"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2014/364 E., 2014/414 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalı ile imzaladığı kira sözleşmesinin 06.01.2009 tarihinde kiralananın anahtarlarının noterden teslim alınmasıyla sonlandığını, Şişli 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/17 D.iş sayılı dosyası ile kiralananda meydana gelen hasar, zarar ve eski hale getirme bedelinin 150.000 TL olarak belirlendiğini ileri sürerek; kiralananın hor kullanılması nedeniyle meydana gelen hasar nedeniyle 150.000 TL hor kullanma bedelinin mecurun teslim tarihi olan 06.01.2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile, hasarın 3 ayda giderilmesinin mümkün olması nedeniyle 45.000 USD karşılığı 70.335 TL kira bedelinin mecurun teslim tarihi olan 06.01.2009 tarihinden itibaren kira akdinin 7 nci maddesi gereği aylık %5 gecikme faiziyle, mümkün olmuyorsa avans faizi ile birlikte, kiraya veremediği 3 aylık tadilat dönemi için ödemek zorunda kaldığı aylık 15.403 TL'den toplam 46.209 TL 3 aylık aidat bedelinin 06.01.2009 tarihinden itibaren kira sözleşmesinin 7 nci maddesi uyarınca aylık %5 gecikme faizi ile birlikte mümkün olmuyorsa ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; kiralananın hor kullanılmadığını, kira sözleşmesinde yer alan düzenlemeler nedeniyle kullanımına uygun olarak bir takım değişiklikler yapıldığını, bu nedenle onarım bedellerinin talep edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 14.06.2012 tarihli ve 2011/26 E., 2012/132 K. sayılı kararıyla; sözleşmenin 14. maddesi kapsamında sözleşmeye uygun normal dekorasyon sonucunda yapılan tadilatların sökümü nedeniyle eski hale getirme talep edilemeyecekse de; sözleşmeye, projeye, yönetim planına aykırılık nedeniyle oluşan ve söküm sırasında meydana gelen hasarın tazmini talep edilebileceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 20.000 TL elektrik hasarı bedeli, 40.000 TL inşaat hasarı bedeli, 23.445 TL onarım süresi kira bedeli, 15.403 TL aidat bedeli olmak üzere toplam 98.848 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin 24.06.2013 tarihli ve 2012/17905 E., 2013/10968 K. sayılı ilamıyla; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddedildikten sonra, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hor kullanmaya esas zararların nelerden ibaret olduğunun açıkça belirtilmemiş olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin temyiz itirazları incelenmeksizin karar bozulmuştur.
3. Bozma kararına karşı davacı tarafından karar düzeltme isteminde bulunulması üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin 25.12.2013 tarihli ve 2013/12643 E., 2013/17246 K. sayılı ilamıyla; davacı vekilinin temyiz itirazlarının hükmün esasına ilişkin olduğu gerekçesiyle, karar düzeltme isteminin kabulü ile tarafların sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, kiraya verenin ancak hor kullanımdan kaynaklanan zararını isteyebileceği, bu çerçevede hükme esas alınan bilirkişi raporunda hor kullanmaya esas zararın nelerden ibaret olduğunun açıkça belirtilmediği, öte yandan, hor kullanma tazminatının tahliye tarihinden itibaren işlemiş faizi ile birlikte hüküm altına alınması gerekirken dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin doğru olmadığı gerekçeleriyle, karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamında, ilk hükümde onarım süresi kira bedeli ve aidat bedeline ilişkin bozmanın bulunmadığı, bozmanın tamirat bedeli ve hor kullanım bedeline yönelik olduğu, onarım süresi kira bedelinin taşınmaz tahliye edildikten sonra kiralananın tamiri için gerekli kira tazminatına ilişkin olması, bu tamir ve tadilatın hor kullanıma dayalı olduğunun tespit edilmemesi ve öncesinde davacının davalıyı temerrüde düşürücü bir ihtarının bulunmadığından faiz başlangıç tarihi olarak dava tarihinin esas alındığı, bozmadan sonra dosyaya kazandırılan bilirkişi raporunda söz konusu hasarın hor kullanımdan kaynaklanmadığı, davalı tarafından taşınmazın banka olarak kullanılması amacıyla sözleşme uyarınca yapılan tadilat ve değişikliklerin sökülmesi sırasında meydana gelen hasar olduğu belirtilmiş olduğundan ve söküm sırasında oluşacak hasar sebebiyle sözleşmenin 14. maddesi uyarınca kiraya verenin eski hale getirmeyi