücret sözleşmesinde dosyaya ilişkin dava dilekçesinin hazırlanması ve takibi için başlangıç ücreti olan 10.000 TL+ KDV, dosyada iptal kararı verilmesi, yani şirket lehine sonuç elde edilmesi halinde ise başarı performansı niteliğinde ek olarak 80.000 + KDV ücret ödenmesi konusunda anlaşıldığını, mezkur avukatlık sözleşmesinin dilekçeleri ekinde sunulduğunu, tüm bu safahat sonrasında, Sakarya 2. İdare Mahkemesinin 2014/390 Esas 2015/810 Karar ve 16.09.2015 tarihli ilamı ile davanın 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı bakımından ehliyet yönünden reddine, 1/25.000 ölçekli nazım imar planı ve 16.01.2014 tarih ve 446 sayılı işlem yönünden ise kabulüne karar verilmiş bulunduğunu, reddedilen kararın tarafından temyiz edildiğini ve dosyanın Danıştayda olduğunu, davalı şirkete ait taşınmazın tarım alanı vasfının kaldırılması yönündeki 10/03/2014 tarihli başvurunun reddi yönündeki 19.03.2014 tarihli ve 319 sayılı Sakarya Valiliği İl Gıda ve Hayvancılık Müdürlüğü işleminin iptali istemini muhtevi 18.04.2014 tarihli dava dilekçesi ile dava açıldığını, Sakarya 1. İdare Mahkemesinin 2014/448 Esas 2016/351 Karar sayılı dosyasından vermiş olduğu 28.04.2016 tarihli ilam ile Sakarya Valiliği İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün 19.03.2014 ve 319 sayılı işlemin iptaline karar verildiğini, vekil sıfatıyla üzerine düşen sorumluluğu fazlasıyla yerine getirdiğini ve her iki dosyanın da davalı lehine sonuçlandığını, ancak davalı şirket tarafından en ufak bir ödeme dahi yapılmadığını, bu sebeple Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2017/14448 sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının bu sefer de icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek, ödenmesi gerekli 120.206,76 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı taraf, dosyaya cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 09.11.2017 tarih ve 2017/539 Esas 2017/415 Karar sayılı kararıyla; davalının 6502 Sayılı Yasada belirtilen tüketici tanımına girdiği, davanın vekalet ücreti alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptaline yönelik olarak açıldığı, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Yasanın 73. maddesi gereğince davanın tüketici mahkemesinde açılması gerekçesiyle HMK'nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmiştir.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 05.03.2018 tarihli 2018/376 E. 2018/519 K. Sayılı kararıyla; taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği bir “vekâlet” sözleşmesi olsa da, hakem sözleşmesinde, hakem ya da hakem kurulunun görevi yargısal bir faaliyet olduğundan, yine arabuluculuk sözleşmesinde, arabulucunun görevi Devlet yargısını destekleyici bir faaliyet olduğundan “tüketici işlemi” olarak kabul edilemeyeceği gibi, avukatlık sözleşmesinde de avukatın görevi, yargının kurucu unsuru olan ve bağımsız savunmayı temsil eden yargısal bir faaliyet olup, tüketici işlemi olarak kabul edilemeyeceğinden, somut uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yargılamanın yapılması için dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmiştir.

