Logo

3. Hukuk Dairesi2023/593 E. 2023/2373 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında mirasçılar arasında yapılan taşınmaz satış vaadine ilişkin bedelin tahsili istemiyle açılan itirazın iptali davasında, sözleşmenin geçerliliği ve ispat yükü hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakan hayatta iken mirasçılar arasında yapılan taşınmaz satış sözleşmesinin, mirasbırakanın izni veya katılımı olmadıkça geçersiz sayılamayacağı, böyle bir iznin olup olmadığının tespiti gerektiği ve davacı tarafından bildirilen tanıkların dinlenilmemesi ve yemin delili hususunda gerekli işlemlerin yapılmaması sebebiyle eksik inceleme yapıldığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/179 E., 2022/1663 K.

DAVA TARİHİ : 03.12.2020

İLK DERECE MAHKEMESİ : ...(Konya) 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/585 E., 2021/771 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında gerekçe değiştirilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı duruşma talepli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu kararda reddedilen miktarın duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmıştır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacı tarafın duruşma isteğinin reddine, temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; 04.01.2016 tarihli taşınmaz hissesinin satışına ilişkin satış bedelinin tahsili için davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek; davalının itirazının iptaline, takibin devamı ile lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; davacıya borcu olmadığını savunarak, davanın reddini ve lehine kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafça var olduğu ileri sürülen harici satış sözleşmesinin dosyaya sunulmadığı, takibe de dayanak kılınmadığı, taşınmazın kütük sayfa örneğinde davacı tarafından davalıya yapılan herhangi bir hisse devrine rastlanılmadığı, davacı tarafça yemin deliline dayanılmış ise de yeminin ancak dayanılan bir maddi vakıanın ispatında kullanılabileceği, davacının harici satış sözleşmesi dışında takip sebebini haklı kılacak herhangi bir maddi vakıa ileri sürmediği, davacı taşınmazda hiçbir zaman malik olmadığı ve harici satış sözleşmesi iddiasına da itibar edilemeyeceğinden yemin delilinin hatırlatılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; delillerin toplanmadığını, eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini, davalının ödediğini ispat edemediğini, mirasçılar arasındaki adi yazılı şekilde alım-satımın geçerli olduğunu, dava konusu borcun 04.11.2016 tarihli harici taşınmaz satış bedelinden kaynaklandığını, yemin ve bilirkişi delilleri incelenmediği gibi tanıklarının da dinlenmediğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının dava dilekçesinde alacağının hisse satış bedelinden kaynaklandığını iddia ettiği, ancak satıcı mı yoksa alıcı mı olduğunu net olarak açıklamadığı, istinaf dilekçesinde "davalı tarafın dava konusu taşınmazı satın almadığını iddia etmediğini, borcu ödediğini beyan ettiğini ve mirasçılar arasında adi yazılı şekilde yapılan alım satımın geçerli olduğunu, mahkemenin geçersizliği iddia edemeyeceğini'' şeklinde açıklamada bulunduğu, böylece satım ilişkisinde davacının miras payını satan, davalının ise payı ... kişi olduğu ve davanın da pay devrine dayalı bedel istemine ilişkin olduğunun iddia edildiği, davacının iddialarını davalının kabul etmediği, UYAP üzerinden incelenen nüfus kayıtlarına göre tarafların kardeş oldukları, davaya konu taşınmazın babaları ... adına kayıtlı iken 11.11.2016 tarihinde tapuda resmi şekilde düzenlenen ölünceye kadar bakma sözleşmesi uyarınca davalıya devredildiği, davalının da taşınmazı 19.12.2016 tarihinde babası ...'a sattığı, ...'ın ise 12.02.2017 tarihinde taşınmazı tekrar davalıya sattığı, davalı aleyhine dava dışı kardeşi ... tarafından açılan ... (Konya) 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/11 E. ,2019/16 K. Sayılı ilamıyla 1/3 payın dava dışı bu kardeşe verildiği, davalının taşınmaza 3/4 oranında paydaş olduğu, davacının babasından kendisine kalacak miras payını 100.000,00 TL'ye 04.11.2016 tarihinde davalıya satış yaptığını iddia ettiği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 678 ... maddesi uyarınca, mirasbırakanın katılımı ve izni olmaksızın bir mirasçının henüz açılmamış bir miras hakkında diğer mirasçılar ve üçüncü kişilerle yapacağı sözleşmelerin geçerli olmadığı, bu sözleşme dolayısıyla talepte de bulunamayacağı, bu nedenle sözleşmenin varlığını ispat etmeye de gerek olmadığı, kaldı ki murisin daha sonra bu taşınmazı ölünceye kadar bakma akdi ile de davalıya devrettiği, bu itibarla İlk Derece Mahkemesince açıklanan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesiyle, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde sunduğu sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Hisse satış bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” şeklindedir.

Aynı Kanun'un 678 ... maddesi "Mirasbırakanın katılması veya izni olmaksızın bir mirasçının henüz açılmamış bir miras hakkında diğer mirasçılar veya üçüncü bir kişi ile yapacağı sözleşmeler geçerli değildir.

Böyle bir sözleşme gereğince yerine getirilmiş olan edimlerin geri verilmesi istenebilir."

2. 6100 sayılı Kanun'un 137 nci maddesinin birinci fıkrası; " Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir." şeklindedir.

