"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/418 E., 2022/329 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı bozma üzerine yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar ve davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; davalılardan ... ile ... vekili olarak davalılardan ..., ... ve ... aleyhine muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açtıklarını, vekil edenlerle 13.01.2012 tarihli vekalet sözleşmesi imzalandığını, taşınmazların toplam değerinin % 25'i üzerinden vekalet ücreti ödenmesinin kararlaştırıldığını, ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/22 esas sayılı dosyasında, vekil eden ... ve ...' ın davadan feragat etmelerine rağmen vekalet ücreti ve dava masraflarını ödemediklerini ileri sürerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/22 Esas sayılı dosyasına konu taşınmazların bedellerinin tespit edilerek ... ve ...'ın veraset ilamlarında tespit edilecek paylar oranında, avukatlık ücret sözleşmesi gereği % 25'i üzerinden şimdilik 25.000,00 TL vekalet ücretinin, ayrıca Avukatlık Yasası uyarınca hesaplanacak karşı vekalet ücretinden şimdilik 25.000,00 TL'nin ve ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/22 Esas sayılı dosyasında kendileri tarafından yapılan 1.525,95 TL masrafın davalılardan müştereken ve müteselsilen 11.04.2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle alınarak tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
II. CEVAP
1. Davalılar; ... 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/22 E sayılı dosyasında, harca esas değer 49.000,00 TL olup, dava değeri üzerinden vekalet ücretinin belirlenmesi gerektiğini, vekalet ücretinden davalılar ..., ... ve ...’in sorumluluğu bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
2. Davalı ...; davayı kabul ettiğini, avukatının haklı olduğunu, 50.000 TL’nin ... ve ... tarafından ödenmesi istediğini beyan etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece; 10.09.2013 tarihli ve 2013/251 Esas, 2013/565 Karar sayılı kararla; feragat beyanına konu davanın gerek davacılarının gerekse davalılarının vekalet ücreti ve karşı vekalet ücretinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları, dava değerinin % 25' i üzerinden vekalet ücreti talebi esas alınarak bilirkişi raporunda, vekalet ücretinin 12.250,00 TL ile karşı vekalet ücreti olarak 2.820,00 TL hesaplandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; 12.250 TL sözleşmeden kaynaklanan vekalet ücretinin davalılar ... ve ...'dan müştereken ve müteselsilen davadan feragat tarihi olan 11.04.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilde tekerrüre yer vermeyecek şekilde tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine, 2.820 TL karşı vekalet ücretinin feragat tarihi olan 11.04.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilde tekerrüre yer vermeyecek şekilde müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 12.11.2015 tarih, 2015/18581 E., 2015/32984 K. sayılı ilamı ile; gerekçede; davanın sulh gereği feragatla sonuçlanması halinde, feragat beyanına konu davanın davacısı ile davalılarının vekalet ücreti ve karşı vekalet ücretinden müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları açıklanmış ise de, hüküm fıkrasında sözleşme vekalet ücretinden davalılar ... ve ...'in müteselsil sorumluluğuna, karşı yan vekalet ücretinden de davalıların müteselsilen sorumluluğuna hükmedilmiş olup, mahkemece, gerekçe ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulduğu gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan mahkemece; 08.03.2016 tarihli ve 2016/35 Esas, 2016/104 Karar sayılı kararla; 12.250,00 TL sözleşmeden kaynaklanan ücret-i vekalet ile 2.820,00 TL karşı vekalet ücretinin feragat tarihi olan 11.04.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve
...'dan tahsilde tekerrüre yer vermeyecek şekilde müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine, diğer davalılar yönünden açılan davanın reddine karar verilmiş; karar, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 17.01.2020 tarih, 2016/23474 E., 2020/289 K. sayılı kararıyla; davacıların sair temyiz itirazlarının reddi ile davanın, Avukatlık Kanunu 165 ... maddesi hükümlerinden kaynaklı akdi ve karşı yan vekalet ücretinin tahsili isteğine ilişkin olup, davalılardan ..., ... ve ...'in ... dava dosyasının karşı tarafı oldukları ve eldeki davanın davacısı avukatlar ile aralarında avukatlık sözleşmesine dayalı müvekkil-vekil ilişkisi bulunmadığının anlaşıldığı, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 20.03.2019 tarih ve 30720 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2017/6 Esas, 2018/9 Karar ve 05.10.2018 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararında; ''Avukatlık Kanunu'nun 165 ... maddesinde düzenlenen ücret dolayısıyla müteselsil sorumluluk hallerinden olan 'sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde' karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödemesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan avukatlık ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken akdi vekalet ücreti dahil değildir.'' hususu belirtilmiş olup, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 28.06.1960 tarih ve 21/9 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile içtihadı birleştirme kararlarının derdest davalara uygulanması gerektiği, bu kapsamda eldeki dava dosyasında, davacı avukatların müvekkili olmayan ancak açılan davada karşı yan konumunda bulunan davalılar ..., ... ve ...’in akdi vekalet ücretinden sorumlu olamayacağı anlaşılmakta ise de Avukatlık Kanunu 165 ... madde düzenlemesine göre, ... dava dosyasının taraflar arasında sağlanan anlaşma sonucu feragat nedeniyle reddedildiği gözetilerek karşı yan vekalet ücretinden bu davalıların sorumlu tutulmaları gerektiği, diğer yandan, 26.07.2013 tarihli dilekçesi ile davayı kabul ettiğini bildiren davalı ... hakkındaki davanın kabul nedeniyle kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan mahkeme yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı ...'ın vefat ettiği, veraset ilamının ibraz ile mirasçılarının davaya dahil edildiği, bilirkişi raporunda, akdi vekalet ücretinin 12.250,00 TL, karşı vekalet ücretinin 2.820,00 TL olarak hesaplandığı, davacının dava konusu 49 taşınmazın rayiç değerinin tespit edilerek bunun üzerinden ücreti vekalet hesaplanmasını talep ettiği, Yargıtay kararında sadece tarafların sorumlu oldukları vekalet ücretine ilişkin bir bozma bulunduğundan, davacı vekilinin değer tespiti yönündeki talebinin reddine karar verildiği gerekçesiyle 25.000,00 TL akdi vekalet ücretinin kabul beyanı doğrultusunda 12.750,00 TL'sinin davalı ...'dan, geri kalan 12.250,00 TL'sinin ise davalılar ... ve müteveffa-davalı ... mirasçıları olan dahili davalılar ..., ..., ..., ... ve ...'ten müştereken ve müteselsilen sözleşmeden feragat tarihi olan 11.04.2012 tarihinden itibaren hesap edilecek yasal faizi ile birlikte tahsil edilerek davacılara ödenmesine, 25.000,00 TL karşı vekalet ücretinin kabul beyanı doğrultusunda 22.180,00 TL'sinin davalı ...'dan, geri kalan 2.820,00 TL'nin davalılar ..., ..., ..., ... ve müteveffa davalı ... mirasçıları olan dahili davalılar ..., ..., ..., ... ve ...'ten sözleşmeden feragat tarihi olan 11.04.2012 tarihinden itibaren hesap edilecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar; Mahkemece ilk önce tüm taşınmazların rayiç değerlerinin tespiti sonucu davacılara düşen hisse miktarlarının değerinin belirlenmesi ve bu değerlere göre ödenmesi gereken akdi % 25 vekalet ücreti ve hasımlara yükletilmesi gereken karşı vekalet ücretini hesaplaması veya davacıların sulh olduğu miktarların tespit edilerek bu yönde bir hesaplama yapılması gerektiğini, Avukatlık Kanunu 165 ... maddesi gereği tüm davalıların her iki vekalet ücretinden de müteselsilen sorumlu olduklarını, davalılardan ...’ın davayı kabul ettiği, kabul beyanına rağmen tüm taşınmazlar için kabul yönünde karar verilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
2. Davalılar; verilen kararın, usuli mütesap hak teşkil eden bozma ilamına aykırı olduğunu, usulen kesinleşen miktarları değiştirecek bir hüküm kurulduğunu, davaya karşı kabul beyanının bizzat davacılar tarafından yazılıp mahkemeye verdirilmiş olup, mahkeme huzurunda gerçekten alınmış samimi bir davayı kabul beyanı ve iradesi olmadığını, vekalet ücretini diğer davalıları ödeyeceği zannı ve şartı ile yapılan kabulün ... bir kabul olmadığını, tahsilde tekerrür yaratacak şekilde kurulan hükmün hatalı olduğu ileri sürerek mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Usulî kazanılmış hak kurumu, davaların uzamasını ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek, hukukî alanda istikrar sağlamak amacıyla Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine, dolayısıyla diğeri aleyhine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
2. Bilindiği üzere; Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, (bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle) kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla kesinleşmiş, bu kısımlar lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 1315 sayılı YİBK).
3. Usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açıklanması gereken diğer bir husus ise; bir mahkemenin Yargıtay tarafından verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğünün bulunmasıdır. Bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
3.Değerlendirme
Temyizen incelenen mahkemece, bozma ilamının gereğinin yerine getirildiği, kararının bozmaya uygun olduğu, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı anlaşılmakla tarafların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,
6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
19.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.