Logo

3. Hukuk Dairesi2023/637 E. 2023/2474 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ayıp nedeniyle tazminat istemli açılan davada, yargı yerinin adli mi yoksa idari yargı mı olduğuna ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın, 7269 sayılı Kanun kapsamında yapılan konutlarda tespit edilen ayıp ve eksikliklerden kaynaklanması ve özel hukuk hükümlerine tabi bir uyuşmazlık niteliğinde olması gözetilerek, görevli yargı yerinin adli yargı olduğu kabul edilerek direnme kararı bozulmuş ve ilk derece mahkemesinin yetkisizlik kararının kaldırılmasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

DAVA TARİHİ : 01.04.2021

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi

SAYISI : 2021/163 E., 2021/223 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... Konut İnşaat Taah. İnş. Malz. Nak. ve Mad. Tic. ve San. A.Ş. tarafından temyiz edilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince 21.12.2022 tarihli ek kararla ile temyiz dilekçesinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362/1 inci ve 366 ncı maddesi delaletiyle 346 ncı maddesi gereğince kararın kesin olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

Ek karar davalı şirket tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; 02.03.2017 tarihinde meydana gelen depremde evinin hasar görmesi nedeniyle ... Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından yapılacak konutlarda hak sahipliği tanındığını, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ... Konut İnş A.Ş.’ye yaptırılan konutların 05.09.2019 tarihinde teslim edildiğini, taşınmazda birçok ayıp ve projeye aykırılıklar bulunduğunu ileri sürerek taşınmazın ayıplı ve eksik hususlarının tespitine, ayıp ve eksikliklerin taşınmazda yarattığı değer kaybı ve masraflara ilişkin şimdilik 1.000,00 TL’nin taşınmazın teslimi tarihinden itibaren işletilecek en yüksek faiz oranı ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı şirket; husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, davacı ile hukuki ilişkisi bulunmadığını, davanın İdare tarafından afete uğrayan kişiye yapılan konut tahsisi ile ilgili olduğunu, herhangi bir tüketici işlemi söz konusu olmayıp davanın konusunun idari işlem olduğunu, eksik veya ayıplı ifasının söz konusu olmadığını, ihale teknik şartnamesi doğrultusunda işi yapıp teslim ettiğini, ayıbın varlığı kabul edilse dahi davacının ancak İdareden bu yönde bir talepte bulunabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Diğer davalılar süresinde cevap dilekçesi vermemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafın talebinin taraflar arasında imzalanan taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı afet borçlanma senedi sözleşmesi ile ... İli ... İlçesi ... Mahallesi konut teslim tutanağı kapsamında kalan ayıp ve eksikliklerin tespiti ile belirlenen eksikliklerin bedelinin ödenmesi olduğu, bu haliyle idari hizmetin taraflar arasında imzalanan sözleşmeye uygun şekilde ifa edilmemesi nedenine dayandığı, davacının talebinin idari yargının görev kapsamında kaldığı, yargı yolunun caiz olması durumunun dava şartı olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı; uyuşmazlığın idarenin belli bir bedel karşılığında afet mağduru kişileri konut edindirmesi neticesinde teslim etmiş olduğu konutlardaki ayıplardan kaynaklandığını, idare ile arasındaki sözleşmenin idarenin tek taraflı olarak kamu gücünü kullanarak tesis ettiği bir işleme dayanmadığını, aksine söz konusu sözleşmenin karşılıklı olarak irade beyanlarının uyuşması sonucu özel hukuk sözleşmesi gibi kurulduğunu, adli yargının görevli olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 7269 sayılı Kanun hükümleri gereğince hak sahibi kabul edilen vatandaşlara teslim edilmek üzere 23.03.2018 tarihinde yapılan ihale sonucunda ... İnş. Taah. Nak. Mad. Tic. San. A.Ş isimli şirket ile İdare arasında sözleşme imzalanarak konutların yapılmasına başlanıldığı, 17.07.2019 tarihinde konutların geçici kabulü yapılarak hak sahibi vatandaşlara teslim edilmesinden sonra davacı tarafından davalılara davanın yöneltildiğini, davacının bu talebinin davalı yüklenici firma ile idare arasındaki eser sözleşmesine dayalı olarak yapılmış, 7269 sayılı Kanun hükümleri gereğince kendisine tahsis edilmiş konutun eksiklik ve gizli ayıplarından dolayı hak sahipliği iddiasında bulunması nedeni ile kişisel hakka dayandığını, bu nedenle uyuşmazlıkta idari yargı değil adli yargı mahkemelerinin görevli olduğu, davaya bakmaya görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğunu, tüketici mahkemesi sıfatı ile karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılmasına, yeniden karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı şirket temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Temyiz İsteminin Reddine İlişkin Ek Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin verdiği 21.12.2022 tarihli ek karar ile; temyiz talebinin HMK'nın 362/1 ve 366 ncı maddesi delaletiyle 346 ncı maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Davalı şirket ek karara karşı verdiği temyiz dilekçesinde özetle; HMK 362 inci maddesinde, hangi kararların temyiz edilemeyeceğinin tahdidi olarak sayıldığı, bu düzenleme içerinde yargı yolunun caiz olmasının yer almadığını, kararın kesinliğinden bahsedilemeyeceğini, davacı ile hukuki bir işlemi olmadığını, konut teslimine ilişkin işlemlerin idari işlem olduğunu, davada idari yargı görevli olup davanın usulden reddi gerektiğini ileri sürerek ek kararın ve kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ayıp nedeniyle tazminat istemli açılan davada, yargı yerinin belirlenmesi ve buna yönelik Bölge Adliye Mahkemesinin verdiği kararın temyize tabi olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda (6100 sayılı Kanun) “temyiz edilemeyen kararlar” 362 nci maddede “(1) Bölge adliye mahkemelerinin aşağıdaki kararları hakkında temyiz yoluna başvurulamaz:

a) Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar.b) Kira ilişkisinden doğan ve miktar veya değeri itibarıyla temyiz edilebilen alacak davaları ile kira ilişkisinden doğan diğer davalardan üç aylık kira tutarı temyiz sınırının üzerinde olanlar hariç olmak üzere 4 üncü maddede gösterilen davalar ile (23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan doğup taşınmazın aynına ilişkin olan davalar hariç) özel kanunlarda sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği belirtilen davalarla ilgili kararlar.(46)

(49)[51]c) (Değişik:22/7/2020-7251/39 md.) Yargı çevresi içinde bulunan ilk derece mahkemelerinin görev ve yetkisi hakkında verilen kararlar ile yargı yeri belirlenmesine ilişkin kararlar.

ç) Çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar.

d) Soybağına ilişkin sonuçlar doğuran davalar hariç olmak üzere, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarla ilgili kararlar.

e) Yargı çevresi içindeki ilk derece mahkemeleri hâkimlerinin davayı görmeye hukuki veya fiilî engellerinin çıkması hâlinde, davanın o yargı çevresi içindeki başka bir mahkemeye nakline ilişkin kararlar.

f) Geçici hukuki korumalar hakkında verilen kararlar.

g) (Ek:22/7/2020-7251/39 md.) 353 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında verilen kararlar.

(2) Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir” şeklinde gösterilmiştir.

2. Aynı Kanun’un 353 üncü maddesi; “(1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa;

a) Aşağıdaki durumlarda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir:

1) Davaya bakması yasak olan hâkimin karar vermiş olması.

2) İleri sürülen haklı ret talebine rağmen reddedilen hâkimin davaya bakmış olması.

3) Mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması (…)4) Diğer dava şartlarına aykırılık bulunması.

5) Mahkemece usule aykırı olarak davanın veya karşı davanın açılmamış sayılmasına, davaların birleştirilmesine veya ayrılmasına, (…)

6) (Değişik:22/7/2020-7251/35 md.) Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması ” şeklindedir.

3.7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un 29 uncu maddesinin birinci fıkrasında; “Yıkılan, yanan veya ağır hasara uğrayan veya uğraması muhtemel olan binalarda, imar planları gereğince kamulaştırılmasında zorunluluk bulunan yerlerdeki binalarda oturan ailelere hak sahibi olmak şartıyla konut yaptırılır veya kredi verilir.” hükmü getirilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemesince, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince kararın kesin olması nedeniyle davacının temyiz isteminin reddine karar verilmiş ise de yargı yolunun belirlenmesine ilişkin kararların temyiz edilmeyececeğine ilişkin bir hüküm bulunmadığından, verilen kararın kesin olmayıp temyize tabi olduğu anlaşılmakla; Bölge Adliye Mahkemesinin davalının temyiz talebinin reddine ilişkin 21.12.2022 tarihli ek kararının kaldırılmasına, davalı şirketin esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine karar verilmiştir.

2. Temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, davada kamu hukukundan kaynaklanan ve idari yargıda görülmesi gereken idari bir işlem veya hizmetin söz konusu olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığa özel hukuk hükümleri uygulanması gerekli olup, görevli mahkemenin adli yargı mahkemeleri olduğunun anlaşılmasına göre davacının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz dilekçesinin reddine ilişkin 21.12.2022 tarihli ek kararının KALDIRILMASINA,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.