"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2022/162 E., 2022/521 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 07.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davacı asıl ... ve vekili Avukat ... ile davalı ... yetkilisi ......., ve davalı vekili Avukat ...'in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili ... Merkez Bina Yönetimi şahıs firması ile davalı Panorama City Kat Malikleri Yönetim Kurulu Başkanlığı arasında 2017 yılı Kasım ayından itibaren bina yönetim hizmetleri verilmesi amacıyla anlaşma yapıldığını, müvekkili binayı devraldığında bina kasasının 15.013,01 TL açıkta bulunduğunu, müvekkilinin binaya ait borçları kendi uhdesinde bulunan öz sermayesinden binaya hizmet vermeye başladığı tarihten itibaren karşıladığını, müvekkilinin mevcut yönetimin bitmek bilmez ve usulsüz harcama taleplerine artık dayanamayıp 30.09.2019 tarihinde davalı binaya ihtar çekmek suretiyle sözleşmesini sona erdirdiğini ve alacaklarını talep ettiğini ancak site yönetiminin kötü niyetli davranarak ihtara cevap vermediğini beyan ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ihtar tarihinden itibaren işleyecek en yüksek kanuni faiz oranı ile davanın kabulüne, müvekkilinin davalı binaya hizmet verdiği süre içinde binadan ne kadar alacaklı durumda olduğunun tespit edilmesini ve alacağın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiş, 16.02.2021 havale tarihli ıslah dilekçesinde, 500,00 TL olan taleplerini 167.983,50 TL artırarak 168.483,50 TL alacağın yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının binayı devraldığı tarih itibariyle binanın kasasının ekside olduğunun iddia edildiğini, bina kasasının ekside olduğuna dair hiçbir bilgi ve belge olmadığı gibi taraflar arasında imzalanan sözleşmede, sözleşme süresi boyunca hiçbir zaman site kasasının eksiye düşürülmeyeceğine dair de hüküm bulunduğunu, davacının yaptığı usulsüz işlemlerin tespiti ile hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu savunarak hukuki mesnetten yoksun, haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda davacının tuttuğu bina muhasebe kayıtlarının incelendiği, yapılan incelemede bina defterlerinin noter onaylı olmadığı ve kapanış tasdikinin olmadığının belirtildiği, davacı asil katıldığı duruşmada bina harcamaları yapanın binanın kendisi olduğunu, kendisinin yalnızca muhasebe kayıtlarını tuttuğunu bildirdiği, HMK'nın 222 nci maddesinde adı geçen yasal düzenleme ışığında ilgili muhasebe kayıtlarına ve defterlere dayanılabilmesi için açılış ve kapanış onaylarının bulunması gerektiği dikkate alınarak işbu ticari defterlere delil olarak dayanılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 28.06.2021 tarihli ve 2021/959 E., 2021/1144 K. sayılı kararıyla; davacının davalı nam ve hesabına bizzat kendisi tarafından ödeme yapıldığını yazılı ve kesin delillerle ispat edemediğinden davanın reddine ilişkin kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, davacı dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış ise de bu hususun davacı tarafça sunulan istinaf dilekçesinde açıkça istinafa konu edilmemesi,istinaf sebebi olarak ileri sürülmemiş olması ve bu hususun kamu düzenine ilişkin de olmaması nedeniyle bu husus yönünden resen bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 10.02.2022 tarihli, 2021/7097 Esas, 2022/910 Karar sayılı kararıyla; dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalının şikayeti üzerine davacı aleyhine Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığında 2019/45304 soruşturma sayılı dosya ile soruşturma başlatıldığı, buna göre İlk Derece Mahkemesince; davacı hakkında soruşturma sonucunda açılmış bir ceza davasının olup olmadığının araştırılması, ceza davası var ise dosya arasına alınarak davacının davalı kat malikleri yönetim kurulundan alacağının bulunup bulunmadığı konusunda uzman bilirkişi heyetinden, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; bozma ilamı uyarınca davacı hakkında yürütülen soruşturma neticesinde ceza davası olup olmadığının araştırıldığı ve savcılıkça kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülerek