"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/462 E., 2022/20 K.
KARAR : Davanın kabulü
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı vekili ve Davalı ... vekili
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Davacı ve davalı ... vekilleri tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, davalı ...'ın lisansüstü eğitim amacıyla yurtdışına gönderilmesi sırasında imzalanan yüklenme senedinde ... ve ...'ın müşterek borçlu olduklarını, davalı ...'ın mecburi hizmet yükümlülüğünü eksik ifa ederek 15.03.2007 tarihinde memurluktan istifa etmesi nedeniyle yapılan harcamaların yüklenme senedine istinaden tahsili için yapılan ihbarı müteakip
davalı ...'ın 7. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan ve 2008/193 E. sayılı dava dosyasında görülen menfi tespit davasını açtığını, yapılan yargılama sonunda verilen karar göz önüne alınarak davalıların sorumlu oldukları 72.915,83 ABD dolarının 15.03.2007 tarihinden itibaren kamu bankalarınca ABD dolarına uygulanacak en yüksek faizi ve 54.353,28 TL'nin 15.03.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'ın kefalet senedindeki sorumlulukları göz önüne alınarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ...'ın vekili davanın reddini dilemiş, diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 72.915,83 USD’nin dava tarihine kadar işlemiş olan 16.355,81 USD faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı davacı ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 24.12.2020 tarihli ve 2020/3998 E., 2020/8339 K. sayılı kararıyla; mahkemece, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.01.2012 tarihli ve 2008/193 E., 2012/25 K. sayılı kararı dikkate alınmadan davalı ...’ın yurtiçi aylığından sorumlu olmayacağı kanaatiyle yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
B.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozma ilamında belirtilen gerekçeye dayanılarak davanın kabulüne 72.915,83 USD'nin dava tarihine kadar işlemiş olan 16.355,81 USD faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 54.353,28 TL'nin 15.08.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 12.10.2022 tarihli ve 2022/3823 E., 2022/7710 K. sayılı ilamıyla, Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı ve davalı ... vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur
B. Karar Düzeltme Sebepleri
1-Davacı vekili; USD cinsinden asıl alacağa 6111 sayılı yasa öncesi bölüm için (15.03.2007 tarihinden itibaren) yasal faiz işletilmemesi, yine USD cinsinden asıl alacağa dava tarihinden tahsil tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verilmemesi ve ayrıca TL cinsinden asıl alacağa 15.03.2007 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken 15.08.2008 tarihinden itibaren yasal
faiz işletilmesine dair karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek; onama kararının kaldırılarak mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2-Davalı vekili; yalnızca önceden açılan davanın kesinleşmiş olması gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, nitekim Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 28.09.2020 tarihli ve 2020/4203 E., 2020/4862 K. sayılı kararında yurt içi aylıklarının istemeyeceğinin karara bağlandığını, uyuşmazlığın çözümünde imzalanan taahhütnamenin temel başvuru metni olarak görülmesi ve kamusal bir ilişki olan taraflar arasındaki ilişkiyi düzenleyen yasal metinlerin göz ardı edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca istenen miktarlara cezai şartın da eklendiğini, oysa yurt dışına gidebilmek için tek taraflı olarak imzalatılmış olan taahhütnamedeki cezai şartın haksız olduğunu, Harcırah Kanunu hükümleri doğrultusunda görev nedeni ile ödemelerin yapılmasının zaten yasal bir zorunluluk olduğunu, ileri sürerek; onama kararının düzeltilerek davalı yararına mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava, mecburi hizmet yükümlülüğünün yerine getirilmemesi nedeniyle eğitim ve öğretim giderlerinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 303 üncü maddesinde "(1) Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder." düzenlemeleri mevcuttur.
2.Bilindiği üzere, bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK). Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtayca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
3. Değerlendirme
Mahkemece alınan bilirkişi raporu ve ek raporlarda; hesaplamanın doğru bir şekilde yapıldığı, mahkemece rapordaki hesaplama ve tespitler esas alınarak davalı borçlunun sorumluluğu yönünden sonuca gidildiği, kararın, Mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince verildiği, dolayısıyla taraf vekillerinin karar düzeltme taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı ve davalı vekillerinin karar düzeltme taleplerinin REDDİNE,
Aşağıda yazılı para cezalarının düzeltme isteyenlere, bakiye karar düzeltme harcının düzeltme isteyen davalı ...'a yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.