3.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu icra takibi başladığı sırada henüz avukatlık ücret sözleşmesine konu işlerin sonuçlanmadığı, vekalet ücretinin bir bütün olarak değerlendirmeyi gerektirdiği, davacı tarafından sunulan avukatlık hizmeti karşılığı kazanılacak vekalet ücretinin ancak iş sonuçlandığında muaccel hale geleceği, sözleşmede dava dilekçesinin hazırlanması ve dosyanın takibi için yapılması kararlaştırılan ödemenin avans niteliğinde olduğu, bu ücretinde ancak üstlenilen işin sonuçlanmasıyla muaccel hale geleceği gerekçesiyle, muaccel hale gelmeyen bir alacak için icra takibi başlatılamayacağından davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece verilen kararın gerekçesiz olduğunu, davalı ile yapılan Avukatlık Ücret Sözleşmesine istinaden icra takibi yapıldığını, tüm yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davalının sözleşmede belirlenen alacaklarını ödemediğini, sözleşmeye konu davalara ilişkin dilekçeleri yazdığını, Sakarya Büyükşehir Belediyesi aleyhine Sakarya 2. İdare Mahkemesinin 2014/390 Esas sayılı dosyası ile dava açtığını, Sakarya Valiliği aleyhine ise Sakarya 1. İdare Mahkemesinin 2014/448 Esas sayılı dosyası ile dava açtığını, sözleşmede başlangıç olarak belirlenen 10.000,00 TL + KDV'nin bu davaların açılmasıyla muaccel hale geldiğini, idare mahkemelerince iptal kararı verilmesiyle şirket lehine sonuç elde edildiğini, böylece sözleşmede belirlenen 80.000,00 TL + KDV'nin de istenebilecek hale geldiğini, sözleşmede davaların kesinleşmesi halinde avukatlık ücretinin ödeneceğine ilişkin bir ifadeye yer verilmediğini, finans bilirkişisinden alınan rapora göre karar verildiğini, iptal kararları ile birlikte şirket lehine sonuç doğmasıyla icra takibine girişildiğini ileri sürerek; ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sözleşmede muacceliyet hükmünün kararlaştırılmadığı, davacı avukat tarafından davalıyı temsilen Sakarya Büyükşehir Belediyesi aleyhine Sakarya 2. İdare Mahkemesinin 2014/390 Esas sayılı dosyası ile dava açtığı, Sakarya Valiliği aleyhine ise Sakarya 1. İdare Mahkemesinin 2014/448 Esas sayılı dosyası ile dava açtığı, işbu mahkemelerce verilen kararların davacı tarafından vekalet ücretinin tahsili amacıyla giriştiği icra takibinden önce kesinleşmediği, taraflar arasındaki sözleşmede akdi vekalet ücretinin muacceliyetine ilişkin bir hükmün bulunmadığı, Avukatlık Kanunu'nun 171 nci maddesi ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 2 nci maddesine göre vekalet ücretinin hukuki yardımın tamamlanması ile muaccel olduğu, bu nedenle davacı avukatın vekalet ücretini ancak muaccel olduğunda, başka bir ifade ile ücrete konu olan davaların kesinleşmesi halinde talep edebilecek olması ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdigi sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

a.Avukatlık Kanunu’nun 171 nci maddesinin 1 nci fıkrası şöyledir:

“Avukat üzerine aldığı işi kanun hükümlerine göre ve yazılı sözleşme olmasa bile sonuna kadar takip eder.”

b.Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2 nci maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

“...avukatlık ücreti, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır.”

3. Değerlendirme

1.Bozma sebebine göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2.Taraflar arasında düzenlenen 13.04.2014 tarihli "Avukatlık Ücret Sözleşmesi"nin incelenmesinde; sözleşmenin konusunun 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planının iptali istemiyle Sakarya Büyükşehir Belediyesi aleyhine, ayrıca Sakarya Valiliğinin, tarım alanı vasfının ortadan kaldırılması yönündeki 10.03.2014 tarihli başvurunun reddi yönündeki 19.03.2014 tarih 319 sayılı idari işlemin iptali talebiyle Sakarya Valiliği aleyhine dava açılması ve takibi olduğu şeklinde açıklandığı, ücretin ise "Dava dilekçesinin hazırlanması ve dosyanın takibi için başlangıç ücreti olarak 10.000,00 TL + KDV, dosyada iptal kararı verilmesi yani şirket lehine bir sonuç elde edilmesi halinde başarı performansı olarak 80.000,00 TL + KDV" şeklinde belirlendiği hususları taraflar arasında ihtilafsızdır. Davacı avukat tarafından takibi üstlenilen her iki davanın da icra takibi başlatılmadan önce kesinleşmediği, Danıştay incelemesinde olduğu dosya kapsamından anlaşılmıştır.

3. Avukatlık Kanunu’nun 171 nci maddesinin 1 nci fıkrası ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2 nci maddesinin yukarıda açıklanan hükümleri gereğince, vekalet ücreti alacağının, üstlenilen işin bitmesi ile muaccel hale geldiğinin kabulü gerekir. Avukat aksine sözleşme yoksa, işi sonuna kadar takip edip sonuçlandırmadan ücretini talep edemez. Ancak bu durumun aksi her zaman taraflarca kararlaştırılabilir.

4.Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasında düzenlenen 13.04.2014 tarihli "Avukatlık Ücret Sözleşmesi"nin ücrete ilişkin maddesi gereğince, her ne kadar davalar kesinleşmediğinden muacceliyet hükmü gereği vekalet ücretinin tümüne hak kazanılmamış olsa da, dava dilekçesinin hazırlanması ve dosyanın takibi için başlangıç ücreti olarak 10.000,00 TL + KDV'nin ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davacı avukatın da sözleşme gereği bu edimini yerine getirdiği tartışmasızdır. Taraflarca avukatın azli yönünde bir iddia da olmadığı dikkate alındığında, takibi üstlenilen davalar henüz kesinleşmediğinden avukatlık ücretinin tamamının muaccel olmadığı, ancak dava dilekçesinin hazırlanması ile ilgili başlangıç ücretinin (10.000,00 TL + KDV) muaccel olduğu dikkate alınarak hesaplama yapılması gerekirken, davanın tümden reddi doğru görülmemiş olup, kararın bu yönüyle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

3.Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.