talep edemeyeceği, tespit dosyasında da hasarın hor kullanımdan kaynaklandığına ilişkin bir bulgunun bulunmaması nedeniyle hor kullanmaya dayalı tazminat isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile onarım süresi kira bedeli ve aidat bedeli toplamı olan 38.848 TL' nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; Mahkeme kararının bozmaya uygun olmadığını, faiz başlangıcı hakkında verilen kararın doğru olmadığını, bilirkişinin vefat etmesi nedeniyle yeni bir heyetten rapor alınması gerekirken bozma öncesi alınan yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda eksik incelemeyle karar verildiğini, tespit raporundaki fotoğrafların incelenmesi halinde dahi hor kullanmanın belirlenebileceğini, davalının sözleşmeye ve binanın mimari projesine aykırı değişiklikler yaptığını, sökme işleminden doğan zararın da kiracıya ait olduğunu, bu kalemlerin eski hale getirmenin kapsamı dışında kaldığını, kiralananın hor kullanıldığını, taşınma esnasında verilen zararın da hor kullanma olarak değerlendirilmesi gerektiğini, sözleşme hükümlerinin yanlış yorumlandığını, her iki raporda da kolonlar üzerindeki kaplamaların kabardığı, zemin kaplamaların yer yer kırıldığı, boya ve badanaların bozulduğunun belirlendiğini, lehine takdir edilen vekalet ücretinin düşük, karşı taraf lehine hükmedilen vekalet ücretinin ise fahiş olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kiralananın hor kullanılmasından kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 256 ncı maddesi hükmü uyarınca; kiracı, kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı Kanun'un 266 ncı maddesi gereğince kiralananı sözleşme sonunda aldığı hali ile kiraya verene teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur.
2. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin 25.12.2013 tarihli bozma ilamıyla tarafların sair temyiz itirazının reddiyle onarım süresi kira tazmini ve aidat bedelinin kesinleştiği anlaşılmış olup, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Mahkemece uyulan bozma ilamında; davalı kiracının hor kullanımdan kaynaklanan zararlardan sorumlu olacağının belirlendiği, dosyaya kazandırılan ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda; tasdiksiz projeye göre yapılan elektrik işlerinin 12 kalem olup sökülmesi için gerekli işçilik ve malzeme masrafının 20.000 TL olduğu, inşaat işleri yönünden, kullanım ve taşınma esnasında söküm nedeni ile meydana gelen hasarın giderilmesi için işçilik ve malzeme masrafının 40.000 TL olduğu belirtilmiştir.
3. Dosya arasında bulunan delil tespiti raporunda da; zemin kaplamalarının yer yer kırıldığı, dilatasyon yerlerinde bozulmaların olduğu, kolon üzerindeki kaplamaların bir kısmının kabarmış olduğu, boya badananın bozulduğu, elektrik tesisatının sökülmesi sırasında alçıpanlarda delinme ve kırılmaların olduğu, bazı kısımlarda fayansların ve alt döşemelerin kalkmış olduğu, girişin tam karşısında yer alan bölümde zeminden çıkan suyun ileriye doğru zemin üzerinde biriktiği, zeminde demonte bölmelerin sökülmesi sonrasında vida deliklerinin bulunduğu belirtilmiştir.
4. Yukarıda yapılan açıklamalar, gösterilen yasal düzenleme ve ilkeler ışığında somut olaya dönüldüğünde; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, özellikle inşaat işleri yönünden delil tespitinde belirtilen kalemler bakımından tek tek değerlendirme yapılmadığı, hangi kalemlerin hor kullanmaya ilişkin olduğu ya da olmadığının belirtilmediği, buna göre Mahkemece bozmaya uyulduğu
halde bozma gereklerini tam olarak yerine getirmeyen rapor esas alınarak eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmaktadır.
5. O halde mahkemece yapılacak iş; konusunda uzman bilirkişi heyetinden, davacı vekilinin kiralananın tadilat gördüğünü bildirmesi nedeniyle, delil tespit dosyası arasında bulunan fotoğraflar, delil tespit raporu, dosya içeriği ve bozma ilamı değerlendirilmek suretiyle denetime elverişli rapor almak ve ulaşılacak sonuca göre karar vermek olmalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz eden davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2.Davacı vekilinin hor kullanma talebine yönelik temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanun'un (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.