3. 6100 sayılı Kanun'un 357 nci maddesinin birinci fıkrası;"Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinde karşı dava açılamaz, davaya müdahale talebinde bulunulamaz, davanın ıslahı ve 166 ncı maddenin birinci fıkrası hükmü saklı kalmak üzere davaların birleştirilmesi istenemez, bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, ... delillere dayanılamaz. " şeklindedir.

4. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesinin birinci fıkrası; "İspat yükü, kanunda ... bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." şeklindedir.

5. Bir davada tanıklar 6100 sayılı Kanun'un 241 ... maddesinde belirtilen durum ayrık olmak üzere açıkça vazgeçme olmadıkça dinlenilmek zorundadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.02.2021 tarihli ve 2017/2183 E., 2021/156 K. sayılı kararı).

6. 6100 sayılı Kanun'un 203 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre; "... arasındaki haksız işlemler tanıkla ispat edilebilir."

7. 6100 sayılı Kanun'un 225 ... maddesi "(1) Yeminin konusu, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardır. Bir kimsenin bir hususu bilmesi onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılır." şeklindedir.

D. Değerlendirme

1. Davacı, taşınmaz satış bedelinin tahsili için davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptaline, takibin devamı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiş, davalı davacıya borcu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Davaya konu icra takibinde, borç sebebi olarak 04.11.2016 tarihli harici satış sözleşmesi gösterilmiş, aslının mahkemeye sunulacağı belirtilmiş, davacı dava dilekçesinde söz konusu belge ile birlikte yemin ve tanık deliline de dayanmış, davacı delil listesinde tanıklarının isim ve adreslerini bildirmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesince; davacı tarafça var olduğu ileri sürülen harici satış sözleşmesinin dosyaya sunulmadığı ve eldeki deliller ile yemin deliline başvurmasının sonucu değiştirmeyeceğinden yemin delilinin hatırlatılmasına gerek olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince ise; İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 678 ... maddesi kapsamında taraflar arasında yapılan sözleşmenin geçersiz olduğu, bu sözleşme dolayısıyla talepte bulunulamayacağından varlığının ispatı gerekmediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.

4. Eldeki davanın, taşınmaz satış sözleşmesine dayanılarak satış bedelinin tahsili talebiyle açıldığı sabittir. Bölge Adliye Mahkemesince, 6100 sayılı Kanun'un 357 nci maddesinin birinci fıkrasında resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemeyeceği, ... delillere dayanılamayacağı ve taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu hükümlerinin aksine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 678 ... maddesi uyarınca, mirasbırakanın katılımı ve izni olmaksızın bir mirasçının henüz açılmamış bir miras hakkında diğer mirasçılar ve üçüncü kişilerle yapacağı sözleşmelerin geçerli olmadığı, bu sözleşme dolayısıyla talepte de bulunulamayacağı, bu nedenle sözleşmenin varlığını ispata gerek olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak bu sözleşmeye geçen miras bırakanın katılması veya izin vermesi halinde geçerli olmadığı söylenemez. Murisin böyle bir izin verip vermediği hususu belirsiz olup ispatı gerektirmektedir.

5. Somut olayda, ispat yükünün davacı üzerinde bulunduğu ve tarafların kardeş olmaları nedeniyle hukuki ilişkinin tanıkla ispat edilebileceği açıktır. Yukarıda yer verilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında da belirtildiği üzere, gösterilen tanıklardan bir kısmının tanıklığı ile ispat edilmek istenen husus hakkında yeter derecede bilgi edinildiği takdirde geri kalanların dinlenilmemesine karar verebileceği ya da tanık dinlenilmesi hususunda açıkça vazgeçme bulunulduğu hallerde tanık dinlenemeyeceği kabul edilmiştir.

6. Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesince; davacının bildirdiği tanıkların dinlenilmesi ve delillerin usulünce toplanması gerekirken tanıklar dinlenmeksizin eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

7. Ayrıca, dava konusu taşınmazın davalı adına ne şekilde ( muvazaalı satış ya da inançlı işlem) tescil edildiği hususu açıklığa kavuşturularak, tarafların kardeşi ... tarafından davalı aleyhine ... (Konya) 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/11 E. sayı ile açılan tapu iptal ve tescil davasında, davaya konu taşınmazın 1/4 hissesinin davacıya satıldığı iddiasında bulunulması, davalının davayı kabul etmesi, mahkemenin kabul doğrultusunda 15.01.2019 tarihinde davanın kabulü ile, davaya konu taşınmazın 1/4 kısmının tapusunun iptaline davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi, kararın istinaf edilmeksizin 12.03.2019 tarihinde kesinleşmesi hususlarının da tüm deliller ile birlikte değerlendirmesi gerekmektedir.

8. Diğer taraftan; davacı, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmıştır. Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf, o vakıayı başka delillerle ispat edemezse, diğer tarafa yemin teklifinde bulunabilir. Yemin, iddianın ispatı yönünden son başvurulacak bir ispat vasıtasıdır. Hakim, davacının iddiasını, yazılı delillerle ispat edemediği kanaatine vardığı takdirde, davacı tarafa, dava dilekçesinde dayandığı yemin delilini de resen hatırlatmalıdır. Aksi halde, davacının tüm delilleri toplanıp, değerlendirilmemiş olur. Bu itibarla davacının iddiasını ispatta dayandığı yemin delili çerçevesinde gerekli hatırlatma ve teklif yapılmalı ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi de yerinde değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.