"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/7 E., 2022/298 K.
Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyularak Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın birleşen dava yönünden davacı ile asıl dava yönünden davalı vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairece asıl dava yönünden Mahkeme kararının onanmasına, birleşen dava yönünden bozulmasına karar verilmiştir.
Asıl ve birleşen dava yönünden davalılar vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacı vekili; 26.07.1996 - 30.11.2011 tarihleri arasında davalının evinde 16 yıl boyunca yemek, temizlik, ütü, çamaşır yıkama gibi bütün işlerini yaptığını, iş sözleşmesinin gerekçe gösterilmeksizin ve hiçbir alacağı ödenmeden sonlandırıldığını, her gün 09:00’dan, 17:00’ye kadar, son 7 yıl da her gün 19:00’a kadar çalıştığını, en son aylık ücretinin net 1.180,00 TL olduğunu, resmi bayramlarda çalıştığını, ramazan bayramında 1 gün, kurban bayramında ise 2 gün izin kullandığını, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL kıdem tazminatı, 300,00 TL ihbar tazminatı, 200,00 TL fazla mesai ücreti alacağı, 100,00 TL yıllık izin ücreti alacağı ve 100,00 TL resmi ve dini bayram ücreti alacağı olmak üzere toplam 1.700,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah ile talebini arttırmıştır.
2. Birleşen davada davacı vekili; 26.07.1996 - 30.11.2011 tarihleri arasında davalının evinde 16 yıl boyunca yemek, temizlik, ütü, çamaşır yıkama gibi bütün işlerini yaptığını, iş sözleşmesinin gerekçe gösterilmeksizin ve hiçbir alacağı ödenmeden sonlandırıldığını, davasının belirsiz alacak davası olarak kabulü ile belirlendiğinde bedel arttırımı yapmak üzere 23.197,58 TL net kıdem tazminatı, 2.594,62 TL net ihbar tazminatı, 4.772,25 TL net yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Asıl davada davalı vekili; bilirkişi raporunun tebliği üzerine davadan haberdar olduğunu, dava dilekçesinin kendisine veya çalışanına usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediğini, zamanaşımı itirazının olduğunu, davacının evlerinde hiçbir zaman maaşlı çalışmadığını, ihtiyaç olunca gündelik temizliğe geldiğini, tanıklardan ...’un davacının damadı olduğunu, diğer tanığın da kendilerine karşı davası olduğu için beyanlarına itibar edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Birleşen davada davalı vekili; davacının işvereni olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının İş Kanunu kapsamında işçi olmaması nedeniyle dava konusu tazminat taleplerinde bulunamayacağını, ayrıca mükerrer talepte bulunulduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 14.10.2014 tarihli ve 2014/246 E., 2014/259 K. sayılı kararıyla; davacının hizmet süresine ilişkin belge bulunmamakla birlikte dinlenen tanık anlatımları ile davalının yanında ev hizmetlerinde 01.10.1997 ile 30.11.2011 günleri arasında çalıştığı, bu süreçte dini bayramlarda toplam üç gün izin kullandığı resmi bayramlarda izin kullanmadığı, mesaisinin 19.00’a kadar devam ettiği, hiç yıllık izin kullanmadığı, davacının iş aktinin hastalığı ve tedavisi bahane edilerek haksız olarak ihbar öneline uyulmadan sonladırıldığı anlaşılmakla davacının istemlerinde haklı olduğu görüldüğünden davasının kabulüne, 23.197,58 TL kıdem tazminatı alacağının fesih tarihi olan 30.11.2011 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte, 2.594,62 TL ihbar tazminatı alacağı, 22.609,42 TL fazla mesai alacağı, 3.958,69 TL bayram resmi tatil çalışma alacağı, 4.772,25 TL yıllık izin alacağının dava tarihi olan 04.09.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 09.06.2016 tarihli ve 2015/9060 E., 2016/14809 K. sayılı ilamında; davacının İş Kanunu’na tabi işçilerden olmaması nedeniyle kıdem tazminatı ve izin ücreti isteyemeyeceği, sözleşmenin işveren tarafından haksız feshi söz konusu ise 898 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK.) 313 ve devamı maddelerine dayanarak tazminat istemeye hakkı olup olmadığı yönünde gerekli araştırma yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği için İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 20.12.2016 tarihli ve 2016/402 E., 2016/448 K. sayılı kararıyla; bozma ilamında işaret edilen gerekçeler nedeniyle kıdem ve ihbar tazminatı istemlerinin yersiz olduğu, İş Mahkemesinde dinlenen tanıklar ve varılan sonucun benimsendiği, hastalığı bahane edilmek suretiyle davacının haksız şekilde işine son verildiği ve davacının bayramlar ile resmi tatillerde ayrıca hakkı olan yıllık izinlerde çalıştığı neticesine ulaşıldığından İş Mahkemesinde yapılan hesaplamalarda maddi hata da bulunmadığından davanın kısmen kabulüne, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine, 22.609,42 TL fazla mesai, 3.958,69 TL bayram-resmi tatil çalışma, 4.772,25 TL yıllık izinde çalışma alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tazminatlara 04.09.2012 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, karar verilmiş; karara karşı, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 28.05.2019 tarihli ve 2017/3980 E., 2019/6668 K. sayılı ilamında; mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilamının gereklerinin yerine getirilmediği, davacının 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş olan tazminat hakları yönünden gerekli araştırma yapılarak, taraflarca bu hususlarda dosyaya sunulmuş olan tüm belgeler üzerinde taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gözetilmeksizin, İş Mahkemesince alınan bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde eksik inceleme sonucunda karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafından İstanbul 12. İş Mahkemesinin 2011/1161 E. sayılı dosyasında açılan hizmet tespiti davasında davacının 1996-30.11.2011 arasında asıl davalının evinde çalıştığına dair karar Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin denetiminden geçerek kesinleşmişse de zamanaşımı savunmasının cevap süresinden çok sonra ıslahtan önce ileri sürülmesi nedeniyle ıslaha karşı yapıldığı dikkate alınarak davanın açıldığı tarihten geriye doğru giderek 04.09.2007-30.11.2011 arası için hesaplama yapılması gerektiği, 2008 yılı öncesine ait bilgisi olan tanık ...’nın davacının damadı olması, davalının evinde değil, sahip olduğu şirkette şoför olarak çalıştığı, davanın kazanılmasında doğrudan menfaati olduğu gibi, görevi gereği davacının çalışma düzenine ilişkin net bilgi sahibi olması da pek mümkün görünmediğinden beyanlarının görgüden ziyade davacıdan aldığı duyumlara dayalı olduğunun değerlendirildiği, diğer tanık ... davalının özel şoförü olup 2008 sonrasında çalıştığı için işi gereği davalının evine diğer tanığa kıyasla çok daha fazla gitmiş olup, davacının ayak rahatsızlığı nedeniyle birkaç gün işe gelememesi sebebiyle 2011 yılının sonunda işine son verildiğini bildiği, çalışma düzenine ilişkin bilgisinin de ayrıntılı olduğu, davalı ile iş mahkemesinde yürüyen bir davasının bulunmasının tek başına beyanına itibar edilmesine engel olmadığı anlaşıldığından Eylül 2007 sonrasındaki süreci esas alan bilirkişi raporuna itibar edilebilir olduğu kanaatine varılmış, son bozmanın ardından asıl davalının eşi ...'a aynı taleplerle açılan birleşen davada 5 yıllık zamanaşımı fazlasıyla dolduğundan asıl davanın kısmen kabulüne; kıdem tazminatı ve yıllık izinden kaynaklı tazminat taleplerinin reddine, 1.456 TL ihbar tazminatının, 10.338,24 TL fazla mesaiden kaynaklanan tazminatın, 1.378 TL, dini ve resmi bayram izinlerinden kaynaklı tazminatın yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında belirtilen kararına karşı, süresi içinde asıl davada davalı vekili, birleşen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 02.03.2023 tarihli ve 2023/18 Esas, 2023/393 Karar sayılı kararıyla, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın asıl dava yönünden onanmasına, birleşen dava yönünden ise alacakların zaman aşımına uğramadığı, 818 sayılı BK’nun 345 inci maddesine göre davacının ihbar ve muhik tazminata hak kazanıp kazanmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekçesiyle, bozulmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı, asıl ve birleşen dava yönünden davalılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalılar vekili; asıl dava ile ilgili temyiz gerekçelerinin incelenmediğini, kararın gerekçesiz olduğunu, davacının BK kapsamında tazminat talebi de bulunmadığını, dava konusunun tazminat değil alacak olduğunu, taraflar arasında hizmet akdi bulunmadığını, tanık ifadelerine itibar edilmemesi gerektiğini, davacının 14 yıl boyunca hiç izin kullanmadan çalıştığının kabulünün hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, BK kaynaklı tazminat alacağı kabulünün davanın genişletilmesi yasağına girdiğini, bununla ilgili ek dava açılması gerektiğini, birleşen davanın zaman aşımına uğradığını ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl ve birleşen davada davacının, taraflar arasında kurulan hizmet akdinden kaynaklanan alacak ve tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Borçlar Kanunu’nun 125 inci maddesi şöyledir;
“Bu kanunda başka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde, her dava on senelik müruru zamana tabidir.”
2. Borçlar Kanunu’nun 344 üncü maddesi şu şekildedir;
"Muhik sebeplerden dolayı gerek işçi gerekse iş sahibi, bir ihbara lüzum olmaksızın her vakit akdi feshedebilir. Ezcümle, ahlaka müteallik sebeplerden dolayı yahut hüsnüniyet kaideleri noktasından iki taraftan birini artık akti icra etmemekte haklı gösteren her hal, muhik bir sebep teşkil eder. Bu gibi hallerin mevcudiyetini hakim taktir eder. Fakat işçinin kendi kusuru olmaksızın duçar olduğu nispeten kısa bir hastalığı yahut kısa müddetli bir askeri mükellefiyeti ifa etmesi, muhik sebep olarak kabul edilemez."
3. Değerlendirme
Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, alacakların zaman aşımına uğramadığının anlaşılmasına göre, asıl ve birleşen dava yönünden davalılar vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl ve birleşen davada davalılar vekilinin karar düzeltme talebinin REDDİNE,
Aşağıda yazılı para cezasının karar düzeltme isteyenlere yükletilmesine, fazla alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyenlere iadesine,
09.01.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.