"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2022/95 E., 2022/523 K.
İHBAR OLUNAN : ... ve ... İnşaat Taahhüt Sanayi Ticaret Limited Şirketi
DAVA TARİHİ : 10.08.2011
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; ... Büyükşehir Belediyesinin desteği ve garantörlüğünde inşaa edilen ... evleri projesinden A blok 28 nolu bağımsız bölümü 27.11.2007 tarihinde 379.000 TL bedelle satın aldığını, bağımsız bölümün 22.12.2009 tarihinde teslim edildiğini ancak satış ofisinde, broşür ve materyallerde tanıtımı yapılan, vaziyet planları ve fiilen gösterilen inşaat alanı ve sosyal yaşam alanlarının bulunduğu bölümün yarıyarıya azaltılarak özellikle basketbol ve tenis kortunun bulunduğu 4500 metrekarelik alanın bahçe dışına çıkartılarak sosyal yaşam alanlarının küçültüldüğünü, kalan alanda da vaad edilen oyun alanları, süs havuzlarının yapılmadığını, 15.05.2010 tarihinde yapılan açılış toplantısında, davalı yetkilisince 4500 metrekarelik rekreasyon alanının tapu devrinin yapılamayacağının bildirdiğini, 4 kat maliki tarafından bu konuda tesbit de yaptırıldığını, davalının site dışındaki yeşil alanı site içinde gibi proje içine alıp gösterdiğini ve etrafını beton duvar ile çevirmesinden kaynaklı yanıltıldığını, ayrıca daire içi taahhütlerin de sözleşmeye ve reklam broşürlerine göre eksik ve ayıplı olarak ifa edildiğini; akıllı ev sistemi alt yapısının kurulmadığını, duş bataryalarının termostatik yapılmadığını, güneş kolektörleri ile destekli su sisteminin kurulmadığını, ıslak zeminlerdeki su geri dönüşümünün sağlanarak klozet sifonlarında kullanımı ile ilgili taahhüdün yerine getirilmediğini, A ve B blok arasındaki dükkanların bulunduğu mahallin çatı bağlantısının yeşillendirilmediğini, pencerelerin açılır yapılmadığını, çardak, süs havuzu, araç parklarının kalitesiz yapıldığı vs. taşınmazda değer kaybına sebep olan bu eksik ve ayıplar nedeni ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere taşınmaz bedelinden 3.000,00 TL bedel indirimi yapılarak faizi ile ödetilmesini talep etmiş; ıslah ile talebini 75.800,00 TL'ye artırmıştır.
II. CEVAP
Davalı; dava konusu alanın kampanyadan önce park alanı olarak terk edildiğini ve halen de yeşil alan olarak korunduğunu, düzenlenen broşürlerin icaba davet niteliğinde olduğu gibi, herhangi bir taahhüdün de bulunmadığını, süresinde bir ayıp ihbarı yapılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 30.05.2013 tarihli ve 2011/891 E., 2013/553 K. sayılı kararıyla; eksik ifa nedeniyle satış bedelinden indirim yapılması gerektiği, 15.06.2012 tarihli raporundaki hesaplama uyarınca, davanın kabulü ile 3000,00 TL tazminatın dava tarihinden, 72.800,00 TL tazminatın 27.06.2012 olan ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 03.04.2014 tarihli ve 2013/30114 E. , 2014/10081 K. sayılı ilamıyla; davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, "1)Yeşil alana ilişkin mahkemece ayıp ihbarının süresinde yapılmadığından reddine karar verilmesi, 2) Kabul edilen klima tesisatının tekniğine uygun olarak kurulmaması, ıslak zeminlerdeki su geri dönüşümünü sağlayan sistemin gereği gibi yapılmamasının gizli ayıp niteliğinde olduğu ve süresinde ayıp ihbarı bulunmadığından talebin reddine karar verilmesi gerektiği, 3) Dava konusu sitedeki iki bloğu bağlayan bölüme ait çatıda yeşillendirmenin yapılmaması ve güneş kollektörlerinin olmamasının eksik ifa olduğu, Mahkemece bu eksikliklikler nedeni ile bir değer kaybının bulunup bulunmadığı taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli, ayrıntılı raporla tespit edilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği," gerekçeleriyle bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemece, dava konusu sitedeki iki bloğu bağlayan çatıda yeşillendirmenin yapılmaması ve güneş kollektörlerinin olmaması hususları bakımından ortaya çıkan değer azalmasının 08.05.2015 tarihli ek bilirkişi raporunda konut satıldığı tarihte 18.950,00 TL kadar olabileceğinin belirlendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 3.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren, ıslah edilen 15.950,00 TL'nin ıslah tarihi olan 27.06.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; karara karşı, taraflarca temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Yargıtay Kapatılan 13. Hukuk Dairesinin 17.12.2018 tarihli ve 2017/8093 E., 2018/12229 K. sayılı ilamıyla; tarafların sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, " Davalı tarafından sunulan ve emsal dosyalarda alınan bilirkişi raporlarında çatıda yeşillendirmenin yapılmaması ve güneş kollektörlerinin olmaması nedeniyle konutta değer azalması hesaplanması sonucu tespit edilen bedel ile işbu dosya da alınan bilirkişi kurulu ek raporunda tespit edilen bedel arasında fahiş fark bulunduğu, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun somut verilere dayanmadığı, konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiği, 2) Tespit edilen bedele reeskont faiz işletilmesi gerektiği" hususlarından bozulmuştur.
