Logo

3. Hukuk Dairesi2023/65 E. 2023/1624 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ayıplı mal nedeniyle açılan davada, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebinin kabul edilip edilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Araçta tespit edilen ayıpların bir kısmının üretim hatası, bir kısmının ise kullanıcı kaynaklı olduğu ve dış etkenlerden kaynaklandığı, kullanıcı kaynaklı ayıplar sebebiyle oluşan değer kaybının satıcıya yüklenemeyeceği, bu hususta uzman bilirkişi incelemesi ile aracın değer kaybının tespit edilmesi ve bu bedelin davalıya ödenmesi gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1163 E., 2022/1500 K.

DAVA TARİHİ : 07.10.2019

KARAR : Davanın kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ordu 4. Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi

SAYISI : 2021/174 E., 2022/149 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Honda Cıvıc marka 2017 model 4d 1.5 T RS CVT tipli aracı "0" km olarak 21.02.2018 tarihinde 111.656,50 TL ye satın aldığını, araçta koltuk döşemesi deformasyonu, torpidodan ses gelmesi, vites

topuzunun soyulması ve boya atmaları gibi ayıpların gözlemlendiğini, bunun üzerine koltuk döşemelerinin değiştiğini, iki kez torpido izolasyonu yapıldığını, davalı tarafça vites topuzunun dış etkenler nedeniyle deforme olduğu ve garanti dışında kaldığı, kaportadaki boya atmaların çiziklerden kaynaklı olduğu gerekçesiyle işlem yapılmadığını, boya atması ve torpidodan ses gelmesinin üretimden kaynaklı fabrikasyon hatası olup gizli ayıp niteliğinde olduğunu, muhtelif yerde meydana gelen boya atmasının aracın tamamen boyanması ile giderilebileceğini, ancak aracın orjinalliğini yitirmiş olacağını, yenisi ile değiştirilmesi için 21.09.2019 tarihinde tebliğ edilen ihtarnameye davalı tarafça cevap verilmediğini ileri sürerek; araçta bulunan gizli ayıplar nedeniyle aracın yenisi ile değiştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; dava konusu aracın davacıya teslimi ve işbu davanın açıldığı tarih nazara alındığında satın alınan aracın yasal garanti süresinin geçmesi nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, aracın 2 seneden fazla bir süredir sorunsuz kullanıldığını, süresinde ayıp bildiriminde bulunmayan davacının davasının esastan reddi gerektiğini, araçta üretim kaynaklı bir sorun olmayıp, iddia edilen problemlerin dış etken ve kullanıcı hatası sonucu meydana geldiğini, davacının aracında var olduğunu iddia ettiği problemlerin, üretim aşamasında meydana gelebilecek nitelikte olmadığını, aracın garanti kitabında da, “deri veya vinil yüzey ve kaplamalarda çatlak, kırık ve deformasyonların’’ garanti kapsamı dışında tutulduğunu, kullanılan yol şartlarına bağlı olarak çakıl çarpmaları sonucu özellikle aracın ön motor kaputu, çamurluklar ve ön tampon yüzeylerinde küçük parça kopmalarının ülkemizde sıklıkla gözlenen problemler olduğunu, satıcının ayıptan sorumlu tutulabilmesi için satılan üründeki ayıbın önemli/esaslı ayıp olması şartı arandığını, davacının iddia ettiği problemler önemli bir nitelik taşımadığından seçimlik hakların kullanılmasının mümkün olmadığını, araçta var olduğu iddia edilen problemlerin davacının aracı kullanmasını engelleyecek mahiyette veya güvenlikle ilgili olmadığını, araç değişim talebinin hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının aracının 2017 model araç olduğunu, ayıpsız mislinin üretilmediğini, davacının 2017 model aracının ayıpsız mislinin sağlanmasının imkansız olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davanın kabulüne karar verilmesi halinde, bilirkişilerce araç üzerinde inceleme yapılarak araçtaki amortisman bedelinin, değer kaybının ve elde edilen menfaatlerin hesaplanarak mahsup edilmesine de karar verilmesi gerektiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu araçta birden fazla üretim kaynaklı problem olduğu, aracın torpidosundan gelen sesin aracın sürüş konforunu olumsuz etkilediği, davacının bu arızalarla aracı kullanmayı kabul etmesinin kendisinden beklenemeyeceği gibi aracın davacı tarafından 21.02.2018 tarihinde "0" km satın alındığı, mevcut ayıpların ise 2019 yılında ortaya çıktığı, davacının arızalar meydana geldiğinde yetkili servise müracaat ettiği, gizli ayıp niteliğindeki arızaların meydana gelmesinden itibaren Kanunda öngörülen süre içinde ayıp ihbarında bulunduğu ve mevcut ayıpların davalıya ihtar çekilmek sureti ile de bildirildiği, araçtaki üretimden kaynaklanan ayıplar nedeni ile davacı tarafından "0" km yeni bir araç alınmasındaki amaç ve beklentilerin karşılanmadığı, araçta bir yıl içerisinde mevcut ayıpların ortaya çıktığı dikkate alındığında beklenen faydayı sağlayamadığı, objektif iyi niyet kuralları çerçevesinde malın ayıpsız misli ile değiştirilmesini talep edebileceği ve 6502 sayılı Kanun kapsamında belirlenen seçimlik haklardan misli ile değişim talebinin hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, dava konusu aracın davalı tarafından ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; 6502 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci ve üçüncü fıkrasına göre aracın misli ile değişim talebinin, "imkân varsa” ve "orantısız güçlükleri beraberinde getirmiyorsa" şartına bağlı olduğu, dolayısıyla aracın ayıpsız misli olmadığı için davacının misli ile değişim talebinin yerine getirilmesinin imkansız olduğu ve yasal olarak mümkün olmadığı hususları göz ardı edilerek hüküm oluşturulduğunu, dava konusu aracın halihazırda üretilip üretilmediğinin dahi sorgulanmadığını, dosyaya sunduğu delillerin değerlendirilmediğini, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, davacının şikayet konusu yaptığı bir kısım problemlerin dış etken ve kullanım kaynaklı olduğu tespit edildiği halde yerel mahkeme tarafından dikkate alınmadığı gibi bu nedenle oluşan değer kaybının davalıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken bu yönde bir karar verilmediğini, tarafların itirazlarını karşılayabilir nitelikte yeni bir heyetten rapor alınması gerekirken itirazları karşılamayan ek rapor üzerinden hüküm kurulduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki değer kaybı tespiti toplamda 4.383 TL olarak hesaplandığını, bu rakamda hatalı olmakla birlikte misli ile değişimi gerektirecek bir bedel olmadığını, süresinde ayıp bildiriminde bulunulmadığını, misli ile değişim talebinin yerine getirilmesinin imkansız olduğunu, dava konusu aracın 2017 model olduğunu, Honda Türkiye A.Ş., 2019 yılında dava konusu araç modeli üzerinde makyaj yaptığını, ilgili modelin kasası ve tüm donanımı tamamen değiştiğini, araçta var olduğu iddia edilen arızanın araçta değer kaybı meydana gelmeksizin ve aracın orijinalliği bozulmaksızın giderilmesi mümkün olduğundan 3 yıldan uzun süredir sorunsuz bir şekilde kullanılan aracın değişimine karar vermenin satıcı açısından orantısız güçlükleri beraberinde getirdiğini, yerel mahkeme tüketici mevzuatını salt tüketici lehine dar ve katı şekilde yorumladığını, bilirkişi raporundaki değerlendirmelerin gerçeklikten uzak ve teknik değerlendirmeye dayanmadığını, mahkemece kullanım kaynaklı değer kaybına hükmedilmediğini, dava dilekçesinde yer almayan aracın c sütunu ile ilgili de bir değerlendirme yapılmaksızın beyanda bulunulmuşsa da, dava dilekçesinde yer almayan bir talepten raporda söz edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafça bu hususta ıslah yapılmışsa da hem davacının dava konusundan tamamen bağımsız yeni bir vakıa davaya ıslah yoluyla eklenemeyeceğini, hem de ıslah tarihi itibariyle söz konusu talebin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; raporda araçtaki ses şikayetinin normal sınırların üzerinde ve sürüş konforunu olumsuz etkilediği, aracın davacı elinde herhangi bir kazası bulunmayıp, bahsi geçen taş sıçramalarının olağan mutad kullanıma bağlı olduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde sunduğu nedenleri temyiz dilekçesinde tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, malın ayıplı olmasından kaynaklı misli ile değişim talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un, tüketicinin seçimlik hakları başlıklı 11 inci maddesi: ''Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; a)Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. (2) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz. Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz." şeklindedir.

D. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı tarafın aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacı, davalıdan satın aldığı araçta üretim hatası bulunduğunu belirterek, aracın misli ile değişimi talebiyle bu davayı açmıştır. Dosyadaki bilirkişi raporundan araçta üretim hatası olduğu anlaşılmış olup, Mahkemece dava kabul edilmiştir. İlk Derece Mahkemesince dosyaya kazandırılan ek raporda taş sıçramasına bağlı boya atması ve güneş yanığı problemlerinin dış etmen kaynaklı olduğu ve dava konusu araçta oluşacak değer kaybının 1.691,76 TL olduğunun belirtildiği ayrıca koltuk oturma yüzeyinde dikiş bölümünde görülen soyulmanın kullanıcıdan kaynaklı olduğu bildirilmiştir. Bahsi geçen kullanıcıdan ve dış etmenden kaynaklı otomobilde oluşan değer kaybı araç ayıplı da olsa ürünün satıcısına yüklenemez. Bu nedenle, dava konusu otomobil üzerinde uzman bilirkişi eliyle gerçekleştirilecek keşif ile dava konusu aracın tüketici elindeyken kullanıma bağlı otomobilde oluşan değer kaybı belirlenmek suretiyle bu değer kaybının davalıya ödenmesi şartıyla, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.05.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.