açılmış bir ceza davası bulunmadığından bozma ilamı uyarınca yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına yer olmadığı kanaatine varılarak dosyada bozma öncesi aldırılan bilirkişi raporunda davacının tuttuğu bina muhasebe kayıtlarının incelenmesi neticesinde bina defterlerinin noter onaylı olmadığı ve kapanış tasdikinin olmadığının tespit edildiği, HMK'nın 222 nci maddesinde yer alan yasal düzenleme ışığında ilgili muhasebe kayıtlarına ve defterlere dayanılabilmesi için açılış ve kapanış onaylarının bulunması gerektiği dikkate alınarak işbu ticari defterlere delil olarak dayanılamayacağı kanaatine varılarak ve davacı tarafça da davalı nam ve hesabına bizzat kendisi tarafından ödeme yapıldığını gösterir nitelikte dosya arasına yazılı ve kesin deliller sunulmaması sebebiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; Mahkemenin gerekçeli kararında HMK madde 222'ye atıf yaparak ticari defterlerde açılış kapanış onayı olmaması üzerinden gerekçeli kararın düzenlendiğini, ancak davalının savunmasında böyle bir hususa dayanmadığını ve mahkeme tarafından yargılama boyunca 1 defa bile karar ve işletme defterlerinin açılış kapanış onayları üzerinden bir yargılama yapılmadığını, Vergi Usul Kanunu’nun 173 üncü maddesinde defter tutması zorunlu olan kişi ve kurumların tek tek sayıldığını, bunların içinde bina kat maliklerinin bulunmadığını, bina defterleri ile alakalı tek hükmün Kat Mülkiyeti Kanunu'nda bulunduğunu, ilgili hükümde bina yönetimi için tutulması zorunlu tek defterin karar defteri olduğunu, bununla birlikte işletme defteri adı altında tutulan defterin hiç bir resmi geçerliliği olmadığını, müvekkilin zaten bu deftere yazılması gereken faturaların orjinallerini sunduğunu, kaldı ki bu defteri tutmakla mükellef olanların bina yöneticileri olduğunu, müvekkilin binada yönetici olmadığını, müvekkilinin binanın yaptığı bütün harcamaları tek tek fatura fatura sunduğunu, binanın gelirinin belli olduğunu, müvekkilin kendi sermayesinden ödediği tutarın da belli olduğunu, davalı sitenin karar defteri ve işletme defterinin noter açılış onaylı olduğunu ancak gelir giderlerin işlenmesi için hiç bir zaman bu defterin müvekkiline verilmediğini, beyan dilekçesi ekinde sunulan site yöneticileri tarafından alınan kararda "Site yöneticiliği ile yöneticinin yasa ile belirlenmiş tüm görev ve sorumluluklarının Merkez Bina Site Apartman Yönetimi Firmasına (Sahibi Abdülaziz DÜYGÜN ) sözleşmesi bitene kadar ve borçlar toplanana kadar devam etmesine karar verilmiştir. " şeklinde madde bulunduğunu, bu maddeye rağmen müvekkiline para toplama izin verilmediğini, müvekkilinin yerel mahkemeye işletme defterine yazılacak olan gelir - gider makbuzlarını sunduğunu ancak mahkemece bu makbuzların incelenmediğini, davalı tarafın bu makbuzlarla ilgili usulsüzlük iddiasında bulunmadığını, mühim olan hususun binaya sunulan gider kalemlerine ilişkin giderlerin gerçekten yapılıp yapılmadığı olduğunu, 05.07.2019 tarihli site hesapları inceleme ve denetim raporunda site kasasının 67.741.99 TL müvekkile borçlu olduğunun kabul edildiğini, denetim raporu ve bilirkişi raporuna rağmen binanın borcu olmadığı ve müvekkilin alacağını ispatlayamadığına karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki bina yönetim hizmet sözleşmesi gereği binanın yönetim hizmetlerini üstlenen davacının bina borçlarını şahsi hesabından ödediği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi.
3. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine göre, Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapıldığı, davacı vekili tarafından dava konusu olayda 6100 sayılı Kanun'un 222 nci maddesi hükümlerinin uygulanmayacağı, davalı adına işletme gideri adı altında bir defter tutulmasının zorunlu olmadığı beyan edilmişse de Mahkemece davanın reddine karar verilmesinde yalnızca bu gerekçeye dayanılmadığı, davacı tarafından, davalı nam ve hesabına bizzat kendisi tarafından ödeme yapıldığını gösterir nitelikte dosya arasına yazılı ve kesin deliller de sunulmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
07.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.