C. Üçüncü Bozma Kararı:
1.Bozmaya uyan Mahkemece, emsal raporlardaki sözleşme tarihlerinin ve sözleşmede yazılı satış değerlerinin dava konusu taşınmaz ile benzerlik göstermediği, gerek gayrimenkullerin rayiç değerlerinin farklı olması, gerekse başka ayıpları da içermeleri göz önüne alınarak değer kaybı açısından kıyaslanabilir nitelikte olmadığı, eksik ifa nedeniyle değer kaybı nisbi metoda göre 18.950 TL olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, 18.950,00 TL 'nin 3.000,00 TL'sinin dava tarihi olan 10.08.2011 tarihinden, 15.950,00 TL'sinin ıslah tarihi olan 27.06.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; karara karşı, davalı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairece verilen 17.11.2021 tarihli ve 2021/3551 E., 2021/11589 K. sayılı ilamla; bozma gereği yerine getirilmediğinden yeni bir bilirkişi kurulu oluşturulmak suretiyle bozma kararında belirtilen çelişkiyi gideren, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli yeterli inceleme ve değerlendirmeyi içeren rapor alınarak; varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, uyulan bozma kararının gereği yerine getirilmeden, yetersiz bilirkişi kurulu raporu esas alınarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir. " gerekçesiyle bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Mahkemece, bilirkişi raporunda çatıda yeşillendirmenin yapılmaması ve güneş kollektörlerinin olmaması nedeniyle konutta değer azalmasının 6.374,00 TL olarak hesaplandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 6.374,00 TL 'nin 3.000,00 TL'sinin dava tarihi olan 10.08.2011 tarihinden, 3.374,00 TL'sinin ıslah tarihi olan 27.06.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı; hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli olmadığını, önceki kararda hükme esas alınan raporun hakkaniyete uygun olduğunu, mevcut dava açısından emsal alınabilecek kararın ... 1. Tüketici Mahkemesi'nin 2019/276 Esas- 2021/183 Karar sayılı kararı olduğunu, emsal alınan raporlarda değer kaybı açısından hangi kıstasların dikkate alındığının belirtilmediğini, itiraz edilen bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının doğru olmadığını, reddedilen dava miktarı üzerinden hesaplanan vekalet ücretinin kabul edilen dava değerini geçemeyeceğini belirterek kararın lehine bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı; sözleşme esas alınarak karar verilmesi gerekirken kampanya dönemindeki materyallerin dikkate alınıp, sözleşme hükümlerinin değerlendirilmemesinin ayıp ihbarında bulunmayan davacı bakımından eksik ifada bulunduğu değerlendirmesi yapılmasının, emsal davalarda verilen red kararlarının ve söz konusu ... kaleminin bağımsız bölümün değerini azaltmadığının gözetilmemesinin doğru olmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalıdan satın alınan konutta sözleşme ve tanıtım materyallerine aykırı olarak eksik ve ayıplı ifadan dolayı konut bedelinde oluşan değer kaybının tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1- 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4 üncü maddesinin 2 nci fıkrası hükmüne göre; Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Öyle olunca, 4077 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli
olduğundan, dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 198 inci maddesine göre (6098 Sayılı TBK.’nun bu konudaki 223 üncü maddesi) alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya uygun süre içinde ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir.
2- Ayıp ve kusurlu imalatlar nedeni ile satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, "mutlak metod", "nisbi metod" ve "tazminat metodu" adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile, ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır.
3- Karar tarihi itibariyle geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13. maddesinde; " (1)Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2) Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez." hükmü yer almaktadır.
4- Davanın tamamen veya kısmen kazanılması ya da reddedilmesi halinde ise, nispi vekalet ücreti kabul ya da reddedilen müddeabihin değeri üzerinden hesaplanır.
2. Değerlendirme
Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davaya konu konuta ilişkin değer kaybının nispi metod yöntemine uygun olarak hesaplandığı, davalı lehine hükmedilen vekalet ücretine yukarıda yer verilen düzenleme uyarınca hükmedildiği, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin taraflarca ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı, dolayısıyla tarafların temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri sebeplerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığı anlaşılmıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Kanun'un 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
04.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.