Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5235 E. 2024/3728 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıya ait iletim hattı direğinin devrilmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında davalının kusursuz sorumluluğu ve tazminat miktarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının yapı maliki olarak kusursuz sorumluluğu altında olduğu, illiyet bağını kesen bir sebebin bulunmadığı, belirsiz alacak davasının zamanaşımı süresi içinde açıldığı ve hükme esas alınan raporların denetime elverişli olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/196 E., 2022/1973 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Manisa (Kapatılan)6. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/80 E., 2020/73 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının sevk ve idaresindeki motosikleti ile ilerlerken yola yan yatmış olan Türk Telekom direğine çarpması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davacının şu anda hiçbir iş yapamaz olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, 10,000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 22.09.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 281.917,35 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; yol aydınlatmalarının sürekli olarak çalışmasını sağlayamayan ... EDAŞ'ın dava konusu kazanın meydana gelmesinde aracını trafik kurallarına, yol ve hava koşullarına aykırı olarak kullanan davacı ile birlikte ortak kusurlu olduğunu, dava konusu olayda şirketleri açısından illiyet bağının kesildiğini, müvekkili şirketin kusurunun da olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mevcut kazanın davalı şirkete ait direğin bakım eksikliğinden kaynaklandığı, davalı şirketin illiyet bağının kesildiği hususunu ispatlayamadığı, davalının kusursuz sorumluluğu kapsamında davacının zararını gidermekle yükümlü olduğu, hükme esas alınan 12.07.2017 tarihli Adli Tıp Kurumu tarafından tanzim olunan maluliyet raporu ve bu rapora istinaden tanzim olunan 24.08.2020 tarihli hesap bilirkişi raporunda belirlenen tazminat miktarından, yapılan %20 oranındaki hakkaniyet indirimi kapsamında oluşan zararı tazminle yükümlü olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 225.533,88 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; dava dilekçesinin sonuç ve talep kısmında tazminatın hangi kalemlere dayandırıldığı belirtilmediğinden davanın belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün olmadığını, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, davaya konu kazaya ilişkin olarak düzenlenen 24.01.2015 tarihli tutanakta kaza mahallindeki aydınlatma direklerinin bozuk olduğunun ve yolda aydınlatma bulunmadığının belirtildiğini, ihbar olunan ... EDAŞ'ın dava konusu kazanın meydana gelmesinde davacı ile birlikte ortak kusurlu olduğunu, kaldı ki davacının aracı ile seyir halinde iken gerekli önlemleri almayarak kazanın meydana gelmesine sebep olduğunu, eksik inceleme ile tanzim edilen bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, zamanaşımı itirazlarının dikkate alınmadığını, ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, telefonla iletişim hatlarının yapı eseri niteliğinde olup, davacının zararından davalının yapı maliki olarak kusursuz sorumlu olduğu, illiyet bağını kesen sebeplerin varlığının kanıtlanmadığı, davacının yüzde otuz kusuru ile zararın artmasında bölüşük kusuru bulunduğundan; İlk Derece Mahkemesince tazminatlardan indirim yapılarak davalının sorumlu tutulmasında istinaf başvurusunda bulunanın sıfatına göre hukuka aykırılık bulunmadığı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 168 inci maddesi uyarınca, diğerlerine rücu hakkına sahip olan borçlulardan her biri, ifa ettiği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağından bu yöne ilişkin istinaf isteminin yerinde olmadığı, hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalıya ait iletim hattı direğinin yola devrilmesi nedeniyle meydana gelen trafik kazasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Kanun'un 54, 56 ve 69 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçeye, hükme esas alınan raporların denetime elverişli bulunmasına, 24.01.2015 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle zamanaşımı süresi dolmadan 02.04.2015 tarihinde eldeki belirsiz alacak davasının açılmış olmasına, olay nedeniyle aynı zamanda ceza yargılaması da yapılmış olup dava ve ıslah tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığının anlaşılmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.